Taşınmaz üzerindeki yapının riskli yapı olmasından dolayı yıkılması nedeniyle arsa haline gelen taşınmaz hakkında, paydaşların en az üçte ikisince verilen yeniden bina yaptırılması kararına katılmayan davacıya ait arsa payının diğer paydaşlara satışına ilişkin işlemi tesis etmediği anlaşılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının davanın tarafı olmasına yasal olanak bulunmadığı
İstemin Özeti: Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 31/03/2016 günlü, E: 2015/700, K: 2016/398 sayılı kararının; usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, işin gereği görüşüldü:
Dava; Şanlıurfa İli, (…) Mahallesi, 587 ada, 21 parsel sayılı yapının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında riskli yapı olarak tespit edilerek yıkılması nedeniyle arsa haline gelen taşınmaz hakkında, paydaşların en az üçte ikisince verilen yeniden bina yaptırılması kararına katılmayan davacıya ait arsa payının da dahil olduğu arsa paylarının diğer paydaşlara 11/08/2015 tarihinde saat 10: 00’da açık artırma ile satışına ilişkin Şanlıurfa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetlerinden Sorumlu Şube Müdürlüğünün 10/07/2015 günlü, E.4348 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; adli yargıda verilen ihtiyati tedbir kararı tapuya işlenmemiş dahi olsa, anılan ihtiyati tedbir kararı karşısında taşınmaz üzerinde satışı engelleyici herhangi bir kısıtlama bulunmadığına yönelik tapudaki resmi kayıtlar hukuki geçerliliğini yitirdiğinden, üzerine ihtiyati tedbir kararı konulan parselde anlaşmaya katılmayan paydaşlara ait arsa paylarının diğer paydaşlara satışına yönelik dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar, davalı idareler tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; “iptal davaları; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar” olarak tanımlanmış.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrasının (f) bendinde; dava dilekçelerinin husumet yönünden inceleneceği, 15/1-c maddesinde ise; davanın hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösterilerek açılması durumunda dava dilekçesinin belirlenecek gerçek hasma tebliğ edileceği, aynı Kanunun 14. maddesinin 6. fıkrasında; yukarıda belirtilen usule aykırılığın ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde davanın her aşamasında 15. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, yine aynı Kanunun 49/1-c maddesinde ise; usul hükümlerine uyulmamış olunması, kararın bozulmasını gerektiren sebepler arasında sayılmıştır.
Dosyanın İncelenmesinden; Şanlıurfa İli, (…) Mahallesi, 587 ada, 21 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının riskli yapı olmasından dolayı yıkılması nedeniyle arsa haline gelen taşınmaz hakkında, paydaşların en az üçte ikisince verilen yeniden bina yaptırılması kararına katılmayan davacıya ait arsa payının diğer paydaşlara 11/08/2015 tarihinde saat 10: 00’da açık artırma ile satışına ilişkin Şanlıurfa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açıldığı, Mahkeme tarafından Şanlırfa Valiliği yanında Çevre ve Şehircilik Bakanlığına da husumet yöneltilerek karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; dava konusu işlemi tesis etmediği anlaşılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının davanın tarafı olmasına yasal olanak bulunmadığı dikkate alındığında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı” hasım mevkiinden çıkarılarak, davanın yalnızca “Şanlıurfa Valiliği” husumetiyle karara bağlanması gerekirken Çevre ve Şehircilik Bakanlığının da husumet mevkiine alınmak suretiyle verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 31/03/2016 günlü, E: 2015/700, K: 2016/398 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/02/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.