1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1981/2932 K: 1983/988 T: 8.3.1983


Belediye Meclisi kararı ile kabul edilen imar planı değişikliği önerisinin İmar ve İskan Bakanlığınca uygun görülmeyerek reddedilmesi sebebiyle kesinleşmeyen İmar planı değişikliğinin iptaline yönelik davanın vaktinden önce kesin olmayan işleme karşı açılmış olması nedeniyle reddi gerekir. Dava konusu kıyı kenar çizgisinin iptaline ilişkin davanın ise yeniden kıyı kenar tespiti yapılması nedeniyle konusu kalmamıştır.

İstemin Özeti: ………….. mevkiinde bulunan l pafta, 2527 sayılı parselle ilgili kıyı kenar çizgisi değişikliği ile belediye meclisinin 23.3.1981/günlü, 1981/24 sayılı kararı ile yapılmak istenen imar planı değişikliği işleminin; 2527 sayılı parselde yasalara aykırı olarak verilen ruhsatla yapımına başlanan turistik motel inşaatını kurtarmak ve sorumluları hakkında açılan soruşturmanın önüne geçmek için imar planının ve kıyı kenar çizgisinin değiştirildiği, bu inşaatın turistik tesis yapımına elverişli 72 sayılı parselin tüm cephesini kapattığı, kıyı kenar çizgisi değişikliği yapılan bu bölgede denizin devamlı olarak karayı aşındırdığı, karanın devamlı geri çekildiği, kıyıyı dolduracak herhangi bir etken bulunmadığı, amaç kıyıyı düzeltmek, gerçeklere uygun hale getirmek ise kıyı kenarının kara yönünden geçirilmesi gerektiği öne sürülerek iptali ile yargılama giderlerinin davalı idarelere yükletilmesi istenilmiştir.

……. Belediye Başkanlığının Savunmasının Özeti: Belediye meclisinin 23.3.1981/günlü, 1981/24 sayılı imar planı değişikliği önerisinin İmar ve İskan Bakanlığınca uygun görülmeyerek reddedildiği, bu nedenle davanın konusu kalmadığı öne sürülerek davanın reddi istenilmiştir.

İmar ve iskan Bakanlığının Savunmasının Özeti: Davanın süresinde açılmadığı, dava konusu imar planı değişikliği işlemi bakanlıkça onartmayarak reddedildiğinden uygulanabilir kesin bir işlem niteliğinde olmadığı, daha sonra 25.6.1981/gününde saptanan kıyı kenarı dikkate alınarak plan bütünü içinde 26.4.1982/günlü, 1982/20 sayılı belediye meclisi kararı ile önerilen mevzii imar planı değişikliğinin 13.5.1982/gününde Bakanlıkça onandığı, bu nedenle davanın konusu kalmadığı öne sürülerek davanın reddi istenilmiştir.

Davalılar Yanında Davaya katılanların Savunmasının Özeti: Mevzii imar planı değişikliği ve kıyı kenar çizgisi mevzuata ve bölgenin özelliklerine uygun duruma getirilerek 13.5.1982/gününde İmar ve İskan Bakanlığınca onaylanıp yeni şeklini almakla dava konusu işlem idarece iptal edilmiş duruma düştüğünden davanın konusu kalmadığı öne sürülerek reddi istenilmiştir.

Savcı O.D.’nin Düşüncesi: Uyuşmazlıkların konu ve niteliğine göre, halen davanın sonucu davacıların hak ve menfaatlerini etkilediği cihetle davalı idare ile yanında müdahil olarak katılanları usule ilişkin def ileri yerinde görülmemiştir.

……. kasabasında davacıların maliki bulundukları 72 parselin önündeki 2527 parsel sahipleri 1980/yılında belediyeden aldıkları ruhsatla inşaata başlamışlardır. Kasabanın kıyı kenarı ilk kez 1975 yılında 1/1.000 ölçekli hali hazır haritasının deniz kıyısını içeren paftaları üzerinde saptanıp 2.7.1975 gününde de onanmıştır.

İmar ve İskan Bakanlığı, Şehir Planlama Dairesi Başkan Yardımcısı, İller Bankası İmar Planlama Dairesi Müdürü ve bir uzmandan müteşekkil üç kişilik heyetin yerinde yaptığı inceleme sonucu düzenledikleri raporunda açıkça; bu inşaatın ruhsatının belediye başkanının resen mesuliyeti alan şerhini muhtevi olarak verildiği; ruhsatın onanlı imar planlarıyla birlikte incelenmesinde plana aykırı olarak verildiğinin anlaşıldığı, ve bu durumun açıklama kısmında tüm alanın tek parsel gibi mütalaa edilmesi, meri imar planı hazırlanmadan, yapı taban alanını geçtiği halde Bakanlıktan plan değişikliği için, onay alınmadan planda önerilen 7. metrelik yol üzerinde ve bina yaklaşma hududuna uyulmadan ve ruhsat tarihindeki, onaylı kıyı kenarında İmar Yasasının Ek 7 inci maddesindeki 10 metrelik yaklaşma mesafesi bırakılmadan ruhsata bağlandığı; sarahaten belirtilmiştir.

Esasen, taraflar da inşaatın 7 metrelik yolda kaldığım iddia ve kabul etmektedirler. Vaki şikayetler üzerine ve bu durumun düzeltilmesi için, muhtelif heyetlerce kıyı kenar tespiti yapılmıştır. Son olarak 5.11.1982/gününde teşekkül ettirilen heyetçe kıyı kenarı saptanmış ise de; dosyadaki belge ve bilgilerden kenar çizgisinin ilk tespite nazaran bir çok kısımlarda denize daha yakın geçirildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu mevkide toprağın yumuşak yapıya sahip olduğu, kumsal bulunduğu, deniz dalgalarının aşındırıcı gücünün görüldüğü anlaşılmakla kenar çizgisinin deniz yönüne daha yakın değil bilakis kara yönüne doğru geçirilmesinin gerektiği anlaşılmaktadır.

İmar Yasasının Ek 7 ve 8. maddelerine ilişkin 18 ocak 1975 günlü yönetmeliğinin 1.05 inci maddesinde kıyının tanımı; deniz kıyı çizgisi boyunca uzanan kara parçası olup, bunun deniz ve göllerde taşkın durumları dışında kara yönünde en çok ilerlediği anda suların belirlediği kıyı çizgisiyle bu çizgiden sonra da devam eden kıyı hareketlerinin oluşturduğu kumluk, çakıllık, taşlık, kayalık vs., alanın kara yönündeki doğal sınır çizgisi arasında kalan alan olarak tanımlandığı cihetle, kıyı çizgisinin, bunu da nazara alınarak saptanması gerekir.

Yine yönetmeliğin, bu maddesinde; denizlerin, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu için bunların tamamlayıcı parçası ve uzantısı olan kıyıların da bir ayrıcalık ve tekel söz konusu olmaksızın herkesin faydalanmasına açık olduğu belirtilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden uyuşmazlık konusu kıyı çizgisinin ilmi bir araştırmaya dayanmadan, çeşitli tarihlerde değişik şekilde saptanmasında; yukarda açıklandığı üzere hukuka uyarlık görülmediğinden, iptalinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için önceden belli edilen 8.3.1983/gününde yapılan tebligat üzerine davacılar vekili Av. ……. ve Av. ……. ile davalı imar ve İskan Bakanlığını temsilen Av. …….#ın ve davalılar yanında davaya katılanlar vekili Av. …….’nin geldikleri anlaşılmakla Danıştay Savcısı O.D.’nin katılmasıyla duruşma yapıldı. Aynı gün Tetkik Hakimi H. Ü.’nün açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği düşünüldü;

KARAR: Davalı idarenin süre defi yerinde görülmeyerek işin esası incelendi. Dava, ……. ……. mevkiinde bulunan l pafta, 2527 sayılı parselle ilgili kıyı kenar çizgisi değişikliği ile belediye meclisinin 23.3.1981/günlü, 1981/24 sayılı kararı ile yapılmak istenen imar planı değişikliği işleminin davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptali isteğiyle açılmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; ……. ……. mevkiinde bulunan l pafta, 2527 sayılı parselde belediyece verilen ruhsatla yapımına başlanan turistik motel inşaatının imar planı ile belirlenen 7 metre genişliğindeki yola tecavüzlü olması nedeniyle konunun çözüme kavuşturulabilmesi için sözü edilen yolun kaydırılması hakkında belediye meclisinin 23.3.1981/günlü, 1981/24 sayılı kararı ile kabul edilen imar planı değişikliği önerisinin İmar ve İskan Bakanlığının 21.4.1982/günlü, H-06.02: 482032017 sayılı yazısı ile konunun parsel ölçeğinde çözümlenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle uygun görülmeyerek reddedildiği, böylece imar planının kesinleşmediği anlaşıldığından, davanın imar planı değişikliğinin iptaline yönelik bölümünün vaktinden önce kesin olmayan işleme karşı açılmış olması nedeniyle reddine;

Davanın kıyı kenar çizgisi değişikliğinin iptaline yönelik bölümüne gelince; 21.7.1981/gününde İmar ve İskan Bakanlığınca onaylanan kıyı kenar çizgisinin iptali istenilmekte ise de, Bakanlıkça davanın devamı sırasında 5.11.1982/gününde dava konusu taşınmazı da içeren alanda yemden kıyı kenar tespiti yapılarak sözü edilen yerden yeni bir kenar çizgisi geçirilmiş olduğundan 21.7.1981/gününde onaylanan kıyı kenar çizgisi değişikliğine karşı açılan davanın da konusu kalmamıştır. Açıklanan nedenlerle davanın bu bölümü hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve kıyı kenar çizgisi değişikliği davanın açılış tarihinden sonra gerçekleşmiş olduğundan aşağıda dökümü yazılı 4120 lira yargılama giderinin yansı olan 2.060 lira ile 2.500 lira Avukatlık ücretinin yarı yarıya davalı idarelerden alınarak davacılara verilmesine, diğer yarısı olan 2.060 liranın davacılar üzerinde bırakılmasına ve 2.500 lira Avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalı ……. Belediye Başkanlığına verilmesine, üçüncü kez istenen yürütme durdurma hakkında bir karar verilmemiş olduğundan 750 lira harcın istenildiğinde davacılara geri verilmesine 8.3.1983/gününde oybirliğiyle karar verildi.