1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1988/479 K: 1989/982 T: 26/04/1989


Dava konusu taşınmazın imar planında tahsis edildiği amaç yönünden gerekirse bilirkişi incelemesi yapılarak mevzuata uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekirken, mahkemece imar planında bir sosyal ve teknik altyapı alanının kaldırılabilmesinin ancak bu tesisin hizmet götürdüğü bölge içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabileceği yolundaki kurala dayanılarak imar planı değişikliğine konu yerde eşdeğer bir alanın ayrılmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmesinde isabet görülmediği

Dava, davacıya ait taşınmazın bir bölümünün park ve çocuk bahçesi olarak düzenlenmesine ilişkin imar planı değişikliğinin ve bu değişikliğe yapılan itirazın imar planı yapılması ve değişikliklerine ait esaslara dair Yönetmeliğin 21/2.maddesi uyarınca uygun görülmediği gerekçesiyle reddine ilişkin belediye meclis kararının iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince, İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 21.maddesinin 2.fıkrasında imar planın da bir sosyal ve teknik alt yapı alanının kaldırılabilmesinin ancak bu tesisin hizmet götürdüğü bölge içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabileceğinin kurala bağlandığı, olayda ise değişiklik talep edilen yerde ve bölgede eşdeğer bir alanın bulunmadığının dosyanın incelenmesinden anlaşıldığı, bu nedenle talebin bu gerekçeyle reddedilmesinden anlaşıldığı, bu nedenle talebin be gerekçeyle reddedilmesinde mevzuata aykırılık görülmediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ve bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

İmar planları, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan yada sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yolları bulmak, belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili koşullar göz önüne alınarak hazırlanır.İmar planlarının yargısal denetiminde de bütün bu hususlara uyulup uyulmadığının, taşınmazın yeri, büyüklüğü, konumu ve işlevi açısından imar planında ayrıldığı amaca şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından uygun olup olmadığının incelenmesi, gerekirse uyuşmazlık konusunda uzman bilirkişilere inceleme yaptırılarak saptanması gerekir.

Bu durumda dava konusu taşınmazın imar planında tahsis edildiği amaç yönünden şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından taşınmazın özelliği de göz önünde tutulmak suretiyle değerlendirilmesi hem de imar planı ve değişikliklerine ait esaslara dair yönetmeliğin 21/2.maddesinde belirlenen şekilde bir araştırma yapılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken sadece savunmada yer alan soyut ifadelere dayanılarak karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle eksik incelemeye dayalı olan temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.