1. Anasayfa
  2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1994/5679 K: 1994/7378 T: 9.5.1994


Vakıf arazisindeki hamamın suyu, şehir suyu şebekesine katılarak belediyeye devredilmiş olmadıkça, hamama, belediye suyundan bedelsiz su verilmesi olanaksızdır. Hamamın suyu, şehir suyuna karışmaksızın kaybolmuşsa, sayaç takılarak hamama su verilmesi şeklinde oluşan belediye müdahalesinde haksızlık yoktur.

Dava dilekçesinde 2.500.000 lira değerindeki vakıf suyuna el atmanın önlenmesi ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne izafeten Vakıflar Bölge Müdürlüğü vekili tarafından davalı belediye başkanlığı aleyhine açılan 17.2.1993 tarihli dava dilekçesi ile Amasya Birinci Mahkemesi 1034 ada, 4 parselde Hayrettin Hızırpaşa Vakfı adına kayıtlı 875 m2 yüzölçümündeki hamam suyuna, davalı belediyenin elatarak sayaç takmak ve su parası istemek suretiyle vaki el atmasının önlenmesi istenmiştir.

Mahkemece, davanın kabulü ile davalı belediyenin akıtılan su ile ilgili su bedeli alınmak suretiyle haksız el atmasının önlenmesine, bu hamama suyun bedelsiz olarak akıtılmasına karar verilmiştir.

Gerçekten, “hamam susuz olmaz” kuralına uyularak hamamın eski suyunun varlığı kabul edilmektedir.

Ancak, 831 sayılı Sular Hakkındaki Kanun ve bununla ilgili Tüzüğün konuya ilişkin hükümlerine göre, bu özel suyun belediyenin şehir suyu şebekesine katılmış ve diğer bir anlatımla belediyeye devredilmiş olmadıkça adı geçen hamama belediye suyundan bedelsiz su verilmesi hukuken olanaksızdır.

Mahkemece yapılan keşifte dinlenen bilirkişi ve tanıklar, “daha önce yani 20-30 sene önce dava konusu hamam kullandığı suyu bir kuyudan temin ediyordu, sonradan kuyunun suyu kesilince şehir suyuna dönüştürüldü. Halen de terkos suyu kullanılmaktadır” diye açıklamada bulunmuşlardır.

Mahkemece, hamam suyunun kaybolma nedeni de araştırılarak bu suyun şehir suyuna karıştırılmadığı sabit görülürse davanın reddine karar verilmesi gerekir.

Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK: nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin ödediği temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 9.5.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.