Emsalin kadastro parseli, dava konusu taşınmazın imar parseli olması halinde, sonuç belirleyecek değerlendirme dava konusu taşınmaza yönelik bulunduğundan emsal taşınmazın kadastro parseli olması sonuca etkili olmayıp dava konusu taşınmazın bu sebeple değerinin artırılmasını gerektirmez.
Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: K: 1- Yargıtayda yerleşmiş uygulamalara göre dava konusu taşınmaz kadastro parseli, emsal taşınmazda imar düzenlemesine konu edilmiş bir imar parseli olması halinde karşılaştırma sonucu dava konusu taşınmaza verilen değerden imar uygulamasına tabi tutulması halinde uğrayacağı kayıp dikkate alınarak düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılır. Emsalin kadastro parseli, dava konusu taşınmazın imar parseli olması halinde ise sonuç belirleyecek değerlendirme dava konusu taşınmaza yönelik bulunduğundan emsal taşınmazın kadastro parseli olması sonuca etkili olmayıp dava konusu taşınmazın bu sebeple değerinin arttırılması gerekmez. Çünkü emsal taşınmaz satış tarihindeki değerine ve niteliklerine göre değerlendirilmiştir. Bu nedenle dava konusu taşınmazın imar parseli olduğu gerekçesiyle kadastro parseli olan emsalle yapılan karşılaştırması sonucu bulunan değerinin % 35 oranında arttırılması,
2- Bilirkişi raporlarında emsal listesinin 1. ve 2. sırasında kayıtlı 2 ve 1472 parsellerin alanları belirtilmediğinden ve satış birim fiyatlarının bu nedenle tesbit edilemediğinden bahisle değerlendirilemediği belirtilmiştir. Bu parsellere ait tapu kayıtları ve akit tablolarının Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmek suretiyle alanları tesbit edilip buna göre emsal değerlendirmesi yapılması gerektiği halde değerlendirme dışı tutulması,
3- Bilirkişi raporlarında somut emsal alınan 331 parsele ait tapu kayıtlarının dosya içerisine getirtilmemesi,
4- Bilirkişi raporlarında; dava konusu taşınmaz üzerindeki iki katlı yapının tesbit raporuna göre kasap dükkanı olarak kullanılan 1. katı 3. sınıf (A) grubu, kasap dükkanı eklentisi ve büro olan 2. katı ise 3. sınıf (B) grubu yapı olarak değerlendirilmiştir. Oysa buranın asansörsüz ve kalorifersiz basit niteliği olduğuna göre 3. sınıf (A) grubuna dahil edilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.2.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.