Yapı ruhsatına karşı dava açma süresinin geçirildiği bu durumda, ıslah imar planı yönünden ise, planın askıya alınmasına göre davanın süresinde açılıp açılmadığı incelenerek karar verilmesi gerektiğinden temyize konu mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
İstemin Özeti: İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 19.12.2006 günlü, E: 2005/1089, K: 2006/2702 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi … Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay 6. Dairesisince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İstanbul İli, Gaziosmanpaşa İlçesi, Taşoluk Beldesi, 4120 ada, 2 parsel sayılı Alibeyköy Baraj Gölü ile Sazlıdere Baraj Gölü Uzun Mesafeli Koruma Alanında kalan taşınmazdaki yapı için düzenlenen 10.08.2001 günlü, 2001/32 sayılı yapı ruhsatı ile dayanağı olan 12.02.1996 günü onaylanan ıslah imar planının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen rapor ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, yapı ruhsatı verilmesi konusunda davacı İ.S.K.İ.nin olumlu görüşünün olmadığı, dava konusu ıslah imar planında taşınmazın mesire yeri olarak belirlenmesi ve bu türden yerlerin ıslah imar planı kararı ile dönüştürülmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla bu yerlerde mevzuata aykırı şekilde yapılan yapıların planla yasallaştırılamayacağı, uyuşmazlık konusu yerde planlama aşamasında yapılaşma bulunmadığı, yerleşme alanı olmadığı, 2981 sayılı Yasada belirlenen alan özelliklerini taşımadığı, alanda ıslah imar planı yapılmasının mümkün olmadığı, alanın nazım ve uygulama imar planları yoluyla davacı İdarenin görüşü de alınarak planlanması gerektiği, ayrıca Yönetmelikte öngörülen yoğunluğun aşılması nedeniyle İ.S.K.İ.nin olumlu görüş vermesinin de mümkün olmadığı, su koruma havzası içinde hayati öneme haiz saha içinde kalan yapıya ait ruhsat yönünden ilgilinin kazanılmış hakkından da söz edilemeyeceği, tesis edilen işlemlerde şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uyarlık görülmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar davalı idare ile yanında davaya katılan tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, temyiz dilekçesi ekinde yer alan ve uyuşmazlık konusu yerde davacı idare elemanlarının 28.09.2004 günü düzenlediği İ.S.K.İ. Görüşü Olmayan Yerlerin Yapı Durum Tespit Tutanağı ile davalı belediye yanında davaya katılan tarafından inşai faaliyette bulunulduğunun belirlenmesi üzerine anılan taşınmaza ait yapı ruhsatının davalı idare yanında davaya katılan tarafından 29.09.2004 günlü dilekçesi ekinde 30.09.2004 günü davacı İ.S.K.İ. Genel Müdürlüğü Havza Koruma Müdürlüğü kayıtlarına 9817 evrak numarası ile girdiği anlaşılmaktadır.
Olayda, davacı idare elemanları tarafından uyuşmazlık konusu edilen parselde inşa edilmekte olan yapı hakkında 28.09.2004 günü tutanak düzenlenmesi nedeniyle, bu tarih itibariyle anılan yapıya ait yapı ruhsatının öğrenilmesine karşın dava açma süresi geçirildikten sonra 10.01.2005 günü yapı ruhsatı (uygulama işlemi) ile dayanağını oluşturan ıslah imar planının iptali istemiyle görülen dava açılmıştır.
Öte yandan, davalı idare yanında davaya katılan, uyuşmazlık konusu parselde yapmakta olduğu yapıya ait yapı ruhsatını davacıya ibraz ettiği ve 30.09.2004 günü davacı idarenin kayıtlarına girdiğinden, bu tarihe göre de dava açma süresi geçirilmiş bulunmaktadır.
Yapı ruhsatına karşı dava açma süresinin geçirildiği bu durumda, ıslah imar planı yönünden ise, planın askıya alınmasına göre davanın süresinde açılıp açılmadığı incelenerek karar verilmesi gerektiğinden temyize konu mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 19.12.2006 günlü, E: 2005/1089, K: 2006/2702 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 23.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.