Davacı köyün belediye mücavir alanına alınmasını öngören çevre düzeni planının iptali istemiyle açılan davada seçilen bilirkişilerin gerek mesleki ihtisasları yönünden, gerekse raporun içeriği ve kesin sonuca ulaşılmamış bulunması karşısında mahkemece bu planın iptaline karar verilmesinde isabet bulunmadığı
Dava, Bartın Çevre Düzeni imar planının Şiremir Çavuş Köyünün belediye mücavir alanına alınmasına ilişkin kısmının iptali dileğiyle açılmış, İdare mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak köyün tamamının mücavir alana alınmasında mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş karar davalı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Bartın Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6785 sayılı İmar Kanununun 47.maddesinde belediye sınırlarına mücavir bulunan ve beldenin ilerdeki gelişmesi bakımından gerekli görülen ve belediyenin teklifi üzerine İl İdare Kurulu kararı ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığının onayı ile kabul edilen alanlarda bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı, bu alanların köyleri de ihtiva edebileceği belirtilmiş, aynı yasaya ilişkin İmar Tüzüğünün 46.maddesinde ise teklif edilecek mücavir alanların tesbit ve tehdidinde bu yerlerin beldenin sosyal münasabetleri dolayısıyla müstakbel inkişaf sahası veya sayfiyesi olduğu ve bu nedenle müşterek bir nizam altına alınması gerektiği, İmar Kanununun bu yerlerde uygulanması halinde gerek iskan gerekse şehircilik bakımından doğabilecek sakıncaların önlenmesi icapettiği, bu yerlerin topografik ve jeolojik durumları dolayısıyla imar şartlarının tesbitinde zaruret bulunduğu ve bu yerlerin şehircilik bakımından iskan dışı tutulması zarureti ile buralarda inşaata izin verilmemesi gibi gerektirici nedenlerden bir veya birkaçına dayanılacağı kuralları yer almıştır.
Yukarıda değinilen mevzuat kurallarının birlikte değerlendirilmesinden belediye mücavir alan kapsamına alınma işlemlerinin öncelikle şehircilik ve kent planlaması konusunda uzman kişilerce ele alınarak incelenmesi, anılan işlemin yargısal denetiminde de sözü edilen konularda uzman kişilerden oluşturulan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılması gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Olayda ise, davacı köyün belediye mücavir alanına alınması yolundaki 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni planına karşı açılan dava sonucunda işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına dayanak alınan bilirkişi raporunun şehircilik ve kent planlaması konusunda uzman kişilerce düzenlenmediği gibi söz konusu raporda da davacı köyün yerleşik alanının beş ayrı mahalle olarak ele alındığı ve mahallelerin yapılaşma, sosyal ve ticari durumları ayrı ayrı incelenerek davacı köyün Bartın Belediyesi ile ilişkileri farklı yapısal özellikler gösteren mahalleler ölçeğinde ele alınması gerektiği sonucuna varıldığı, temyiz dosyası içerisinde yer alan belgelerin incelenmesinden anlaşılmıştır.
Anılan bilirkişi raporunun gerek düzenleyicilerinin mesleki ihtisasları yönünden, gerekse içeriği ve kesin bir sonuca ulaşmamış bulunması karşısında dava konusu işlemin iptaline dayanak teşkil edemeyeceği anlaşıldığından eksik incelemeye dayalı İdare Mahkemesi kararında usul yasaya uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince verilen kararın yeniden inceleme yapılmak üzere bozulmasına karar verildi.