Köy ortak malının bir kişinin kullanımına verilmesi işleminin köy sakini davacıların menfaatlerini ihlal ettiği nedeniyle mahkemece ruhsat iptalini içeren davanın menfaat yönünden reddinde isabet bulunmadığı.
Dava, … Köyü sakinlerinden olan davacılar tarafından Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünce … isimli kişiye verilen inşaat ruhsatının iptali isteğiyle açılmış, İdare Mahkemesince, iptal davalarının idare işlemlerden dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabileceği, olayda ise Mehmet Olgar’ın adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazı kendisine köy içinde inşaat yapmak amacıyla bir taşınmaz verilmesi kaydıyla köy Tüzel kişiliğine devrettiği ve kendisine verilen yerde inşaat yapmak amacıyla inşaat ruhsatı aldığı, gerek köy Tüzel kişiliğine verilen ve gerekse inşaat yapılmak üzere adı geçene verilen taşınmazlar üzerinde davacıların mülkiyet ve zilyetlik yönünden bir ilgilerinin bulunmadığı, bu durumda da dava konusu idari işlemle davacılar arasında bir menfaat bağı olmadığı gerekçesiyle dava ehliyet yönünden reddedilmiş ve bu karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesinin 1.fıkrasının a bendinde; iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksay yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
Olayda, köy halkından bir kişiye ait tapulu taşınmazın köy camiinin avlusuna katılmak amacıyla kamulaştırılması üzerine anılan taşınmazın kamulaştırma bedeli karşılığında köy orta malı olan bir taşınmazın 2942 sayılı Yasanın 26.maddesi uyarınca bu kişiye verildiği, bu kişinin de kendisine verilen yerde inşaat yapmak amacıyla inşaat ruhsatı aldığı, köy sakinlerinden olan davacıların trampa yoluyla yapılan kamulaştırmanın iptali isteğiyle İdare Mahkemesinin 1985/556 Esas sayısında kayıtlı davayı, inşaat ruhsatının iptali isteğiyle de bu davaya açtıkları, kamulaştırmanın iptali isteğiyle açılan davada İdare Mahkemesince kamulaştırılan taşınmazla davacıların mülkiyet ve zilyetlik yönünden bir ilgilerinin bulunmadığğ gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmişse de bu kararın Danıştay 6. Dairesisinin 1986/967 sayılı kararıyla davacıların dava açma ehliyetlerinin bulunduğu kabul edilerek bozulduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtildiği gibi bu davanın konusunu teşkileden ruhsat verme işleminin dayanağını oluşturan kamulaştırma işlemine karşı davacıların dava açma ehliyetlerinin var olması karşısında, inşaat ruhsatı verilmesine ilişkin işlemin iptali isteğiyle de dava açabileceklerinin kabulü zorunludur.
Açıklanan nedenlerle davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.