Dava konusu riskli alan sınırları içerisinde davacıya ait taşınmazın bulunmadığı dikkate alındığında, davacı ile mülkiyet bağı veya hukuki ilgisi bulunmadığı açık olan taşınmazların riskli alan olarak ilan edilmesinin, davacının meşru, kişisel ve güncel menfaatini etkilemediği, dolayısıyla davacının riskli alan ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının iptalini istemekte, meşru, kişisel ve güncel menfaat ilişkisinin bulunmadığı
Davanın Özeti: 28/06/2016 günlü, 29756 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, İstanbul İli, Beyoğlu İlçesi, (…), (…), A3, A4, A5 ve A6 Mahalleleri sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanların, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. ve ek 1. maddelerine göre riskli alan ilan edilmesine ilişkin 13/06/2016 tarih ve 2016/8949 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi: 2577 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca davacının davacıların açmakta menfaati bulunmadığından, aynı Kanunun 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendi ve 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, 2577 sayılı Kanunun 14/6. maddesi uyarınca dosya incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava, 28/06/2016 günlü, 29756 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, İstanbul İli, Beyoğlu İlçesi, (…), (…), A3, A4, A5 ve A6 Mahalleleri sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. ve ek 1. maddelerine göre riskli alan ilan edilmesine ilişkin, 13/06/2016 tarih ve 2016/8949 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin (a) fıkrasında, idari davaların idari işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayımenfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağıbelirtildikten sonra ilk inceleme konularının belirlendiği 14. maddenin 3/c bendinde dilekçenin ehliyet yönünden inceleneceği, 15. maddenin 1/b bendinde ise bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan birisi olan “dava açma ehliyeti”, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade etmektedir. Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen subjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olmasıölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.
Dosyanın incelenmesinden; İstanbul İli, Beyoğlu İlçesi, (…), (…), A3, A4, A5 ve A6 Mahalleleri sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın riskli alan ilan edilmesine ilişkin 13/06/2016 tarih ve 2016/8949 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali istemiyle davanın açıldığı, dava dilekçesi ve ekinde mülkiyet bağı veya davacının hukuki ilgisinin bulunduğuna ilişkin belge sunulmadığı, Dairemizin 24.01.2017 tarihli ara kararında davacıdan, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı ekindeki krokilerde belirtilen koordinatlar arasında taşınmazının bulunup bulunmadığının, bulunuyorsa tapu kayıt örneğinin gönderilmesinin istenilerek 15 gün süre verildiği, ara kararının davacı vekili Av. ‘ye 28.02.2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen süresinde cevap verilmediği; davalı idarelerin savunma dilekçesinde ise, davacının T.C. Kimlik numarası ile Mekansal Gayrimenkul Sistemi (MEGSİS) üzerinden yapılan parsel sorgusu sonucu davacının taşınmazına ulaşılamadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; dava konusu riskli alan sınırları içerisinde davacıya ait taşınmazın bulunmadığı dikkate alındığında, davacı ile mülkiyet bağı veya hukuki ilgisi bulunmadığı açık olan taşınmazların riskli alan olarak ilan edilmesinin, davacının meşru, kişisel ve güncel menfaatini etkilemediği, dolayısıyla davacının riskli alan ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının iptalini istemekte, meşru, kişisel ve güncel menfaat ilişkisinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın ehliyet yönünden reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.800,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, kullanılmayan yürütmenin durdurulması harcı ile artan posta giderinin isteği halinde davacıya iadesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 06/07/2017tarihinde oybirliğiyle karar verildi.