1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1987/617 K: 1987/1123 T: 18/11/1987


Konut tahsisinin iptali amacıyla kendilerine konut tahsis edilmeyenler tarafından açılan davada Danıştay’ca verilen iptal kararı konut tahsisi yapılan kişilerin tümünü ilgilendirdiğinden bu kararın ilgili kişilere bildirilmesinin kararın gereği olduğu, buna ilişkin tebligat ile konutların tahliyesini amaçlayan tebligatın, bakanlık onayının geri alınarak tapu verilmesi istemini içeren başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada süre başlangıcı kabul edilemeyeceği

Dava, Gecekondu Önleme Bölgesindeki sosyal konutlardan davacıya yapılan tahsisi iptal eden Bakanlık onayının geri alınarak tapu verilmesi istemini içeren başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince davacıya davalı Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca Çankaya-Yıldız Gecekondu Önleme Bölgesindeki sosyal konutlardan 25.7.1980/tarihli onayla tahsis yapıldığı, ancak bu konutlarda kiracı olarak oturanlardan mülk tahsisi yapılmayan kişilerce Danıştay’a açılan davada, Danıştay 6.Dairesince mülk tahsisine ilişkin 26.7.1980/tarihli Bakanlık olurunun iptal edilmesi üzerine tahsisin 25.4.1983/günlü onayla kaldırıldığı ve bu işlemin davacıya 31.8.1983/tarihinde tebliğ edildiği, davacının bu işlemin tebellüğ tarihinden itibaren 2577 sayılı Yasanın 7 ve 11.maddeleri hükümleri uyarınca 60 gün içinde dava açması ya da davalı idareye bu işlemin kaldırılması, geri alınması veya yeni bir işlem yapılması için müracaatı gerekirken, bu süreler geçtikten sonraki bir tarih olan 25.4.1986/tarihinde tapu tahsisinin iptali işleminden dönülerek tapu verilmesi talebiyle davalı idareye müracaat ederek davalı idarece 60 gün içinde cevap verilmemesi üzerine 25.6.1986/tarihinde açılan davanın süreaşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı belirtilerek dava süreden reddedilmiş bu karar davacı vekillerince temyiz edilmiştir.

Olayda davacıyla birlikte 60 kişiye 25.7.1980/günlü, Bakanlık onayı ile yapılan tahsisin iptali için kendilerine konut tahsis edilmeyenler tarafından açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin tahsisin iptali yolundaki kararı, konut tahsisi yapılan kişilerin tümünü ilgilendirdiğinden bu kararın ilgili kişilere bildirilmesi aynı kararın bir gereği olup buna ilişkin tebligat ile Bakanlıkça bu kararın bir sonucu olarak değerlendirilerek sözü edilen kişilerin konutlardan tahliyesini amaçlayan tebligatın bu davada süreye başlangıç kabul edilmesine olanak bulunmadığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki mahkeme kararının bozulmasına;

Uyuşmazlığın niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler dava hakkında karar vermeye yeterli görüldüğünden, 2577 sayılı Yasanın 49.maddesinin 2.bendi uyarınca işin esasının incelenmesine gelince; 775 sayılı Gecekondu Yasası Uygulama Yönetmeliğinin 36.maddesinde;

Gecekondu Kanununun 31.maddesi gereğince İmar ve İskan Bakanlığınca yaptırılan konutların gecekondu bölgelerinin tasfiyesi ve ıslahı sebebiyle açıkta kalacaklara ve arsa tahsisi için yönetmelikte öngörülen şartları taşıyıp kendisine arsa tahsis edilmeyen konutsuz vatandaşlara mülk olarak tahsis edilmesi öngörülmüş, aynı yönetmeliğin 5.maddesinde de, Gecekondu Yasasına göre konut yardımından yararlanacak kişilerin yoksul ve dar gelirli olması, ayrıca kendisinin veya eşinin veya ergin olmayan çocuğunun herhangi bir belediye sınırı içinde ev yapmaya elverişli arsa veya apartmanın ayrı bir dairesine, karşılık olan payına sahip bulunmamasının şart olduğu kurala bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; Çankaya’da 1969-1970 yılları programına göre 775 sayılı Yasa uyarınca inşa ettirilen konutların 60 adedinin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğince gönderilen listede isimleri belirtilen Cumhurbaşkanlığı personeline bu görevleri süresince kullanılmak koşuluyla kiralık olarak tahsis edildiği, daha sonra Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin 4.7.1980/günlü yazılarıyla, kiralık olarak kullandırılmakta olan 60 konutun anılan yazı ekinde liste halinde isimleri gönderilen 60 kişiye mülk olarak tahsisinin istenilmesi üzerine 25.7.1980/günlü onayla sözü edilen 60 konutun 775 sayılı Yasa ve Yönetmelik uyarınca verilmesi gereken beyannameler ve gerekli diğer belgelerin tamamlattırılarak listede adı yazılı kişilere tahsis edildiği, bu arada 60 konutta Cumhurbaşkanlığı personeli sıfatıyla kiracı olarak oturup ta, gönderilen listede isimleri bulunmayan ve bu nedenle kendilerine tahsis yapılmayan 9 kişi tarafından tahsis yapılmasına ilişkin olurun iptali istemiyle Danıştay 6.Dairesinde açılan davalar sonucunda anılan Dairece, 775 sayılı Yasa ile ilgili Yönetmelikte yazılı esas ve usuller göz önüne alınmadan sadece Cumhurbaşkanlığı Genel sekreterliğinin gönderdiği listede isimlerinin yazılmış olması nedeniyle sosyal konutların bu kişilere mülk olarak tahsis edilmesinde mevzuata uyarlık görülmediğinden olurun iptaline karar verildiği, bu karar üzerine 25.4.1983/günlü onayla 60 kişiye mülk olarak tahsis edilen 60 konutla ilgili 25.7.1980/günlü Bakanlık olurunun iptal edildiği ve bu konutlarda oturanların tahliyesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak Danıştay Altıncı Dairesince verilmiş bulunan karar bu kişilere hiçbir şekilde tahsis yapılamayacağı anlamında olmayıp uyuşmazlığa konu konutların 775 sayılı Yasa ve ilgili yönetmelikte yazılı esas ve usullere uyulmadan tahsis edilmesinin mevzuata aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle konut tahsisine ilişkin olurun iptaline yöneliktir.

Bu durumda davalı idarece sadece bu olurun iptali ile yetinilmeyip, Danıştay 6.Daire kararında yazılı gerekçe doğrultusunda 775 sayılı Yasa ve Uygulama Yönetmeliği gereği kendilerine konut tahsisi istemiyle Bakanlığa başvuranların tümünün durumunu inceleyerek yeniden değerlendirme yapılması ve hak sahibi olan kişilerin belirlenmesi gerekir.

Oysa böyle bir değerlendirme yapılmadan söz konusu konutların bir kamu kuruluşuna satıldığı anlaşılmaktadır. Davalı Bakanlık, ancak beyanname ve gerekli diğer belgeleri verenlerin değerlendirmesini yapıp hak sahibi olanları belirledikten sonra mevcut konutlardan artan olması halinde bu konutlar hakkında mevzuat çerçevesinde işlem tesis edebilir.

Konutların tümünü, böyle bir değerlendirme yapılmaksızın bir kamu kuruluşuna devretmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline karar verildi.