1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2012/13123 K: 2012/14452


Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.03.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, 2331 parsel sayılı taşınmaz yararına bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere 2320, 2321, 2330 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit tesis edilmiştir.

Hükmü, Ümmühan ve … temyiz etmiş, karar Dairemizin 02.12.2010 tarihli ilamıyla ve ilamda gösterilen nedenlerle bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyulmuş, 2331 parsel sayılı taşınmaz yararına, kadastro bilirkişisi…’in 25/07/2011 havale tarihli raporunda 6 nolu güzergah olarak gösterilen dahili davalı …’a ait 2352 parselden geçit hakkı tesisine karar verilmiştir. Hükmü, davalı … temyiz etmiştir.

Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.

Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.

Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.

Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.

Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle … alanlarında, nihayet bir … aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.

Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.

Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca … kaydının beyanlar hanesine şerhi de gereklidir.

Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.

Zorunlu geçit hakkının genel yola kadar kesintisiz olarak kurulması şarttır. Davacının maliki olduğu 2331 parsel sayılı taşınmaz yararına 2332 parsel sayılı taşınmazdan geçit kurulmasına karar verilmiş ise de 25.07.2011 tarihli bilirkişi raporundan anlaşıldığına göre tesis edilen geçitin önceki geçide bağlantısının sağlanması kesintisizlik ilkesine aykırı olmuştur. Bir başka deyişle, aleyhine geçit kurulan taşınmaz ile genel yol arasında bulunan 2352 parsel sayılı taşınmazdan geçit kurulmaması suretiyle kesintisizlik ilkesi ihlal edilmiştir. Bu nedenle, davacıya ait 2331 parsel sayılı taşınmaz lehine, dava dışı 2352 parsel sayılı taşınmaz üzerinde… Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/105-163 sayılı kararı ile tesis edilen geçit irtifakının bulunduğu kısımdan da geçit tesisi gerekir.

Bu durumda mahkemece, 2352 parsel sayılı taşınmaza ait … kaydı … Müdürlüğünden getirtilerek maliklerinin belirlenmesi, maliklerin harçlı dilekçe ile davaya katılmalarının sağlanması veya haklarında ayrı dava açılması için süre verilerek, ayrı dava açıldığı takdirde bu dava ile birleştirilmesine karar verilmesi, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Değinilen bu hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.

Kabule göre; …’a ait taşınmazın 2332 olan parsel numarasının hüküm fıkrasında 2352 şeklinde yanlış yazılmış olması da doğru değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı …’un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.