1. Anasayfa
  2. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/552 K: 2005/1766 T: 25.02.2005


Davalıların adresi, 2942 sayılı Kanunun 7. maddesinde belirtilen mercilerden araştırılmadığından ve davalılara usulüne uygun olarak anlaşmaya varabilmek için tebligat da yapılmadığından, bu durumda davacı idarenin bedel tespiti ve tescil talep etme hakkı doğmadığı halde davanın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

K: Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.

4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre, davacı idarenin kamulaştırma bedelini ve kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazın tescilini isteme hakkının doğması için, sözü edilen Yasanın 8. maddesi uyarınca anlaşarak satın alma teşebbüsünün sonuçsuz kalması gerekir. Ancak;

Davalıların adresi, bahsi geçen Yasanın 7. maddesinde belirtilen mercilerden araştırılmadığından ve davalılara usulüne uygun olarak anlaşmaya varabilmek için tebligat da yapılmadığından, bu durumda davacı idarenin bedel tesbiti ve tescil talep etme hakkı doğmadığı halde davanın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

Açıklanan nedenlerle dava şartı yerine getirilmeden dava acıldığından davanın reddine karar verilirken, onceki karar yoklukla malul olduğundan davalılar adına yatırılan bedelin davacı idareye iadesine, taşınmazın davacı adına tesciline iliskin kaydın da iptali ile davalılar adına tapuya tesciline karar verılmek üzere hükmun Bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Davacı idare vekilinin temyiz itirazı yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K: nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine 25.02.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY: Dava, 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca dava konusu taşınmaz üzerinden gecirilen enerji nakil hattı nedeni ile irtifak hakkı bedelinin tespiti ile idare adına tescili istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine dairece Kamulaştırma Kanununun 7 ve 8. maddesindeki koşullar yerine getirilmediğinden idarenin bedel tespiti ve tescil isteme hakkı doğmadığından bozulmuş, ancak bozmadan once verilen yerel mahkeme kararı yoklukla malul olduğundan tasınmazın davacı ıdare adına tesciline ilişkin kaydın iptaline, yatırılan bedelin de idareye iadesine karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur.

Yerel mahkemenin tescile ilişkin kararı 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 ve 30. maddelerine göre kesindir. Bu nedenle tescile ilişkin karar temyiz incelemesine konu değildir. Tescile ilişkin kararın yoklukla malül olduğu kabul edilerek taşınmazın idare adına tesciline ilişkin kaydın iptaline ve davalılar adına tesciline karar verilmesi yönündeki bozma gerekçesine Kamulaştırma Kanununun 10 ve 30. maddelerine uygun değildir. Tapunun iptali ayrı bir dava konusu olması gerekir.

Bu nedenle kesin olarak verilen tescil kararının yoklukla malül hale geldiği yolundaki gerekçeye katılmıyor bu husus dışındaki çoğunluğun bozma gerekçesi ile yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşündeyim.