1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1980/368 K: 1985/219 T: 11/02/1985


Taşınmaza ödenecek kamulaştırma bedeli küçük bir parkın sağlayacağı faydaların çok üzerinde olacağından davacıya ait taşınmazın imar planında park yerine ayrılmasında kamu yararına uygunluk bulunmadığı

Dava, taşınmaz malın park yeri olarak belirlenmesine ilişkin imar planı değişikliğinin davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptali isteğiyle açılmıştır.

İmar planları, ülke, bölge ve kent verilerine göre, konut, çalışma ve ulaşım gibi kentsel işlevler ile sosyal ve kültürel gereksinimleri var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi biçimde yerine getirmek ve belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kadastral harita ve kentin gelişmesi de göz önüne tutularak hazırlanır ve ancak koşulların zorunlu kıldığı biçimde ve zamanda Yasalarda öngörülen yöntemlere uygun olarak değiştirilebilir.

Dairemizin kararı üzerine Naip üye niyabetinde katılmasıyla oluşan bilirkişi kurulunca yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan raporda; “Önemli şehirsel arazi kullanışlarından olan parklar Peyzaj Planlaması yazınında” Tüm halkın aktif pasif rekreasyon gereksinmesi için, peyzaj elemanları kullanılarak düzenlenmiş belirli büyük lükteki açık alanlardır” şeklinde tarif edilir…Parklarda çocuk oyunları ile spor alanları, parkın büyüklüğünün elverdiği ölçüde yer alabilir. İçinde çeşitli işlevler barındıran bu tür parkların yanı sıra şehir plancıları “cep parkı” adını verdikleri 250-4046 m2 alanından ve bir mahallenin bir bölümüne hizmet veren parklar da planlamaktadırlar.

Ancak bu tür parkların işlevleriyle etkinlikleri çok sınırlı olmaktadır. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı imar planlarında kişi başına en az 7 m2 yeşil alan ayrılmasını öngörmektedir. Yeşil alan kapsamına parklar, çocuk oyun alanları ve semt spor alanları girmektedir. İmar planında Kavakyazısı mevkiine ait tatbikat planlarında kişi başına ne kadarlık bir yeşil alan ayrıldığını plan açıklama raporlarından tesbit etmek mümkün olmamıştır. Dava konusu parsel 19.9.1968 onay tarihli plana göre gelişmiş yoğunluğu oldukça düşük bir semtte yer almaktadır. Etrafı artar niteliğindeki yollarla çevrilmiş bu semtin alanı yaklaşık 90 hektardır. Doğusundaki aynı nitelikli bir semtle birlikte belirgin bir planlama özelliğine sahip olduğu görülmektedir; bu özellik semtin ortasına rastlayan bölümde Kuzey-Güney aksı boyunca uzanan kamu servisleri alanlarıdır. Burada okullar, servis binaları, yeşil alanlar yer almakta dır.26.10.1979/günlü planda aynı prensip kabul edilmiş ayrıca derinliği 70 metreyi aşan alanlarda, parsel derinlikleri daraltılarak ortaya yeşil alanlar planlanmıştır. Gerçekte ada ortalarının bu şekilde düzenlenerek buralarda çocuk oyun alanları olarak ayrılması Peyzaj plancılarının savunduğu görüşlerdir. Derinliğin uygun olduğu adalarda park niteliğinde yeşil alanlarda ayrılabilmiştir. Nitekim dava konusu parselin bulunduğu 853 sayılı adanın Doğu ve Kuzey-doğusundaki iki adada bu tür düzenlemelerin yapıldığı planda görülmektedir.

853 sayılı ada boyunca 10 metre genişlikte bir yeşil alan planlandığı ve bu alanın 526 sayılı parsel üzerindeki parkla birleştiği görülmektedir. Adanın batıdaki 70 metrelik yola bakan cephesinde bitişik nizamda altı katlı, doğu cephesi boyunca ayrık nizamda 4 katlı yapılaşmaya olanak tanıdığı için ada ortasındaki 10 metre genişliğindeki yeşil alan ada içi kullanıma dönük bir çocuk oyun alanı niteliğinde olacaktır. Böyle bir yerde genel kullanıma açık park düşünülemez. Bu nedenle 526 sayılı parsel üzerinde planlanmış olan park, tek başına hizmete gören 1213 metrekarelik bir “cep parkı” niteliğinde olacaktır.

Dava konusu parsel üzerindeki parkın niteliğini belirledikten sonra, böyle bir parktan beklenen yararla kamuya maliyetinin karşılaştırılması gerekir. Önceki plana göre teşekkül etmiş bir parsel sisteminden bir parselin park yeri olarak ayrılması durumunda, buranın kamulaştırılması gerekecektir. Yeni planda aynı nitelikteki parseller üzerindeki 4 katlı yapılaşmaya olanak tanındığı için, 526 sayılı parselin 4 katlı inşaat hakkı olan bir parsel fiyatından kamulaştırılması gerekecektir. Kanımızca Belediye’nin ödeyeceği kamulaştırma bedeli, bu kadar küçük bir parkın sağlayacağı faydaların çok üzerinde olacaktır. Böyle bir uygulamanın, kamu yararı kriterine göre yapılmaması gerekir.

Dava konusu 526 sayılı parselin bulunduğu semtte, park olarak uygun bir alan, kuzey-güney doğrultusundaki kamu servis alanlarına bitişik, planda çocuk bahçesi olarak gösterilmiş üçgen şeklindeki adadır. Alanı yaklaşık 6000 m2 olan ve semtin ortasında yer alan çocuk bahçesinin de içinde olduğu bir park kurulabilir. Ayrıca, yukarıda belirtilen ada içi park ve yeşil alanlara ek olarak, 526 sayılı parsele yakın bir parkın 70 metrekarelik yolun batı kenarında kurulacağı planda gösterilmiştir. Bu semtin, kuzeyindeki şehir ölçeğinde bir rekreasyon merkezi olan fuar alanına yakın oluşu (semtin büyük bölümü için 1-2 kilometredir) yeni park gereksinmesini azaltan hususlardır.

Yukarıdaki görüşlerin ışığında Bilirkişi Kurulmuş, 526 parsel sayılı taşınmaz malin park yeri olarak belirlenmesine ilişkin imar planı değişikliğinde, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygunluk bulunmadığı kanısına varılmıştır.” denilmektedir.

Yukarıda içeriği açıklanan bilirkişi raporu davanın taraflarına tebliğ edilmiş, davacı tarafından bilirkişi raporuna bir itirazda bulunulmamış davalı Belediye Başkanlığı dilekçe ile, Kayseri’nin artan nüfus oranı, hızlı gelişme nedeniyle son yıllarda hava kirliliğinin en yoğun olduğu illerin başında geldiğini, bu bakımdan çok sayıda yeşil alan ve parka ihtiyaç bulunduğunu, adada henüz teşekkül etmiş ve fiilen kullanılan bir park ve yeşil alan mevcut olmadığını, bu parselin küçükte olsa çevrede oturanların yeşil alan ve dinlenme ihtiyacına cevap verecek nitelikte olduğunu, bilirkişiler raporlarında dava konusu parselin park için kamulaştırılması dolayısıyla getireceği mali külfetin parktan beklenen yarardan fazla olacağı nedeniyle toplumsal yarar sağlanamayacağını belirtmişlerse de, belediye daha ziyade belediye bütçesinden hiçbir harcama yapmadan arsa mübadelesi yoluyla yol, yeşil alan, park ihtiyaçlarını sağladığından bi iddianın geçerli olmadığını öne sürerek itiraz da bulunmuşsa da bilirkişi raporunda yer alan açıklamaları ve ulaştığı kesin sonuç karşısında, itirazları yerinde görülmemiştir.

Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerle bilirkişi raporunun birlikte incelenmesinden; taşınmaz yerin park yeri olarak belirlenmesine ilişkin 26.10.1979/onaylı imar planı değişikliğinde şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygunluk bulunmadığı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davacıya ait taşınmaz malın park yeri olarak belirlenmesine ilişkin imar planı değişikliğinin iptaline karar verildi.