Danıştay 14. Dairesi E: 2014/1169 K: 2016/3139 T: 20.4.2016

Davaya neden olan olayda, bölgenin afet riski taşıyan alan statüsünde değerlendirilmesine ilişkin meclis kararı, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli alan ilanına ilişkin tesis edilecek ve nihai olarak alınacak Bakanlar Kurulu kararına dayanak oluşturmaktadır. Dolayısıyla söz konusu belediye meclisi kararı tek başına herhangi bir hukuki sonuç doğurmayıp hazırlayıcı ve yol gösterici bir özellik taşımaktadır. Bu karar, nihai işlem ve uygulamalarına hazırlık niteliğinde olduğu, 6306 sayılı Kanun kapsamında tek başına kesin, icrai ve nihai mahiyette bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.

İstemin Özeti: Kocaeli 1. İdare Mahkemesinin 25/09/2013 günlü; E: 2013/406, K: 2013/922 sayılı kararının; usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Ondördüncü ve Altıncı Dairelerince, 2575 sayılı Danıştay Kanununun Ek-1. maddesi uyarınca yapılan müşterek toplantıda işin gereği görüşüldü:

Dava; Kocaeli İli, Karamürsel İlçesi,  (…) Mahallesi 32 YlD pafta, 466 ada, 270 parsel sayılı taşınmazda bulunan yapı için davacı kooperatifin ruhsat taleplerinin beklemeye alınmasına ilişkin Karamürsel Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 09/01/2013 günlü, 46.69 sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağını oluşturan davaya konu yerin afet riski taşıyan alan statüsünde değerlendirilmesine ilişkin Karamürsel Belediye Meclisinin 04/12/2012 günlü, 32 sayılı kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, söz konusu bölgenin riskli alan olarak belirlenmesi için yönetmelikte öngörülen gerekli işlemlere başlandığından, riskli alan belirleme süreci devam ederken güçlendirme ruhsatı verilmemesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyize konu İdare Mahkemesi kararının ruhsat talebinin beklemeye alınmasına ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.

Kararın, davaya konu yerin afet riski taşıyan alan statüsünde değerlendirilmesine dair Karamürsel Belediye Meclisi Kararına ilişkin kısmına gelince;

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde; iptal davaları İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin incelenmesinden iptal davalarına, idari işlemlerin konu olabileceği anlaşılmaktadır. Bir idari işlemin iptal davasına konu olabilmesi ancak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olması ile mümkündür. İlgilisinin hukuksal durumunda değişiklik yapmayan başka bir deyişle ilgilisinin hak veya menfaatlerini etkilemeyen idari işlemlerin iptal davasına konu olması mümkün değildir. Kesin ve yürütülmesi zorunlu olan ve idari davaya konu edilebilecek işlemler, idarenin kamu gücüne dayanarak, tek yanlı irade beyanıyla tesis ettikleri, hukuk düzeninde değişiklik yapan ve ilgilisinin hukukunu etkileyen işlemlerdir.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesinin (b) bendinde, “İdare: Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeleri, bu sınırlar dışında il özel idarelerini, büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerini ve Bakanlık tarafından yetkilendirilmesi hâlinde büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe belediyelerini” (ç) bendinde ise “Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alanı,” ifade edeceği hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 5. maddesinin 2. fıkrasında riskli alanın belirlenmesinde izlenecek usul “TOKİ veya İdare, birinci fıkrada belirtilen bilgi ve belgeleri ihtiva eden dosyaya istinaden Bakanlıktan riskli alan tespit talebinde bulunabilir. Bakanlıkça yapılacak inceleme neticesinde, uygun görülen talepler, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak, teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur.” hükmüyle açıklanmıştır.

Yukarıdaki mevzuatın değerlendirilmesinden, 6306 sayılı Kanun uyarınca riskli alan belirleme yetkisinin Bakanlar Kuruluna ait olduğu, ilgili Bakanlığın verdiği yetkiyle İdarenin riskli Alana ilişkin ön hazırlık ve tespit işlemlerini yapabileceği anlaşılmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu taşınmazların bulunduğu bölgede 04.02.2012 tarihinde meydana gelen heyelan sonrasında Kocaeli ve Yalova’yı birbirine bağlayan D 130 Karayolunun bir yönünün uzun süre kapandığı, bunun üzerine davalı idarece Kocaeli Valiliğinden bölgede inceleme yapılmasının istendiği, Afet Acil Durum Müdürlüğü görevlilerince bölgede yapılan çalışma sonrasında hazırlanan 28.3.2012 tarihli raporun karar kısmında dava konusu yapılarla ilgili; 1993 yılında alınan ruhsatla inşasına başlandığı, günümüze kadar %30 seviyesine geldiği, 1975 Deprem yönetmeliği göre projelendirildiği, 17.08.1999 tarihinde meydana gelen Marmara Depreminde orta hasarlı durumuna geldiği, bugüne kadar güçlendirme yapılmadığının tespit edildiği ve yapıların inşa edildiği zemin ile ilgili bölgede heyelan riski olduğunun belirtildiği, anılan rapor üzerine, 6306 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca dava konusu Karamürsel Belediye Meclisinin 04.12.2102 tarih ve 32 sayılı karar ile bölgenin afet riski taşıyan alan olarak değerlendirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.

Davaya neden olan olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu bölgenin afet riski taşıyan alan statüsünde değerlendirilmesine ilişkin meclis kararı, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli alan ilanına ilişkin tesis edilecek ve nihai olarak alınacak Bakanlar Kurulu kararına dayanak oluşturmaktadır. Dolayısıyla söz konusu belediye meclisi kararı tek başına herhangi bir hukuki sonuç doğurmayıp hazırlayıcı ve yol gösterici bir özellik taşımaktadır.

Bu durumda, dava konusu işlemin ilgili olduğu alanın afet riski taşıyan alan statüsünde değerlendirilmesine dair Karamürsel Belediye Meclisi Kararının, daha sonra tesis edilecek nihai işlem ve uygulamalarına hazırlık niteliğinde olduğu, 6306 sayılı Kanun kapsamında tek başına kesin, icrai ve nihai mahiyette bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Kocaeli 1. İdare Mahkemesinin 25/09/2013 günlü; E: 2013/406, K: 2013/922 sayılı kararının; ruhsat talebinin beklemeye alınmasına ilişkin kısmının oybirliğiyle ONANMASINA, davaya konu yerin afet riski taşıyan alan statüsünde değerlendirilmesine dair Karamürsel Belediye Meclis kararına ilişkin kısmının ise oyçokluğuyla BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20/04/2016 gününde karar verildi.

KARŞI OY:

İdare Mahkemesince verilen kararın, davaya konu yerin afet riski taşıyan alan statüsünde değerlendirilmesine dair meclis kararına ilişkin kısmı, usul ve yasaya uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından, anılan kısmın da onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.