Meraların mülkiyeti hazine’ye, kullanımı ise belediye veya köy tüzel kişiliklerine aittir. Kamu malı olan bu taşınmazlarla ilgili olarak açılan davalarda gerek yürürlükten kaldırılan 766 sayılı tapulama kanunu’nun 31/2. Maddesinde, gerekse 3402 sayılı yasanın 12/3. Maddesinde on yıllık süre ile ilgili bir sınırlama yoktur; bu nedenle işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 3.8.2001 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma, meraya vaki el atmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.11.2002 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteğinin kıymetten reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Dava, mera iddiasına dayalı tapu iptali ve sınırlandırma ile meraya vaki el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacı K: Köyü Muhtarlığı, kadastro çalışmaları sırasında davalı Döşeli (Tazeköy) merası olarak sınırlandırılan 16 parsel sayılı taşınmazın gerçekte kendi köylerine ait mera olduğunu ileri sürerek davalı köy adına yapılan kadastro tespitinin iptali ile davalı Döşeli (Tazeköy) ve Samanbeyli köylerinin dava konusu mera ve yaylaya el atmalarının önlenmesini istemiştir. Davacı köy dava dilekçesinde ayrıca Hazineyi de hasım göstermiştir.
Davalı Hazine, davanın reddine karar verilmesini istemiş, davalı köyler ise; kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itiharen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların savunmalarına itibar edilerek dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında on yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiş, davacı hükmü temyize getirmiştir.
Meraların mülkiyeti Hazine’ye, kullanımı ise belediye veya köy tüzel kişiliklerine aittir. Kamu malı olan bu taşınmazlarla ilgili olarak açılan davalarda gerek yürürlükten kaldırılan 766 sayılı Tapulama Kanunun 31/2. maddesinde, gerekse 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde on yıllık süre ile ilgili bir sınırlama yoktur. Bu nedenle işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın süre yönünden reddi doğru görülmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.3.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.