1. Anasayfa
  2. AİHM Kararları

AİHM Sınırlı Sorumlu Özulaş Yapı Kooperatifi/Türkiye Davası Kararı


Başvuru No: 42913/98, Karar Tarihi : 8 Kasım 2005, Strazburg

OLAYLAR

Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) 1995 yılında başvurana ait Ankara’da bulunan araziyi çevre yolu yapımı dolayısıyla kamulaştırmıştır.

Kamulaştırma bedeli aynı yıl başvurana ödenmiştir. Başvuran ödenen miktarın yetersiz olduğu gerekçesiyle ek istimlak bedeli istemiyle Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurmuştur.

Asliye Hukuk Mahkemesi 23 Ekim 1996 tarihli kararla, İdarenin sözkonusu araziyi aldığı 1 Ekim 1993 tarihinden itibaren hesaplanacak yıllık % 30’luk yasal faiziyle birlikte başvurana 6.394.685.000 TL. ek bedel ödenmesini kararlaştırmıştır.

Yargıtay 10 Mart 1997 tarihinde, yasal faiz oranının sözü edilen arazinin kullanılmaya başlandığı önceki tarihten değil, istimlak edildiği 9 Kasım 1995 tarihinden itibaren hesaplanması kaydıyla İlk derece mahkemesi’nin kararını onamıştır.

Yasal faiz oranıyla birlikte ek istimlak bedeli 27 Ocak 1998 tarihinde başvurana ödenmiş, bu miktar 10.646.750.000 TL.’ye yükselmiştir.

HUKUK AÇISINDAN

I. EK 1 NO’LU PROTOKOL’ÜN 1., VE AİHS’NİN 14. MADDELERİ’NİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA

Başvuran, Kamulaştırıcı İdare tarafından verilen ek bedelin geç ödenmesi ve Türkiye’deki yüksek enflasyon oranı nedeniyle bahsekonu miktarın değer kaybetmesinden şikayetçi olmaktadır. Başvuran aynı zamanda, yasal faiz uygulanacak miktar ile Devletin borcu arasındaki farkın orantısız olduğunu eleştirerek bu yönde Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. ve bu maddeyle birlikte ve ayrı olarak AİHS’nin 14. maddesi’nin ihlal edildiğini ileri sürmektedir.

A. Kabuledilebilirliğe ilişkin

Hükümet, başvuranın Borçlar Kanunu’nun 105. maddesinde öngörülen başvuru yolunu tam olarak kullanmadığından AİHS’nin 35 § 1. maddesi uyarınca iç hukuk yollarını tüketmediğini savunmaktadır. Ödemenin geç yapılması nedeniyle uğranılan gelir kaybı, ilgilinin bu başvuru yolunu kullanması ve ileri sürdüğü zararın ek kamulaştırma bedelinin dışında olduğunu kanıtlaması durumunda tazmin edilebilir.

AİHM, Aka kararında benzer itirazın reddedildiğini hatırlatmaktadır (Bkz. sözü edilen karar, s. 2678-2679, §§ 34-37). AİHM, bu sonucu değiştirecek hiçbir gerekçe bulunmadığını belirterek Hükümetin itirazını reddetmiştir.

AİHM, yerleşik içtihatlarından doğan kriterler ışığında (Bkz. özellikle Akkuş, adı geçen karar) ve eldeki mevcut unsurların tümünü gözönüne alarak, başvurunun esastan incelenmesi gerektiği kanaatine varmıştır. AİHM başvuruda hiçbir kabuledilemezlik gerekçesi ile karşılaşılmadığını tespit etmiştir.

B. Esas hakkında

AİHM, daha önceki kararlarda benzer şikayetlerin dile getirildiğini ve bunların Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesinin ihlali ile sonuçlandığını dile getirmektedir (Bkz. sözü edilen Akkuş kararı, s. 1317, §§ 30-31, ve Aka kararı, s. 2682, §§ 50-51).

AİHM, mevcut davada Hükümetin davanın seyrini farklı şekilde sonuçlandıracak hiçbir tespiti ve delili sunmadığını incelemektedir. Mahkeme, yerel merciler tarafından ek istimlak bedelinin geç ödenmesi hususunun mülkiyet sahibinin gelir kaybına neden olan idareye yükleneceği tespitini yapmaktadır. Bu gecikme sözkonusu sürecin etkinliğini daha da artırmıştır ki bu durumda Mahkeme, kamu yararının zarureti ve mülkiyet haklarının korunması bakımından başvuranın özel bir görev üstlendiği görüşündedir.

Sonuç olarak Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesi ihlal edilmiştir.

Bu tespit ışığında, AİHM, AİHS’nin 14. maddesi uyarınca yapılan şikayeti incelemeyi gerekli görmemektedir.

III. AİHS’NİN 41. MADDESİ’NİN UYGULANMASI

A. Maddi ve manevi tazminat

Başvuran, 134.288 ABD Doları’na yükselen ki yaklaşık 111.322 Euro’ya karşılık gelmekte, maddi zarara uğradığını ileri sürmektedir. Başvuran ayrıca manevi zarar için 50.000 ABD Doları talep etmektedir.

Hükümet bu miktarların aşırı ve ispat edilmemiş olduğunu savunmakta, ayrıca, AİHM’nin öngöreceği tazminin sebepsiz zenginleşmeye neden olmaması gerektiğini ifade etmektedir.

AİHM, Akkuş kararında (sözü edilen, s. 1311, §§ 35-36 ve 39) belirlenen ilgili ekonomik hesaplama yönteminin uygulanacağına itibar ederek başvurana maddi zarar için 20.203 Euro ödenmesini kararlaştırmıştır.

Manevi zarara gelince AİHM, olayların mevcut koşulları gözönünde bulundurulduğunda, ihlal kararının tespitinin adil tazmin için başlı başına yeterli olacağına karar vermiştir.

B. Masraf ve harcamalar

Başvuran, Komisyon ve AİHM önünde yapmış olduğu giderler için 20.000 ABD Doları talep etmektedir.

Hükümet bu miktarın kanıtlanmadığına itibar etmektedir.

Mahkemeye sunulan unsurlar ve mahkemenin bu yöndeki içtihadı doğrultusunda AİHM, başvurana masraf ve harcamalara ilişkin toplam 1.000 Euro ödenmesine karar vermiştir.

C. Gecikme Faizi

AİHM, Avrupa Merkez Bankası’nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz oranına 3 puanlık bir artışın ekleneceğini belirtmektedir.

BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK, AİHM, OYBİRLİĞİYLE,

1. Başvurunun kabuledilebilir olduğuna;

2. AİHS’nin Ek 1 no’lu Protokolü’nün 1. maddesinin ihlal edildiğine;

3. AİHS’nin 14. maddesine dair şikayetin incelenmesine gerek olmadığına;

4. Mevcut kararın manevi zarar için tek başına adil bir tazmini oluşturduğuna;

5. a) AİHS’nin 44 § 2. maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden Y.T: L.’ye çevrilmek üzere Savunmacı Hükümetin başvurana;

i.maddi zarar için 20.203 (yirmi bin iki yüz üç) Euro;

ii.masraf ve harcamalar için 1.000 (bin) Euro ödemesine;

iii.belirtilen miktarların her türlü vergiden muaf tutulmasına;

b) Sözkonusu sürenin bittiği tarihten itibaren ve ödemenin yapılmasına kadar, Avrupa Merkez Bankasının o dönem için geçerli faizinin üç puan fazlasına eşit oranda basit faizin uygulanmasına;

6. Adil tazmine ilişkin diğer taleplerin reddine;

KARAR VERMİŞTİR.

İşbu karar Fransızca olarak hazırlanmış ve AİHM’nin iç tüzüğünün 77 §§ 2. ve 3. maddelerine uygun olarak 8 Kasım 2005 tarihinde yazıyla bildirilmiştir.