Kadastro mahkemesine ait dava sonunda mera olarak tescil edilen yere ürün eken kişi sadece ürünün yetiştirilmesi için yaptığı zorunlu giderleri yani sürme, tohum ve ekme giderlerini isteyebilir, bu durumda ürün bedelini talep etme imkanı yoktur.
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın reddine karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı, davalı tarafından da duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı karşı davalı vekili avukat V E gelmiş diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak, dosya incelendi gereği düşünüldü.
Davacı, mera vasıfla taşınmaza buğday ekmek suretiyle tecavüzde bulunan ve 3091 sayılı yasa gereğince hakkında men kararı verilen davalının, buğday ürünü üzerine ihtiyati tedbir koydurduğunu belirterek, ürünlerin veya bedelinin yasal faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazı üçüncü kişiden kiraladığını, iyiniyetli olduğunu öne sürerek davanın reddini savunmuş, birleştirilen davada ise, buğdaydan elde edilecek olan gayrisafi gelir 3.247.200.000 Tl.nın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini istemiştir.
Mahkemece, buğdaydan elde edilecek net gelir 1.780350.000 Tl.nın davacı belediyeye ait olduğu belirtilerek, davacının fazla talebinin reddine, davalı-karşı davacı B Y ‘ün açtığı davanın kısmen kabulüne 1.466.850.000 Tl. İçtihsal giderlerinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı karşı davacı belediyeden tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı karşı davacı B A ‘ün tüm, davacı karşı davalı Belediyenin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları reddi gerekir.
2- Davalı-karşı davacının buğday ektiği taşınmazın açılan Kadastro davası sonunda malik hanesi boş bırakılarak mera şeklinde sınırlandırıldığı, verilen kararın 4.2.2000 tarihinde kesinleştiği, davalı -karşı davacı hakkında 3091 sayılı yasa gereğince taşınmazdan men kararı verildiği, verilen tedbir nedeniyle yargılama sırasında buğday ürününün infaz makamının gözetiminde biçilerek Toprak Mahsulleri Ofisine satıldığı, satış bedelinin banka hesabına yatırıldığı dosya kapsamı ile anlaşılmakta olup, bu hususlar taraflar arasında da uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davalı-karşı davacının buğday mahsul bedelini ve istihsal masraflarını isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava konusu olayın MK: nun 729 (Eski MD. 655 mad.) maddesi delaletiyle sebepsiz zenginleşmenin bir türü olup 722-724 ve 728 (Eski madde konu 648-650 ve 654 md) maddelerine göre değerlendirilmesi gerekir. Nitekim 16.5.1973 tarihli E-4-159 K: 429 sayılı HGK da bu yöndedir.
Davalının 2000 tarihinde buğday ektiğini bildirdiği taşınmazın, 4.2.2000 tarihinde kesinleşen Kadastro Mahkemesine ait dava sonunda mera olarak tescil edildiği sabit olduğuna göre, davalı karşı davacı bu durumda ancak ürünün yetiştirilmesi için yaptığı zorunlu giderler olan sürme, tohum ve ekme giderlerini isteyebilir. Davalı karşı davacının ürün bedelini talep hakkı olmadığı gibi, bu sayılanlar dışındaki istihsal giderlerini talep hakkı da bulunmamaktadır. O halde mahkemece davalı karşı davacının ancak sürme, tohum ve ekme giderlerini isteyebileceği göz önünde tutularak, sadece bu masrafların ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tüm istihsal masraflarının davalı karşı davacı Belediyeden tahsiline karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Sonuç: 1.bent gereğince davalı-karşı davacının tüm, davacı karşı davalı Belediyenin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı karşı davalı belediye yararına BOZULMASINA, 9.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.