1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1985/910 K: 1986/173 T: 17/02/1986


İmar planı değişikliği ile öngörülen yaya yolunun oluşturulması amacıyla sadece iki parselin düzenlemeye tabi tutulmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı her düzenlemede taşınmazların bu düzenleme nedeniyle değerlerinin artacağının kuşkusuz olduğu

Dava, Orman Genel Müdürlüğüne ait taşınmazların İmar Kanununun 42.maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin iptali isteğiyle açılmış İdare Mahkemesince, İmar Kanununun 42.maddesi ve bu maddeye dayanılarak hazırlanan Yönetmeliğin 3.maddesinin (f) bendinde düzenleme ortaklık paylarının, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların imara uygun parseller haline getirilmesinin ve ihtiyaçları olan yol, meydan, otopark, yeşil saha gibi ortak kullanım alanlarına kavuşturulmalarının karşılığı olarak bedelsiz alıanan sahalar olduğu, olayda ise, belediye tarafından düzenleme olarak nitelenen işlemin her ikiside davacı Genel Müdürlüğe ait bulunan 30 ve 51 sayılı parsellere tek parsel numarası verilmesinden ibaret bulunduğu, parsellerin Çekirge ve Selvili Caddesine sınır olan cephelerinden trafik yolu için alınan kısımlarda anlaşmazlık olmadığı, plandaki yaya yolunun uyuşmazlık konusu parsellere hizmet edecek ve onlara değer kazandıracak nitelikte bulunmadığı, Yasanın 42.maddesinde, umumi hizmetler için düzenleme ortaklık payı alınabileceği öngörülmüş ise de, umumi hizmetlerden maddenin (b) bendinin 1 ve 3.fıkralarında vurgulandığı üzere bu parsellerin ihtiyacı olan ve onlara değer artışı sağlayan kullanım alanlarının kasdedildiği, her ne kadar bilirkişi raporunda 42.maddenin (a) bendinde geçen “diğer kullanım şekillerinden neyin anlaşılması gerektiğinin yorumu yapılarak dava konusu işlemin Yasa ve Yönetmeliğe uygun olduğu belirtilmiş ise de; yargıcın yetkisine giren Yasa maddesinin yorumlanması konusunda bilirkişiler tarafından açıklanan görüşe usul ve esas yönünden katılma olanağı bulunmadığı, bu nedenle olayda 42.maddenin uygulanmasının yerinde görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; dava konusu taşınmazlar üzerinde 42.madde uygulama sının 7.6.1982/onay günlü imar planı değişikliği ile belirlenen bir yaya yolunun açılması amacıyla yapıldığı, Çekirge Caddesini güneydeki Selvili Caddesine bağlayan bu yaya yolunun güneydeki konut alanının bir arter niteliğinde olan Çekirge Caddesine erişebilirliğini sağlaması açısından gerekli bulunduğu, 42.madde uygulamasının yürürlükteki imar planına uygun olduğu, 1201 nolu imar adasının diğer kısmı teşekkül etmiş bulunduğundan İmar Kanununun 42.maddesi uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa düzenlemeleri Hakkında Yönetmeliğin 5.maddesine göre bu adada sadece davacıya ait iki parsel için düzenleme yapıldığı, İmar Kanununun 42/b maddesinde umumi hizmetler için kullanılmak üzere Yüzde yirmibeş düzenleme ortaklık payının düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsalardan bedelsiz alınabileceği, Yönetmeliğin 33.maddesinde de bu payın her bir parsel için hesaplanarak maliklerin düzenlemeden sonra sahip olacakları parsel yüzölçümlerinin elde edileceği hükümlerinin yer aldığı, davacıya ait 30 sayılı parselin düzenlemeden önce 1470 m2 olduğu, yüzde 9.34 ünü oluşturan 137.32 m2 nin düzenleme ortaklık payı olarak düşüldükten sonra 1332.68 m2 alanın imar parseline tahsis edildiği 51 sayılı parselin alanının 8299.80 m2 olduğu, yüzde 9.35 ini oluşturan 776.48 m2 nin düzenleme ortaklık payı alınarak 7523.32 m2 alanın imar parseline tahsis edildiği, yapılan düzenlemenin yürürlükteki imar planına, İmar Kanununun 42.maddesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğe uygun olarak gerçekleştirildiği belirtilmiştir.

Öte yandan İmar Kanununun 42.maddesinin (b) bendinde; düzenleme ortaklık payının düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında alınacağı öngörüldüğünden, her düzenlemede taşınmazların bu düzenleme nedeniyle değerlerinin artacağı kuşkusuzdur.

Olayda da imar planı değişikliği ile öngörülen ve davacıya ait parsellerin de yararına olan yaya yolunun oluşturulması ve davacıya ait parsellerin imar parseli haline getirilmesi amacıyla davacı parsellerinin düzenleme ortaklık payı alınmak suretiyle düzenlemeye tabi tutulması işleminde mevzuata aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesinin temyize konu kararında isabet görülmediğinden bozulmasına, uyuşmazlığın niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler dava hakkında karar vermeye yeterli görüldüğünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 2. bendi uyarınca incelenen davanın reddine karar verildi.