1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1984/1243 K: 1985/541 T: 20/03/1985


Ön çalışmalar ve değerlendirme aşamalarında yapılan bilimsel araştırmalara dayanılarak üretilen imar planında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı

Dava, imar planının Arapsuyu (Uncalı) mevkiinde bulunan davacıya ait taşınmazlarla ilgili bölümünün iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince dava konusu imar planında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmeyerek reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, dava konusu imar planının yapımından önce tüm kentin sosyal, kültürel, jeolojik, topoğrafik, ekonomik, turistik, sanayi ve ticaret yapısı ve işleyişi, halkın gelir, konut ve eğitim durumu gibi konuları içeren bir ön çalışma yapıldığı, Antalya Belediyesi tarafından da TUBİTAK’a Antalya’da biyoklimatik koşullar açısından yeni yerleşme yerlerinin seçimi ve bina tasar ölçülerine ilişkin araştırma yaptırıldığı, imar planında da bütün bu araştırmalar sonucu elde edilen verilere dayanılarak, 2000 yılında en az 650.000 kişilik bir nüfusun gereksinimini karşılayacak kentsel kullanımlar için ticaret, sanayi, turizm, eğitim, sağlık, yönetim, yeşil alanlar, spor alanları ve konut alanları için gerekli büyüklükte yerlerin ayrıldığı anlaşılmaktadır.

İmar planı ile düzenlenen bu yörenin sahil kısmında kalan taşınmazlarla ilgili olarak turizm hareketleri açısından daha verimli ve ekonomik işletmeler elde edilmesi ve sahil kesiminin arkasında kalan konut alanlarının meltem rüzgarlarından faydalanabilmesi için yapıların imar adası büyüklüğünde parsellerde yapılmasının gerekli olması, yörenin ise küçük parsellerden ve yapılardan oluşması nedeniyle imar planı düzenlemesinde halihazır haritaların dikkate alınmasına gerek olmadığı,bundan ötürü de “mülkiyetler ada ölçeğinde birleştirilmedikçe uygulama yapılamaz” plan notunun getirildiği, hava akımının sağlanabilmesi için yapılar arasındaki mesafeler geniş tutularak inşaat yaklaşma sınırının 20 metre olarak belirlendiği, yörede bulunan yeşil alanlarında kent içine deniz havasının aktarılması için doğal hava koridorları oluşturacak şekilde planlandığı,2000 yılındaki gereksinimler göz önüne alınarak hazırlanan imar planında yer alan okul ve oyun alanları, çocuk bahçesi, pazar yeri, çay bahçesi ve yeşil alanların fazla olmadığı, planda öngörülen çeşitli genişlik ve doğrultudaki yolların birbirleriyle uyumlu olduğu anlaşıldığından dava konusu imar planında şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.

Nazım planlar arazi parçalarının kullanılış şekillerini ve başlıca bölge tiplerini gösteren planlardır. Uygulama ise nazım plan esaslarına göre çizilen ve yol, yapı adası ve muhtelif bölgelerin detayları ile inşaat alanlarını ve uygulama için gerekli bilgileri içeren planlar olup bu planlarda yer alan ve uygulama için gerekli olan bazı ayrıntıların nazım planda bulunmaması uygulama planının nazım plana aykırı olduğu anlamına gelmeyeceğinden davacının bu konuya yönelik savında isabet bulunmamaktadır.

Öte yandan bu davada, iptali istenilen imar planının, ön çalışmalar ve değerlendirme aşamalarında yapılan bilimsel araştırmalara dayanılarak üretildiği, şehir planlaması ve şehircilik esaslarına uyulduğu plan raporundan anlaşıldığından, bu durum karşısında mahkemenin keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını gereksiz görmüş olması da yerindedir.

Davacının diğer iddiaları da soyut olup, planın iptalini gerektirecek nitelikte değildir.

Açıklanan nedenlerle imar planının davacıya ait taşınmazlarla ilgili bölümün iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.

KARŞI OY: İmar planları, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatım ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan yada sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yolları bulmak, belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla, kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıların, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular göz önüne alınarak hazırlanır.

İmar planlarının yargısal denetiminde de bütün bu hususlara uyulup uyulmadığının, planlanan yörede bulunan ve ayrı amaçlara ayrılmış olan her parsel için, yer, büyüklük, konum ve işlevi açısından imar planında ayrıldığı amaca şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından uygun olup olmadığının ayrı ayrı incelenmesi, gerekirse uyuşmazlık konusunda uzman bilirkişilere inceleme yaptırılarak saptanması gerekir.

Dosyanın incelenmesinden, dava konusu taşınmazların imar planında tahsis edildikleri amaç yönünden şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından taşınmazın özellikleri de göz önünde tutulmak suretiyle ayrı ayrı değerlendirilmesi ve ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken sadece genel nitelikte ifadeler taşıyan ve pek çok yöre için kullanılabilecek olan plan hazırlık notuna dayanılarak taşınmazların özellikleri ve imar planındaki tahsis amaçları incelenmeksizin imar planının tümüyle ele alınarak karar verildiği anlaşılmıştır.

Ayrıca taşınmazların bir bölümünün dosyada bulunan yöreyle ilgili paftalarda gösterilmediği, bazı taşınmazların da davacıların dilekçelerin de belirttikleri kullanım amacına ayrılmadığı halde bu konuların da mahkemece incelenmediği görülmüştür. Belirtilen nedenlerle eksik incelemeye dayanan mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile karara karşıyız.