1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1982/2385 K: 1984/1379 T: 12/03/1984/


İmar planında ayrık düzen iskan sahasında kalan ve bu düzende inşaata elverişli olmayan parsellerin birleştirilerek imar parseli oluşturulmasında isabetsizlik bulunmadığı parselasyon planı davacıya tebliğ edildiğinden ilan edilmeme durumunun işlemi sakatlamayacağı, ayrıca düzenlemeye 4 yıllık programa dahil yerlerden başlanacağı konusunda zorunluluk bulunmadığı

Dava, taşınmazın aynı adadaki taşınmazlarla birlikte düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptali isteğiyle açılmıştır.

6785 sayılı İmar Kanununun 1605 sayılı Kanunla değişik 42.maddesine göre belediyeler, imar sınırı içindeki binalı ve binasız arazi ve arsaların, plan ve mevzuata uygun biçimde inşaata veya tespit edilmiş olan diğer kullanma şekillerine elverişli duruma getirilmesi maksadiyle düzenlenmesi için, bunları sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleriyle yol fazlalariyle ve belediyeye, kamu tüzel kişilerine, kamu kurumlarına ait yerlerle birleştirerek, plan ve mevzuat icaplarına göre hisseli veya hissesiz olarak yeniden parsellere ayırmağa ve bu parselleri ilgililere dağıtmaya yetkilidirler.

Olayda da, davacıya ait taşınmazı da içeren alanın düzenlemeye tabi tutulduğu, düzenleme sonucunda, imar planında ayrık düzen iskan sahasında kalan ve bu düzende inşaata elverişli olmayan davacıya ait parsel ile aynı adadaki parseller yine aynı adadaki parselle birleştirilerek 1629 m2 lik imar parseli oluşturulduğu dava dosyasının incelenmesinden anlaşılmış olup dava konusu işlemde yukarıda anılan Yasa kuralına aykırılık görülmemiştir.

Öte yandan, parselasyon haritası ve dağıtım cetvelinin belediyede bir ay süreyle askıya alındığı ve ayrıca gazetede ilan edildiği anlaşılmış olup esasen davacıya tebligat yapıldığından ilan edilmeme durumu işlemi sakatlayacak bir neden olmadığı gibi, İmar Kanununun 42.maddesi uyarınca yapılacak arazi ve arsa düzenlemeleri hakkındaki yönetmeliğin 4. maddesi ile düzenleme sahalarını lüzum ve ihtiyaca göre seçme hakkı

belediye encümenlerine verilmiş olup, düzenlemeye mutlaka 4 yıllık imar programına alınmış yerlerden başlanması zorunlu bulunmadığından bu konuya yönelik davacı savında da isabet yoktur. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verildi.