1. Anasayfa
  2. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1998/6840 K: 1998/7984 T:20.10.1998


431 sayılı Yasa gereğince, hazineye intikal eden davaya konu parselin, zilyetliğe dayalı olarak oluşturulan tesbit tapu kaydı, davalıya mülkiyet hakkı bahşetmez. Ancak davadan önce davalı, taşınmazı 3. kişiye satmış olduğu için davacı hazine, satım tarihindeki raiç değerini davalıdan isteyebilir. Davalının, iyi veya kötü niyetli olması, davacı hazinenin talep hakkına etkili değildir.

Taraflar arasındaki taZminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen Hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı Hazine, Karaburun İlçesi tapunun Kanuni Evvel 1323 tarih ve 311/13 numarasında Padişah Abdulhamit adına kayıtlı taşınmazın 431 sayılı Yasa gereğince Devlete intikal edip Hazine adına 17 Mayıs 1340 tarih 7 numara ile tapuya tescil edildiğini, bu tapu kapsamında bulunan Balıkova Köyündeki 958 parsel sayılı taşınmazın tapulamaca davalı adına tesbit ve tescil edildiğini davalının 958 parsel sayılı taşınmazı üçüncü kişiye sattığını, öne sürerek satış tarihindeki raic değeri 3.550.000 TL.nin satış tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, taşınmazı diğer parsellerle birlikte Süleyman ve Hasan Remzi’den zilyetlik haklarıyla birlikte satın aldığını, davanın bu satıcılara yöneltilmesi gerektiğini, Yasada padişah mallarının millete intikalinin öngörüldüğünü, buna rağmen Hazine adına intikalinin yersiz olduğunu, davacının dayandığının tapu kaydının hukuki kıymetini yitirdiğini talep edilen bedelinde fahiş bulunduğunu, değer artışı sağlayan giderlerinin gözetilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Balıkova Koyü 958 parsel sayılı taşınmazın senetsizden zilyetlik hükümlerine dayalı olarak dava dısı Suleyman adına tapulamaca tesbit edildigi bu tesbite davalının itirazının Tapulama Komisyon kararı ile kabul edilmesiyle de davalı adına tesbıt ve tescil edildiği, davalının 21.11.1984 tarihinde taşınmazı dava dışı 3 kişiye sattığını, 958 parsel sayılı bu taşınmazın Hazine adına 17 Mayıs 1340 tarih, 7 numarasında kayıtlı tapu kaydı kapsamında kaldığı, taşınmazın evveliyatının padişah Abdulhamit Han’a ait tapulu taşınmaz bulunduğu toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Esasen bu konuda taraflar arasında bir uyuşmazlık olmadığı gibi mahkemenin kabulü de bu doğrultudadır. 431 sayılı Yasa gereğince padişah’lara ait tapulu taşınmazlar Devlete intikal etmiştir. Bu özel yasa gereğince Devlete intikal eden taşınmazların zilyetlikle iktisabı mümkün değildir. Öyle ise zilyetliğe dayalı olarak 958 parselin davalı adına tescili yolsuz bir tescil olup, davalıya tapu kaydı mülkiyet hakkı bahşetmez. Davalı, dava tarihinden once taşınmazı üçüncu kişiye satmıs olduğu icın davacı, satım tarihindeki raiç değerini davalıdan istiyebilir. Olayda MK: nun 906. maddeleri hükümlerinin uygulama yeri olmadığı gibi davalının iyi veya kötü niyetli olması da davacının talep hakkına etkili değildir.

Yaptırılan bilirkişi tetkikatı sonucunda taşınmazı üçüncü kişiye temlik tarihindeki değerinin 500.000 TL. olabileceği açıklanmış ise de davalı taşınmazı üçüncü kişiye 2.040.000 TL.ye sattığını cevap dilekçesinde kabul etmiştir. Davalının bu kabulü kendisini bağlar.

Öyle ise, mahkemece 2.040.000 TL.na ilişkin davacı davasının kabulüne karar verilecek yerde yasal düzenlemeye uygun düşmeyen gerekçelerle davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle temyiz olunan mahkeme kararının davacı yararına bozulmasına, 20.10.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.