Suat Şimşek
İstatistikler
5064
Yazılar
0
Yorumlar
21115
Puan
Popüler Yazıları
- Tahliye Taahhütnamesi Yargıtay Kararları Aralık 11, 2022
- Ortaklığın Giderilmesi Davaları Vekâlet Ücretine İlişkin Yargıtay Kararları Ekim 16, 2022
- İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- İmar Kanunu 32 ve 42. Madde Yıkım ve Para Cezalarıyla İlgili Danıştay Kararları Ekim 17, 2022
- Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Hakkında Yargıtay Kararları Ekim 15, 2022
- Yazılar
- Favoriler
- Yorumlar
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2004/4043 K: 2004/11893 T: 14.9.2004
Yolsuz tescil nedeniyle tapunun iptal edilmesiyle yapılan satış sözleşmesi de geçersiz olacağından, kişi verdiği bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince iadesini isteyebilir. Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2006/576 K: 2006/1231 T: 27.2.2006
1062 sayılı "Hudutları Dahilinde Tebaamızın Emlakine Karşı Mukabele-İ Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkındaki Kanun"un koyduğu misilleme kuralına uygun olarak çıkarılan kararnamelerle 1939 tarihinden itibaren bir suriyeli'nin türkiye'de gayrimenkul iktisabı mümkün olmadığı gibi, bu tarihten sonra bir suriyeli'ye ait taşınmazın da bir…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/1938 K: 1995/2415 T: 24.2.1995
Davalıya terası kullanma ve tadilat yetkisi veren, yönetim planını imzalayan ve aynı zamanda teras katında her türlü tadilat ve inşaat için muvafakat veren kat malikinin aradan 4 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra bu tadilatın yıkılarak eski hale getirilmesini istemesi hakkın suistimalidir. Davacı I... A... ile…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/6651 K: 2005/7232 T: 27.10.2005
Tapulu bir taşınmazın veya bir bölümünün tapu kaydının hukuki değerini yitirmesi için yasada belirtilen koşulların oluştuğunun kanıtlanması gerekir; mahkemece, davacıların dayandıkları delillerin tümü toplanmadığı için kazanmanın gerçekleşip gerçekleşmediği anlaşılmamaktadır; lübnan uyruklu bir kişinin Türkiye'deki taşınmazının edinilip edinilmeyeceğinin öncelikle gözönünde tutulması…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2004/3304 K: 2004/5177 T: 22.4.2004
Suriye uyruklu bütün özel ve tüzel kişilerin, Türkiye'de bulunan taşınmaz ve taşınır malları ile bütün hak ve menfaatlerine 28.5.1927 gün 1062 sayılı kanun hükümlerine müsteniden hazinece el konulmuştur Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1993/6100 K: 1993/7439 T: 15.7.1993
Suriye uyruklu miras bırakanın devletçe el konulan taşınmaz malları doğrudan Türk mirasçısına geçmez. Yukarıda tarih, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün, Dairenin 26.4.1993 gün ve 3445/4231 sayılı ilamiyle bozulmasına karar verilmişti. Adı geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1996/11678 K: 21997/13242 T: 28.10.1997
Medeni Yasanın 651. maddesinin uygulanmasını gerektiren olaylarda; maddenin öngördüğü diğer koşullar oluşmuş ve uyuşmazlığında "irtifak hakkı kurulması" yoluyla çözümlenmesi durumu ortaya çıkmış ise; bu durumda da 3194 sayılı Yasanın 16. maddesi hükmü gözetilmelidir. Devaci tarafından, davalılar aleyhine açılan el atmanın…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1996/15721 K: 1997/600 T: 22.1.1997
Davalının imardan önce paydaş bulunduğu kadastro parseli üzerine yaptığı binası, imar ıslah uygulaması sonucunda davacıya ait imar parseline tecavüzlü hale geldiği takdirde, kendi arzu ve idaresi dışında idari kararla oluşan bu durum karşısında, davalı kusurlu sayılamayacağından; tespit edilecek bina bedelinin…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1992/14579 K: 1993/1967 T: 18.2.1993
Kışlaklar, yaylaklar ile birlikte incelenirler ve özel mülkiyete konu olamazlar. Satılamayacakları gibi zamanaşımı yolu ile de kazanılamazlar. Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın, davalı idare temsilcisi tarafından süresinde…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1989/13999 K: 1989/15149 T: 18.12.1989
Mera sınırı; niteliğinden ötürü, genişletilmeye elverişli ve değişebilir sınırlardandır.Kural olarak, kayda göre edinmenin korunması ve kayda üstünlük tanınması asıldır. Ancak; davacı davalılara önceden yapılmış ve tapulamanın o bölgede başladığı tarihe kadar bozulmamış olan tapu dışı satış ve buna bağlı zilyetlik…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1983/6136 K: 1988/7838 T: 29.6.1988
Tepe sınırı; kural olarak, değişebilir ve genişletmeye elverişli sınırlardandır. Ancak, kültür arazisinin bitiminde tepenin aniden yükselmesi ve tarıma olanak vermeyecek diklik göstermesi durumunda sabit sınır sayılabilir. Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Zara Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 14.7.1987 gün ve 231/244 sayılı…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1987/12718 K: 1988/1477 T: 15.2.1988
Genel yoldan herkesin yararlanma hakkı ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı vardır. Taraflar arasında görülen el atmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edildiğinden; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, davalının genel…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1985/7234 K: 1985/10247 T: 1.10.1985
Nitelikleri yönünden kamunun yararlandığı ve tescile bağlı olmayan deniz, akarsu, kumluk, kayalık, bataklık gibi yerler üzerinde imar ve ihya yoluyla özel mülkiyet kurulamaz. Bu tür yerlerin yanlışlıkla tapuya tescili kayıt sahiplerine mülkiyet hakkı vermez ve tapu kaydına dayanarak mal edinenler…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2002/7197 K: 2002/6868 T: 15.10.2002
Somut olayda davalının eşi aleyhine kamu davası sonucunda ihtilaflı gayrimenkulün bir bölümünün mera olduğu tespit edilmiş ve cezalandırılmasına karar verilmiştir, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı hukuk hakimini de bağlar zira bu karar davacı hazine lehine güçlü bir delil teşkil etmektedir. Davacı…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/6940 K: 2003/6925 T: 9.10.2003
Mera kanununa göre tahsis amacı değiştirilmedikçe mera, yaylak ve kışlaklardan bu kanunda gösterilenden başka şekilde yararlanılamayacağı belirtilmiştir; davalı, tahsis amacının değiştirilmesi yönünde ilgili bakanlığa başvurduğunu bildirdiğine göre bu başvurunun akıbetinin araştırılması gerekirdi. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.6.1999 gününde verilen…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/4026 K: 2003/7766 T: 4.11.2003
Mera, yaylak ve kışlakların kullanım hakkının kiralama esas ve usulleri mera yönetmeliğinde; ayrıntılı şekilde açıklanmıştır; davalı çekişmeli taşınmazı mera yönetmeliğinin 7.maddesinde açıklanan esas ve usullere göre kiralamamış ve mera değil tarla olarak kullandığından; yazılı gerekçe ile el atmanın önlenmesi davasının…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/09190 K: 2004/01666 T: 9.3.2004
Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan mera yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz sınırları daraltılamaz. Meralar üzerinde aidiyet iddiası ile el atmanın önlenmesi tapu, tespit iptali ve mera olarak sınırlandırma davaları açılabilir. Davacı vekili tarafından, davalı…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/1306 K: 2003/1733 T: 13.3.2003
Aleyhine geçit hakkı kurulan parsel maliye hazinesi adına tapuda kayıtlı olup, üzerinde köy okuluna ait intifa hakkı bulunduğundan dava konusu parsel kamu hizmetine tahsis edilmiş özel mülkiyete konu olamayacak bu nedenle de üzerinde geçit kurulamayacak yerlerdendir. Davacı vekili tarafından, davalı…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/3854 K: 2003/4616 T: 5.6.2003
4342 sayılı mera kanunu uyarınca il mera komisyonu tarafından mera tespit, tahdit ve tahsis çalışmalarına karşı yapılan itirazların inceleme ve sonuca bağlanması anılan kanun’un 13.maddesi gereğince genel mahkemelerin görevi içindedir. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.6.2002 gününde verilen dilekçe ile…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/3504 K: 2003/5088 T: 19.6.2003
Öncesi mera olan dava konusu taşınmazın sonradan yapılan nitelik değişiminin usul ve yasaya uygun bulunmaması nedeniyle davanın kabulü ile hazine adına özel mülk olarak tescile ilişkin tapu kaydının iptali ve yeniden mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekir. Davacılar tarafından, davalı…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/5475 K: 2003/6097 T: 18.9.2003
Davacı lehine dava konusu meralardan kiralama suretiyle veya başka şekilde yararlanma koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varılmakla birlikte, yargı yolu bakımından idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ise de bu tür davalar idari kazaya tabi değildir. Davacı…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/4239 K: 2004/8044 T: 22.11.2004
Dava konusu parsel, tahsisli mera olmadığı gibi, kadim kullanım bakımından da öncesi mera olan yerlerden değildir; taşınmazın bazı bölümlerinde zamanla mera bitkileri oluşması, buraya mera niteliği kazandırmaz. Davacı tarafından, davalı aleyhine 3.3.1975 gününde verilen dilekçe ile 1230 sayılı parselin tapusunun…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1994/987 K: 1994/1898 T: 24.2.1994
Hakemde, hazine ve belediye arasındaki ihtilafın konusu olan taşınmazın kime ait olduğuna karar verilir; bu karar kesinleştikten sonra tapuda ona uygun ihdasi karar verme işi mahkemeye aittir; bu nedenle hazine, taşınmazın öncesinin mera olduğuna dair tespit kararını mahallin en yüksek…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/5272 K: 2005/8293 T: 27.9.2005
Köy merasından yararlanmakta olan köylünün, bu yerin özel mülkiyet kapsamına alınması nedeniyle kullanım hakkı kısıtlandığından, açacağı tapu iptali davasında meşru, kişisel ve güncel yararının kısaca hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.3.2004 gününde verilen dilekçe ile…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/4730 K: 2003/5491 T: 15.9.2003
Meralar süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zaman aşımı ve zilyetlik yolu ile edinilemez. Ş. ile Hazine ve G. Belediye Başkanlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair G. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 4.3.2003 gün ve 11/36 sayılı hükmün Yargıtay'ca…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2003/3142 K: 2003/7464 T: 9.6.2003
Kadastro mahkemesine ait dava sonunda mera olarak tescil edilen yere ürün eken kişi sadece ürünün yetiştirilmesi için yaptığı zorunlu giderleri yani sürme, tohum ve ekme giderlerini isteyebilir, bu durumda ürün bedelini talep etme imkanı yoktur. Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/7275 K: 2003/7662 T: 18.11.2003
Köy orta malı meraya el atmaktan ötürü davacı hakkında ceza mahkemesi kararı ile taşınmazın hükmen mera olduğu belirlenmiş olmakla; bu davada zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil mümkün değildir. Süleyman ile davalı Hazine ve A. Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/7724 K: 2005/1781 T: 8.3.2005
Dava konusu taşınmazın mera olduğu ileri sürülerek, davalı köy tüzel kişiliği tarafından davacının yararlanmasına karşı koyulduğu iddia edilen davada; uyuşmazlığın meraya ilişkin olduğu göz önüne alınarak, yerel bilirkişi ve tanıkların komşu köyler halkı arasından seçilip dinlenilmesi, bu nedenle taraflara tanık…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/1786 K: 2005/2158 T: 21.3.2005
Taşınmazın, miras bırakanlar ve davacı tarafından sınırlandırma tarihinden geriye doğru 50 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak kullanıldığı yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından belirtilmesi, kadim veya tahsisli mera olmadığının bildirilmesi, tarım arazisi niteliğini taşıdığının uzman bilirkişi raporunda açıklanmış bulunması,…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/2607 K: 2005/3214 T: 22.4.2005
Boş arazi niteliğiyle tespit dışı bırakılan ancak daha önce sürülüp işlenmeye başlandığı ve üzerinde mera karakterli bitki ve otların bulunduğu uzman bilirkişi raporundan anlaşılan taşınmaza ilişkin tescil talebinin reddi gerekir. Fatma ve müdahil davacı Muhsin ve müşterekleri ile Hazine ve…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3498 K: 2005/4247 T: 6.6.2005
Meraya ilişkin uyuşmazlıklarda, yerel bilirkişi ve tanıkların bu yerden yararlanmayan komşu köyler halkı arasından seçilip dinlenilmeleri gerekir. K: ve İ. ile Hazine ve U. Köyü Tüzel Kişiliği, müdahil davalılar A. ve müşterekleri aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/8950 K: 2005/556 T: 31.1.2005
Davacının hazine tapusunun oluşmasından önce kazanmayı sağlayan zilyetliğini kanıtlaması gerekmektedir; davacının, hazineye ait tapunun tesis tarihinden geriye doğru tmknun 713/1, 3402 sayılı kadastro kanununun 14. maddesinin aradığı 20 yıllık kazanmayı sağlayan zilyetlik süresini doldurmadığı anlaşılmaktadır. Mustafa Kemal Ö. ile Hazine…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/3220 K: 1996/3633 T: 3.7.1996
Vakfa ait arsa üzerine gecekondu yapan davalıya, 2981 sayılı Kanun uyarınca tapu tahsis belgesi verilmiş ve tapunun beyanlar hanesine davalının arsa bedelinden dolayı borçlandırıldığı yazılmıştır. Bu nedenle kadastro sırasında sözkonusu borç tutanağının rehinler hanesine aynen aktarılarak davalı adına tespit edilmesinde…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/396 K: 2005/1286 T: 21.2.2005
Zilyetlikle kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiğine göre; taksime konu yapılan ve vergi kayıt miktarı kapsamında kalan parseller ile bunların hizasında yer alan ve miktar fazlası olarak mera niteliğiyle sınırlandırılan parseller bir bütün olarak gözetildiğinde davacının dava dilekçesinde istediği ¼ payın;…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/2664 K: 2004/5368 T: 6.7.2004
Tescil konusu taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında taşlık niteliği ile tespit dışı bırakılmıştır; böyle bir yerin 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 17. maddesinde yazılı koşullar altında ihya edilmesi ve ihya olgusunun tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıldan fazla süreyle tasarruf edilmiş olması kazanmayı…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/4721 K: 2004/5411 T: 7.7.2004
Taşınmazın kamu emlakine dönüştüğü gözetilmeden mülkiyetin tespitine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, davacı adına tescile karar verilmiş olması ve davacının müdahalenin önlenmesi konusunda bir isteği bulunmadığı halde, istek dışına çıkılarak hazinenin bu yerdeki müdahalesinin men'ine şeklinde hüküm kurulmuş olması da humk:…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/4959 K: 2004/5501 T: 9.7.2004
Uyuşmazlık konusu taşınmaz tespit dışı bırakılan yerlerden olup, öncelikle tmk’nun 713/3. fıkrası uyarınca ilgili kamu tüzel kişisi durumunda bulunan belediye’ye davanın yöneltilmesi, taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamaya katıldıkları takdirde davaya karşı delillerini sunmaları için kendilerine süre ve imkan tanınması gerekir;…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/5261 K: 2003/5697 T: 22.9.2003
Mera, yaylak ve kışlak gibi kamunun hizmetine terk ve tahsis edilen hizmet mallarının mülkiyeti hazineye ait olup, el atmanın önlenmesi davası dinlenemez. H. ile M. ve A. aralarındaki el atmanın önlenmesi davasının kabulüne dair T: Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 14.5.203…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1987/4002 K: 1987/4319 T: 6.4.1987
Bataklık Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir. Zilyetlik yoluyla kazanılamaz. 25.12.1954 tarihli ve 1953/625 esas, 1954/826 karar sayılı hükmün esasını oluşturan haritada, dava konusu taşınmaz, bataklık olarak gözükmektedir. Bu hükme ilişkin dosyada belgelere göre de taşınmazın o tarihlerde bataklık…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1986/10595 K: 1986/11217 T: 17.11.1986
Eski eser sayılan yerler zilyetlik yolu ile tescil edilemez. Ancak, 2863 sayılı Yasa hükmüne göre tescil isteminde bulunulabilir. Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Belediye Başkanlığı ve Hazine vekili aralarındaki tescil davasının kabulüne dair, (Kadınhanı Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 15.1.1986 gün ve…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1996/4862 K: 1997/904 T: 6.2.1997
Dava konusu taşınmaz, tapulamada mera olarak sınırlandırılmış olduğundan, uyuşmazlık meraya ilişkin olup, meranın mülkiyeti Hazine’ye ait olup, Hazine yanında Belediye Başkanlığı da davada, davalı olarak gösterilmelidir. Yusuf ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair, (Hüyük Asliye Hukuk…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/8239 K: 2004/1586 T: 9.3.2004
İmar işlemi idari bir işlemdir; taşınmazın öncesi tapulu ya da tapusuz olsun önemi yoktur; idari işlem idari yargıda iptal edilmediği sürece geçerliliğini korumakta olup; imardan önceki gerçek hak sahipleri imar işlemiyle doğru ya da yanlış olarak belirlenmiş ve bu işlem…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1991/8507 K: 1991/12488 T: 4.11.1991
Meraların mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köye aittir. Böyle bir iptal davasında köy tüzel kişiliği yasanında, Hazineye de husumetin yöneltilmesi gerekir. Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece verilen karar yasal süre içerisinde davalı tarafından temyiz edildiğinden;…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1989/8162 K: 1989/9365 T: 11.9.1989
Doğal servet ve kaynak niteliğindeki ormanların, özel mülkiyet konusu olmasına yasal olanak yoktur. Bu tür yerler hakkında gerçek kişiler adına sicil oluşturulması da taşınmazın özde kamu malı olma niteliğini değiştiremez. Taraflar arasında birleştirilerek görülen tescil davası sonucunda, Yerel Mahkemece davacı…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1992/701 K: 1992/1370 T: 12.3.1992
Kısmen kamulaştırmada binanın arta kalan kısmının yararlanmaya elverişli olması halinde eski nitelikleri dairesinde kullanılacak duruma getirilmesi için gerekli olan giderler ve bedeller kamulaştırma bedeline eklenir. Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1992/12673 K: 1992/17617 T: 7.9.1992
Mal sahibinin geri alma hakkının doğabilmesi için kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinden itibaren beş yıl içinde kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapılmaması gerekir. Bu hak doğumundan itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır. Taraflar arasındaki kamulaştırılan gayrimenkulün geri verilmesi davasından dolayı yapılan…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1993/8654 K: 1993/12169 T: 22.6.1993
Kamulaştırmadan idarenin tek taraflı olarak vazgeçmesi durumunda mal sahibinden bankaya yatırdığı kamulaştırma bedeli nedeniyle faiz istenebilmesi için mal sahibinin temerrüde düşmesi gerekir. Bu durumda faiz temerrüt tarihinden itibaren başlar. Taraflar arasındaki "kamulaştırma bedelinin iadesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/8307 K: 1996/9756 T: 7.11.1996
Belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan taşınmazın arsa olarak sayılabilmesi için ya konutun turistik veya sınai tesis yapılmak amacı ile parsellenip tapuya şerh verilmesi ya da Bakanlar Kurulu Kararı ile sınai veya turistik önemi yahut hızlı şehirleşme faaliyetleri dolayısı…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/8446 K: 1996/9746 T: 7.11.1996
İmar planı içinde yer almayan bir taşınmazın arsa olarak nitelendirilebilmesi aşağıdaki koşulların bir arada bulunmasına bağlıdır: - Belediye ya da mücavir alan içinde olmak, - İskana ayrılmış olmak, - Belediye hizmetlerinden yararlanmak, - Meskun yerler arasında yer almak. Dava dilekçesinde…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/7751 K: 1996/9355 T: 30.10.1996
Kamulaştırma Kanunu'nun 13. maddesine göre kamulaştıran idare, takdir komisyonunun belirlediği değeri taşınmaz malikine ödenmek üzere bir bankaya bloke etmek zorunda olup taşınmazın takdir edilen bu değerinden idarece herhangi bir kesinti (KDV adı altında dahi olsa) yapması söz konusu değildir. Dava…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/8169 K: 1996/9169 T: 22.10.1996
Taşınmazın ilerde uygulanacak imar planı içerisindeki konumu dikkate alınmaksızın mevcut durumu itibariyle değerlendirme yapılır. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/7741 K: 1996/8892 T: 3.6.1996
Taşınmaza, yonca gelirine göre (zirai gelir metodu) değer biçilebilmesi için değerlendirme tarihinde taşınmazın yoncalık olması gerekir. Taşınmaz mal yoncalık olmadığına göre, yoncanın münavebe bitkisi olarak kabulü mümkün değildir. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, kamulaştırma bedelinin…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/9026 K: 1996/9878 T: 17.6.1996
Dava dilekçesinde faiz istenmemiş olması yeni bir dava ile faiz istenmesine engel teşkil etmez. Davacının dava sırasında faiz talebi reddedilmiş ve davacı bu red kararını temyiz etmemişse artık karar tarihine kadar olan faiz hakkını isteyemez. Bu durumda idare lehine usuli kazanılmış…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/6099 K: 1996/6977 T: 10.7.1996
Bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazdan daha değerli bir yerde bulunan parselin somut emsal alınıp yüksek değer belirlenmiş olması doğru değildir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/7087 K: 1996/8266 T: 7.10.1996
Arazinin gelir esasına göre değerlendirilmesinde resmi mercilerin münavebeye alınan ürünler konusunda verdiği dekar başına gelir, verim ve gider rakamları uygulanır. Her taşınmazda verim ve sair veriler yılına ve kullanılan verilere göre değişik olabilir ise de aslolan ortalama verilere göre değerin…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/4488 K: 2003/6276 T: 23.9.2003
Mera yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanabilir; tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmada ileri sürdükleri verileri tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun yeterince araştırılması gerektiğinde, köyün kuruluş tarihinin…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/1236 K: 2003/1709 T: 13.3.2003
Meraların mülkiyeti hazine'ye, kullanımı ise belediye veya köy tüzel kişiliklerine aittir. Kamu malı olan bu taşınmazlarla ilgili olarak açılan davalarda gerek yürürlükten kaldırılan 766 sayılı tapulama kanunu’nun 31/2. Maddesinde, gerekse 3402 sayılı yasanın 12/3. Maddesinde on yıllık süre ile ilgili…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/9426 K: 2005/9450 T: 24.10.2005
Mera ve yaylaya el atmanın önlenmesini isteme hakkı kural olarak hazine ile yararlanan köy veya belediye tüzel kişiliklerine aittir; davacı tarım ve köyişlei bakanlığının meraya el atmanın önlenmesi davası açma hakkı olmadığından davanın reddine karar vermek gerekir. Davacı vekili tarafından,…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/6432 K: 2003/6520 T: 29.9.2003
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlakların özel mülkiyete konu olması, gayesi dışında kullanılması, zamanaşımı uygulanması, sınırlarının daraltılması mümkün değildir. Meralar üzerinde, aidiyet savıyla el atmanın önlenmesi, tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma veya tespitin iptali ve…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/3527 K: 2003/5152 T: 20.6.2003
Mahkeme tarafından yapılacak keşifte, tahsise dayanılıyorsa, tahsis kayıtlarının yerel bilirkişi ve tanıklar marifetiyle tatbik edilmesi, ihtilaflı yeri kapsayıp kapsamadığının saptanması, gayrimenkulün mera olmadığı savında bulunulması durumunda varsa çevre gayrimenkullerin kayıtları da tatbik edilmek suretiyle ihtilaflı yeri ne şekilde okuduğunun, çevre…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/2400 K: 2003/5697 T: 4.7.2003
Merada keçi otlatılması, hem orman işletme şefliğinin yazısı neticesinde hem de köy ihtiyar kurulu kararlarıyla yasaklanmış olduğundan dolayı dava reddedilmelidir. Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.5.2001 gününde verilen dilekçe ile meni müdahale istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/6156 K: 2003/6107 T: 6.10.2003
Tapusuz taşınmazın, tmk 713/1. Maddesi hükümlerine dayalı tescil isteği olmakla; bu hükümlere göre, bir yerin tapuya tesciline karar verilmesi için; diğer kazanma koşulları yanında, taşınmazın niteliği itibariyle kazanılmayı elverişli yerlerden olması gerekir. A. ile Hazine ve Y. Köyü Muhtarlığı aralarındaki…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/9135 K: 2005/342 T: 24.1.2005
4753 sayılı kanun hükümleri uyarınca kurulan ve faaliyet gösteren toprak komisyonları idari nitelikte olmalarına karşın yapmış oldukları belirtmelere karşı açılacak davalarda genel mahkemeler yetkilidir. Esasen mülkiyet uyuşmazlığına ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yerinde çözüme kavuşturulması da mümkün değildir. A. ile Hazine…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/170 K: 2005/675 T: 3.2.2005
Taşınmazın tesbit dışı bırakılma tarihindeki niteliği, bu yer hakkında tutanak düzenlenip düzenlenmediği ve mera niteliği araştırılarak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Mehmet Sait A. ile Hazine ve G. Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair N. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3326 K: 2005/4931 T: 30.6.2005
Kadastro tespiti sırasında nazara alınan 1937 tarih 1093 tahrir numaralı vergi kaydının tesis edildiği tarihten tespit tarihine kadar kazanma süresi ve koşullarının geçip geçmediğinin araştırılması, kazanma koşulları oluşmuş ise 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 21.maddesi hükmü göz önünde tutularak davacıya seçimlik…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/12-463 K: 2005/455 T: 13.7.2005
Tazminat niteliğinde olan kamulaştırmasız el atmaya dayalı dava sonucu hükmedilen meblağlar, Anayasa’nın. 46/son maddesi kapsamı dışında kalmaktadır ve bu meblağlara kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması olanaklı değildir. 3095 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerekir. Taraflar arasındaki "şikayet" davasından…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2005/4430 K: 2005/5039 T: 25.4.2005
Kıyıların kamu malı niteliği taşıyan ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden bulunduğu, anılan yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağı açıktır. Belirtilen nitelikteki yerlerde 18. madde uygulamasıyla tapu kayıtlarının oluşması olanaksızdır. Her nasılsa kıyılarda oluşturulan mülkiyet belgelerine değer verilmesine de olanak…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2004/10141 K: 2004/10968 T: 11.10.2004
Davalı, uyuşmazlık konusu taşınmazın mülkiyetini, Encümen kararına dayalı idari işlem ile kazanmıştır. Söz konusu idari işlem geçerliliğini koruduğu sürece Hazinenin, davalı aleyhine bir tapu iptal ve tescil davası açma olanağı bulunmamaktadır. DAVA: Davacı hazine, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinde tarla niteliği…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1991/4330 K: 1991/13551 T: 25.11.1991
Davalı tarafından tecavüz edilen mera bölümü ihtiyaçtan fazla ve bunun kira tutarına karşılık işgal tazminatı, mera zemini bozulmuş ise bu yerin eski hale getirilmesi için gereken masraf tutarı ile eski hale dönüştürülmesi suretiyle meradan istifadeye mani olunan ot bedeline, şayet…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1990/759 K: 1990/9830 T: 29.11.1990
Yeraltı suları; Medeni Kanunun 679. maddesinin 2. fıkrası ile 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkındaki Kanunun 1. maddesine göre genel sulardan olup, bu sulardan herkes öncelik hakkına uymak koşuluyla yararlı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Dava dilekçesinde suya vaki müdahalenin men’i istenilmiştir. Mahkemece,…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1990/1457 K: 1990/8570 T: 30.10.1990
Dava konusu kaynak suyunun MERAdan çıktığı belirlendiğine göre genel sulardan sayılacağı kuşkusuzdur. Genel sulardan herkes, kadim ya da öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Dava dilekçesinde suya vaki el atmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece, davacı Yeni çubuk Belediyesi’nin…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1989/4968 K: 1990/1633 T: 26.2.1990
Tapusuz araziden çıkan suları, genel nitelikteki sulardan olup bu sulardan herkes öncelik hakkına uymak koşulu ile faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir. Dava dilekçesinde suya el atmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1997/2462 K: 1997/3103 T: 18.3.1997
683l sayılı Yasanın 17/l-2. maddesi; dört tarafı ormanla çevrili taşınmazlar orman bütünlüğünü bozacağı için, bu taşınmazlardan tarım yada inşaat yapmak suretiyle yararlanılamayacağını, buralara yerleşilemeyeceğini emretmiştir. 17. maddeye aykırılık oluşturan taşınmazlar özel mülk olarak kabul edilemez, orman sayılması gerekir. Taraflar arasındaki…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1996/9863 K: 1996/l2327 T: l5.l0.1996
Orman alanları içinde yer alan, orman bütünlüğünü bozan ve hiçbir mülkiyet belgesi bulunmayan küçük açıklıkların, özel mülk olarak kabulüne olanak yoktur. Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtay’ca incelenmesi Orman Yönetimi ve…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/4257 K: 2005/4603 T: 20.6.2005
Hazine tapularının oluştuğu tarihten geriye 20 yılı aşkın zilyetlik kanıtlandığına, mera niteliğinde olmayıp uzun yıllardır kullanılan kuru tarım arazisi oldukları uzman ziraatçi bilirkişi raporu ile belirlendiğine ve zilyetlikle kazanmaya engel bir husus bulunmadığı anlaşıldığına göre aşağıda yazılı bulunan husus dışında…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/9070 K: 2004/1134 T: 26.2.2004
Davacılar, mülkiyeti sağlayıcı herhangi bir belge ve kayda dayanmadığına göre, dört tarafı eylemli mera olan ve merayla aralarında doğal ve değişmez sınırı bulunmayan bir yerin öncesinin de mera olduğunun kabulü gerekir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. Maddesine göre; meralar devletin…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/709 K: 2005/1220 T: 21.2.2005
Orta malı mera olarak sınırlandırılan dava konusu yerlerin davacının zilyetliğinde bulunduğu yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edilmiş ise de, ziraatçi uzman bilirkişinin düzenlediği raporda taşınmazın mera bitki örtüsüyle kaplı olduğu, uzun yıllardan beri tarım arazisi olarak kullanılmadığı gerekçeli olarak…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/2645 K: 2005/3341 T: 28.4.2005
Paftaya göre, çevresinde fundalık alanlar bulunduğu anlaşılan tescil konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının yöntemine uygun bir biçimde araştırılıp belirlenmesi, ayrıca güneyinde yer alan parsele uygulanan vergi kaydının dava konusu taşınmaz yönünü mera olarak gösterdiğine göre, davacı ile vergi…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/7349 K: 2006/2218 T: 4.4.2006
Fermanlar mülkiyet belgesi olmayıp, zilyetlik belgesidir zilyetliğin ispatı için fermanlar tek başına yeterli olmayıp, yerel bilirkişi ve tanık sözleriyle de birleşmesi gereklidir. Somut olayda, dayanak fermanının harcı yatırılmak suretiyle tasdik işleminin yapıldığı kanıtlanamadığı gibi lehine ferman bulunan kişi ile davacıları…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2001/5901 K: 2001/6696 T: 1.10.2001
İddia ve savunma çerçevesinde davacılar ve murislerinin bağımsız 20 yıllık zilyetliğinin geçip geçmediği, geçmemiş ise kendilerine intikal şekli üzerinde durulması, ayrıca 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca bu yer hakkında yapılan uygulama bakımından belgelerinin bulunduğu yerden getirtilip uyuşmazlığın çözümünde göz…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3897 K: 2005/4230 T: 6.6.2005
Taşınmazın öncesinin kadim mera olduğunun ve meradan elde edildiğinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Dava dilekçesinde gösterilen ve itiraza uğramayan değer üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, keşifte tespit edilen ve eksik nispi harcı ikmal edilmeyen değer üzerinden davacı…
AİHM Mevlüt Aka/Türkiye Davası Kararı
Başvuru No: 107/1997/891/1103, Karar T: 23 Eylül 1998, Strazburg USULİ İŞLEMLER 1. Dava, 30 Ekim 1997 tarihinde, Sözleşmenin 47. Maddesi, ve 32. Maddesinin 1. Fıkrası'nda öngörülen üç aylık süre içerisinde, Mahkeme tarafından Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na ("Komisyon") sunulmuştur. Dava, Türk vatandaşı olan…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/3692 K: 1993/10474 T: 22.10.1993
Dört yanı kesinleşmiş mera parseli ile çevrili olan taşınmazın, öncesinin de mera olduğunun kabul edilmesi gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/1155 K: 1995/4811 T: 27.4.1995
Tahsis yolu ile mera olarak belirtilen taşınmazların öncesi mera olmasa bile, üzerinde sürdürülen zilyetlik, zilyet olan kişiye bir hak bahşetmez. Taraflar arasındaki kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/3477 K: 2004/3885 T: 26.10.2004
Taşınmazın dava ve temyize konu bölümü ile dava ve temyize konu olmayan taşınmaz kesimi arasında ayırıcı unsur olarak doğal yada yapay bir sınır yerinin bulunmadığı tespit edilmiş olup; bu da taşınmazın dava ve temyize konu bölümünün sınırlarını oluşturan dava ve…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/1648 K: 2005/2061 T: 21.6.2005
Bir taşınmazın öncesi kamu malı niteliğinde mera olsa bile tahsis gününden sonra mera tahsis haritasının kapsamı dışında kalması koşulu ile bu niteliğini yitirir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, duruşma…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/820 K: 2005/779 T: 18.3.2005
Uyuşmazlığın sağlıklı bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının yöntemine uygun şekilde belirlenmesi zorunludur. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle temyiz…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/1-120 K: 2004/96 T:25.02.2004
Hazine ecrimisil için muhakkak idari yolu kullanmak zorunda değildir. 2886 sayılı Yasanın 75. maddesi ile getirilen bu imkanın bir zorunluluk olarak yorumlanması doğru değildir. Hazinenin, ecrimisil isteyebilmesi için genel mahkemeye dava açma zorunda olmaması, bu konuda idari işlem düzenleme ve…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1978/1-967 K: 1980/1365 T: 27.2.1980
Sahipsiz ve kamuya ait mallar üzerinde özel mülkiyet kuralları yürümez; alınıp satılamazlar, zamanaşımı ile kazanılamazlar. Denizlerin kara suları, kıyılar, kumluk, çakıllık, taşlık, kayalık yerler denizlerin uzantısıdır. Bu bakımlardan bu gibi yerler için alınan tapu kayıtları hukuken değer taşımazlar. Taraflar arasındaki…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/5-750 K: 2005/19 T: 02.02.2005
Taşınmazın bilirkişi kurulu raporunda yazılı özelliklerine göre objektif değer artırıcı unsurun yüzde kırkı geçemeyeceği gözetilmeden, daha yüksek oranda değer artırıcı unsura göre kamulaştırma bedelinin fazla artırılması mümkün değildir. Taraflar arasındaki "Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili" davasından dolayı yapılan yargılama…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-54 K: 2006/31 T: 01.03.2006
Taşınmaz mala yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü, değerlendirme tarihine yakın zamanlarda satılan emsal mevcut ise; daha uzak mesafede bulunan taşınmazların emsal alınması olanaklı değildir. Aksi düşünce, taşınmazın gerçek değerinin tespiti ilkesine aykırıdır. Taraflar arasındaki "kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat" davasından…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/12-135 K: 2006/150 T: 12.04.2006
Alacağa yasal faiz uygulanmasının hüküm altına alınmış olmasının, kamulaştırma bedelinden kaynaklanan alacaklara kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği Taraflar arasındaki (ilama dayalı icra takibinde istenilen işlemiş faiz tutarına ve takipten sonrası için istenilen faizin…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-227 K: 2006/265 T: 203.05.2006
Zemin malikinden başkası tarafından oluşturulan muhtesatın bedelinin ödenebilmesi için, zeminin başkası adına tapulu, sahipsiz ve/veya zilyedi tarafından iktisap edilmemiş bir yer olması; eş söyleyişle özel kişilerin mülkiyetine konu olabilecek yerlerden bulunması gerektiği kuşkusuzdur. Mer'a vasfı ile sınırlandırılan taşınmaz üzerinde davacı…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1998/14-524 K: 1998/560 T: 1.7.1998
Islah imar planı yapılmış ve Hazine’ye ait taşınmaz imar uygulaması sonucu müstakil imar parsellerine bölünerek tapuya işlenmiş ise, tapu tahsis belgesine dayanarak tescil talep edilebilir. Taraflar arasındaki "tapu iptal-tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ş. Asliye 4. Hukuk Mahkemesi’nce davanın…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/5-754 K: 2005/783 T: 28.12.2005
Kesinleşmiş tescil ilamı ile mülkiyet hakkı sona eren davacıların aktif husumet ehliyeti bulunmadığından, mülkiyet hakkına dayalı olarak kamulaştırmasız elkoyma nedeniyle taşınmaz bedelinin talep edildiği davanın, sıfat yokluğundan reddine karar verilmelidir. Taraflar arasındaki "kamulaştırmasız el koymadan kaynaklı alacak" davasından dolayı yapılan…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1991/5-215 K: 1991/342 T: 5.6.1991
2981 sayılı Kanun'un 16. maddesi yarınca tescili istenen bağımsız bölüm hakkında yıktırılması yolunda kesin hükmün bulunması, söz konusu bağımsız bölümün tesciline engeldir. Taraflar arasındaki "Kat Mülkiyeti Kanununa muhalefet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Bornova Sulh Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine, karşı…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1993/763 K: 1994/7 T: 26.1.1994
Davalının komşu imar çapına yaptığı tuvalet, kömürlük ve merdiven basit ve MK: 654. maddesi çerçevesinde değerlendirilebilecek nitelikte olup, bu niteliği ile İmar Kanununun 18. maddesinin uygulanmasına imkan veremez. Taraflar arasındaki "men'i müdahale ve eski hale getirme" davasından dolayı yapılan yargılama…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1993/809 K: 1994/59 T: 16.2.1994
Ortaklığın giderilmesi davalarının, tapuda paydaş bulunanların tamamına husumet yöneltilerek yürütülmesi gerekir. Müşterek mülkiyet üzere olan taşınmazda, bir paydaşın ölümü sonucu yalnızca onun iştirak halinde mülkiyet durumuna dönüşen payı ile ilgili olarak, ortaklığın giderilmesi mümkün değildir. Taraflar arasındaki "ortaklığın giderilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/9834 K: 1994/11728 T: 6.10.1994
Kamulaştırılan alandaki keson ve sondaj kuyularında az miktarda su bulunduğu ve bu sebeple bölgede genellikle arazilerin tamamı değil ancak bir kısmında sulu tarım yapılabildiği belirtilmiş ise, kısmen kamulaştırmada kamulaştırılan yerdeki suyun kamulaştırılmayan kısmının değerini düşürdüğü iddiasının keşif yapılmak suretiyle bilirkişi…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/10685 K: 1994/13052 T: 27.10.1994
İşlemlerin tamamlanmaması halinde kamulaştırmadan bahsedilemez, kamulaştırmasız el atma söz konusu olur. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/1652 K: 1995/2435 T: 24.2.1995
Değerlendirilen taşınmazın civarındaki taşınmazlardan farklı olarak üretimi arttırıcı özel ve üstün nitelikleri var ise bunlar kapitalizasyon faizi oranının belirlenmesinde dikkate alınmamış olmaları koşulu ile Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesinin (i) bendindeki bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüler kapsamında mütalaa edilebilir.…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/1792 K: 1996/2595 T: 14.3.1996
Tespit davalarında genel kural eda davasının açılacağı hallerde tespit davası açılamayacağı olduğu için, el koyma tarihinin tespiti için açılan davanın reddi gerekir. Dava dilekçesinde, elkoyma tarihinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/796 K: 1996/1516 T: 12.2.1996
Emsalin kadastro parseli, dava konusu taşınmazın imar parseli olması halinde, sonuç belirleyecek değerlendirme dava konusu taşınmaza yönelik bulunduğundan emsal taşınmazın kadastro parseli olması sonuca etkili olmayıp dava konusu taşınmazın bu sebeple değerinin artırılmasını gerektirmez. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/865 K: 1996/1510 T: 12.2.1996
Taşınmaz, nazım imar planında yer almakta ise de doğal karakteri (tarla) korunacak alanda kaldığı iskan dışı ve su toplama havzasında geçerli havza koruma yönetmeliğine tabi bulunduğuna göre taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1995/16779 K: 1995/18010 T: 3.11.1995
Kamulaştırılan taşınmazdan arta kalan kısmının imar planında cami koruma alanı olarak belirlenmesi nedeniyle kamulaştırılmamış olduğu anlaşıldığına göre arta kalan kesimdeki değer düşüklüğü kamulaştırma bedeline eklenemez. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, kamulaştırma değerinin artırılmasına dair verilen…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/6043 K: 1995/6793 T: 8.6.1995
İdarece yapılan işlem irtifak kamulaştırması olarak nitelendirilmiş ve bu yolda bilirkişi incelemesi yaptırılmış olması nedeniyle, taşınmazdan toprak çekilmesi suretiyle gerçekleşen bu işlem sebebiyle hükmolunacak bedel, hiçbir zaman taşınmazın mülkiyetinin kamulaştırılması için belirlenecek bedeli aşmaması gerekir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması,…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/9173 K: 1996/10501 T: 26.11.1996
Taşınmazın arsa sayılabilmesi için kamulaştırma amacıyla imar planı kapsamına alınması yeterli olmayıp belediye hizmetlerinden de yararlanması gerekmektedir. Belediye hizmetlerinden amaç alt yapı hizmetleridir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/10128 K: 1996/10452 T: 25.11.1996
Somut emsal alınan taşınmaz imar düzenlemesi sonucu meydana gelen parsel, dava konusu taşınmazın ise bu nitelikte olmaması halinde dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılması sonucu, bulunan değerinden veya kamulaştırılan yüzölçümünden İmar Kanunu'nun 18. maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen düzenleme ortaklık payına…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/8768 K: 1996/10277 T: 21.11.1996
İkinci bilirkişi kurulunun oluşturulabilmesi için takdir olunan bedelde açık bir isabetsizliğin ya da kıymet takdir komisyonu tarafından tayin edilen kıymet ile bilirkişi kurulunun belirlediği kıymet arasında önemli bir oransızlığın varlığı gerekir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/1278 K: 1995/2869 T: 7.3.1995
Kamulaştırma işlemi taşınmaz malikine kamulaştırma kararının tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde usulüne göre tebliğ edilememiş olursa, açılacak bedel artırımı davasında dava tarihi esas alınarak taşınmazın değeri belirlenir. Kamulaştırma hukuki nedenine dayanılarak açılan bedel artırımı davasında hükmolunan artırılmış bedele, kamulaştırma bir…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/4284 K: 1995/5366 T: 27.4.1995
Bilirkişi raporları arasında uyum sağlanamayan hallerde, ortalama değeri ifade eden rapora göre hüküm kurulması gereklidir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Temyiz…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/4287 K: 1995/5374 T: 27.4.1995
Taşınmazın değeri belirlenirken gelir metodu uygulandığına göre, taşınmazın geçici nitelikte olarak o yıl (değerleme yılında) taşınmaz bakımının iyi olduğu, gübrelemesi ve verimi arttıran sair etkenlerin azami seviyede elverişli bulunduğu gerekçeleri ile ortalama verim ve satış fiyatından ayrılmak ve her yıl…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-291 K: 2006/267 T: 203.05.2006
Kamulaştırmasız el koyma nedeniyle bedel davalarında, Kamulaştırma Kanunu'nun bedel tespitine ilişkin hükümleri kıyasen uygulanmakla birlikte, geçerli kabul edilen ilk bilirkişi raporuna tarafların itiraz etmeleri halinde, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması olanaklı değildir. Taraflar arasındaki "kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat" davasından dolayı…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/10132 K: 1995/11703
Harman yeri, sığır ağılı, köy meydanı vasıflarıyla tahdit ve tespiti yapılan taşınmazların, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesinde ifade edilen, kamunun yararlanmasına tahsis olunan veya kamunun kadimden beri yararlandığı yerlerden olduğu tartışmasızdır. Kadastro işlemleri sonunda yüzölçümü saptanan, parsel numarası verilen,…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1995/15581 K: 1995/17591 T: 29.12.1995
2981 sayılı Kanun'un 9/b maddesi uyarınca yapılan arsa tahsis işlemi idari karara dayalı bir tahsis işlemi olmayıp, özel kanundan doğan yetkiler kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen bir satış işlemi olduğundan uyuşmazlığın, idari yargı yerinde değil, genel hükümlere göre adli yargı yerinde çözümlenmesi…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/12-466 K: 2005/458 T: 213.07.2005
Tazminat niteliğinde olan kamulaştırmasız el atmaya dayalı dava sonucu hükmedilen meblağlar, Anayasa'nın 46/son maddesi kapsamı dışında kalmaktadır ve bu meblağlara kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması olanaklı değildir. Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar 1.…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/12-464 K: 2005/456 T: 13.07.2005
Tazminat niteliğinde olan kamulaştırmasız el atmaya dayalı dava sonucu hükmedilen meblağlar, Anayasa'nın 46/son maddesi kapsamı dışında kalmaktadır ve bu meblağlara kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması olanaklı değildir. Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar 1.…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1990/5-370 K: 1990/589 T: 21.11.1990
Paylı mülkiyet üzere olan taşınmazlarda, paydaşlardan herbirinin, bu tür davayı tek başına açıp yürütebilir. Kesinleşen tescil ilamının dayanağı olan kroki kapsamında kalan kesimde yol bulunmamaktadır. Tescil ilamının kesinleştiği tarihten itibaren de geçen kısa sürede, taşınmaz içerisinde kalan kadim bir yolun…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/18-633 K: 1995/826 T: 18.10.1995
Kamulaştırma bedeline hükmolunacak faiz; bir haksız eylem tazminatı değil, temerrüt faizidir. İdare; kamulaştırma amacına uygun kamu hizmetinin gerçekleşmesine yönelik olarak taşınmaza fiilen el koymuş, ancak, çok süreler geçmesinden sonra bedel artırım davasına muhatap olmuşsa, kamulaştırma bedelinin değerlendirilmesi dava tarihi, ya…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2000/18-48 K: 2000/38 Karar T: 02.02.2000
Davalıya, Kadastro Kanunu hükümleri dairesinde tapuya tescil ya da Medeni Kanunun zilyetlikle iktisap hükümleri dairesinde aynı usul ve şekillere göre dava açarak, taşınmaz malı kamulaştırma tarihinde iktisap etmiş olduğunu ispat etmesi için, süre verilmeli ve bunun dava sonucunda tescil gerçekleşirse,…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2002/7319 K: 2002/11577 T: 20.5.2002
Kısmi olarak yapılan kamulaştırmalarda arta kalan kesimdeki değer kaybının % 50 oranını geçmesi halinde davacıya % 50 oranında değer kaybıyla yetinip yetinmeyeceği sorulmalı, yetindiği takdirde bu miktara göre hüküm kurulmalı, yetinmediği takdirde davalı idareye geri kalan taşınmaz bedelinin tamamını ödemek…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2002/8727 K: 2002/13818 T: 17.6.2002
Kamulaştırmasız el atmada ecrimisil tazminatının, dava tarihinden geriye doğru her yıl için ayrı ayrı taşınmazın net geliri esas alınarak belirlenmesi gerekir. Beş yıllık ecrimisilin 2000 yılı verileri ve gelirine göre hesaplandığı gözetilerek bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan eksik inceleme ile…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/9847 K: 2005/12050 T: 14.11.2005
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Taşınmazın bilirkişi raporunda yazılı özelliklerine göre objektif değer artırıcı unsurun %70'i geçemeyeceği gözetilmeden, daha yüksek oranda değer artırıcı unsur üzerinden hesaplama yapılarak fazlaya hükmolunması yasaya aykırıdır. DAVA: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/1062 K: 2005/4409 T: 14.4.2005
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değerinin biçilmesi gerekmektedir. Bilirkişi kurulunca taşınmaza arsa olarak değer biçildiği gözetilerek bilirkişilerden taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmesi için ek rapor alınması, eski görüşlerinde…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2003/14174 K: 2004/2649 T: 11.3.2004
Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davalarında davacının tapu maliki olması gerekir. DAVA: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2004/8931 K: 2004/9431 T: 5.10.2004
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kamulaştırmasız el atma, karayolu yapımı amacına yöneliktir. Taşınmazın kamulaştırmasız el atmadan arta kalan kısmı anayola cepheli hale gelmiştir. Hal böyle olmasına rağmen bilirkişi kurulunca taşınmazın arta kalan kesiminde değer artışı olup…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/4805 K: 2005/7248 T: 21.6.2005
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Taşınmazın el atılıp yol haline getirilen bölümünün bakım ve onarımı hangi belediye tarafından yaptırılmışsa husumetin ona yöneltilmesi gerekir. Ayrıca, keşif sonrası fenni bilirkişi harita mühendisi tarafından verilen rapora davacı itiraz edilerek…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2007/3395 K: 2007/7323 T: 5.6.2007
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dava konusu parselin tapu kaydı üzerinde "bedelsiz terk edilecektir" şerhi bulunmaktadır. Davalı idarenin bedelsiz terk edileceği belirtilen bu bölüme herhangi bir el atması bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-296 K: 2006/358 T: 7.6.2006
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olan paylar yönünden paydaşlardan bir kısmının dava açması halinde davacı olmayan diğer mirasçıların (paydaşların) davaya dahil edilip muvafakatları alınması veya miras şirketine mümessil tayin ettirilmesi için…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/2091 K: 2005/2190 T: 1.7.2005
Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti hazineye, intifaı taşınmazın bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3122 K: 2003/3810 T: 26.12.2003
Tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmazın, yirmi yıl süreyle malik sıfatı ile zilyet olan adına tespiti mümkündür. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3366 K: 2004/63 T: 20.1.2004
Bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazların yetkili idari merciiler tarafından mera olarak tahsis edilip edilmediğinin ve de öncesi, bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılmakta olup olmadığı hususlarının mahkemece araştırılmış olması gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/165 K: 2004/996 T: 22.3.2004
Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; kural olarak resmi kayıt ve belgelere aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez; davacı hazinenin dava dilekçesi içeriği ve davanın niteliği dikkate alınarak kayıt miktar fazlasından oluşan bölümün…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E: 1968/4 K: 1969/1 T: 20.1.1969
6830 sayılı İstimlâk Kanununun (Hâkim, takdiri kıymet komisyonu tarafından tayin edilen kıymet ile ehlivukuf heyetinin tayin ettiği kıymet arasında mühim bir nispetsizlik görüldüğü takdirde aynı usuller dairesinde yeni ehlivukuf heyetleri teşkili suretiyle kıymet takdiri yaptırabilir) yolundaki 15 inci maddesinin 6…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1990/22169 K: 1991/571 T: 18.1.1991
İmar Kanunu'na göre şuyulandırılan taşınmaza takdir edilen bedelin artırılması davasında; İmar Kanunu'nun 17/son maddesi uyarınca, bedel takdirleri ve bedele itiraz şekillerinin Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre yapılması gerekir. Taraflar arasındaki kamulaştırma değerine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama onunda; kamulaştırma değerinin artırılmasına…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/1042 K: 1996/1642 T: 15.2.1996
Düzenleme ortaklık payı dava konusu taşınmazın emsal alınan taşınmazla karşılaştırılması ile ilgili bir değerlendirme olup, kamulaştırmadan artan bölüme göre bu oran saptanamaz. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/9294 K: 1995/10402 T: 19.10.1995
Bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için; 28.3.1983 gün ve 1983/6122 s. Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, imar planı içerisinde iskan sahası olarak ayrılmış bulunması, imar planı dışında ise belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalıp belediye hizmetlerinden yararlanması ve meskun yerler arasında…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1995/6278 K: 1995/8043 T: 17.4.1995
İmar uygulaması sonucu bedele dönüştürülen pay için açılan bedel artırım davasında, bilirkişilerce emsal inceleme ve karşılaştırılması yapılarak değer biçilmesinde ve zemin yönünden artırmaya karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Ancak eski sahipleri tarafından kullanılan taşınmaz malın bedelinin ödenemeyeceği düşünülmeden yapı bedeline de…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/15418 K: 1995/63 T: 16.1.1995
Dava konusu taşınmaz, 1. derece doğal sit alanında bulunmakta olup, yapılaşması kısıtlandığı, emsal olarak incelenen parsellerin ise kooperatif konutları ve münferit konutlar ile yapılaşmış oldukları dikkate alınarak dava konusu parselin değerinin belirlenmesi gerekir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/10750 K: 1994/10134 T: 9.9.1994
İmar Kanunu'nun 18/2 maddesi gereğince indirilmesi gereken düzenleme ortaklık payının, azami sınır olan % 35 oranında olması gerektiği vurgulanarak verilen hüküm bozulmuş, davacı Yargıtay bozma ilamına karşı karar düzeltme isteminde bulunmamış, mahkemece de bozmaya uyulmasına karar verilmiş ve taşınmazdan indirilecek…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1994/3505 K: 1994/7058 T: 4.4.1994
İmar düzenlemesi sonucunda, taşınmaz üzerindeki bina ve ağaçlar, yeşil alan olarak ayrılan davalı idare adına kayıtlı parselde kalmışsa, kendisine başka parseller tahsis edilen davacıya, muhdesat bedeli ödenebilmesi için, muhdesata idarenin fiilen el koyması gereklidir. Taraflar arasındaki kamulaştırma değerinin artırılması davasından…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/156 K: 1994/2590 T: 1.3.1994
Dava konusu taşınmazların henüz imar görmemiş ve uygulamalı imar planı içeresinde bulunmamaları emsal alınan parselin de imar parseli olması nedeniyle, bilirkişiler emsal taşınmazın değerini belirledikten sonra onu dava konusu taşınmazla tek tek karşılaştırıp, üstün ve eksik yönlerini belirleyip, dava konusu…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/7984 K: 2005/11638 T: 227.10.2005
2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 38. maddesi iptal edilmiş ise de, Anayasanın 153/son maddesi uyarınca; Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği ilkesi uyarınca, Kamulaştırma Yasasının 38. maddesinin iptal edilmesinden önceki kazanılmış haklara uygulanması imkanı da bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1994/10381 K: 1994/12506 T: 14.6.1994
Kamulaştırma bedeli için kıymet takdir komisyonunun tespit ettiği miktar ile bilirkişi raporunda tespit edilen miktar arasında bir mislini aşan önemli bir oransızlık söz konusu ise yeni keşif yapılması gerekir. Gecekondu yıkımlarında bina sahiplerine bina değeri değil enkaz değeri ödenir. Taraflar…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/10631 K: 1994/12072 T: 11.10.19942942/15
Yasa gereği oluşturulan bilirkişi kurullarının oybirliği ile karar vermelerinde yasal zorunluluk yoktur. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/11679 K: 1994/13851 T: 7.11.1994
Kamulaştırma Kanunu'nun 21. maddesi hükmüne göre idare kamulaştırmanın her aşamasında kamulaştırmadan tek taraflı olarak vazgeçebilir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece kamulaştırmadan vazgeçildiğinden davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1994/18989 K: 1994/21981 T: 17.11.1994
Arazi (tarla) kamulaştırmalarında, kamulaştırma bedeli kıymet takdir komisyonunun değerleme tarihinde arazide hangi ürün veya ürünlerin ekildiğinin araştırılmasından sonra belirlenmelidir. Araştırma yapmadan varsayımla değer takdir edilemez. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; kamulaştırma bedelinin artırılmasına dair verilen…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/14882 K: 1995/289 T: 19.1.1995
Kamulaştırma Kanunu'nun 21.maddesine dayanılarak idarenin kamulaştırmadan tek taraflı vazgeçmesi işleminin esas yönünden hukuka aykırılığı iddiasının incelenme yeri idari yargıdır. 24. maddede belirtilen adli yargı yerinin görevi vazgeçmenin yasada öngörülen koşulları içerip içermediği hususlarına münhasırdır. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ve…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/5103 K: 1996/5830 T: 15.4.1996
Emsalin satış tarihi, satış sebebi, cinsi vb. özelliklerini gösteren tapu kayıtları istenmeden karar verilemez. Veraset ilamı alınmadan tapu kaydında gözüken malikler ile irtibat tespit edilemeyeceği için veraset ilamı alınmadan karar verilemez. Bir taşınmazın arsa olarak kabulü için kamulaştırma tarihinde belediye…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/1851 K: 1996/3667 T: 9.4.1996
Arazi kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir dikkate alınarak değerlendirilir. Tarımsal amaçla kullanılan bu taşınmazın mevkii ve şartları kendisinde doğal olarak mevcut olanlardır. Bu nitelikler ve şartlara göre taşınmaz çevresinde ekilmesi mutat…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/735 K: 1996/3479 T: 7.3.1996
Kamulaştırılan taşınmazın kamulaştıran idarenin iradesi dışında SİT alanı içine alınması ve idarenin amacına uygun şekilde diğer parsellerin tespitini de istemesi halinde; idarenin taşınmazı olduğu gibi bıraktığından ve hiçbir işlem yapmadığından bahisle mal sahibinin geri alma hakkı olduğu kabul edilemez. Taraflar…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/567 K: 2004/1142 T: 29.3.2004
Dava konusu taşınmazın kuzeyinde, batısında ve kısmen güney sınırında bulunan taşınmaz mera niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tespit edildiğinden, kayıt miktar fazlasından oluşan bölümün sınırındaki eylemli meraya el atılarak kazanıldığının kabulü gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/567 K: 2004/1142 T: 29.3.2004
Kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri eylemli durumla doğrulanmadıkça eylemli duruma değer verilmesi zorunludur; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyet süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; mahkemece bu olgular dikkate alınarak davanın reddine, taşınmaz tespitinin 3402 sayılı kanunu’nun 5. Maddesi…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/699 K: 2004/1159 T: 29.3.2004
Davada taşınmaz hazine tarafından üçüncü kişilere dağıtım yoluyla tahsis ve temlik edilmemiş, davacılar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmış olmakla; davanın dinlenme olanağı vardır; mahkemece yapılacak iş, hazine tapusunun oluştuğu dönemden önce dava konusu taşınmazlar üzerinde davacı taraf yarına 3402 sayılı kadastro…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/363 K: 2004/1162 T: 29.3.2004
Zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına değer verilemez; kaldı ki taşınmaz üzerinde hayvan otlatmak suretiyle sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; mahkemece bu olgular dikkate alınmak suretiyle taşınmazın bu bölümünün davacı hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken; mera niteliğiyle…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/30 K: 2004/1229 T: 1.4.2004
Mahkemece kadastro tespitlerine dayanak yapılan vergi kayıtlarının taşınmazlara ait olduğu, tespit gününde adlarına tescile karar verilen zilyetleri yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, uygulama hüküm vermeye yeterli görülmediğinden yasanın…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/967 K: 2004/1299 T: 5.4.2004
Kamu malı niteliğindeki meralardan herkesin, gerçek ya da tüzel kişilerin yararlanma hakkı bulunduğundan, gerçek kişi davacıların dava açabilecekleri kuşkusuzdur; bu hukuksal olgu öğretide, uygulamada kararlılık kazanmıştır. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle,…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1993/7597 K: 1993/10663 T: 11.10.1993
Yerleşim alanı olarak nazım imar planı kapsamına alınmamış ve belediye hizmetlerinden yararlanmayan taşınmazlar arazi niteliğindedir, arsa olarak nitelendirilemezler. Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/823 K: 1994/2040 T: 21.2.1994
Kamulaştırma tarihinden önceki satışlar emsal alındığında kamulaştırma tarihine kadar geçen süre içerisinde D.İ.E:'nce yayınlanan toptan eşya fiyatlarının taşınmaza yansıyan yıllık ortalama endeksi dikkate alınarak emsal taşınmazın kamulaştırma tarihindeki değeri belirlenir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/74 K: 1994/2134 T: 22.2.1994
Takdir komisyonunun raporunda belirlenen değer ile, birinci bilirkişi kurulunun belirlediği değer arasında önemli bir oransızlık bulunmadığı halde ikinci kez keşfe gidilerek bilirkişi kurulundan rapor alınması gereksizdir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1994/5302 K: 1994/7146 T: 18.5.1994
Fiili taksimin varlığı halinde kamulaştırmaya ilişkin işlemlerin bu paydaş veya paydaşlar arasında yürütülmesi Kamulaştırma Kanunu'nun 12. maddesinin 5. fıkrasında öngörülmüş ise de İdarenin fiili taksimin varlığını gözetmemesi durumunda İdare bu Yasa hükmünün uygulanması için zorlanamaz. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/949 K: 2004/1407 T: 12.4.2004
Dava konusu taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının belirlenmesi bakımından mera tahsisinin yapılıp yapılmadığı sorulup, saptanmalı, yapılmış ise tahsis haritası ve eki belgeler getirtilmeli, bundan sonra usule uygun belirlenecek yerel ve uzman bilirkişi, tanıklar hazır olduğu halde taşınmazlar başında…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/927 K: 2004/1427 T: 13.4.2004
Davacının dayandığı tapu kaydının güney sınırında dava ve temyiz konusu kesim "yaylakiye" olarak sınır tarif edildiğinden bu bölümün de kamu malı niteliğinde mera olduğunun kabulü gerekir; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; dava…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/754 K: 2004/1266 T: 5.4.2004
Mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanıla gelmiş olmasına bağlıdır. Taraflar arasında kadastro tespitinden…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/428 K: 2004/1487 T: 15.4.2004
İtiraz konusu taşınmazın mera olup olmadığı araştırılarak, mera olduğu sonucuna varılırsa, üzerindeki zilyetliğin süresi ne olursa olsun taşınmazın hazine adına tesciline karar verilmelidir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteminin…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/1075 K: 2004/1527 T: 26.4.2004
Mera niteliğindeki taşınmaz üzerindeki zilyetliğin süresi ne olursa olsun, hukuken korunması mümkün değildir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 4.11.2003 günü belirlenen saatte temyiz eden Mustafa…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/1229 K: 2004/1909 T: 24.5.2004
Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak kurulan hüküm eksik inceleme ile kurulduğundan, kararın bozulması gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1993/866 K: 1993/5535 T: 28.4.1993
İdari parselasyon işleminin idari yargı yerinde iptal edilmesiyle tapu kaydı hükümsüz hale gelmez. Bu karar, ilgilisine kadastral duruma dönülmesi için talep ve dava hakkı verir. Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan elatmanın önlenmesi, kal davasının yapılan yargılamasında, Mahkemece davanın kabulüne dair…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/90 K: 2005/701 T: 14.3.2005
Yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca taşınmazın bulunduğu bölgede mera tahsisi yapılmamış ise aynı doğrultudaki araştırma 4342 sayılı Yasa uyarınca taşınmazların bulunduğu bölgede mera tahsisi yapılıp yapılmadığının mülki amirlikten sorulup saptanması zorunludur. Taraflar arasında kadastro tespitinden…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/956 K: 2004/1922 T: 25.5.2004
Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinmenin gerçekleştiğinin tespiti için, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazın türü tespit tutanağı içeriği dikkate alındığında yöntemine uygun şekilde öncelikle mera araştırılması yapılmadan hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3535 K: 2004/179 T: 27.1.2004
Davacı köy tüzel kişiliği dava konusu taşınmazın mera olduğunu öne sürerek dava açmış, aynı hukuksal nedene dayanarak hazine davaya katılmıştır. Mera tahsisinin yapılmasına ilişkin yönetimsel işlemlerle ilgili olarak davalılar tarafından idari yargı yerinde bir dava açıldığı ve tahsisin iptal edildiğine…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3438 K: 2004/206 T: 29.1.2004
Mahkemece dava konusu taşınmaz üzerinde tespit gününde adına tescile karar verilen davacı yararına 3402 sayılı kadastro kanunun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, uygulama hüküm vermeye…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3683 K: 2004/269 T: 9.2.2004
Davacının dayandığı vergi kayıtlarının sınırlarında "dere, tepe" gibi sınır yerleri tarif edildiği dikkate alınarak bu nitelikteki sınır yerlerinin doğal nitelikte sınır yerleri olup, her yerde bulunmasının mümkün olabileceği göz önünde tutulmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2924 K: 2004/336 T: 10.2.2004
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşınmazın (mera) çayır niteliğinde olup olmadığına ilişkindir. Mahkemece yapılan mera araştırması da yöntemine uygun değildir; mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera yada çayır olarak…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3457 K: 2004/388 T: 16.2.2004
Çekişmeli taşınmazın sınırlarındaki eylemli meranın bir bölümünü oluşturduğunun kabulü gerekir; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteminin…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/3252 K: 2005/2923 T: 4.10.2005
Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti hazineye yararlanma hakkı ise bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir; bu nedenle, taşınmazın bulunduğu köy tüzel kişiliğinin davada taraf olması zorunludur; dava dilekçesi ve duruşma günü köy tüzel kişiliğine 7201 sayılı tebligat kanunu…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/82 K: 2004/544 T: 23.2.2004
Davacı taraf vergi kaydına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır; mahkemece dava konusu taşınmaz üzerinde davacı taraf yararına tesbit gününde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği, taşınmazın mera olmadığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş isede yapılan araştırma, uygulama hüküm…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/91 K: 2004/554 T: 24.2.2004
Davacının davası zemine yöneliktir. Dayanılan vergi kaydında mera sınır olarak tarif edilmiştir. Hal böyle olunca mera sınırı itibariyle değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlı vergi kaydının miktar fazlasından oluşan dava konusu taşınmazın öncesinin kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının saptanması gerekir…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/145 K: 2004/579 T: 24.2.2004
Dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olduğu gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur; ne var ki; mera araştırması usulüne uygun yapılmamıştır. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine-davacı Ali Ö. ile Koçu Ö. tarafından istenilmekle,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/512 K: 2003/703 T: 13.3.2003
Esas olarak vekille takip edilen davalarda her türlü tebligatın vekile yapılması gerekmektedir. Aksi halde yapılan tebligat ve ihtar geçerli olmayacaktır ve hiçbir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen karar davacılar…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1364 K: 2003/1713 T: 16.5.2003
Somut olayda dosyada taşınmazın terk edildiği hususunda hiçbir kayıt ve belge mevcut değildir. Davalının arazisinin verimsiz olması, yol imkanının olmaması ve ekonomik nedenlerle birkaç yıl taşınmazı ekip biçmemesi terk anlamını taşımaz. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/840 K: 2003/1799 T: 29.5.2003
Taraflar arasındaki ihtilaf meraların aidiyeti noktasındadır ve bu türlü ihtilaflarda kadastro mahkemeleri değil asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemi ile açılan davada mahkemece verilen karar davalı Köy Muhtarlığı tarafından incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/872 K: 1999/934 T: 15/02/1999
2942 sayılı Yasanın 13.maddesi hükmü uyarınca kamulaştırma işleminin iptali istemiyle açılacak davalarda öğrenme tarihinin dava açma süresinin başlangıcına esas alınamayacağı, kamulaştırma işleminn 2942 sayılı yasada hükmün altına alınan özel usulüne göre tebligata çıkarılarak, tebliğ tarihini izleyen dava açma süresinin başlangıçına…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1992/1-750 K: 1993-56 T: 17-02-1993
Vaziyet etme" işlemleri ve idari yargı kararlar; yalnızca, yasaların yürürlükte kaldıkları dönem için firari ya da kayıp duruma düşüldüğünü tesbit ve açıklayan karar niteliğindedirler. Ancak, eldeki dava yönünden (aynen istirdad davalarında) firari ya da kayıp kişilerden sayılmama ve ilgili yasaların…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/8-109 K: 2002/150 T.6.3.2002
Yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından hukuki niteliği itibarıyla ihya fiiline muhtaç olan taşınmazın ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, açık ve net bir biçimde anlaşılamamaktadır. Araştırma, soruşturmanın amacı ihyanın bittiği tarihi tespit olup; bittiği tarihten amaç da taşınmazın kültür arazisi haline getirildiği…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2004/13816 K: 2004/13771 T:23.11.2004
Yunanistan mevzuatındaki gelişme ve bu yazılar; Türk vatandaşlarının Yunanistan'da taşınmaz malları tevarüs (miras) yoluyla edinemeyecekleri, kök murisin ve ara murislerin olum tarihleri itibariyle taşınmaz malları tevarüs ve serbestçe tasarruf yönünden fiili bir karşılıklılığın bulunmadığını açıkça göstermektedir. Taraflar arasındaki davanın yapılan…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/6468 K: 2005/2537 T: 03/05/2005
İdare mahkemesince, idare yerine geçerek para cezası miktarını belirlemek suretiyle karar verilmesinde isabet bulunmadığı. İstemin Özeti: İzmir 1. İdare Mahkemesinin 26.3.2003 günlü, E: 2002/997, K: 2003/407 sayılı kararının para cezasına yönelik kısmının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2002/3900 K: 2003/101 T: 24.1.2003
Görev hususu esas olarak kamu düzenine ilişkindir; bu nedenle mahkeme hiçbir talep olmasa dahi resen davanın her aşamasında nazara almalıdır; somut olayda da bu yön dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında mera tahsisinden doğan dava sonucunda verilen hükmün,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/137 K: 2004/785 T: 8.3.2004
Davacının yargılama sırasında ölümü halinde davaya devam olunabilmesinin önkoşulu; ya tüm murislerin davaya muvafakatlerinin sağlanması ya da murisin terekesine görevli mahkemede temsilci tayin ettirilmesidir. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen kararın incelenmesi davacı…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/1428 K: 2004/1743 T: 4.5.2004
Somut olayda gayrimenkullerin yer aldığı köy tüzel kişiliğinin davada taraf olarak yer alması gerekmekteyken taraf şartının gerçekleşmemiş olması bozma sebebidir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi katılan İnci tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/812 K: 2005/1071 T: 11.4.2005
Somut olayda dava konusu yerin mera olduğu tespit edilmiş olmakla ve mera üzerindeki zilyetlik hukuki bir değer ifade etmediğinden mahkemece verilen karar isabetlidir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davacı İzzet G. tarafından istenilmekle, temyiz…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1798 K: 2003/2365 T: 15.9.2003
Kadastro tesbit komisyonuna itiraz yaptıktan sonra itiraz kesinleşmeden ölen şahıs hakkında komisyonun kararı ile adına tesbit kararı verilmiş olması geçersiz olup hazinenin açtığı davanın kabulü gerekir. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen karar…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1654 K: 2003/2366 T: 15.9.2003
Davalı tarafın dayandığı tapu kaydının yüzölçümü 150 dönüm iken hazinenin taraf olmadığı dava sonunda miktarının 454 dönüme çıkarıldığı anlaşılmış ise de hazinenin taraf olmadığı bu davanın sonucunun hazineyi bağlamayacağı kuşkusuzdur; tapu kaydı miktar fazlasının sınırdaki meradan kazanıldığının kabulü gerekir. Meralar…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1359 K: 2003/1925 T: 5.6.2003
Bir taşınmazın 5-6 yıl veya birkaç yıl ekilip sürülmemesi ve ulaşım güçlüğü olması onun terk edildiği anlamına gelmez. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Enver tarafından istenilmekle temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1263 K: 2003/1954 T: 6.6.2003
Yörede 4753 sayılı yasa gereğince komisyon çalışmalarda bulunmuş, kroki tanzim etmiş, belirtmelik tutanakları hazırlanmış, ancak tasdik edilmemiştir; bu nedenle sözü edilen belirtmelik tutanakları ve haritaları ancak takdiri bir delil niteliğindedir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/1762 K: 2004/2270 T: 10.6.2004
İmar planı kapsamında kalan meranın mahkeme tarafından, dava konusu gayrimenkulün gezi mahalli, yeşil alan, oyun yeri ve açık alan olarak istanbul büyükşehir belediyesi adına malik bölümünün doldurulması yönünde verilen karar isabetlidir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2006/77 K: 2006/89 T: 26.1.2006
Davacı yanın dayandığı dava dışı 1252 parsel sayılı gayrimenkule yüzölçümü ile revizyon gören tapu kaydı açıklanan sınırlar değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınır kayıtlardandır ve bu tür kayıtların kapsamının yüzölçümü ile saptanacağı hususu göz önünde tutulduğunda anılan tapu kaydının davaya konu…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2463 K: 2003/2927 T: 14.10.2003
Tapu kaydı dava konusu taşınmazı hali yer okumakta, diğer bir anlatımla mera olarak sınır göstermemekte olup devletin oluşturduğu mülkiyet belgesinin sınırlarına değer verilmesi gerekir; mera tahsis haritası dava konusu taşınmazı kapsamadığı gibi nizalı taşınmazı tarım toprağı olarak göstermesi karşısında, taşınmazın…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1933 K: 2003/2976 T: 17.10.2003
Dava açan kişinin tutanak bilirkişisi olması ve tutanağı imzalaması kendisini bağlamaz; meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın hukukça değer taşımaz. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1881 K: 2003/2987 T: 17.10.2003
Taşınmaz üzerinde hayvanların otlaması ve köy tarafından bu şekilde kullanılması o taşınmaza kadim meralık niteliğini kazandırmaz. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, dosyadaki belgeler…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2630 K: 2003/3194 T: 6.11.2003
Dava konusu taşınmazların hazinenin dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı öncesinin mera olduğu karşı tarafın dayandığı tapu kaydının 1958 yılında tescil davası sonucu oluştuğu miktarını aşacak şekilde dava dışı parsellere revizyon gördüğü, dava konusu taşınmazları kapsamadığı, ayrıca hazine tapusunun oluştuğu tarihe…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2040 K: 2003/3138 T: 3.11.2003
Vergi kaydının bir sınırı mera okumakta ise de sözü edilen kuzeyde 415 ve 416 parsel sayılı taşınmazlar bulunduğu, bunların tarım toprağı niteliğinde olduğu, dava konusu taşınmazların geleneksel biçimde kullanıla gelen kamu malı niteliğinde mera olmadığı, belirlenmiştir. Zilyetlikle kazanımı mümkündür. Taraflar…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/4227 K: 2003/4151 T: 8.5.2003
Mera, yaylak gibi kamu orta malı niteliğindeki yerlerin aidiyeti konusunda kadastro mahkemesinin görevli olmadığı düşünülerek mahkemece taşınmazın yayla (yaylak) niteliğiyle sınırlandırılıp özel siciline yazılmasına karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere halfeli köyü adına yayla olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş olması doğru…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2525 K: 2003/2558 T: 23.9.2003
Dava konusu taşınmazların tespit gününden önce asliye mahkemesi’nde açılan, görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesi’ne aktarılan el atmanın önlenmesi davasının kapsamında kaldığı, taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olduğu belirlenmiştir; taşınmazlar üzerinde davalıların iktisap sağlayan süreye ulaşan nitelik ve içerikte zilyetliklerinin bulunmadığı…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1818 K: 2003/2619 T: 26.9.2003
Sınırındaki eylemli meraya el atılarak kazanılan taşınmazlar üzerinde süresi ne olursa olsun sürdürülen zilyetliğin hukuksal bir değeri bulunmadığından eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine de değer verilmesi olanaksızdır; kural olarak kadastro davaları lehine tespit ya da kadastro komisyonunca…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2218 K: 2003/2659 T: 29.9.2003
Dava konusu taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kanunları uyarınca devlete kalan yerlerden olduğunun kabulü gerekir; bu gibi taşınmazlar üzerinde zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın hukukça değer taşımayacağından kanunlar uyarınca kaçak ve yitik kişilerden hazineye kalan taşınmazlar zilyetlik yolu ile kazanılamaz.…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2434 K: 2003/2681 T: 30.9.2003
Temyize konu edilen taşınmaz bölümünün davacı tarafın tutunduğu vergi kaydının kapsamında kaldığı öncesinin tarım toprağı niteliğinde bulunduğu ve oluşturulan mera tahsis kararı tarihine kadar davacı taraf yararına 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 14.maddesi hükmünde öngörülen taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği yargılama sonucu…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2225 K: 2003/2811 T: 7.10.2003
Dava konusu parsel dayanılan kaydın kapsamı içinde kaldığı takdirde tapu kaydına değer verilerek hüküm oluşturulmalı, dayanılan tapu kaydı ve krokisinin kapsamı dışında kaldığının belirlenmesi halinde dava konusu taşınmazın öncesinin kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı diğer bir anlatımla komşu mera…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/352 K: 2004/866 T: 11.3.2004
3402 sayılı kadastro kanunun 20. maddesi hükmüne göre kayıtların haritaya dayanması halinde kapsamlarının haritasına göre belirlenmesi zorunludur. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/254 K: 2004/960 T: 17.3.2004
Kural olarak aynı kayda ya da kayıtlara dayanılması halinde kayıtların kapsamının sağlıklı biçimde belirlenebilmesi için davaların birlikte görülmesi zorunlu olduğundan bu dava dosyası ile ilgili parsellere ilişkin dava dosyası birleştirilmeli; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/909 K: 2005/1027 T: 8.4.2005
Kadastro tespiti 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 5.maddesi hükmü uyarınca malikhanesi açık bırakılarak yapılmadığı için aynı yasanın 30.maddesi hükmünün de uygulama olanağı bulunmamaktadır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile davalılar tarafından istenilmekle, temyiz…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/810 K: 2005/1069 T: 11.4.2005
Mahkemece bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmiş olması ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılmış olmasına bağlıdır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/292 K: 2004/737 T: 4.3.2004
Bir yerin mera olup olmadığının belirlenebilmesi için öncelikle taşınmazın bulunduğu çalışma alanında tahsisli mera olup olmadığının ilgili mercilerden sorulup saptanması, mera tahsis kaydı var ise mera tahsis kaydı ve dayanağı belgelerin getirtilip uygulanması dava konusu taşınmazın mera tahsis kaydı kapsamında…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/241 K: 2004/821 T: 9.3.2004
Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için tutanakta tespit maliki olarak gösterilen kişinin tebliğe elverişli adresi zabıta aracılığıyla saptanılarak dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilmeli ve bu yolla husumet yaygınlaştırılarak taraf koşulu oluşturulduktan sonra yargılamaya devam olunmalıdır. Taraflar…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/452 K: 2004/872 T: 11.3.2004
Bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mera olarak tahsis edilmiş olması ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kullanıla gelen kamu malı niteliğinde mera olduğunun anlaşılmasına bağlıdır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/574 K: 2004/1628 T: 27.4.2004
Davacı, dava dışı parselin tespitine dayanak yapılan vergi kaydına, satın almaya ve zilyetliğe dayandığı gibi taşınmaz başında yapılan mera araştırmasının da yöntemine uygun şekilde yapılmamasına rağmen mahkemece; taşınmazın dava ve temyize konu kesiminin kamu malı niteliğinde mera olmadığı, tespit gününde…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/492 K: 2004/1294 T: 5.4.2004
Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti hazineye, intifaı ise bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir; belediye hudutları içinde kalan kamu malı niteliğindeki meraların mülkiyetinin belediyeye geçmesine yasal olanak bulunmamaktadır; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2006/759 K: 2006/819 T: 24.3.2006
Mahkemece dava konusu taşınmazın öncesinin kamu malı niteliğinde mera olduğu yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı yasalar uyarınca tapu kaydı oluşturulduğu ve bu yolla taşınmazın türü yetkili idari merciiler tarafından değiştirildiği dikkate alınarak ve hazine tapusuna değer verilerek,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/619 K: 2004/1054 T: 23.3.2004
Aynı taşınmaz hakkındaki davaların birlikte görülmesi zorunludur. Dava ve temyiz konusu taşınmazların tespit gününden önce kesinleşen orman sınırlandırma harita ve tutanağının kapsamında iken, daha sonra 6831 sayılı orman kanununun 2/b maddesi hükmü uyarınca orman sınırları dışına hazine adına çıkarılmış olduğundan,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/711 K: 2005/3482 T: 14.11.2005
Hazine adına tapu kaydının oluştuğu dönemden önce, zilyet davacı yararına 3402 sayılı kadastro kanununun 14 ve 46/1 maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği belirlenmiş olduğundan bu taşınmazla ilgili temyiz itirazlarının reddi gerekir; öncesinin mera olduğu belirlenen…
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E: 2003/1801 K: 2003/11701 T: 14.10.2003
Kiraya verilen mera vasfındaki yerin daha önceki kiracılar tarafından sürülerek mera özelliğinin ortadan kaldırılmış olması davalının tarla olarak kullanmaya devam etmesi nedeniyle sorumluluğunu ortadan kaldırmaz; köy tüzel kişiliğinin yeri davalıya kiralaması sonucu zarar oluştuğundan olayın özelliğine uygun mahkemece takdir edilecek…
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E: 2005/3467 K: 2006/1979 T: 1.3.2006
4342 sayılı Yasa’nın 4. maddesinin son fıkrasında "... Umuma ait çayır ve otlak yerlerinin kullanılmasında ve bunlardan faydalanılmasında mera, yaylak ve kışlaklara ilişkin hükümlerin uygulanacağı... " belirtilmiş olmakla zarar kapsamı belirlenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gereklidir. Davacı Hazine…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3326 K: 2005/4931 T: 30.6.2005
Kadastro tespiti sırasında nazara alınan 1937 tarih 1093 tahrir numaralı vergi kaydının tesis edildiği tarihten tespit tarihine kadar kazanma süresi ve koşullarının geçip geçmediğinin araştırılması, kazanma koşulları oluşmuş ise 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 21.maddesi hükmü göz önünde tutularak davacıya seçimlik…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2006/1722 K: 2006/2344 T: 27.2.2006
Mera niteliğiyle sınırlandırılan taşınmazlar hakkında açılacak davaların 3402 sayılı yasanın 12/3. Maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olacağına ve çekişmeli taşınmazın 115 numaralı mera parseli içerisinde kaldığı bilirkişi raporu, kadastro müdürlüğünün yazısı ile kesinleşen orman kadastro haritalarından da…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/9098 K: 2003/10113 T: 2.10.2003
İmar öncesinde, çekişmeli yerin mera vasfında bulunduğu, davalının kayda dayalı bir hakkının söz konusu olmadığı görülmekle; davalının taşınmaz üzerindeki yapıdan dolayı 3194 sayılı yasanın 18. Maddesinden kaynaklanan bir hakkının varlığından söz edilemez; davalının şerhten kaynaklanan hakkının kişisel hak niteliğinde bulunduğu…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/12725 K: 2003/13923 T: 22.12.2003
Bir yere ilişkin olarak birden ziyade belgeye dayanılarak hak talebinde bulunulması halinde bunlardan fazla miktarı içeren kayıt hakkın belirlenmesinde esas alınır. Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, kayden maliki bulundukları 18.11.1980 tarih 19 nolu tapulu taşınmazlarının Toprak Tevzi Komisyonunca ifraz edilerek…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1347 K: 2003/2184 T: 24.6.2003
Dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olmadığı kabul edilse bile hayvan otlatılmak suretiyle sürdürülen zilyetliğin hukuksal bir değeri bulunmamaktadır. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 24.6.2003 günü…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/1778 K: 2003/2269 T: 1.7.2003
Meraların çıplak mülkiyeti hazineye, intifaı ise köye ait olduğundan açılan tapu iptal davasında hazine ile birlikte köyün de davada hasım olarak gösterilmesi zorunludur Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemi ile açılan davada mahkemece verilen karar davalı Hazine…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2096 K: 2003/2913 T: 13.10.2003
Bozma ilamında davacılarla sözü edilen tapu kaydı malikleri arasında akrabalık bağı olup olmadığının araştırılması istendiği halde, bu hususta nüfus kayıtları veya mirasçılık belgeleri getirtilmeyip, sadece tanık beyanı ile yetinilmesi bozmayı gerektirir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2555 K: 2003/2915 T: 14.10.2003
Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Abdulkerim, Abdurrahman , Mehmet ve Geyro tarafından istenilmekle…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/6269 K: 2005/3856 T: 5.5.2005
Meraya ilişkin uyuşmazlıklarda yerel bilirkişilerin ve taraf tanıklarının komşu köyde ikamet eden davada yararı bulunmayan ve yaşlı kişiler arasından seçilmesi gerekir; mahkemece taşınmazın bulunduğu köyde ikamet eden şahıslar dinlenmek sureti ile hüküm kurulması doğru değildir. Kadastro sırasında 117 ada 70…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2004/4790 K: 2004/6320 T: 22.4.2004
Delil bildirilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir; 28. md. hükmüne uygun olmayan tebligat hukuken sonuç doğurmaz. Kadastro sırasında 151 ada 14, 156 ada 13, 176 ada 10 ve 11, 179 ada 19 ile 232 ada 37 parsel sayılı 10.720.24,…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2003/12764 K: 2003/11268 T: 25.12.2003
Taşınmazların mirasçılar adına tescili istendiğine göre tereke iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olup mirasçı davacılardan birinin belirtmelik tutanaklarında taşınmazın mera’dan açıldığını beyan etmesinin mirasçılar yönünden bağlayıcı nitelikte kabul edilmesi mümkün değildir. Kadastro sırasında 132, 133, 135 parsel sayılı 31250, 105250…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/500 K: 2005/1028 T: 22.2.2005
Gayrimenkulün bütününün kamu orta malı niteliğinde mera olduğu, toprak komisyonu’nun kararı uyarınca bu meranın davacı köye tahsis edildiği hususları mahkeme tarafından yerinde keşif yapılmak suretiyle ve uzman bilirkişi raporuyla tespit edildiğine göre davanın davacı köy bakımından kabulü gerekir. Davacı Hazine,…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2004/11053 K: 2004/1152 T: 24.2.2005
Yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilmesi doğru değildir. Doğru sonuca varılabilmesi için; tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilip dosyaya konulmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada menfaati olmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve aynı…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/8249 K: 2005/6617 T: 14.7.2005
Mera komisyonu’nun taşınmazın niteliği ve mülkiyetine ilişkin olmayan kararları aleyhine açılacak davalara kadastro mahkemeleri’nde bakılamaz; bu nedenle, mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekir; görev hususu kamu düzeni ile ilgili olup mahkemelerce resen nazara alınmalıdır. Davacı A., 22.11.2004 tarihli dava dilekçesi ile…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2006/540 K: 2006/785 T: 13.2.2006
Yetkili merci; kadim meranın niteliğini değiştirdiğini, orayı topraksız çiftçiye dağıtılmak üzere rezerv arazi olarak ayırdığını bir kararla belirtmediği sürece; aynı yerde bir kısım taşınmazı mera olarak tahsis etmesi, o kısım dışında kalan kadim meraların meralık niteliğini ortadan kaldırmaz; belirtilen esaslar…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1992/4958 K: 1993/842 T: 4.2.1993
Sınırında mera yazılı kayıt, kural olarak değişken sınırlı olup; mera olarak işlenen komşu taşınmaz, iskanen verilmiş ise meralık niteliği ortadan kalkmış olacağından mücavirleşme gerçekleşmiş ve kaydın sınırı sabitleşmiş olur. Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 7.2.1989 gününde verilen dilekçe ile tapuda…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/6220 K: 2004/6412 T: 30.9.2004
Davalı belediye dava konusu yapılan yörenin imar planı kapsamına dahil edildiğini, davacı köyün bu yerlerde üstün hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemekle; hukuki anlamda muaraza yaratmış olur ki; müdahale, fiili olabileceği gibi somut olayda olduğu gibi hukuki veya sözlü de…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/5879 K: 2005/103 T: 12.1.2005
Tahsis amacı değiştirilmedikçe meralardan, mera kanununda gösterilenden başka şekilde yararlanılamaz. Dava mera olarak tespit edilen taşınmazın daha sonra belediye adına özel mülk olarak tescilinin yapılarak üçüncü kişilere satıldığı ve öncesi mera olan taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacağı iddiasıyla açılan tapu…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/7666 K: 2003/7882 T: 7.11.2003
Mahkemece, taraf köylere ait sınırlar uygulanarak, dava konusu yerin içinde kaldığı köyün hangisi olduğu, niteliği ve kullanım durumu belirlenmelidir. Davacı kendi köy idari sınırları içinde kalan yerde davalı köye kesim izni verildiğini ileri sürerek, kendi köyleri kullanım alanında olan ve…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/6158 K: 2003/7358 T: 21.10.2003
Mera, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır bu nedenle özel mülkiyete geçirilmesi söz konusu olamaz, sınırlarının daraltılması, amacı dışında kullanılması, zamanaşımı uygulanması mümkün değildir. Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/5730 K: 2003/6897 T: 9.10.2003
Hukuki yararı bulunan üçüncü kişi kendiliğinden veya davanın kendisine ihbar edilmesi üzerine, kendisinden başvurma harcı alınmak suretiyle davaya müdahale edebilir. Davacılar vekili ile müdahale talebinde bulunanlar Dairemizin onama kararının düzeltilerek yerel mahkeme kararının bozulmasını istemişlerdir. Bir kısım müdahale talep edenler…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/1214 K: 2005/4383 T: 5.5.2005
Davanın açıldığı tarihte davalının buraya yaptığı elatmadan vazgeçmiş olması, önceki kullanımı döneminde merada meydana getirdiği hasar nedeniyle onu tazminat sorumluluğundan kurtarmaz. Dava, mera parseline elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve mahrum kalınan ot bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, önce…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/1211 K: 2005/4381, T: 5.5.2005
Meraya el atma davalarında eylemin sabit olması ve tahrip edilmiş mera bölümlerinin bulunması halinde bu bölümlerin eski hale getirme masraflarını mülkün sahibi olan hazinenin istemesi yasaya uygun ise de, mahrum kalınan ot bedelini meranın mutasarrıfı olan köy yada belde temsilcileri…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/6830 K: 2004/424 T: 22.1.2004
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler başkası adına tescil edilemez. Dava konusu yer, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulanan yerlerden olduğundan bu kısmın sadece tapusunun iptaline karar vermek gerekir. Davacı Hazine vekili, kadastro tespiti sırasında davalı adına yazılan 1180…
Uyuşmazlık Mahkemesi E: 2006/156 K: 2006/218
Mera alanındaki taşınmazın tahsis amacının değiştirilerek, mezarlık alanı olarak tahsisine ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davanın, idari yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği hk. OLAY: Tekirdağ Valiliği, Tarım İl Müdürlüğü Proje ve İstatistik Şubesi Mera Komisyonunca; 03.09.2004 tarih ve 182/4 sayı ile;…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/6648 K: 2005/659 T: 9.2.2005
Keşif kararına keşif giderlerini neler olduğu ve bu giderlerin hangi tarafça yatırılması gerektiği, keşifte tanık dinlenecek ve bilirkişi incelemesi yapılacak ise bu hususlar açıkça yazılmalıdır; keşif gün ve saati duruşmada taraflara bildirilirse artık taraflara ayrıca davetiye gönderilmesine gerek yoktur. Davacı…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1990/13065 K: 1991/5664 T: 24.4.1991
Meranın mülkiyeti Hazine'ye, yararlanma hakkı köye ait olup; taşınmaz tespit sırasında mera olarak sınırlandırıldığına göre, husumet, hazine ile köy tüzel kişiliğine yönetilmelidir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1991/8497 K: 1992/4642 T: 20.3.1992
Hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili dava henüz kesinleşmemişse, o taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte, bu mahkemelerin görevi sona ereceğinden, dosyanın görevli kadastro mahkemesine devri gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/705 K: 2004/2746
Hukuki dayanaktan yoksun ve geçersiz olan bir işlemle merayı kendi adına tescil ettiren kişiden vaki kazanımlar da geçersizdir; bu özelliği gereği taşınmaz kayda dayanarak iktisap eden kişinin ikinci yada üçüncü el olması sonuca etkili olmadığından iyiniyet savı dinlenmez. Davacı… Köyü…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/5273 K: 1996/5094
Köy hayvanlarının sulanıp toplandığı yerler “sıvat yeri” olup, köy orta mallarındandır. Bu nedenle, tescile tabi olmadığı gibi, zilyetlikle de iktisap edilemez. Ayrıca vergi kaydının doğruluğu eylemli durumla da teyit edilmiştir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/3374 K: 2003/4239 T: 23.5.2003
Elatmanın önlenmesi davasında, bilirkişi raporu düzenlettirilmek suretiyle yetkili mahkemenin saptanması gerekirken içeriği bilinmeyen ve bu nedenle denetlenemeyen kaymakamlık yazısı doğrultusunda yetkili mahkemenin belirlenmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Davacı Köy Tüzel Kişiliği vekili, S. ilçesi Isusu Köyü M yaylası mevkiinde…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1983/7-556 K: 1985/665 T:03.07.1985
Ankara Mukavelesi'nin 8. maddesi uyarınca, Yunan Uyruklu kimselerin İstanbul Mıntıkası dışında bulunan taşınmaz mallarının Mülkiyeti Türk Hükümeti'ne geçer. TaraFlar arasındaki "tapulama tespitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda,(Mersin Tapulama Mahkemesi)'nce davanın reddine dair verilen 16.5.1985 gün ve 186 - 478…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1986/9681 K: 1986/10741 T:21.10.1986
Yabancı uyruklu kişilere ait taşma ve taşınmaz mallar üzerindeki mülkiyet hakkı ve diğer aynı haklar malların bulunduğu yer hukukuna bağlıdır. Karşılıklılık için iki devlet arasında mutlaka bir sözleşme bulunması zorunlu değildir. Eylemli biçimde de olabilir. GerHard JosePh Ernest veKili Avukat…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1986/9054 K: 1986/9637 T:03.11.1986
Miras bırakan kişi Yunan Uyruklu olarak ölmüşse, mirasçılarının Türk Uyruklu olması durumunda, miras bırakana ait Türkiye'de bulunan bir taşınmazı kazanmaları mümkündür. Yabancı bir kişinin Türkiye'de bulunan bir taşınmazı kazanması mütekabiliyet esası ile sınırlıdır. Dimitru1a ve arkadaşları ile Maliye Hazinesine izafeten…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1988/8293 K: 1988/8301 T:13.06.1988
2644 sayılı Tapu Kanununun 35. maddesi hükmüne göre, mütekabiliyet koşulu ile yabancılar Türkiye'de askeri yasak bölgeler ve koy hudutları dışında gayrimenkul iktisap edebilirler. Bu iktisap tapuya dayanabileceği gibi zilyetlik yolu ile de mümkündür. 2644 sayılı Yasanın 35. maddesi hükmüne göre;…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1989/13704 K: 1989/14728 T:14.12.1989
Bir Türk'ün, Suriyeli'ye ait Türkiye'de bulunan taşınmazı gerek bir muameleyle ve gerekse zilyedlik yoluyla iktisabı mümkün değildir. MaleKi ile Hazine ve Belediye Başkanlığı aRalarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair, (Hatay İkinci Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 5.6.1989 gün ve…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1992/1217 K: 1992/1514 T:11.02.1992
Miras ölümle açılır. Mirasçı olabilmek için murisin vefatında mirasçılığa ehil olarak sağ olmak yeterlidir. Davacıların mirasın açıldığı günde hangi ülke vatandaşı oldukları araştırılıp belirlenmeden ve sonradan Türk vatandaşı olmalarının mirasçılığa ehliyeti etkilemeyeceği düşünülmeden eksik inceleme ile hüküm oluşturulması usul ve…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1991/1-670 K: 1992/54 T:12.02.1992
Uygulamada karşılıklılık ise sadece yasal olanak sağlamak şeklinde düşünülmemekte fiilen bu imkanın verilmesi biçiminde anlaşılmaktadır. Bu durumda akit ülke vatandaşlarına davalarda adli yardım sağlamayı amaçlayan Lahey sözleşmesine Türkiye ve Yugoslavyanın da taraf olması yukarıda değinilen şekilde karşılıklılığın varlığını kabule yeterli…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1992/3105 K: 1992/3408 T:23.03.1992
Tahdidi mutazammın kanun hükümleri yerinde kalmak ve karşılıklı olmak şartı ile yabancı hakiki şahıslar Türkiye'de gayrimenkul mallara temellük ve tevarüs edebilirler. Hezıne ile François arasındaki yerasetin iptali davasının bozmadan sonra yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/4734 K: 2005/2288 T: 31.3.2005
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın arazinin niteliğine yönelik olduğu ve taşınmazların meradan elde edildiği iddiasının ileri sürüldüğünün kabulü gerekeceğinden meraya ilişkin uyuşmazlıklarda yerel bilirkişilerin komşu köyde ikamet eden şahıslar arasından seçilmesi taraf tanıklarının da aynı yönteme uygun olarak belirlenmesi gerekir; yerel bilirkişi…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/1948 K: 2005/1662 T: 11.3.2005
Meraların mülkiyeti hazineye, intifa hakkı köye ait bulunmaktadır. Kadastro sırasında 109 ada 119 parsel sayılı 42600 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tespiti sırasında uyuşmazlık çıktığından, konu Kadastro Komisyonuna intikal etmiş, Kadastro Komisyonu’nca yetkisizlik kararı verilerek tutanak ve ekleri Kadastro Mahkemesi’ne aktarılmıştır. Mahkemece…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/1113 K: 1996/1050 T: 7.3.1996
İmar planı sınırları içinde kalan meralar planın onayı ile bu niteliklerini kendiliğinden kaybederek, imar planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olurlar. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/461 K: 2005/1628 T: 10.3.2005
Keşif ara kararında, keşfe gidilecek araç ücreti, yerel bilirkişi adayları ve tanıklara verilecek ücretlerle çıkarılacak davetiyelerle ilgili bir masraf belirlemesi yapılmadığı gibi, bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye çıkarılabilmesi için bir süre de tanınmamış olması halinde bu tür bir ara kararına…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/2485 K: 2005/1373 T: 3.3.2005
Hazinenin tutanaktaki hissesine karşı açılıp takip edilmiş bir dava bulunmamaktadır; öncelikle hazinenin tutanaktaki hissesinin, hazine lehine kesinleştiğinin kabul edilmesi gerekir; mahkemece hazine hissesine yönelik bir dava bulunmadığı halde taşınmazın tamamının mera olarak sınırlandırılması isabetli bulunmamaktadır; taşınmaz üzerinde zaman zaman hayvanların…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1991/16895 K: 1992/13667 T: 26.11.1992
Kamu orta malı olan taşınmazların, niteliğine ilişkin davalara bakma görevi kadastro mahkemelerine, bu taşınmazların aidiyetine ilişkin davalara bakma görevi ise genel mahkemelere aittir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan, dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı,…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/14-372 K: 2004/377 T: 23.6.2004
Davacı dayanağı kaydın köy sınırnamesi mi yoksa 474 sayılı yasa uyarınca düzenlenmiş bir tahsis kararı mı olduğu anlaşılamadığından bu belgenin ilgili mercilerden dayanağı belgelerle birlikte getirilmesi, 474 sayılı yasa’ya göre oluşturulmuş tahsis kararı niteliğinde değilse, kadim yararlanma hakkının taraflardan hangisine…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/7-174 K: 2004/161 T: 24.3.2004
Yerel mahkemenin zilyetlik süresinin orman kadastrosunun kesinleşmesi tarihinden itibaren başlaması gerektiği ve 3402 sayılı kadastro yasasının 14 ve 17. maddelerinde öngörülen sürenin dolmadığı yönündeki belirlemesi doğru olmakla birlikte, hazineye ait özel mülk niteliğindeki taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatın tapunun beyanlar hanesine…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/7140 K: 1995/8036 T: 25.12.1995
Tespitten sonra, tapu kaydı ile satın almaya dayanarak dava açıldığı takdirde, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme, kadastro mahkemesidir. Taraflar arasındaki kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/9514 K: 2005/9873 T: 27.10.2005
Çekişmeli taşınmazın kamu orta malı mera niteliği taşıyıp taşımadığı usulüne uygun olarak araştırılmadan hüküm kurulması isabetsizdir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/9234 K: 2004/401
Kadastro gören yerler, kadastro kanunun 16. maddesinin (b) fıkrasına göre düzenlenen özel siciline kaydedilir, hükmü getirilmekle; mahkemece bu doğrultuda dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ve mera olarak sınırlandırılmasına ayrıca özel siciline kaydedilmesine karar vermek gerekirken -tapu iptali ile hazine…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/1136 K: 2004/1887
Meraya elatmanın önlenmesi davasında, taraf köylerin bağlı bulundukları yargı merciileri değişik ilçelerdedir; dava konusu mera hangi ilçenin sınırları içinde kalıyorsa o ilçe mahkemeleri yetkilidir. Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 2.6.2003 gününde verilen dilekçe ile meraya müdahalenin men-i istenmesi üzerine yapılan…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/5580 K: 2005/5949 T: 20.6.2005
Köy ve belediye sınırları içinde arazisi olmakla birlikte tahsis kararı kapsamına girmeyen çiftçi aileleri, o köy veya belediyeye tahsis edilen mera, yayı ak ve kışlaktan yararlanamaz Davacı köy tüzel kişiliği vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.11.2001 gününde verilen dilekçe ile meraya…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1992/6595 K: 1992/7379 T:30.06.1992
Türk mahkemelerinde dava açan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadırlar. Tahdidi mutazammın kanun hükümleri yerinde kalmak ve karşılıklı olmak şartı ile yabancı hakiki şahıslar Türkiye’de…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1992/12843 K: 1993/460 T:27.01.1993
Tapu Kanununun 35. maddesi uyarınca, Tahdidi Mutazammın Kanun hükümleri yerinde kalmak ve karşılıklı olmak şartı ile yabancı hakiki şahıslar Türkiye'de gayrimenkul mallara temellük ve tevarüs edebilirler. Türk Yabancılar Hukukunun genel ilkelerinden olan karşılıklı işlem (mütekabiliyet) esası, en az iki devlet…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/4636 K: 2003/5666 T: 22.9.2003
Mahkemece, mera norm kararı ve tahsis tutanağı ve paftası getirtilip mahallinde bilirkişiler marifeti ile uygulanmamıştır; tahsisin kadim meradan yapıldığı belirtmelik ve mera norm kararında açıklanmasına rağmen usulüne uygun bir biçimde kadim mera araştırması da yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm verilemez.…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/4470 K: 2003/5053 T: 7.7.2003
Bir yerin belirtmeliğinde meradan açıldığının yazılmış olması, o taşınmazın öncesi itibariyle mera olduğu anlamına gelmez; ne varki somut olayda dava konusu taşınmazla birlikte belirtmelik parsel numaraları açıklanan diğer yerlerin meradan açıldığı 40 nolu toprak komisyonunda görev alan belediye temsilcisi ve…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/6875 K: 2003/7211 T: 6.11.2003
Somut olayda davacının dayandığı resmi kayıt ve nizalı taşınmaz yönünde bulunan eylemli meradan, ihtilaflı parselin, meradan genişletilmek suretiyle elde edildiği bellidir; bu durumda taşınmazın öncesinin mera olmadığına dair savın aynı derecede kuvvetli bir delille kanıtlanması gerekecektir; böyle bir belge sunulamadığından…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/4845 K: 2004/5394 T: 6.7.2004
Taşınmazın bir bütün olarak mera sayılan yerlerden olduğu ileri sürüldüğüne göre, kadastro çalışma alanı içinde kaldığı köy ile davacının bulunduğu köyün sınırında, parselin yer aldığı da gözetilerek, her iki köyün bu bölgeye ait kadim ve tahsisli mera kayıtlarının olup olmadığı…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/2461 K: 2003/3731 T: 22.5.2003
Taşınmazın kabulüne karar verilen bölümünün de kuzeyinde yer alan meranın devamı olduğunun kabulü gerekir; meralar süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zaman aşımı ve zilyetlik yolu ile edinilmeleri mümkün olmayan yerlerdir; davanın tümünün reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/1421 K: 2003/4004 T: 2.6.2003
Mera olan bir yerin zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, baraj göl suları altında kalmadan önce kazanıldığına veya zilyetliğinin tesbitine karar verilemez. Ramazan ve Bedir ile Hazine ve Ç. Köyü Muhtarlığı aralarındaki mülkiyetin tespiti davasının reddi K: Asliye Hukuk Hakimliği’nden…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/4564 K: 2003/4793 T: 26.6.2003
Uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmaları yapıldığı, ancak bu çalışmalar sırasında dava konusu taşınmazın paftasında nasıl gösterildiği, kadastro harici bırakılıp bırakılmadığı, bırakılmış ise hangi tarihte ve ne sebeple bırakıldığı, taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığı, bu yerin devletçe sulanan yerlerden…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1999/504 K: 1999/908 T:16.02.1999
2886 sayılı kanunun 62. maddesi hükmü uyarınca, gelir kaydedilen teminat borca mahsup edilemez. Kanunun açık hükmüne aykırı olarak davalı teminatının tazminat tutarından düşülmesi davacının hükme temyiz etmemiş olması nedeniyle bozma nedeni yapılmamış, bu yöne işaret edilmekle yetinilmiştir. Taraflar arasındaki tazminat…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1998/7612 K: 1998/7992 T:20.10.1998
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 62. maddesi hükmü uyarınca, gelir kaydedilen teminat, yüklenicinin borcuna mahsup edilemez. İhale şartnamesinin 24/son maddesi hükmü de aynı doğrultudadır. Taraflar arasındaki alacak davasının varılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1998/4614 K: 1998/5241 T:09.06.1998
Taraflar arasındaki karma nitelikli sözleşmenin özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, sözleşmenin kurulmasında 2886 ve 1580 sayılı Yasalara aykırılık bulunmadığı, tek taraflı feshin sözleşmeyi hukuken ortadan kaldıramayacağı, idari yargıya başvurulmamış olmasının sonuca etkili olmadığı, sözleşmeye bağlılık ilkesi ve iyiniyet kurallarına aykırı…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1998/434 K: 1998/3589 T: 20.03.1998
Üniversiteler, 2886 sayılı devlet ihale kanununa tabi olup, davaya konu irtifak hakkı kurulması işlemi de, bu kanunda sayılan işlemlerdendir. Olayda uygulama yeri bulunmayan 2547 sayılı kanunun 56 e-F maddesi dışında üniversiteyi ihale yapmaktan muaf tutan istisnai özel bir yasal düzenleme…
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1998/488 K: 1998/519 T:27.01.1998
Kiralanan belediye sınırları içerisinde ve musakkaf nitelikte olduğundan, 6570 sayılı yasa hükümlerinin uygulanması gerekir. Bu yerin 2886 sayılı Devlet İhale Yasası hükümlerine göre kiralanmış olması 6570 sayılı yasanın uygulanmasını engellemez. Tah1iye davasına dair karar davalı tarafından suresi içinde temyiz edilmiş…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1997/1-863 K: 1997/1090 T: 24.12.1997
Taşınmazın Hazine tarafından kiraya verilmesi ilişkilerinde, 2886 sayılı Devlet İhale Yasasının 75. maddesi hükmü, Belediye Tüzel Kişilerinin taşınmazı kiralamasından kaynaklanan uyuşmazlıklarda ise 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun Hükümleri uygulanır. Taraflar arasındaki 'el atmanın önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3795 K: 2004/180 T: 27.1.2004
Tarafın kendisine verilen kesin önel içerisinde keşif giderlerini mahkeme veznesine depo etmediği gerekçe gösterilerek 3402 sayılı yasanın 36. Maddesi hükmü esas alınarak davanın reddi şeklinde karar verilmesi isabetsiz olup, bu durumda yerel mahkemenin mevcut delil durumuna ve evvelce yaptığı keşfe…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3439 K: 2004/209 T: 29.1.2004
Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle kadastro müdürlüğü ve tapu sicil müdürlüğünden taşınmazla ilgili bilgi ve belgeler temin edilmeli, “mera" sınır olarak tarif edildiğine göre yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılmalı, ayrıntılı gerekçeli rapor alınmalı, 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 20.maddesi…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3437 K: 2004/210 T: 29.1.2004
Dava konusu taşınmazın geçmişte mera olduğu tanık beyanından anlaşıldığından ve aynı zamanda kayıtlara göre meraya sınırı bulunduğu cihetle; öncelikle köy işleri il müdürlüğünden yörede mera tashihi yapılıp yapılmadığının saptanılması, varsa mera tahsis haritası ve dayanağı belgelerin getirtilmesi, bu konuda keşif…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/589 K: 2004/1551 T: 27.4.2004
Taşınmazın, ot biçmek sureti ile zilyetlik yolu ile edinilmesi mümkün değildir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davacı H. O. tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1994/1488 K: 1994/1887 T:22.02.1994
Ölüme bağlı tasarruflar şekil bakımından yapıldıkları yer hukukuna veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan hukukun ön gördüğü kurallara tabidir. 2675 sayılı yasanın 6. maddesi, ölenin milli hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir. Ölüme bağlı tasarruf…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2005/8249 K: 2005/6617 T: 14.7.2005
Mera komisyonunun taşınmazın niteliği ve mülkiyetine ilişkin olmayan kararları aleyhine açılacak davalara kadastro mahkemelerinde bakılamaz; bu nedenle, mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekir; görev hususu kamu düzeni ile ilgili olup mahkemelerce resen nazara alınmalıdır. Davacı A., 22.11.2004 tarihli dava dilekçesi ile…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2006/540 K: 2006/785 T: 13.2.2006
Meralarla ilgili tahsis belgeleri, fermanlar, temliknameler, mahkeme ilamları ve hüccetleri veya vakfiyeler olabileceği gibi 4753 sayılı Kanun'a göre kurulan toprak komisyonlarınca düzenlenen mera norm kararları da olabilir. Yetkili merci; kadim meranın niteliğini değiştirdiğini, orayı topraksız çiftçiye dağıtılmak üzere rezerv arazi…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/6220 K: 2004/6412 T: 30.9.2004
Davalı belediye dava konusu yapılan yörenin imar planı kapsamına dahil edildiğini, davacı köyün bu yerlerde üstün hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemekle; hukuki anlamda muaraza yaratmış olur ki; müdahale, fiili olabileceği gibi somut olayda olduğu gibi hukuki veya sözlü de…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/5879 K: 2005/103 T: 12.1.2005
Tahsis amacı değiştirilmedikçe meralardan, mera kanununda gösterilenden başka şekilde yararlanılamaz. Dava mera olarak tespit edilen taşınmazın daha sonra belediye adına özel mülk olarak tescilinin yapılarak üçüncü kişilere satıldığı ve öncesi mera olan taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacağı iddiasıyla açılan tapu…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/8241 K: 2003/9068 T: 25.12.2003
Kural olarak ölmüş bir kişiye karşı açılmış davaya o kişinin mirasçılarına tebligat yapılmak suretiyle, mirasçılarına karşı devam edilemez; ancak, somut olayda, ölü ş. dışında başka şahıslarda davalı olarak belirtilmiştir. Bu nedenle bu kimseler hakkında açılmış olan davanın hukuki varlıktan yoksun…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/7666 K: 2003/7882 T: 7.11.2003
Mahkemece, taraf köylere ait sınırlar uygulanarak, dava konusu yerin içinde kaldığı köyün hangisi olduğu, niteliği ve kullanım durumu belirlenmelidir. Davacı kendi köy idari sınırları içinde kalan yerde davalı köye kesim izni verildiğini ileri sürerek, kendi köyleri kullanım alanında olan ve…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/6158 K: 2003/7358 T: 21.10.2003
Mera, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır bu nedenle özel mülkiyete geçirilmesi söz konusu olamaz, sınırlarının daraltılması, amacı dışında kullanılması, zamanaşımı uygulanması mümkün değildir. Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/148 K: 2004/402 T: 22.1.2004
Dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ve mera olarak sınırlandırılmasına ayrıca özel siciline kaydedilmesine karar vermek gerekir. Davacılar tarafından, davalı aleyhine 13.2.2002 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/1214 K: 2005/4383 T: 5.5.2005
Davanın açıldığı tarihte davalının buraya yaptığı elatmadan vazgeçmiş olması, önceki kullanımı döneminde merada meydana getirdiği hasar nedeniyle onu tazminat sorumluluğundan kurtarmaz. Dava, mera parseline elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve mahrum kalınan ot bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, önce…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/1211 K: 2005/4381 T: 5.5.2005
Meraya el atma davalarında eylemin sabit olması ve tahrip edilmiş mera bölümlerinin bulunması halinde bu bölümlerin eski hale getirme masraflarını mülkün sahibi olan hazinenin istemesi yasaya uygun ise de, mahrum kalınan ot bedelini meranın mutasarrıfı olan köy yada belde temsilcileri…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2004/6830 K: 2004/424 T: 22.1.2004
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler başkası adına tescil edilemez. Dava konusu yer, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulanan yerlerden olduğundan bu kısmın sadece tapusunun iptaline karar vermek gerekir. Davacı Hazine vekili, kadastro tespiti sırasında davalı adına yazılan 1180…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1995/4314 K: 1995/5093 T:25.04.1995
Yabancıların mirasçılığı ise, mütekabiliyet şartına bağlı olmakla; Türk uyruklu olmayan bir yabancının bir Türk Vatandaşına mirasçı olabilmesi için, söz konusu yabancının memleketinde kendi vatandaşlarına bir Türk’ün mirasçı olabileceğinin kabul edilmiş olması zorunludur. Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda, mahalli mahkemece…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1995/12454 K: 1995/13742 T:15.12.1995
Yabancı ülke mevzuatında bir engel olmamakla beraber Türk vatandaşlarının o ülkede taşınmaz mal edinmeleri şu veya bu biçimde fiilen engelleniyorsa, Tapu Kanununun 35. maddesinde açıklanan edinme engelinin bulunmadığını söylemek mümkün değildir. DAVA: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1996/8026 K: 1996/9124 T:25.09.1996
Muris ile mirasçının, mirasın açıldığı tarihte ayrı ayrı devletlerin uyruğunda bulunması halinde; mirasla ilgili uyuşmazlıkların çözümünde Devletler Hususi Hukuku ile ilgili kuralların uygulanması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti’nin benimsediği sisteme göre, bir Türk vatandaşına, bir yabancının mirasçı olabilmesi için; o kimsenin memleketinde;…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1997/2-129 K: 1997/360 T:16.04.1997
Mirasçı olabilmek için murisin vefatında mirasçılığa ehil olarak sağ olmak lazımdır. Ehliyet Medeni Kanunun 8. maddesinde kurala bağlanan hak ehliyeti olup, ancak kanunların müsaade ettiği nispette sonuç doğurur. Şu halde bir kimsenin miracı olabilmesi için mirasın açıldığı tarihteki hukuki durumu…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2000/1715 K: 2000/4950 T: 18.04.2000
Yabancı ülke taşınmazın bulunduğu yer bakımından (örneğin sahilde bulunan taşınmazlarla ilgili) izne bağlılık ve yasaklamalar getirilmişse, bizim mevzuatımız bakımından engel olmasa bile sahildeki taşınmazın yabancı tarafından edinilebileceği kabul edilemez. DAVA: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2000/5883 K: 2000/7449 T: 05.06.2000
En önemli nokta 28.5.1927 günlü 1062 sayılı kanunda ifade edildiği üzere idari karar veya istisnai kanunlarla Türk uyruklular bakımından mülkiyet haklarının kısmen veya tamamen sınırlanıp, sınırlanmadığının daha açık bir ifade ile fiili durumun belirlenmesidir. Yabancı ülke mevzuatında bir engel olmamakla…
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi E: 1997/2847 K: 1997/3122 T:17.06.1997
Devlet İhale Kanununa göre yapılan ihalelerin iptali davası idari yargı da görülürse de; ihale ile oluşan eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklara adli yargıda bakılır. Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/1-671 K: 1996/825 T:2 7.11.1996
İhaleye katılması yasaklı olan kişinin ihaleye katılmaması gerektiği halde katılmış olması ihalenin yoklukla malul olması sonucunu doğurur ki, yokluk ifade eden ihale uyarınca yapılan kira sözleşmesi de yok hükmündedir. Taraflar arasındaki "elatmanın önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Maden Asliye…
Danıştay İDDK E: 1989/18 K: 1988/162 T: 03/03/1989
İdarece kamulaştırma kararının dayanağı olarak gösterilen planın, kamulaştırma kararı ile birlikte dava konusu edilebileceği. Muğla-Sarıgerme Turizm sınırları içinde bulunan taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanlığı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle açılan davada İdare Mahkemesince,…
Danıştay İDDK E: 1996/606 K: 1998/163 T: 27/03/1998
Ölü şahıs kamulaştırma yapılmasında ve tebligatın da ölü şahıs adına çıkarılmasında mevzuata uyarlık bulunmadığı. Adana 1.İdare Mahkemesince verilen ve Mahkemenin iptal kararında ısrarına ilişkin bulunan 29.3.1996 günlü, 1996/199 sayılı kararı davalı idare temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir. ... Köyünde ...…
Danıştay 6. Dairesi E: 1988/2854 K: 1990/567 T: 09/04/1990
Taşınmazın yolda kalan ve belediyece kamulaştırılan bölümü dışındaki kısmı imar planında milli eğitim sahasında kaldığı anlaşıldığından, bu kısmın belediyece kamulaştırılmasının mümkün olmadığı yolunda tesis edilen işlemde isabetsizlik görülmediği, işleme karşı açılan davanın mahkemece 2942 sayılı kamulaştırma kanununun 12.maddesi uyarınca görevden…
Danıştay 6. Dairesi E: 1989/2576 K: 1990/1939 T: 25/10/1990
Kısmi kamulaştırmada idari yargının bu konudaki yetkisinin kısmi kamulaştırmanın kanunun aradığı şartlara tabi olarak gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi ile sınırlı bulunduğu, olayda ise kamulaştırma işleminde bu yönden isabetsizlik görülmediği. Dava, davacıya ait taşınmazın Belediye Encümeni kararı ile yol yapımı amacı için…
Danıştay 6. Dairesi E: 1992/4551 K: 1993/1610 T: 19/04/1993
Hukukilik kazandırılmamış bir fiili paylaşımın kısmi kamulaştırmada gözönünde bulundurulamayacağı. Dava, sayılı yerde bulunan taşınmazın kısmen kamulaştırılmasına ilişkin belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; 2942 sayılı yasa ile idarelerin kanunlarla yapma yükümlülüğün de bulundukları kamu hizmetlerinin yürütülmesi için gerekli…
Danıştay 6. Dairesi E: 1993/4365 K: 1994/1307 T: 12/04/1994
Kısmen yola isabet eden taşınmazın bu bölümü dışında kalan kısmının imar planı uyarınca kamulaştırılmasının mümkün olmadığı, ancak 2942/12 maddeye göre arta kalan kısmın kullanılmaya elverişli olmaması halinde ve malik tarafından kamulaştırılması için yazılı işlemde bulunulması halinde kamulaştırılabileceği. Dava, ... parsel…
Danıştay 6. Dairesi E: 1997/6715 K: 1998/6136 T: 09/12/1998
Belediyeye ait uyuşmazlık konusu belediye encümeni kararı ile tespit edilen bedel üzerinden davacıya satışına karar verilmesi nedeniyle 2942 sayılı Yasa uyarınca kıymet takdir komisyonu tarafından tespit edilmiş bir bedelden söz edilemeyeceğinden idari işlem niteliğindeki bu karara karşı açılan davanın görüm…
Danıştay 6. Dairesi E: 1989/1530 K: 1990/2674 T: 17/12/1990
2981 sayılı Yasanın 18. maddesine göre tesbit edilen arsa bedeli belediye encümeni kararıyla belirlendiğinden ortada 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre belirlenen bir bedel söz konusu olmadığından, bir idari işlem niteliğinde olan dava konusu belediye encümeni kararının iptali davasının görüm ve…
Danıştay 6. Dairesi E: 1989/1152 K: 1990/1918 T: 25/10/1990
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinde kamulaştırma bedelinin eksiksiz belirlenmesinin öngörülmesi ve davacılar tarafından da kıymet takdirinin yapılacağı günün tebliğinin kıymet takdirinden sonra yapılması nedeniyle zarara uğranıldığı yolunda herhangi bir iddianın ileri sürülmemiş bulunması karşısında sadece bu eksikliğin işlemi sakatlamayacağı.…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/7161 K: 2005/4737 T: 14/10/2005
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 8. maddesinde öngörülen satın alma usulüyle yapılmamış olan kamulaştırma nedeniyle davalı idarece kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili istemiyle asliye hukuk mahkemesine başvurulması üzerine anılan mahkemece 2942 sayılı yasanın 10. maddesi gereğince davacılara yapılan…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/3698 K: 2005/54 T: 13/01/2005
Davacıya 2942 sayılı kanunun 4650 sayılı kanunla değişik 10.maddesi uyarınca ipsala asliye hukuk mahkemesi tarafından tebligat yapılmış ve davacı tarafından da tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde bu davanın açılması olması nedeniyle, idare mahkemesince davanın esasının incelenmesi suretiyle bir karar…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/1179 K: 2004/5503 T: 09/11/2004
Toprak kaymasının önlenmesi amacıyla ihata duvarı yapılması için 2942 sayılı yasanın 10. ve 11.maddelerinde öngörülen usule uygun olarak tesis edilen kamulaştırma işleminin 2942 sayılı yasanın 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırma değerlendirilemeyeceği. İstemin Özeti: Bursa 1. İdare Mahkemesinin 6.5.2003 günlü, E:…
Danıştay 6. Dairesi E: 1995/7192 K: 1996/945 T: 04/03/1996
Belediye meclisi üyesi olan kişinin dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına karar veren belediye encümeninde ve aynı zamanda kıymet takdir komisyonunda üye olarak yer almasının 2942 sayılı yasanın 10. maddesine aykırı olduğu. Dava, Kocaeli, Körfez, Yarımca,Sazaklar Mevkii, parsel ile sayılı parseller arasındaki…
Danıştay 6. Dairesi E: 1994/4965 K: 1994/3179 K: 19/12/1994
Kamulaştırma bedelinin tesbiti ve bedele ilişkin uyuşmazlıkların adli yargıda çözümlenmesi gerekmekte ise de kıymet takdir komisyonunun oluşumuna ilişkin uyuşmazlıkların idari yargının görevine girdiği. Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır. Dava,…
Danıştay 6. Dairesi E: 2021/1069 K: 2023/105 T: 12.01.2023
3290 sayılı yasanın Ek-1. maddesinin amacı, uygulamada problemlere neden olan özel parselasyon ve kat mülkiyetindeki hisseli durumlara bir çözüm getirmektir. Anılan madde hükmünün uygulanabilmesi için 3194 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 9.5.1985 tarihinden önce taşınmazın özel parselasyona tabi tutulmuş veya…
Danıştay 6. Dairesi E: 1990/344 K: 1990/295 T: 08/09/1990
Kamulaştırma işlemi tesis edilmeksizin taşınmazın yola katılması ve enerji nakil hattı geçirilmesi nedeniyle doğan zararın tazmini istenildiğinden, idarenin haksız fiil niteliğindeki eyleminden doğan zararın tazmini istemiyle adli yargıda dava açması gerektiği. Dava, Ağrı-Van caddesinin genişletilmesi nedeniyle 490 m2 arsanın davalı…
Danıştay 6. Dairesi E: 1987/56 K: 1987/1156 T: 25/11/1987
Bir kamu kuruluşunun diğer bir kamu kuruluşuna ait taşınmazı kamulaştırmasının hükümsüz olması nedeniyle davanın süresinde olup olmadığının incelenemeyeceği hk. Dava, devlet ormanı niteliğindeki taşınmazın Beyşehir Termik Santrali ve Kül Barajı yapılmak üzere kamulaştırılmasına ilişkin Türkiye Elektrik Kurumu Yönetim Kurulunun 26.11.1985…
Danıştay 6. Dairesi E: 1986/59 K: 1986/978 T: 18/11/1986
Sulama arkı yapımı isteğe bağlı işlerden sayılmış ise de sulama işi köyün ve köylünün ortak ve genel yararına olduğundan, bu amaçla yapılan kamulaştırmada mevzuata aykırılık bulunmadığı. Dava, taşınmazın 160 m2'lik bölümünün sulama arkı yapımı amacıyla kamulaştırılmasına ilişkin Köy İhtiyar Kurulu…
Danıştay 6. Dairesi E: 1984/1074 K: 1985/256 T: 12/02/1985
İmar planında sanayi bölgesi olan yerde geçici ruhsatla yapılan fabrika binasına ait ruhsatın encümence karar alınmadan daimi ruhsata dönüşmesi mümkün olmadığından ve geçicilik süreside dolduğundan kamulaştırmada binaya bedel takdir edilmeyeceği. Dava, taşınmazın bir bölümünün Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4251 K: 1999/4793 T: 13/10/1999
2886 sayılı Yasanın 71. maddesinin ihtiyaçların kamu kuruluşlarında karşılanması durumunda bu kanun kapsamına giren idarelerin kendi aralarında yapacakları ihalelerde mümkün olduğu, buna göre kaplıca ihalesinin anılan madde kapsamında değerlendirilemeyeceği nedeniyle, il özel idaresine ait ... kaplıcasının sadece belediye başkanlığının teklifinin…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/213 K: 2005/6646 T: 26/12/2005
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 26. maddesi kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarına yapılacak veya yaptırılacak yapılara imar mevzuatı kapsamında aranan şartların sağlanmasının yanısıra mülkiyetin belgelenmesi kaydıyla avan projeye göre ruhsat verilmesi ve imara aykırı yapılar nedeniyle verilecek para cezası miktarı belirlenirken…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5365 K: 2005/2128 T: 12/04/2005
Dava konusu parsellerin üzerindeki yapıların korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğu ve tescil edilmeleri gerektiği konusunda yargı kararı bulunduğundan anılan taşınmazlara ilişkin olarak kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulunca alınacak karar doğrultusunda parselasyon işlemi yapılması gerekirken bu durum gözetilmeksizin tesis…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/8321 K: 2005/2135 T: 12/04/2005
İnşaat ruhsatına uygun olarak tamamlanan ve yapı kullanma izni verilen binanın sonradan zemin katında ve bina cephesinde yapılan tadilatlar nedeniyle inşaat ruhsatının ve yapı kullanma izninin iptalinin mümkün olmadığı, anılan tadilatların eski haline getirmesine karar verilebileceği. İstemin Özeti: Bursa 3.…
Danıştay 6. Dairesi E: 1978/3629 K: 1980/1733 T: 4.6.1980
Kat irtifakının mesken olarak kat mülkiyetine çevrilmesinin mümkün bulunmadığı yolunda belediyece tesis edilen işlemin kazanılmış hakkı ihlal eder nitelikte olması nedeniyle iptali gerekir. İstemin Özeti: Belediyece verilen ruhsata göre yapılıp, iskan izni alınan ....... Sitesi üzerindeki kat irtifakının mesken olarak…
Danıştay 6. Dairesi E: 1976/8388 K: 1980/198 T: 29.1.1980
Davacının öne sürdüğü zararın tazminine hükmolunması için zararla arasında illiyet bağı bulunan işlem ve eylemin idari olması gerekmektedir. Olayda ise tecavüzün önlenmesine ve tecavüz edilen bina kısmının yıktırılmasına ilişkin adli yargı kararının icrasına dayanan eylem sonucu uğranılan zararın idareye tazmin…
Danıştay 6. Dairesi E: 1977/2071 K: 1979/3601 T: 5.12.1979
Belediye encümenince verilen yıkma kararı il idare kurulunca esas yönünden iptal edildiğinden ve bu karar da kesinleştiğinden, belediye encümenince yeniden eski gerekçeler esas alınarak binada tadilat ve ilaveler yapıldığı nedeniyle belediye hizmetlerinin kestirilmesine karar verilmesinde isabet yoktur. İstemin Özeti: .......…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3254 K: 1999/3159 T: 09/06/1999
Yapının kullanımı ile ilgili aykırılık nedeniyle 3194 sayılı Yasanın 32. Maddesi uyarınca tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı. ... İdare Mahkemesinin ... günlü, 1998/210 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir. Dava, ... ada, ... parsel…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5449 K: 2005/2048
3194 sayılı Yasa'nın 40.maddesinde umumun sağlık ve selametin ihlal eden şehircilik, estetik veya trafik bakımından mahzurlu görülen enkaz veya birikintilerin kaldırılması öngörüldüğünden, mahallende düzenlenen tutanakta bu mahzurların açıkça ortaya konulmasınnı gerektiği, usulüne uygun bir tutanakla aykırılıklar ortaya konulmadan, bu aykırılıkların…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5532 K: 2005/2129
Asıl olan beldenin planlı gelişimi olduğundan planlama sürecinin başlamasından ve planların hazırlanmasından sonra anılan planın kabul edilmemesine ilişkin belediye meclisi kararmın bozulmasına ilişkin il idare kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmaması nedeniyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararında isabet olmadığı…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/1310 K: 1999/1781
Her ne kadar bilirkişi raporunda imar durumunun imar planına uygun olduğu belirtilmek ise de uyuşmazlık konusu parselin yer aldığı imar adasında iki farklı yapılaşma nizamının öngörüldüğü, ancak bunların ayrılmasına ilişkin bir imar hattının belirlenmediği anlaşıldığından bilirkişi raporunda yer alan çelişkili…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/2161 K: 1999/1788
Nazım imar planı olmadan uygulama imar planı yapılamayacağı hk İstemin Özeti: Kayseri İdare Mahkemesinin 27.11.1997 günlü, E: 1996/900. K: 1997/930 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir. Tetkik Hakimi Gonca Temizhan'ın Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/1839 K: 1999/2054
2577 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca yapılan başvuru üzerine altmış gün içerisinde yanıt verilmesi halinde istemin reddedilmiş sayılacağı, bu tarihten sonra verilen yanıtın istemin reddine ilişkin olmayıp bir işlem tesisine yönelik olması durumunda ise yeni bir hukuki sonuç yaratan bu…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/2116 K: 1999/2260
2981 sayılı Yasa uyarınca tapu verme işlemleri için belediyelere arsa ofisinden görüş alma zorunluluğunu getiren işlemde.... mah. ... ada, ...parsel sayılı taşınmazdan söz edilmekte ise de. esasen işlem olmadığından davacı belediyeni n 2981 sayı11 Yasa uyarınca yaptığı girişimlerin Arsa Ofisi…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/2676 K: 1999/2714
Parselasyon işlemi sırasında aynı düzenleme alanın bulunan davacıya ait parsellerin birlikte değerlendirilmesinde ve parsellerin toplam yüzölçümleri üzerinden düzenleme ortaklık payı alınarak imara uygun parseller oluşturulup eski yerlerinden tahsis yapılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı. İstemin Özeti: Bursa 2.İdare Mahkemesinin 31.12.1997 günlü, E:…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/2578 K: 1999/2737
1/5000 ölçekli nazım imar planına uygun 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ilçe belediyesince büyükşehir belediye meclisi kararından sonra en geç 6 ay içinde karara bağlanacağı, karar çıkmazsa teklif sahibinin mağduriyetinin önlenmesi amacıyla büyükşehir belediye meclisince uygulama imar planının yapılacağı, ilçe…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/2911 K: 1999/3199
Büyükşehir belediyesinin mücavir alanın tanımı ve bu alanlardaki yetkilerin büyükşehir belediyesine ait olduğuna ilişkin yönetmelik çıkarma yetkisinin olmadığı. İstemin Özeti: Ankara 3.İdare Mahkemesinin 4.3.1998 günlü, E: 1997/840. K: 1998/172 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu Öne sürülerek bozulması istenilmektedir.…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/926 K: 1999/3200
1/1000 ölçekli imar planının büyükşehir belediyesi tarafından değiştirilerek onanması üzerine ilçe belediyesince iptal davası açılması gerekirken ısrar kararı alınmasında hukuka uyarlık bulunmadığı hk. İstemin Özeti: Ankara 6.İdare Mahkemesinin 3.12.1997 günlü. E: 1997/193, K: 1997/1275 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı…
Danıştay 9. Dairesi E: 1998/3948 K: 1999/3561 T: 13.10.1999
16.5.1994 tarihinde kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırma bedeli ile en son vergi değeri arasındaki fark üzerinden 94-97 dönemi için tahakkuk ettirilen kusur cezalı emlak ile gecikme faizinin bu yıllarda artık malik sıfatı taşımayan davacıdan istenilmesinde isabet yoktur. İstemin Özeti: ... İlçesi, ...…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3291 K: 1999/3978
775 sayılı Gecekondu Kanununun 18. maddesinin 1. fıkrasında ilçe veya Büyükşehir ayırımı yapılmaksızın belediyelere ait taşınmazlara yer verildiği, ayrıca ilçe belediyelerinin uygulama işlemlerinde yetkili olduğu göz önüne alındığında, mülkiyeti ... Büyükşehir Belediyesine ait taşınmaz üzerinde bulunan yapının ... Belediye Başkanlığı…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5103 K: 1999/4284 T: 05/10/1999
Sahil şeridi içinde kalan taşınmazda kamu yararına yönelik yeşil alan düzenlemesi yapılacağından geçici inşaat ruhsatı verilmemesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı. İstemin Özeti: ... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4969 K: 1999/4901 T: 19/10/1999
Davacıya ait taşınmazın imar planında belirlenen yeşil kuşak sisteminin bir parçasını oluşturduğu gözetilmeksizin uyuşmazlığın sadece parsel bazında irdelenerek, planın bütünü, yönü, büyüklüğü ve şekliyle nüfus yapılaşma biçimi, yeşil alan gereksinimi gibi temel kavramlar açısından inceleme yapılmadan verilen kararda isabet bulunmadığı.…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4426, K: 1999/5776 K: 16/11/1999
İmar Kanunun 45. maddesi uyarınca bir belediyenin sınırları içindeki bir alanın başka bir belediyeye mücavir alan olarak verilmesinin mümkün olmadığı ... Köyünün ... Belediyesi mücavir alanına alınmasına ilişkin bayındırlık ve iskan bakanlığının 25.5.1989 günlü işlemine dava açılmış olmasının idarenin zaman…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5008 K: 1999/5915 T: 22.11.1999
Islah imar planında varsa maddi bir hatanın düzeltilmesi veya plan sınırlarının genişletilmesi dışında değişiklik yapılamaz. Bu nedenle okul alanının park alanına dönüştürülmesine ilişkin ıslah imar planı değişikliğinde yasaya uyarlık yoktur. İstemin Özeti: İstanbul 1.İdare Mahkemesinin 7.5.1998 günlü, E: 1996/536, K:…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5242 K: 1999/5976
Mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin kararın taraflara keşif gününden makul bir süre önce tebliğ edilerek tarafların keşfe katılmalarının sağlanması gerektiğinden, bu usule uyulmadan yaptırılan keşif «e bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor esas alınarak karar verilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı.…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/6784 K: 1999/5983 T: 23.11.1999
Bakılmakta olan davaya konu taşınmazın da bulunduğu imar planının başka bir taşınmazla ilgili kısmının iptali yolundaki idare mahkemesinin kararından davacının kamulaştırılan taşınmazını da kapsayan kısmının etkilenip etkilenmediği hususunun araştırılması gerekir. İstemin Özeti: Danıştay 6. Dairesisince verilen 20.4.1998 günlü, K: 1998/2129…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/6077 K: 1999/5998
Dolgu alanı üzerine inşa edilen çimento dolum ve paketleme tesisinin Kıyı Kanununun 6 ve yönetmeliğinin 13. 14. maddelerinde tanımlanan kıyılarda ve dolgu alanları üzerinde yapılabilecek yapı ve tesisler kapsamında olmadığı, "liman" tamun içinde değerlendirilemeyeceği. İstemin Özeti: Antalya 1.İdare Mahkemesinin 26.3.1998…
Danıştay 6. Dairesi E: 2009/13615 K: 2011/3170 T: 14.9.2011
Kamulaştırılan taşınmazın alanının tapuda fazla olarak tescil edilmesi sebebiyle parsel maliklerine fazla ödeme yapılması suretiyle ortaya çıktığı ileri sürülen zarar ile yargılama gideri ve vekalet ücreti olarak ödenen zararın tazmini istemine ilişkindir. İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı sebeplerle…
Danıştay 6. Dairesi E: 2006/780 K: 2008/941
Davacı ruhsat başvurusunda bulunduğundan, bu başvurunun sonuçlandırılarak bir işlem tesis edilmeden, yapıların yıkımı yolunda tesis edilen işlemde, hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. Muğla İdare Mahkemesinin 20.5.2005 günlü, E: 2002/1051, K: 2005/510 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının usul ve yasaya aykırı olduğu…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/5259 K: 2008/2218
Uyuşmazlık konusu dolgu alanının Altınova ve Subaşı Belediyesi sınırları içinde kalması nedeniyle anılan belediyelerce imar planının hazırlanması veya uygun bulunması gerektiği, yani anılan belediyelerin iradelerinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca plan onanmadan önce aynı yönde birleşmesi gerektiği açıktır. Davanın Özeti: Yalova…
Danıştay 6. Dairesi E: 2006/527 K: 2008/1720
Davacı belediyenin 1/50.000 ve 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planlarını ilgili idare sıfatı ile ilan etmesi gerekirken, bu görevini yerine getirmeksizin, anılan planların iptali istemiyle açtığı davada ehliyetli olmadığı hakkında. Davanın Özeti: Davalı İdarece 24.11.2005 gününde onaylanan 1/50.000 ölçekli İstanbul Metropoliten…
Danıştay 6. Dairesi E: 2006/774 K: 2008/1867
Ruhsata aykırı inşaatın neler olduğu tesbit edilmeden, sadece inşaata devam edildiğinden bahisle para cezası verilmesinde, hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. İstemin Özeti: Muğla İdare Mahkemesinin 31.3.2005 günlü, E: 2004/15, K: 2005/150 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/82 K: 2005/5762 T: 23/11/2005
Davacı 2577/10. madde uyarınca inşaat ruhsatı verilmesi istemiyle kaymakamlığa başvurmuş ise de, bu başvuru dilekçesi ilgili belediyeye gönderildiğinden ve aynı gün kayıtlara girdiğinden 60 gün içinde cevap verilmemesi üzerine oluşan zımni ret işleminin kesin ve yürütülmesi gerekli işlem olduğu. İstemin…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/2 K:2005/5491 T: 15/11/2005
Uyuşmazlık konusu tadilatların mülk sahibi olan davacının muvafakati olmaksızın kiracı tarafından yapıldığı anlaşıldığından, bu tadilatlar nedeniyle taşınmaz maliki olan davacı adına para cezası verilmesine ilişkin işlemde cezaların şahsiliği ilkesi gözönünde bulundurulduğunda mevzuata uyarlık bulunmadığı hk. Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5280 K: 1999/5191
İlçe belediyelerince imar planı değişikliğinin büyükşehir belediye başkanınca onaylanmasına ilişkin işleme karşı iptal davası açılması gerekirken imar planı değişikliğinin tekrar görüşülerek önceki kararda ısrar edilmesi yolundaki dava konusu işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı. İstemin Özeti: Ankara 1.İdare Mahkemesinin 1.7.1998 günlü. E:…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/6235 K: 1999/5470 T: 10.11.1999
İlçe belediye meclisince kabul edilen uygulama imar planı değişikliğinin onaylama yetkisi büyükşehir belediye başkanına ait olup bununla birlikte ilçe belediye meclisinin uygulama imar planlarına ilişkin kararlarını tadilen onanma yetkisi yoktur. İstemin Özeti: Bursa 1.İdare Mahkemesinin 29.4.1998 günlü. E: 1996/295. K:…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3020 K: 1999/5481 T: 10.11.1999
Tamamlanmamış bir yapı için yapı kullanma izni düzenlenmesi mümkün değildir. Davalı idare tarafından ilave kat yapımına imkan tanıyan tadilat ruhsatının imar planındaki yapılaşma koşullarına aykırı düzenlendiği, bu ruhsatın verilmesinden bir gün sonra henüz bitmemiş ve inşaası devam eden yapıya, bitmiş…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4313 K: 1999/4953 T: 19.10.1999
Davacının taşınmazını da kapsayan alanda yapılan parselasyon işleminin iptali yolunda verilen karardan sonra makul bir süre içinde yeniden bir parselasyon işlemi tesis edilmesi gerektiğinden yeniden parselasyon işlemi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise davacının yapısının yapılan bir parselasyon işlemi kapsamında korunup korunmayacağı…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4211 K: 1999/5155 T: 2.11.1999
Alt ölçekli planın üst ölçekli plana uygun olmasının zorunlu olması üst ölçekli nazım imar planı bulunmadan alt ölçekli plan değişikliği yapılmasının mümkün olmaması karşısında dava konusu işlemde hukuka uyarlık yoktur. İstemin Özeti: Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulunun 22.12.1997 tarih 13523-3793 sayılı…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1996/7837 K: 1996/8490 T:10.10.1996
Devlet İhale Yasası, Borçlar Kanununa göre özel bir kanun olduğu için davacı ancak 57. madde hükmü uyarınca geçici teminatı irat kaydetmekle zararını karşılamak ve bu miktarla yetinmek durumundadır. DAVA: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1996/5453 K: 1996/6976 T:17.06.1996
2886 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra artık bu gibi taşınmazların kira sözleşmesi hakkında 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz. Dava dilekçesinde; 25 parsel 81 D kapılı taşınmazın, 4.6.1986 tarihli Beyoğlu Birinci Sulh Hukuk Hakimliği kararı ile Hazine adına…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1996/4929 K: 1996/5197 T:27.05.1996
Kira sözleşmesi 2886 sayılı yasa hükümlerince yapılmış olsa dahi, kiralanan musakkaf ve belediye sınırları içinde olduğundan 6570 sayılı yasa uygulanacaktır. Taraflar arasındaki muarazanın meni davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/6133 K: 1995/7135 T: 15.6.1995
Tarım arazilerinde değerlendirmenin net gelirine kapitalizasyon faizi uygulanmak suretiyle değer bulunması gerekli olup, net gelirin çevrede ekilmesi mutat olan ürünlerde ortalama verim ve fiyata göre hesaplanması gereklidir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir.…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/7310 K: 1995/8188 T: 11.7.1995
Arsaların emsal satışlara göre satış değerinin belirlenmesindeki yöntem; değerlendirme tarihinden önceki emsal satış fiyatına DİE endekslerinin gayrimenkul fiyatlarına yansıyan bölümünün uygulanması suretiyle değerlendirme tarihi itibariyle emsalin fiyatını bulmak, bundan sonra emsalin dava konusu taşınmazla karşılaştırmasını yapmak, bu karşılaştırma sonucu dava…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/7337 K: 1995/9563 T: 3.10.1995
Emsal satış tarihinden değerleme tarihine toptan eşya fiyat endeksi uygulanmak suretiyle getirildikten sonra bulunan değerin karşılaştırmaya esas alınması gerekirken aslında taşınmazın değerini düşürecek olan imar uygulaması yapılmamış olması keyfiyetinin değer artırıcı bir unsur olarak görülüp bu yüksek değer üzerinden misli…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/8111 K: 1995/9682 T: 5.10.1995
Tarım arazisinin değerini belirlemeye esas alınacak gelirin tespitinde çevrede yetiştirilmesi mutat ürünlerin saptanması bunların münavebeye alınmak sureti ile ortalama verim, fiyat ve giderlerine göre hesap yapılması gerekir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir.…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/9225 K: 1995/10247 T: 16.10.19952942/11
Davacıların kamulaştırılan taşınmazda tapu kaydına göre malik olmadıkları halde tapu kayıt malikleriyle olan ilişkilerini gösteren veraset belgesi getirtilmeden malik olarak kabulleri ile lehlerine artırıma hükmedilmesi yerinde değildir. Diğer tapu kayıt malikleri tarafından açılmış bir dava bulunmadığı halde onların paylarını da…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/8651 K: 1995/10282 T: 17.10.1995
Ferağdan otuz gün geçmeden ve gerek yok iken mal sahibine usulüne uygun bir tebligat yapılarak "bu tebliğden itibaren otuz gün içinde dava açabilirsiniz ihtarı" ile yanıltıcı yönlendirmede bulunulmuş ise yanıltıcı tebligat tarihi itibariyle otuz günlük yasal süre içinde açılan davanın…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/10667 K: 1997/227 T: 23.1.1997
Hazineden ihale yolu ile davacı tarafından satın alınan arazinin 5 ay sonra Valilikçe kamulaştırılması olayında, kamulaştırma bedelinin tespitinde davacının ihalede teklif ettiği ve araziyi satın almış olduğu fiyatın emsal teşkil etmiş olmasına karşı itirazı yerinde değildir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin…
Yargıtay 7.Hukuk Dairesi E: 2004/78 K: 2004/538 T: 23.2.2004
Dayanılan vergi kaydında mera sınır olarak gösterilmiş ise; mera sınırı itibariyle değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlı vergi kaydının miktar fazlasından oluşan dava konusu taşınmazın, öncesinin kamu malı niteliğinde mera olup olmadığının saptanması gerekir; kural olarak mahkemece bir yerin mera olarak…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/1456 K: 2005/1885 T: 7.6.2005
Dava konusu mera taşınmaz ile komşu taşınmazları birbirinden ayıracak şekilde arz üzerindeki doğal ya da yapay bir sınır yeri bulunmadığı uzman bilirkişinin düzenlediği harita ve rapordan anlaşılmakta olup; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/327 K: 2004/826 T: 9.3.2004
Tespitin 3402 sayılı kadastro kanunu’nun 5. Maddesi hükmü uyarınca malik hanesinin açık bırakılarak yapılmadığı, aynı yasanın 30. Maddesinin bu nedenle uygulama olanağının bulunmadığı dikkate alınarak davanın reddedilen bölümlerinin tespit gibi davalı hazine adına tescile karar verilmesi gerekirken işaretli bölümlerin haritasında…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/187 K: 2004/865 T: 11.3.2004
Dosyaya ibraz edilen uzman ziraatçi bilirkişi raporu içeriği, dava konusu taşınmazın sınırında eylemli biçimde meranın bulunması, arada doğal yada yapay nitelikte ayrıcı unsur olarak bir sınır yerinin tarif edilmediği dikkate alındığında dava konusu taşınmazın sınırındaki eylemli meraya el atılarak kazanıldığının…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/475 K: 2004/955 T: 17.3.2004
Öncelikle dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı, kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı sağlıklı biçimde belirlenmelidir. Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemi ile açılan davada mahkemece verilen kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı Kazım D. tarafından istenilmekle,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/417 K: 2004/970 T: 17.3.2004
Tespite kayıt ve belgelerin esas alınmaması, mahkemece bir yerel bilirkişi dinlenerek hüküm kurulmuş olması, tanık dinlenmemesinin nedenlerinin hüküm yerinde tartışılmaması hatalıdır. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2000/8187 K: 2000/11994 T:10.10.2000
Yabancı ülke mevzuatında bir engel olmamakla beraber Türk vatandaşlarının o ülkede taşınmaz mal edinmeleri şu veya bu biçimde fiilen engelleniyorsa, Tapu Kanunun 35. maddesinde açıklanan edinme engelinin bulunmadığını söylemek mümkün değildir. Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/2-374 K: 2001/490 T:06.06.2001
Yunanistan mevzuatındaki gelişme ve bu yazı özellikle bu davaya konu miras hakkı bakımından ilk murisin ve ara murislerin ölüm tarihleri itibariyle taşınmaz malları tevarüs ve serbestçe tasarruf yönünden fiili bir karşılıklılığın olmadığını açıkça göstermektedir. Taraflar arasındaki davadan dolayı, bozma üzerine…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2001/8499 K: 2001/10360 T:02.07.2001
Türkiye Vatansızlık Hallerini Ortadan Kaldırılması ve Azaltılması Hakkındaki Anlaşmayı onaylamamıştır. Ancak vatansızların taşınmaz mal edinmelerini engelleyen bir hükümde yoktur. Mülkiyet hakkının niteliği dikkate alındığında Türkiye'deki taşınmazları iktisap etmeleri gerekmektedir. Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2001/5732 K: 2001/5819 T:21.09.2001
Davacılar, Suudi Arabistan tebaasından bulunmalarına rağmen Arap değillerdir. Özde bu kişiler Türk asıllıdır. Şu hale göre Türk asıllı olmaları ile mütekabiliyet şartı bunlara uygulanamaz. Davacılar vakili tarafından, davalılar aleyhine 28.5.1997 gününde verilen dilekçe inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2001/13932 K: 2002/893 T:28.01.2002
Satıcı kişilerin fiili ve yasal mütekabiliyet esaslarına göre Türkiye'de mal edinip edinemeyeceklerinin tespiti bakımından, intikale esas alınan veraset ilamlarının iptali yönünde hasımlı dava açması için davacı Hazineye önel verilmesi, açılacak davanın sonucunun beklenilmesi ve hasıl olacak duruma göre bir karar…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2002/5596 K: 2002/6516 T:14.05.2002
Yabancı ülke taşınmazın bulunduğu yer bakımından (örneğin sahilde bulunan taşınmazlarla ilgili) izne bağlılık ve yasaklamalar getirilmişse, bizim mevzuatımız bakımından engel olmasa bile sahildeki taşınmazın yabancı tarafından edinilebileceği kabul edilemez. Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2003/6263 K: 2003/7364 T:20.05.2003
Türk asıllı azınlıklarda mirasçı olmak bakımından yabancıdır. Ancak Yunanistan'da 31.07.1990 tarihinden itibaren Rum asıllı üçüncü ülke vatandaşlarına miras yoluyla intikal hakkı ve mirasçılık yoluyla mülk edinme hakkı tanımıştır. Taraflar arasındaki dayanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2004/1803 K: 2004/3241 T:15.03.2004
Suriye uyruklu şahsın gayrimenkulleri mirasçısı Türk dahi olsa ona geçmez. Sadece emanete alınan bedelleri Türk mirasçısına verilir. Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: K:…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2004/13816 K: 2004/13771 T:23.11.2004
Yukarıda gösterilen Yunanistan mevzuatındaki gelişme ve bu yazılar; Türk vatandaşlarının Yunanistan'da taşınmaz malları tevarüs (miras) yoluyla edinemeyecekleri, kök murisin ve ara murislerin olum tarihleri itibariyle taşınmaz malları tevarüs ve serbestçe tasarruf yönünden fiili bir karşılıklılığın bulunmadığını açıkça göstermektedir. Taraflar arasındaki…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2001/10362 K: 2001/9698 T: 6.12.2001
Dayanılan tapu kaydının miktarı 7123 metrekare olup kaydın sınırında emvali metruke bulunduğundan, kayıt kapsamının miktarına değer verilerek belirlenmesi zorunludur. Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin…
Danıştay 6. Dairesi E: 1989/3211 K: 1990/37 T: 29/01/1990
Davacıya ait dairenin bulunduğu apartmanın yer aldığı bölgede bitişik nizam yapılaşmanın teşekkül ettiği, davacı tarafından yapılan ilavenin her iki binanın aydınlığının kapanmasına neden olduğu anlaşıldığından apartmanın ortak yerlerinden bu bölümün kapanmasının 2981 sayılı yasa kapsamında düşünülmiyeceği nedeniyle yıktırılmasına karar verilmesinde…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5761 K: 2005/2332 T: 19/04/2005
Yıkım işleminin kısmen iptali kısmen davanın reddi üzerine para cezasının davalı idarece yeniden takdir edilmesi gerektiğinden idare mahkemesince para cezasının kısmen iptaline kısmen davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı. İstemin Özeti: İzmir 2. İdare Mahkemesinin 22.5.2003 günlü, E: 2002/428, K:…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5615 K: 2005/2335 T: 19/04/2005
Yapının mirasçılar tarafından yapıldığı konusunda bir tespitin bulunmaması karşısında cezaların şahsiliği prensibi uyarınca yapı sahibine verilen para cezasının mirasçılarından tahsil edilmesinni mümkün olmadığı. İstemin Özeti: İzmir 1. İdare Mahkemesinin 30.4.2003 günlü, E: 2002/1083, K: 2003/518 sayılı kararının usul ve yasaya…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5866 K: 2005/2170
İmar planıyla belirlenmiş yapılaşma koşullarını açıklayıcı, belirleyici ve bütünleyici nitelikte olduğu tartışmasız bulunan plan notlarını bazı yapılar içinuygulanıp bazıları için uygulanmamasının, planır bütünlüğünü ve dengesini bozacağı, şehircilik ilkeler ve planlama esaslarına aykırı olacağı açık olduğundan, aksi yöndeki idare mahkemes kararında…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/191 K: 2005/2372 T: 19/04/2005
Hak sahibi olduğu saptanan gecekondu sahiplerine tapu tahsis belgeleri esas alınarak tapularının verilmesi, 2981 sayılı kanunun hükümlerinin uygulandığı alanlarda belirli koşullarla yapılması öngörülen ve özel olarak düzenlenen ıslah imar planlarının yapılıp onaylanması ve bu plan uyarınca imar parsellerinin oluşturulması koşullarına…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/6309 K: 2005/2411
Taşınmazın maliki olmayan ve dava açma ehliyetini belde sakini sıfatına değil, taşınmazın zilyedi olduklarından bahisle ileride doğması ihtimali bulunan bir hak iddiasına dayandıran davacıların, beldenin arıtma tesisi yer seçimi işlemine karşı dava açma ehliyetinin bulunmadığı hakkında. İstemin Özeti: İzmir 1.…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5553 K: 2005/2424 T: 20/04/2005
Plan değişikliği isteminin cevap verilmemek suretiyle reddedilmesi yolundaki dava konusu işlemin belediye meclisince tesis edildiğinin kabulü ile uyuşmazlığın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken, idare mahkemesince imar planı değişikliği isteminin belediye meclisince görüşüldükten sonra karar bağlanması gerektiği nedeniyle verilen iptal kararında…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/4756 K: 2005/2490 T: 25/04/2005
Taşınmazın hükümet konağı genişleme alanından çıkarılarak konut alanına dönüştürülmesi isteminin bilirkişilerce şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği. İstemin Özeti: Manisa İdare Mahkemesinin 28.3.2003 günlü, E: 1999/2530, K: 2003/285 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/4731 K: 2005/2499 T: 25/04/2005
Uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılan davada bölgeye ilişkin üst ölçekli olarak 1/5000 ölçekli yerine 1/2000 ölçekli nazım imar planının bulunduğu, ancak dava konusu planın yapımıyla ilgili yönetmelikte de öngörülen koşulları taşımayan harita ve kadastro mühendisinin üstlenmesi mümkün olmadığından…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5770 K: 2005/2519 T: 03/05/2005
İmar planına karşı uygulama işlemi olan parselasyon nedeniyle uyuşmazlık yaratıldığı; ancak, parselasyon işlemi açısından yasal dava açma süresi geçtikten sonra davanın açılması nedeniyle imar planının iptaline ilişkin istemin incelenme olanağının bulunmadığı. İstemin Özeti: Antalya 1.İdare Mahkemesinin 26.3.2003 günlü, E: 2003/222,…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5961 K: 2005/2570 T: 04/05/2005
Ruhsatsız yapı nedeniyle 3194 sayılı yasanın 32.maddesi uyarınca işlem tesis edilmesi gerekirken 1608 sayılı kanun uyarınca işlem tesisinde hukuka uyarlık bulunmadığı. İstemin Özeti: Van İdare Mahkemesinin 31.3.2003 günlü, E: 2002/1280, K: 2003/147 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/567 K: 2005/2573 T: 04/05/2005
Boya, badana, fayans kaplama gibi işler tek başına ruhsata tabi olmamakla birlikte ruhsatsız inşaatın devamı niteliğinde yapılan bu işler nedeniyle para cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı. İstemin Özeti: İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 30.1.2004 günlü, E: 2002/377, K: 2004/132 sayılı kararının…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/8138 K: 2005/2635 T: 06/05/2005
Dava konusu uygulama imar planı değişikliğinin üst ölçekli nazım imar planı hükümlerine uygun olması, 1/5000 ölçekli planın da dava konusu edilmemesi karşısında, idare mahkemesince imar planına yönelik olarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, imar planının da iptaline karar verilmesinde isabet…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/2072 K: 1999/6209 T: 7.12.1999
Kamu hizmeti yaptığı tartışmasız olan vakıf üniversitelerinin bu hizmeti yerine getirdiği bina ve tesislerin resmi bina olarak nitelendirilmesi yönündeki dava konusu yönetmelik değişikliklerinde kamu yararına aykırılık yoktur. İstemin Özeti: .... ... İlçesi, .... ... pafta, .... .... .... .... ....…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/6273 K: 1999/6359 T: 9.12.1999
3194 sayılı yasanın 18. Maddesi ile 2981 sayılı yasanın 10. Maddesi uyarınca belediyelerin kapanan yollar nedeniyle kendi adlarına parseller oluşturmasının mümkün olmadığı, belediyenin kendi adına ne şekilde parsel oluşturduğu hususunun araştırılarak yeniden karar verilmesi gerekir, öte yandan taşınmazların satışının önlenmesi…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/6178 K: 1999/6424 T: 10.12.1999
İmar planında değişiklik yapılarak, çevre imar adaları ile eşitlik sağlayacak şekilde inşaat yoğunluğunun arttırılmasında mevzuata aykırılık yoktur. İstemin Özeti: İzmir 3. İdare Mahkemesinin 10.9.1998 günlü, E: 1997/131, K: 1998/610 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.…
Danıştay 6. Dairesi E: 1999/161 K: 1999/6523 T: 14.12.1999
Usulde paralellik ilkesi uyarınca bayındırlık ve iskan bakanlığınca onaylanan 1/5000 ölçekli plan, ancak anılan bakanlık tarafından değiştirilebilir. İstemin Özeti: Ankara 6. İdare Mahkemesinin 27.10.1998 günlü, E: 1997/846, K: 1998/984 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/7473 K: 1999/6529 T: 14.12.1999
Davacıya ait taşınmaz üzerindeki ruhsatsız yapının imar planında park alanında kalması nedeniyle yıktırılmasına ilişkin işlemde mevzuata aykırılık yoktur. 2981 sayılı yasanın 13/b maddesi uyarınca arsa tahsisi gecekondular için sözkonusu olduğundan, kişilerin kendisine ait taşınmaz üzerindeki ruhsatsız yapılar hakkında genel hükümler…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/7240 K: 1999/6551 T: 14.12.1999
1/25000 ölçekli ... Yarımadası çevre düzeni imar planında kısmen orman, kısmen de rekreasyon alanında kalan bir taşınmazın, akaryakıt istasyonu ve günübirlik tesis alanı olarak belirlenmesine ilişkin plan değişikliğinde kamu yararı bulunmamaktadır. İstemin Özeti: ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, ...…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/6893 K: 1999/6576 T: 15.12.1999
Dava, yola izinsiz olarak hafriyat döküldüğünün saptanması üzerine hasar bedelinin 3194 sayılı yasanın 40. Maddesi uyarınca davacıdan istenilmesine ilişkin belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmıştır. 3194 sayılı yasanın 40. Maddesi uyarınca belirlenen mahzurun giderilme masrafları ve bu masrafların dayanağı idari…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5504 K: 2005/2714
Mülkiyet hakkı davacıya geçen yapıda bu tarihten sonraki tesbitle ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan imalatlardan davacının sorumlu tutularak para cezası verilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında. İstemin Özeti: İzmir 3. İdare Mahkemesinin 8.5.2003 günlü, E: 2002/1200, K: 2003/642…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/6322 K: 2005/2725 T: 11/05/2005
3194 sayılı imar kanununun 32.maddesinde öngörülen usule aykırı olarak yapılan tespit üzerine tesis edilen işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı hk. İstemin Özeti: Kırıkkale İdare Mahkemesinin 29.11.2002 günlü, E: 2002/150, K: 2002/823 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/6482 K: 2005/2789 T: 12/05/2005
Ruhsatlı olarak belirli bir seviyeye gelmiş olan inşaatın, ruhsat süresinin dolmasından sonra inşaata devam edildiği yolunda herhangi bir tespitte bulunmaksızın, ruhsatsız olarak inşa edilmiş bir yapı olarak nitelendirilmesi suretiyle tesis edilen yıkım ve imar para cezası verilmesine ilişkin işlemde hukuka…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5583 K: 2005/2994 T: 23/05/2005
Davacının imar planı değişikliği isteminin reddine ilişkin, hem de davacıya ait diğer parsele yönelik imar planı değişikliğini içeren belediye meclis kararının askıya çıkarılarak ilan edilmesi ve askı süresi içinde bu karara itiraz edilmemesi halinde davanın son ilan tarihini izleyen günden…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/6244 K: 2005/3037 T: 24/05/2005
Tümü ruhsatsız olan yapı nedeniyle kat maliklerinin isimlerinin sayılması suretiyle hepsi adına para cezası verilmesinde, hukuka aykırılık bulunmadığından dava konusu işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararında isabet bulunmadığı. İstemin Özeti: İzmir 2.İdare Mahkemesinin 12.3.2003 günlü, E: 2002/1341, K: 2003/388 sayılı kararının…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/6751 K: 2005/3236 T: 03/06/2005
Ruhsat ve eklerine aykırılık taşıdığı ya da kullanılmasında fen bakımından sakınca olduğu öne sürülmeyen yapıya, imar para cezasının ödenmediği gerekçesiyle yapı kullanma izni verilmemesine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı hk.< İstemin Özeti: Ankara 8.İdare Mahkemesinin 17.6.2003 günlü, E: 2003/381, K:…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/320 K: 2005/3583 T: 15/06/2005
Büyükşehir belediye kanununda yapılan değişiklik uyarınca tüzel kişiliği sona ermiş olsa da imar planına karşı köy tüzel kişiliğini temsilen dava açan muhtarın, gerçek kişi olarak "mahalle sakini" sıfatıyla dava açma ehliyetinin varlığının değerlendirilmesi gerektiği. İstemin Özeti: Samsun İdare Mahkemesinin 3.11.2004…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/6692, K: 2005/3650 T: 17/06/2005
Mahkemece, yapının hangi aşamada bulunduğu tespit edilerek, yapının durdurulduğu tarihte eğer yapı tamamlanmış ise ilgililerin kazanılmış hakkının bulunması nedeniyle yapının yıkılmasının hukuka aykırı olduğu hususu da gözönünde bulundurulmak suretiyle yapılacak inceleme sonucuna göre yıkım işlemine yönelik olarak yeniden bir karar…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/3166 K: 2005/3702 T: 20/06/2005
Organize sanayi bölgeleri kanununun 4.maddesi uyarınca il idare kurulu kararı ile tekemmül ederek yürürlüğe giren imar planının iptali istemiyle açılan davanın çözümünün idare mahkemesine ait olduğu hk. ?, ?, ?, ?, ?, vekilleri Av. ? ve Av. ?. tarafından Bursa…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/7021 K: 2005/3785 T: 22/06/2005
İmar planı değişikliğine ilişkin ilçe belediye meclisi kararının büyükşehir belediye başkanınca onaylanmayarak iade edilmesine ilişkin işlemin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem niteliğinde olmadığı hk.< İstemin özeti:adana 2.idare mahkemesinin 26.6.2003 günlü, e: 2003/112, k: 2003/666 sayılı…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/6175 K: 2005/3890 T: 06/07/2005
Dava konusu işlemin imar planına yapılan itiraza ilişkin süreçte bir hazırlık işlemi niteliğinde olduğu hk. İstemin Özeti: İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 17.3.2004 günlü, E: 2002/1409, K: 2004/391 sayılı kararının taraflarca usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Danıştay…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/7510 K: 2005/3906 T: 06/07/2005
Yolun genişliğinin gösterilmediği 1/5000 ölçekli imar planının kabul edilmesine ilişkin belediye meclisi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı hk. İstemin Özeti: Aydın 1. İdare Mahkemesinin 24.4.2003 günlü, E: 2002/406, K: 2003/230 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/7140 K: 2005/4038 T: 11/07/2005
3194 sayılı imar kanunu'nun 17. maddesinin 3.fıkrasına göre yapılacak olan satışların devlet ihale kanununa tabi olmadığından belediye meclisinden satış için önceden karar alınması gerekmediği, müstakil inşaat yapmaya müsait olan parseldeki hissenin diğer hissedara satışında belediye encümenlerinin yetkili bulunduğu, uyuşmazlık konusu…
AİHM Özdemir ve Diğerleri/Türkiye Davası Kararı
Başvuru No: 23325/02, Karar Tarihi : 25 Nisan 2006 OLAYLAR Başvuranlar sırasıyla 1950, 1953, 1941 ve 1922 doğumlu olup Şanlıurfa'da ikamet etmektedirler. Türkiye Elektrik Kurumu (İdare) 27 Mart 1999 tarihinde başvuranlara ait Birecik (Şanlıurfa) ilçesine bağlı Keskince köyünde bulunan araziyi…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E: 1988/4 K: 1989/3 T: 20.10.1989
Kamulaştırma parasının artırılması hakkında açılacak davalarda, mahkemece artırılan bölüm için mülkiyetin idareye geçtiği günden itibaren faiz istenebilir. Kamulaştırma bedelinin tam olarak ödenmediği iddiası ile bu karşılığın arttırılması davasında faizin hangi tarihten başlatılması gerektiği konusunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ile Yargıtay…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E: 1996/3 K: 1998/1 T: 17.4.1998
Belediyelerce yapılıp usulünce onaylanarak yürürlüğe konulan nazım imar planı kapsamındaki taşınmazlar, kamulaştırma hukuku yönünden arsa sayılabilir ise de, bu nitelendirmede; nazım imar planının ait olduğu idari birim (büyükşehir, il, ilçe, köy), belediye ve mücavir alan sınırları içindeki yerleşim ve nüfus…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/292 K: 2005/4065 T: 26.12.2005
Mahkemece, kazandırıcı zamanaşımı ziyetliği şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilen taşınmazların niteliğinin ve hazinenin dayandığı delillerin araştırılması bakımından uzman bilirkişi fen memurundan keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçı bilirkişiden mahkemenin gözlemini yansıtmaya elverişli ayrıntılı gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/3898 K: 2005/3987 T: 19.12.2005
Yetkili idari mercilerce yapılan mera tahsisine ilişkin yönetimsel işleme karşı idari yargı yerinde dava açılarak ve yönetimsel işlemin iptal edildiği öne sürülerek bu hukuksal olgunun kanıtlanmadığı takdirde mera niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tespit edilen taşınmazlar üzerindeki sürdürülen zilyetlik süresi ne…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/361 K: 2004/1154 T: 29.3.2004
Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Kamu malı niteliğinde meralar, tescile tabi olmayan sınırlandırılmakla yetinilmesine karar verilmesi zorunlu bulunan taşınmazlardandır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi Hazine ve Hasan’ın mirasçıları…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2006/15544 K: 2007/916 T:06.02.2007
İnanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası açan yabancı uyruklu davacının açtığı davanın açıldığı tarihte yabancıların mülk edinme olanağı bulunmakta ise de; davanın karara bağlandığı tarihte başka bir düzenleme bulunmakta olup, bu düzenleme kamu düzenine ilişkin olduğundan kazanılmış haktan…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/20-84 K: 2003/50 T: 5.2.2003
Taşınmazın makiye ayrıldıktan sonra, yeniden orman sınırları içine alınamayacağı kabul edilse dahi, yapılan genel arazi kadastrosunda çekişmeli taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydı, kesinleşen orman tahdidi ile orman sınırları içinde bırakıldığından hukuki değerini yitirmiş olduğundan ve davacı şirket ya da…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/4090 K: 1996/3991 T: 19.9.1996
Metruk çay veya ırmak yatakları, tarıma elverişli ve ziraat yapılabilir nitelikteyse, zilyetlikle kazanılabilir. Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı M... tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi gereği düşünüldü: K: Kadastro…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/345 K: 1996/1141 T: 5.3.1996
Çay yatakları zilyetlikle kazanılamaz. Ancak, çayın terk ettiği alan zamanla tarım arazisine dönüşürse veya taşlık ve çalılık olup da imar-ihya edilmiş ve imar-ihya yoluyla kazanılma koşulları zilyet yararına oluşmuşsa, 3402 s. Kanun'un 14 ve 17. maddeleri ile Medeni Kanun'un 639.…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1993/3540 K: 1994/5876 T: 25.4.1994
Çeşme, mescit, pazar yerleri gibi kamunun yararlandığı hizmet malları, özel mülkiyete konu olamayacaklarından, ait oldukları köy adına tespit olunurlar. D.... Köyü Muhtarlığı ile Hazine aralarındaki tescil davasının kabulüne dair, (Aydıncık Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 10.9.1992 gün ve 6-27 sayılı hükmün…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5655 K: 1999/6830 T: 23.12.1999
Ortak alanda kişi başına düşen sağlık tesislerine ilişkin asgari büyüklüğün planlama alanındaki nüfus ve sağlık tesisleri alanı ihtiyacı ulaşım ve altyapı gibi unsurlar, taşınmazın bu kullanım uygunluğunun bölgenin bütünü ve üst ölçekli plan kararları ele alınarak incelenmesi gerekir. İstemin Özeti:…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/2000 K: 1999/4906 T: 19.10.1999
3194 sayılı yasanın 18. maddesi uyarınca tesis edilmiş parselasyon işleminin bu madde ve ilgili yönetmelik esasları içinde incelenmesi zorunluyken 2981 sayılı yasaya göre değerlendirme yapılarak karar verilmesinde isabet yoktur. İstemin Özeti: İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 21.11.1997 günlü, E: 1995/1382, K:…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3858 K: 1999/4912 T: 19.10.1999
İl imar müdürlükleri afet işleri ve imar uygulama şube müdürlüklerinde geçen hizmet sürelerinin resmi kurumda çalışmış olmak kapsamında kabul edilmemesine ilişkin imar planlarının yapımını yükümlenecek müellif ve müellif kuruluşlarının yeterlilik yönetmeliğinin 6/F maddesinde hukuka aykırılık yoktur. İstemin Özeti: Bayındırlık ve…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1990/14903 K: 1993/7008 T: 6.7.1993
Dört yanı kesinleşmiş mera parseli ile çevrili olduğu takdirde bunlar arasında kalan dava konusu taşınmazın da mera olduğu kabul edilmesi gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1988/6291 K: 1989/216 T: 17.1.1989
Bir yönü “meşelik” olan vergi kaydı, değişebilir sınırlı olup; miktarı, kapsamı ile geçerlidir. Vergi kaydının kapsamı dışında kalan ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması gereken “çalılık” arazi, imar-ihya olunarak kültür arazisi haline getirilmiş ise zilyetlikle edinilebilir. Taraflar arasında kadastro…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1983/19904 K: 1983/17939 T: 9.12.1983
1744 sayılı Kanun ile orman Yasasının 2. Maddesinin değiştirilmesinden sonra yapılan sınırlamalarda bir yerin sınır dışında bırakılması, o taşınmazın öncesinin orman toprağı olmadığını kanıtlamaz. Çünkü anılan yasa gereğince öncesi orman olduğu halde bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmiş olması…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1984/8974 K: 1986/8741 T: 2 3.10.1986
Vergi kaydı mülkiyet belgesi değildir. Ayrıca zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydının hukuksal değeri yoktur. Taraflar arasında tapulama tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Tapuluma…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1997/9927 K: 1997/15372 T: 16.10.1997
Enerji nakil hattının geçirildiği taşınmazlarda, pilon yeri için değer belirlenirken, davacının da kabul ettiği önceki Ödemeler arazinin getirebileceği net gelire göre yapılmışsa; metre birim fiyatına göre pilon yerinin toplam değeri belirlenmeli, enerji nakil hattının, taşınmazın geri kalan kısmında meydana getireceği…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/262 K: 2005/718 T: 4.2.2005
Meralar zilyetlik süresi ne olursa olsun, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap edilemezler. Musa Ç. ile Hazine ve A. Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair A. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 26.6.2003 gün ve 349/333 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/859 K: 2005/1260 T: 21.2.2005
Taşınmazın mera olup olmadığı araştırılarak komşu köylerden tanıklar da dinlenerek hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme bozma nedenidir. Halis D. ile Hazine ve K: Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki kadastro tespitinin iptali, tescil davasının kabulüne dair Z. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 13.5.2004…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3226 K: 2005/3647 T: 9.5.2005
Taşınmazın mera olup olmadığı araştırılarak, sonuca göre kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu olup olamayacağına karar verilmelidir. İsmet ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair C. Asliye Hukuk Hakimliği’nden verilen 5.10.2004 gün ve 584/849 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2005/3622 K: 2005/4143 T: 1.6.2005
Bir yerin otunu biçmek iktisap bakımından yeterli ise de, dava konusu taşınmazın mera olduğu kanıtlandığından, tescil talebinin reddi gerekir. Mehmet, Dudu, müdahiller Hamit, Bilal ile DSİ ve Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair A. Asliye Hukuk Hakimliği’nden…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/6-288, K: 2006/304, 24.5.2006
Davacı yönünden taşınmazın belirli bir bölümü bakımından özel kullanma biçimi belirlenmiş ve taşınmazın diğer kısımlarının da öteki paydaşlarca kullanılabilir durumda olmasına; kendisi yönünden böylesi bir özel kullanma biçimi oluşan ve imar uygulamasından sonra taşınmazda paydaş durumuna gelen kişilerin kullandığı diğer…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/20-490 K: 2003/510 T: 24.9.2003
Tespit dışı bırakılan bir taşınmaz hakkında itiraz üzerine tutanak düzenlenerek, komisyonca tespit dışı bırakılmasına karar verilmesi veya kadastro mahkemesi kararı ile tespit dışı bırakılması hallerinde, komisyon veya mahkeme kararı ile taşınmazın hukuksal durumu belirlenmiş olduğundan bu kararların kesinleştiği tarihte tespit…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/5-749 K: 2005/44 T: 209.02.2005
Mahkemece pilon ve inşa edilen trafo binası ile enerji nakil hattının geçirildiği bölümün tespit edilmesi; taşınmazın tamamından trafo binası ve pilon yerinin yüzölçümü indirildikten sonra, kalan bölümün irtifak hakkı tesisinden önceki değeri ile irtifak hakkı geçirildikten sonraki değeri arasındaki fark…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/5-716 K: 2005/53 T: 09.02.2005
Kamulaştırma bedelinin kesinleştiği tarihten geçen beş yıl süre içinde kamulaştırılan taşınmazın imar kapsamına alınması durumunda kamulaştırma amacına uygun kullanılmadığı iddiası dinlenmez Dava, kamulaştırma bedelinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar geçen beş yıl süre içinde kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırma amacına uygun kullanılmadığı…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/5-288 K: 2005/352 T: 225.05.2005
Kamulaştırma Kanununun 38. maddesindeki yirmi yıllık hak düşürücü sure iptal kararından önce dolduğundan; Yerel Mahkemece taşınmazın, gerçek hak sahibi durumuna gelen davacı idare adına tesciline karar verilmesi gerekir. Taraflar arasındaki "tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Fatih 1.Asliye Hukuk Mahkemesince…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/1-80 K: 1996/224 T: 3.4.1996
Milli Savunma Bakanlığına yapılan tahsisten sonra Yasanın açık hükmüne rağmen önceden Bakanlıktan izin alınmadan verilen tapu tahsis belgesi hukuki unsurlarından yoksun ve yokluk hükmündedir. Yokluk halinde idare mahkemesinin görev alanına giren ve onun tetkik edeceği bir durum sözkonusu olamaz. Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi ve kal davasından…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2005/10791 K: 2005/14247 T: 22.12.2005
Mera Kanunu’nun 3. maddesinde; otlak; "mera ile aynı niteliklere sahip yerlerdir" diye tanımlanmış olup özel mülkiyete konu edilemez, zamanaşımı ile iktisap olunamaz. Dava dilekçesinde 1.113.065.094 lira alacağın (bedele istihkak) masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı BOTAŞ yönünden…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2003/6156 K: 2003/6107 T: 6.10.2003
Tapusuz taşınmazın, tmk 713/1. Maddesi hükümlerine dayalı tescil isteği olmakla; bu hükümlere göre, bir yerin tapuya tesciline karar verilmesi için; diğer kazanma koşulları yanında, taşınmazın niteliği itibariyle kazanılmayı elverişli yerlerden olması gerekir. a. ile Hazine ve Y. Köyü Muhtarlığı aralarındaki…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/17-294 K: 1996/426 T: 29.5.1996
Çevresinin yayla olan, şahısların bu yerde yayla evi yapmak ve arsa olarak kullanmak suretiyle yararlandıkları anlaşılan taşınmazın öncesinin kadim yaylak olduğunu kabul etmek gerekir; kamu malı niteliğindeki yaylak yerleri özel mülkiyete konu olan ve dolayısıyla zilyetlikle kazanılan yerlerden sayılamaz; böyle…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E: 1996/4 K: 1998/3 T: 4.12.1998
Kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tapusuz taşınmazların edinilmesine ilişkin Türk Medeni Kanunu'nun 639/1. maddesine göre verilen tescil kararları inşai-ihdasi (yapıcı-kurucu-yenilik doğurucu) nitelikli kararlardır. Mülkiyet hakkı bu kararların kesinleştiği anda kazanılır. I- İÇTİHADI BİRLEŞTİRME İSTEMİ Avukat T:.. B...; 5.9.1995 tarihli dilekçe ile "Kazandırıcı…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1994/5571 K: 1994/9259 T: 3.10.1994
Milli emlak memurunun, Hazine'yi ilgilendiren itiraz ve davaları kabule yetkisi bulunmadığından, bu yöndeki beyanları hukuki bir sonuç doğurmayacağı gibi, kadastro komisyonu kararı Hazine'ye tebliğ edilmediğine göre de, karar ve tutanaklar kesinleşemez. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan, dava sonucunda verilen hükmün…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1993/1460 K: 1993/10251 T: 7.10.1993
Köy boşluğu niteliğindeki arazilerin mülkiyeti Hazine'ye ait olduğundan, bu tip arazilerin köy tüzel kişiliği tarafından satışı geçersizdir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1991/1869 K: 1991/12819 T: 10.10.1991
Tapulama dışı bırakılma işlemi de, bir kadastro işidir. 3402 s. Kanun'un 22/1 maddesi uyarınca daha evvel kadastrosu yapılan yerlerde, yeniden ikinci kadastro yapılamaz. Ancak ikinci kadastro işlemi Hazine'nin talebi ile yapıldığı takdirde, bu işlem 22/1. madde anlamındaki ikinci kadastro sayılmaz.…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/2652 K: 1994/8581 T: 29.9.1994
Hazine'ye ait tapu kaydı, 4753 s. Kanun'a göre oluşturulmayıp, kaçak ve yitik kişiden kalan taşınmaz için oluşturulmuş ise zilyet yararına 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 46/1. maddesi uygulanamaz. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1994/77 K: 1994/6143 T: 10.6.19943402/21
Dayanak tapu kaydı; değişebilir sınırlı olmasına rağmen, değişebilir sınır yönünde bulunan ve kanunlar uyarınca Devlete kalan taşınmazın Hazine tarafından üçüncü şahıslara temliki sonucu, değişmez sınırlı hale dönüştüğü takdirde, kayıt kapsamının belirlenmesinde kayıt sınırlarına değer verilmesi gerekir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/5134 K: 1994/6691 T: 15.9.1994
Kadastro mahkemesi, taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara ilişkin işlere bakmakla görevlidir. Her ne kadar, Anayasa Mahkemesi, beyanlar hanesinde gösterilecek şerhle ilgili 2924 sayılı Yasa'nın değişik 11/2. maddesini…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/18-555 K: 2005/706 T: 207.12.2005
Kamulaştırma bedel farkının istendiği davalarda taşınmaz Devlet ve kamu tüzelkişileri tarafından kamu yararına lüzumlu işlere tahsis edilmek üzere kamulaştırıldığından, bedel artırım davalarının kamu düzeni ile ilgili olduğu ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulanması gerektiği acıktır. Taraflar arasındaki "kamulaştırma bedelinin artırılması" davasından…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/18-567 K: 2005/757 T: 221.12.2005
Kamulaştırma bedel farkının talep edildiği davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan, diğer hukuk davalarından farklı olarak mahkeme resen emsal arayabilir, taraflar sonradan emsal bildirebilir. Amaç, gerçek değerin bulunması olduğuna göre emsalin, dava konusu taşınmaza denk, benzer yüz ölçümlerde, bitişik ya…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/5-754 K: 2005/783 T: 228.12.2005
Davacıların adresleri; Tapu, Vergi ve Nüfus Müdürlüklerinden sorulmadan ve haricen zabıta vasıtası ile araştırılmadan gazete ile ilan edilmiş ise yapılan tebligat geçersiz olduğundan, mal sahibi için henüz başlamış bir kamulaştırma işlemi bulunmadığından, davacıların bedel artırım davası açma hakları vardır. Bu…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1992/11625 K: 1993/6200 T: 12.7.1993
Kesinleşmiş orman tahdidi dışında kalan taşınmaz için orman yönetiminin açtığı dava dinlenmez. Ancak, tahdit sınırları dışında kalsa dahi, taşınmaz, eylemli durumda halen orman niteliğini koruduğundan, bu niteliği itibarıyla Hazine'nin her zaman dava hakkı vardır. Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1992/2709 K: 1993/1785 T: 26.2.1993
Dayanak yapılan tapu kaydı, değişebilir sınırlı olduğu takdirde, kayıt kapsamı miktarına değer verilerek belirlenmelidir. Değişebilir sınır yönünde kaçak ve yitik kişi taşınmazı var ise, çekişmeli parseller kayıt miktar fazlası olması sebebiyle Hazine adına tespit edilmeli ve bu şekilde Hazine'ye geçen…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/478 K: 1996/756 T: 7.2.1996
Vergi kayıtları ile bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık bulunduğu takdirde, resmi kayıt niteliğinde olan vergi kayıtlarına dayanılarak hüküm verilmesi gerekir. Kaçak ve yitik kişilerden kalan tapulu ve tapusuz taşınmazlar, yasalar gereği Hazine'ye geçeceğinden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılamazlar. Taraflar…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1995/8695 K: 1995/10626 T: 21.9.1995
Dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu saptandığına göre, bu yerin orman olarak Hazine adına tescili gerekir. Ancak Hazine adına yapılan bu tescil; özel hukuk anlamında bir tescil olmayıp ormanı devletin özel malı haline getirmeyeceği gibi, bu orman üzerinde özel…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/8663 K: 1996/1047 T: 6.2.1996
Taşınmazın özel harman yeri olarak nitelenebilmesi için ya tapu kaydı kapsamında olması ya da uzun süre ve ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğinin, harman yeri niteliğiyle sürdürülmesi gerekir. Sadece yılın belirli bir ayında harman dökme işlemi, taşınmazı özel harman yeri niteliğine…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/6046 K: 1993/11976 T: 2.11.1993
Kadastro hakimince, posta masraflarını resmi ödenekten karşılamak suretiyle elde edilerek davanın çözümlenmesinde etkili olabilecek kadastro tutanakları, tapu kayıtları ile çevre parsel tutanak ve kayıtları ilgili yerlerden getirtilmesi gerekirken, masraf istenmesi yasal düzenlemeye aykırılık teşkil eder. Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1986/17861 K: 1990/12580 T: 31.10.1990
Kadastro hakimi, dava konusu taşınmazla sınırlı olarak hüküm vermek, tespit tutanağı düzenlenen taşınmazın davaya konu edilen bölümü ile sınırlı olarak inceleme yapmak zorundadır. Parselin dava konusu olmayan bölümü hakkında komisyon kararı kesinleştiğinden, mahkemece, dava dışına çıkılarak, parselin tümü hakkında hüküm…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1992/54 K: 1992/41 T: 20.1.1992
Orman kadastrosu da bir kadastro işidir ve itiraz halinde, dava, kadastro mahkemesinde görülmelidir. Kadastro işlerinde hakeme gidilemeyeceği ve kadastro mahkemelerinin görevli olduğu 3402 s. Kanun'un 26. maddesi ile 6831 s. Kanun'un 11. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Davacı Orman İdaresi vekili tarafından,…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1994/12196 K: 1995/9938 T: 3.10.1995
Medeni Kanun'un 639/2. maddesine dayanan tescil davası her zaman açılabilse de, tapu iptali ve tescil talebi için, kayıt malikinin ölümünden itibaren dava tarihine dek 20 yıllık zilyetlik süresi geçmiş olmalıdır. M... ile A..., dahili davalı F... aralarındaki tapu iptali ve…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1993/2530 K: 1994/9444 T: 12.7.1994
Tapu kaydı asliye hukuk mahkemesi kararı sonucu oluştuğu takdirde, tip tapu kaydına karşı, 3402 s. Kanun'un 12/3. maddesinde yer alan 10 yıllık süreye bağlı olmaksızın her zaman dava açılabilir. S... Y... ve müşterekleri ile N... P... ve müşterekleri aralarındaki tapu…
Danıştay 6. Dairesi E: 2009/10541 K: 2009/11645
Uyuşmazlık konusu bölgede halen yürürlükte olan 1/100000 ve 1/50.000 ölçekli planların ilgili idarelerce değiştirilmemesi veya geri alınmaması ya da yargı yerlerince iptal edilmemesi halinde hukuki geçerliliğinin devam ettiği açık olduğundan, dava konusu nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli…
Danıştay 6. Dairesi E: 2009/14900 K: 2010/3380
Özeti: Taşıt yollarının 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer alması gerektiği hakkında. İstemin Özeti: İzmir 2. İdare Mahkemesinin 28.7.2009 günlü, E: 2008/626, K: 2009/1186 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmaların Özeti: Temyiz edilen kararda…
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/3984 K: 2010/3389
Turizm merkezi ilan edilen alanda plan yapma yetkisinin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na geçeceği ancak daha önce yetkili makamca yapılan imar planlarının kendiliğinden hükümsüz kalmayacağı hakkında. İstemin Özeti: Antalya 2. İdare Mahkemesinin 31.10.2007 günlü, E: 2006/1293, K: 2007/1576 sayılı kararının usul…
Danıştay 6. Dairesi E: 2010/5628 K: 2010/9351
Davacıya para cezası verilmesine ilişkin işlemin dayanağı yasa maddesi anayasa mahkemesi kararıyla iptal edildiğinden, bu aşamada mahkeme kararı iptal hükmünü taşısa da davacının haksız olduğu tespiti yapıldığından, davacı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği hakkında. İstemin Özeti: İstanbul 9. İdare Mahkemesinin…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/2790 K: 2007/5059
Taşınmaz mülkiyetinin asıl belirleyici unsurunun tapu senedi olması nedeniyle, tapu kayıtlarında bu yönde bir şerh bulunmamasına karşın, satış vaadi sözleşmesi ile anılan taşınmazda hisse satın alındığından bahisle, mülkiyet iddiasıyla parselasyon işlemine dava açılamayacağı hakkında. İstanbul l.Idare Mahkemesinin 23.09.2004 günlü, E:…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/423, K: 2007/2614
Kiracının, eski eser tescilinin kaldırılmasına ilişkin kararın iptali istemiyle, dava açabileceği hakkında. Trabzon İdare Mahkemesinin 9.12.2004 günlü, E: 2004/722, K: 2004/1289 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Danıştay Tetkik Hakimi E.Emel Çelik'in Düşüncesi: Temyiz isteminin…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/1513 K: 2007/2360
İmar planı yapılırken mevzuat uyarınca tesisi zorunlu olan sağlık koruma bandının dikkate alınması ve koruma bandı içinde yapılaşmanın olanaksız olduğu hakkında. İstemin Özeti: Malatya İdare Mahkemesinin 31.12.2004 günlü, E: 2002/1575, K: 2004/2851 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/1084 K: 2007/2323
Dava konusu ruhsatsız inşaatın davacı tarafından yapıldığı açık olduğundan, anılan inşaatın davacının mülkiyetinden çıkmış olmasının, yapıyı yapan davacıya para cezası verilmesine engel teşkil etmeyeceği hakkında. Dava, Eskişehir, Odunpazarı,... Mahallesi,..., 19M lb pafta, 7235, 7236 parsel sayılı taşınmazdaki inşaatın ruhsatsız olduğundan…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/28 K: 2007/1673
Orman alanı olarak belirlenmiş yerlerin, inşaata elverişli imar parseli haline getirilemeyecek alanlar olması nedeniyle, parselasyon işlemine tabi tutulamayacakları hakkında. İstemin Özeti: İzmir 4. İdare Mahkemesinin 15.9.2004 günlü, E: 2002/1482, K-.2004/1004 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/8073 K: 2007/1098
Parselasyon işleminin yargı kararı ile iptali sonucunda iptal kararının gereğinin yerine getirilmesinin ilk koşulunun, ilgilisi açısından parselasyon öncesi hukuki duruma yeniden gelinmesinin sağlanması olduğu, bu itibarla davalı idarece ileri sürülen hususların iptal gerekçeleri çerçevesinde irdelenmesi ve yargı kararının uygulanıp uygulanmadığı…
Danıştay 6. Dairesi E: 2006/5047 K: 2007/1095 T: 23.2.2007
Koruma amaçlı imar planlarının iptaline ilişkin belediye meclisi kararının hukuki sonuç doğurabilmesi için, 2863 sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na göre, kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulunca onaylanması gerektiği hakkında. İstemin Özeti: Ankara 8. İdare Mahkemesinin 30.12.2005 günlü, E:…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/7824 K: 2005/4521 T: 07/10/2005
İdare mahkemesince para cezası fahiş bulunduktan sonra idarenin yerine geçilerek para cezası miktarının belirlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gibi idarece takdir edilen para cezası miktarının hukuka uygun olup olmadığı hususu incelenirken ölçüt olarak sadece bayındırlık ve iskan bakanlığı tarafından yayımlanan yapı…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/7562 K: 2005/4688
2863 sayılı Kanun uyarınca taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının sınırlarını belirleyerek tescilini yaptırmak görevi kültür ve tabiat varlıklarını koruma kuruluna ait olduğundan aynı Kanunun 10.mddesine göre düzenlenen protokol uyarınca Milli Savunma Bakanlığı ile gerekçeli koordinasyon sağlanılmaksızın tesis edilen işlemde hukuka…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/7653 K: 2005/4727
Yapı estetiğinin bozulmasının 3194 sayılı Yasanın 32. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği hakkında. Tadilatın aynı cephede yer alan balkonlarla tezatlık oluşturmak suretiyle ana yapının estetiğini olumsuz yönde etkilediğinin de belirtilmesi üzerine mahkemece yıkım işleminin hukuka uygun olduğuna yönelik gerekçelere bu husus da…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/3489 K: 2005/4902 T: 19/10/2005
İnşaat ruhsatı düzenlenmesi kazanılmış hak için tek başına yeterli olmasa da mühürleme tarihindeki plana uygun inşaa edildiği binanın tümünün kazanılmış hakkının bulunulduğu hk. İstemin Özeti: İzmir 1. İdare Mahkemesince verilen 10.2.2005 günlü, E: 2004/1264, K: 2005/121 sayılı kararının davanın reddine…
Danıştay 6. Dairesi E: 2006/4304 K: 2008/7987
Yargı kararıyla idarenin imar planı yapımına zorlanamayacağı hakkında Konya 2. İdare Mahkemesinin 11.5.2006 günlü, E: 2005/1022, K: 2006/772 sayılı kararının tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma…
Danıştay 6. Dairesi E: 2007/2496 K: 2009/949
İmar planı hazırlamak ve onaylamak yetkisi ve görevi belediyelere ait olduğundan, plan yapımına ilişkin bütün aşamaların ilgili belediyelerce yerine getirilmesi, bu bağlamda plan değişikliği için gerekli olan müellif görüşünün de belediyesince temin edilmesi gerektiği hakkında. Muğla İdare Mahkemesinin 31.12.2004 günlü,…
Danıştay 6. Dairesi E: 2007/4056 K: 2009/3367
İmar planları zamanla planlanan alandaki koşulların zorunlu kıldığı biçimde ve yasalarda öngörülen yöntemlere uygun olarak değiştirilir. Yapılan plan değişikliklerinin amaç yönünden yargısal denetimi bu değişikliği zorunlu kılan nedenlerin irdelenmesi yoluyla yapılır. Bu irdelemeden sonra, planlanan alanın özel niteliklerinin yanısıra plan…
Danıştay 6. Dairesi E: 2007/2267 K: 2009/954
Yapı kullanma izni verilebilmesi için, sosyal sigortalar kurumuna prim borcu olmadığına ilişkin belge istenilmesinde, hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında Sakarya 1. İdare Mahkemesinin 15.12.2006 günlü, E: 2006/1837, K: 2006/2564 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın…
Danıştay 6. Dairesi E: 2007/7463 K: 2009/8344
İfraz yapılması istenilen parselin, daha önce ifraz suretiyle elde edilen parsel olması nedeniyle yeniden ifrazının mümkün olmadığı hakkında. İstemin Özeti: Bursa 2. İdare Mahkemesinin 03.04.2007 günlü, E: 2006/2166, K: 2007/604 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması…
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/11773 K: 2009/4698
İmar planlarının yargısal denetiminde, bu değişikliği zorunlu kılan nedenlerle birlikte getirilen kullanım kararının plan bütünlüğü göz önünde bulundurularak planlanan yörenin tümünün çevre, ulaşım, trafik gibi ilişkilerine etkisi irdelenmeli, taşınmazda öngörülen kullanım kararının yerin büyüklüğü yanısıra, konum ve işlev açısından uygun…
Danıştay 6. Dairesi E: 2007/2626 K: 2009/9349
Mutlak tarım arazisi niteliği taşıyan taşınmazın, 5403 sayılı toprak koruma vej arazi kullanımı kanununda öngörülen amaç dışırjıda kamulaştırılamayacağı hakkında. İstemin Özeti: Eskişehir îdare Mahkemesinin 15.02.2007 günlü, E: 2006/23, K: 2007/149 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması…
Danıştay 6. Dairesi E: 2007/9448 K: 2009/9414
Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması ve yapı ruhsatı için başvuruda bulunurken bu belgenin ibraz edilmesi zorunlu olduğundan, müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden davalı idarece verilen yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. İstemin Özeti: Antalya 2. İdare…
Danıştay 6. Dairesi E: 2007/9377 K: 2009/9874
Bir taşınmazın satın alınma suretiyle malikinin değişmesi durumunun; taşınmazı her yeni satın alan için önceki malik zamanında yapılan ve parselin oluşumunun dayanağı olan parselasyon işlemine karşı dava açma süresi yeniden başlatma nedeni olamayacağı hakkında. İstemin Özeti: İzmir 3. İdare Mahkemesinin…
Danıştay 6. Dairesi E: 2007/8912 K: 2009/11390
Nazım ve uygulama imar planlarına esas teşkil etmek üzere hazırlanan çevre düzeni planında ana ulaşım yolları gösterilmekte olup, ara bağlantı yolları ve ada içinde yer alan yollara yer verilmesine gerek bulunmadığı hakkında. İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 05.07.2007 günlü, E: 2005/2294,…
Danıştay 6. Dairesi E: 2007/8058 K: 2009/12254
Davacının taşınmazının yeşil alanda kalması nedeniyle oluşan mağduriyetinin, idarece imar uygulaması yapılmak suretiyle giderilmesi gerektiği hakkında. Davacının taşınmazının yeşil alanda kalması nedeniyle oluşan mağduriyetinin, idarece imar uygulaması yapılmak suretiyle Samsun İdare Mahkemesinin 09.02.2007 günlü, E: 2005/2077, K: 2007/114 sayılı kararının…
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/6857 K: 2010/2145
Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanlarının karşılığı olarak tapuda ana parsel maliki adına kayıtlı olarak kalmış bulunan hisselerin tapu sicilinden bedelsiz olarak terkini gerektiğinden halen ana parsel maliki üzerinde görülen veya satışlar sonucu üçüncü kişiler üzerinde bulunan bu…
Danıştay 6. Dairesi E: 2009/12899 K: 2010/3038
Büro tescil belgesi ile sicil durum belgesi bulunan proje müelliflerince hazırlanarak imzalanan projelerin plan ve mevzuat hükümlerine göre incelenerek onaylanması ve dolayısıyla en son aşamada yapı ruhsatı hususunda görevli ve yetkili idarenin 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca belediyeler ile valilikler…
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/5856 K: 2010/3899
3194 Sayılı İmar Kanunu'nun Arazi ve Arsa Düzenlemesi başlıklı 18. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili…
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/5832 K: 2010/3900
Arsa ve arazi düzenlemesi ile ilgili genel düzenlemeler uyarınca kamu ortaklık paylarının ıslah imar planlarının geçerli olduğu alanlarda 2981 sayılı Yasa'nın 10-c maddesi uyarınca yapılacak parselasyon işlemleri sırasında düzenlemeye giren parsellerden de alınması uygulamanın niteliği gereği olduğundan, İdare Mahkemesinin ıslah…
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/7572 K: 2010/4351
1/1000 ölçekli uygulama imar planı olmadan yapı ruhsatı düzenlenemeyeceğinden 1/5000 ölçekli nazım imar planı uyarınca düzenlenen ruhsatta hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. İstemin Özeti: İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 25.01.2008 günlü, E: 2007/1526; K: 2008/141 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu…
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/3542 K: 2010/4412
Süresi içinde verilen yapı ruhsatına göre yapının tamamlanmaması halinde yenileme ruhsatının tabi olacağı mevzuatın başvuru tarihine göre belirleneceği, ruhsat süresinden sonra başvuru yapılmışsa yapı ruhsatsız duruma düşeceğinden yenileme ruhsatı başvurusu da mevcut başvuru tarihindeki mevzuata tabi olacağı hakkında. İstemin Özeti:…
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/5038 K: 2010/4664
İmar planında sanayi alanına ayrılmamış bulunan taşınmaz üzerinde beton santrali yapılmasına imar mevzuatı uyarınca olanak bulunmadığından, İdare Mahkemesince, niteliği belirsiz bir kullanım kararına dayanılarak çevre taşınmazlarda bulunan yapılaşmaların emsal alınması suretiyle verilen kararda yasal isabet görülmediği hakkında. İstemin Özeti: Ankara…
Danıştay 6. Dairesi E: 2008/6978 K: 2010/4666
Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları, bunların koruma alanları ve sit alanlarında inşaat ruhsatı verme aşamasında koruma bölge kurullarından izin alınacağı ancak Belediye mücavir alan sınırları içinde yapı kullanma izin belgesi verme görev ve yetkisinin belediyelere ait olduğu hakkında. İstemin Özeti:…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/3170 K: 2005/4538
Prefabrik dükkanların üzerinde inşa edildiği yolun yaya yolu olduğu gerekçe gösterilerek dükkanların yapımının durdurulamayacağına ilişkin işlem genel düzenleyici bir işlem olan imar planının uygulanmasına yönelik bir işlem özelliğinde olduğundan, bu işlemin tebliği üzerine imar planına karşı açılan davanın süresinde olduğu…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1993/4109 K: 1993/10041 T: 12.10.1993
Kadastro Kanunu uyarınca, yol, meydan, köprü gibi orta malları sadece haritada gösterilir. Bunlar için tespit yapılmaz, tutanak düzenlenmez. Tutanak düzenlense dahi, bu tutanağın tarihi, 3402 s. Kanun'un 12/3. maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin başlangıcına esas alınamayacağı gibi, zilyetliğin kesilmesine…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1990/13569 K: 1991/6305 T: 6.5.1991
Tapulama dışı bırakılan ve tutanak dahi düzenlenmeyen taşınmaz hakkında 3402 s. Kanun'un 12. maddesi uygulanmaz. M... ile Hazine, Orman İşletme Müdürlüğü ve Torhosan Köyü Muhtarlığı aralarındaki tescil davasının reddine dair, (Yenice Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 26.12.1989 gün ve 180/176 sayılı…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1994/2262 K: 1995/2967 T: 23.3.1995
Asliye hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilip dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesi; uyuşmazlık konusu parsel hakkında davanın sonuçlandığı, tutanağın kesinleştiği ve bu itibarla da tapuya tescil edilmesi gerektiği sonuçlarını doğurmaz. M... A... ile Ö... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair,…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1990/8929 K: 1991/11272 T: 12.9.1991
Genel mahkemece görevsizlik kararı verilip, dosyanın kadastro mahkemesine gönderilebilmesi için, bölgeye kadastro girmesinin yanı sıra, davaya konu taşınmaz hakkında kadastro tutanağının da düzenlenmiş olması gerekir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1994/4627 K: 1994/7834 T: 7.6.1994
Gezici arazi kadastro mahkemesi kararı ile taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu tespit edildiği takdirde, mahkemenin bu ilamı; davanın konusu, hukuki sebebi ve tarafları aynı olan zilyetliğe dayalı tescil davası için kesin hüküm sayılmakla tarafları bağlar. Kesin hüküm karşısında, mahkemece yeniden,…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1994/1871 K: 1994/11178 T: 2.12.1994
Kadastro hakimince re'sen araştırma yapılarak, gerçek hak sahibi adına tescile karar verilmesi gerektiğinden, davadan feragat beyanı, sadece davacılar için bağlayıcı olup, hakimin re'sen araştırma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/2716 K: 1993/10659 T: 7.10.1993
Kadastro tespitinden önce, genel mahkemelerde dava konusu olan parsellerin malik haneleri açık bırakılmalı ve gerçek hak sahibi kadastro hakimince belirlenmelidir. Yetkisiz kadastro komisyonunca malikler belirlenemez. Yerel mahkeme, dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlendiği tarihte, davayı, kendiliğinden kadastro mahkemesine…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/2180 K: 1993/8634 T: 7.7.1993
Tapuda çifte kayıt bulunması halinde, geçerli olmayan tapu kaydına dayanarak iktisapta bulunan üçüncü kişi, iyi niyet iddiasında bulunamaz. Geçerli olmayan kayıttan hak iktisap eden kişinin zilyetliği, mülkiyet sonucunu doğurmaz. Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın reddine…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1990/3037 K: 1990/11602 T: 28.12.1990
İyiniyetli muhdesat sahibi olan davacının, binaya ait levazım bedeli kendisine ödenmedikçe ev ve müştemilatı avludan yararlanmasına engel olunamaz. Bu yönde bir engelleme söz konusu olursa, ecrimisil sorumluluğu doğar. Davacı H... vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.7.1988 gününde verilen dilekçe ile elatmanın…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/4104 K: 1992/11686 T: 21.4.1992
3402 s. Kadastro Kanunu'nun 28. maddesinde bahsi geçen delillerin bildirilmesi yükümlülüğü; ispat külfeti kendisine düşen tarafa ait olduğundan, asıl olan ülke topraklarının Devlete ait olduğu göz önüne alındığında, belgesiz zilyetlikle kazandırıcı zamanaşımı koşullarının oluştuğunun kanıtlanması, zilyetliğe dayanan tarafa düşer. Taraflar…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1993/3817 K: 1994/5077 T: 2.5.1994
Orman yönetimi, ilan süresi içerisinde kadastro tutanağına karşı bir itirazda bulunmayıp, gerçek kişi ile Hazine arasında görülen davaya, mahkemenin ihbarına rağmen, usulüne uygun dilekçe verip asli müdahil olarak da katılmadığı takdirde, davada taraf sıfatı kazanamayacağı gibi leh ve aleyhine verilen…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1992/6738 K: 1993/3336 T: 2.4.1993
Avukat veya dava vekili ile takip edilen davalarda, haklı çıkan taraf yararına Kadastro Kanunu'nun 31 ve 36/2. maddelerinde belirtilen hükümler göz önünde bulundurularak vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/7442 K: 1994/8681 T: 2.11.1994
Kadastro davaları, basit yargılama usulüne tabi olduğundan adli tatilde süreler işlemeye devam eder. 15 günlük süre geçtiği takdirde, temyiz isteminin süre yönünden reddi gerekir. Davacıların davayı izlemedikleri gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilebilmesi için Kadastro Kanunu'nun 28. maddesindeki koşulların somut…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1994/8176 K: 1995/5936 T: 4.5.1995
Kadastro mahkemesinde görülen davada, taraflardan hiçbirinin duruşmaya gelmemesi ve davayı takip etmemesi halinde, dosyanın işlemden kaldırılarak davanın açılmamış sayılması Yasaya aykırılık teşkil ettiğinden, taraflara yöntemince davetiye tebliğ edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Taraflar arasındaki orman tahdidine itiraz davasının yapılan…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/2736 K: 1994/6076 T: 17.6.1994
Mahkemece, davacıya tespit maliklerini davaya dahil etmesi için önel verilmesine rağmen, davacı tarafından tespit malikleri davaya dahil edilmez ise, Kadastro Kanunu'nun 36. maddesi gereğince tespit maliklerine ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere, bütçeye konulan ödenekten davetiye çıkartılıp mahkemeye çağrılıp taraf…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1990/12550 K: 1993/3908 T: 12.4.1993
Önel verilmesine rağmen davacı tarafından gerekli harç yatırılmadığı takdirde, davanın tespit gibi tesciline karar verilmelidir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/3525 K: 1995/5985 T: 3.10.1995
Dava konusu parsele yönelik başka davaların açıldığı tespit edilirse, aynı parsele yönelik olarak açılan davaların birleştirilerek sonuçlandırılması gerekirken, davaların ayrı ayrı görülmesi isabetsizdir. Kadastro hakimi, uyuşmazlık konusu parsel hakkında, sicil oluşturmakla yükümlü bulunduğundan, taşınmazın malik hanesi açık bulunduğu takdirde, bu…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1990/6271 K: 1991/402 T: 22.1.1991
Asliye hukuk mahkemesinden görevsizlik kararı ile aktarılan davalara kadastro mahkemesinde bakılabilmesi için, Kadastro Kanunu'nun 27. maddesinde bahsi geçen askı ilanının yapılması, aktarılan dava dosyaları ile bunlara ait tutanakların birleştirilerek, davanın tek bir esas üzerinden yürütülmesi gerekir. Taraflar arasında, kadastro tesbitinden…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/11124 K: 1993/20 T: 19.1.1993
Davanın takibinden vazgeçildiği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına ve taşınmazın davalı taraf adına tespit gibi tesciline karar verilmelidir. Davanın takibinden vazgeçme, feragat olarak nitelendirilemez. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/15369 K: 1994/4276 T: 3.5.1994
Dava gününde reşit ve nüfus siciline kayıtlı olmayan davalının, ilgili nüfus idaresinden, idari yoldan ve af kanunlarına göre nüfus kaydının yapılıp yapılmadığı sorulmalı, bu yönde kayıt oluşturulmuş ise, velisi belirlenmeli ve velisinin huzurunda davaya bakılmalı, aksi halde Kadastro Kanunu'nun 25/A…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/9409 K: 1994/951 T: 10.2.1994
Kadastro Kanunu'nun uygulamasında geçen "itiraz" kavramını hukuki niteliği itibariyle dava olarak algılamak gerekir. Meraların çıplak mülkiyeti Hazine'ye, yararlanma hakkı köy veya mahalle bireylerine aittir. Meradan yararlanma hakkı olanların, taşınmazın mera olduğunu ileri sürerek tespite itiraz etmeleri, dava ehliyetlerinin varlığı sonucunu…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/2980 K: 1996/2965 T: 4.6.1996
Aynı çalışma alanı içerisinde, belgesiz zilyetlikle, sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüm yüzölçümünde tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz iktisap edilebilir. Davacı tarafların ayniyet arz etmesi, tespitlerin Hazine adına yapılması, dayanılan vergi kayıtlarının değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırları içermesi nedeniyle kapsamlarının…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2001/6756 K: 2002/1288 T: 12.2.2002
Denizden doldurulmak suretiyle kazanılan taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında olup özel mülkiyet konusu olamaz; hazineye ait devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bir yerin, devri gerçekleşmedikçe belediye tarafından başka kimselere kiraya verilmesi hukuken geçerli de bir sonuç doğurmayacağı gibi,…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1995/2081 K: 1995/12719 T: 24.11.1995
3402 s. Kanun'un 14. maddesine göre, aynı çalışma alanı içinde bir kişinin belgesizden zilyetliğe dayalı olarak edinebileceği tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz miktarı sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçemez. Ancak taşınmazın iştirak veya müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olup olmadığı…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/5036 K: 1992/21177 T: 24.11.1992
Zilyet, belgesiz zilyetlik yoluyla, Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki sınırlama gereğince 100 dönüm taşınmaz edindiği takdirde, aynı çalışma alanı içerisinde, başka taşınmaz edinemez. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin yasal süresinde olduğu anlaşıldı,…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/1273 K: 1996/1302 T: 12.3.1996
Müşterek mülkiyet hükümlerine göre zilyet edilen taşınmazlarda belgesiz zilyetlik yolu ile her paydaş, ayrı ayrı sulu toprakta 40, susuz toprakta 100 dönüm taşınmaz iktisap edebilir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/2615 K: 1993/10265 T: 19.10.1993
Taşınmazı, önceki zilyedi olan kaçak ve yitik kişiden aldığını iddia eden kimse, bu satın alma iddiasını muvazaadan ari yazılı bir belge ile kanıtlamalıdır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1995/6880 K: 1995/10412 T: 18.9.1995
Dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş ve 30 günlük yasal askı ilan süresi içinde de dava açıldığına göre tespitin kesinleştiği kabul edilemez. İdare tarafından bu olgu göz ardı edilerek tutanak kesinleştirilse dahi, bu işlem hukuken bir değer taşımaz ve…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1990/9760 K: 1990/13359 T: 15.10.1990
Kural olarak tapu kayıtlarının çatışması durumunda doğru temele dayanan ve önceki tarihi taşıyan tapu kaydına değer verilerek uyuşmazlığın çözümü gerekir. Ancak iskân mevzuatı çerçevesinde temlik ve tapu siciline tescil olunan taşınmazların daha sonra tekrar aynı mevzuat uyarınca başka birine temliki…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1992/12243 K: 1993/6700 T: 16.9.1993
Taşınmazın halen ve önceden orman olduğu saptandığına, 2510 ve 4753 s. Kanun'larda ormanların dağıtılamayacağı belirtildiğine ve 3402 s. Kanun'un ilgili hükümlerinin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesiyle ormandan tapu ve zilyetlik yoluyla yer kazanma imkanı da kalmadığına göre; dayanılan iskân tapusunun geçerli…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/8064 K: 2005/5111 T: 25/10/2005
Kamulaştırılan taşınmazın malikinin taşınmaz ile mülkiyet ilişkisi sona erdiğinden, imar planının iptali istemiyle açtığı davada dava açma ehliyetinin bulunmadığı hk.< İstemin Özeti: Trabzon İdare Mahkemesinin 17.9.2003 günlü, E: 2003/773, K: 2003/690 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/5815 K: 2005/5119 T: 26/10/2005
İmar durum belgesinin, imar planının uygulaması niteliğinde bir belge olduğundan bu belgenin verilmesi üzerine dayanağı düzenleyici işlemin iptalinin istenebileceği. İstemin Özeti: Antalya 2.İdare Mahkemesinin 20.4.2005 günlü, E: 2004/897, K: 2005/566 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4558 K: 1999/4232 T: 4.10.1999
Plan yapılırken kentin özelliklerinin dikkate alınmasının, kamu kurum ve kuruluşlarına olan ihtiyaçların kentsel bütünlük içinde değerlendirilmesinin zorunlu olduğu, bir kamu kuruluşunun faaliyette bulunduğu alanın bu kamu kuruluşunun faaliyetlerini aksatacak şekilde, belediyenin imar yetkilerini kullanarak kendi amaçları için kullanma yönündeki nazım…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4999 K: 1999/4461
2942 sayılı Yasa'nın 21. maddesi uyarınca davalı idarece kamulaştırma işleminden tek taraflı olarak vazgeçilmesi karşısında aynı Yasa'nın 24. maddesi gereğince uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gözetilmeksizin işin esası hakkında karar verilmesinde isabet bulunmadığı. İstemin Özeti: İstanbul…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4628 K: 1999/4900 T: 19.10.1999
Özünde kamu yararı bulunduğunda duraksama bulunmayan eğitim ve öğretim amacına ayrılmış bir taşınmazın üniversite vakfı yararına akaryakıt satış ve servis istasyonu alanı olarak belirlenmesinde planlama esasları ve kamu yararına uyarlık bulunduğundan sözedilemez. İstemin Özeti: Ankara 1. İdare Mahkemesinin 13.5.1998 günlü,…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4967 K: 1999/4903 T: 19.10.1999
Yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, uyuşmazlık sadece parsel bazında irdelenmiş; planın bütünü, yönü, büyüklüğü ve şekliyle, nüfus, yapılaşma biçimi, yeşil alan gereksinimi gibi temel kavramlar açısından inceleme yapılmamış olduğundan, eksik inceleme sonucu düzenlenen rapora dayalı olarak…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/1411 K: 2003/4074 T: 7.4.2003
Dava konusu 36 parsel sayılı taşınmazdaki kayıt malikinin Suriye uyruklu mirasçılarının paylarının tespit edilmesi, bu paylar yönünden kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Taraflar arasında görülen davada; Davacı, suriye uyruklu sahışların her türlü emvaline…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/12488 K: 2003/13472 T: 15.12.2003
Kayıt malikinin Suriye uyruklu mirasçılarının yanında Türk tabiiyetinde olan mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmaktadır; Türk uyruklu kişilerin çekişmeli taşınmazdaki paylarını tasarruf etmeleri de yasaca engellenmiş değildir. Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine vekili, 38 parsel sayılı taşınmazda Suriye uyruklu Derviş payının…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/8-9 K: 2006/170 T: 12.4.2006
Kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın adına tespit ve tapu kaydı oluşturulan kişinin bakanlar kurulu kararı ile Türk vatandaşlığının kaybettirilmesine karar verilmiş ise de; kayıt maliki, halen bu kişi olduğundan davada tapu malikinin yurtdışına çıktığı ve kendisinden haber alınamadığı ileri…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/7-518 K: 1996/675 T: 9.10.1996
Kural olarak kesin hüküm, kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gerekli olumsuz dava koşullarındandır; bu kabulün doğal sonuç olarak da aynı taşınmaza ilişkin sonraki günlü uyuşmazlıkların önceki kesin hükme göre çözümlenmesi zorunludur.…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1994/2-625 K: 1994/905 T: 28.12.1994
Yabancı uyrukluların, bir Türk'e taşınmaz açısından mirasçı olabilmesi için tabiyetinde olduğu ülke ile karşılıklılık koşulunun gerçekleşmesi gereklidir. Taraflar arasındaki verasetin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beylikova Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 4.3.1993 gün ve 1991/28-1993/22 sayılı kararın incelenmesi…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1992/2-717 K: 1993/39 10.2.1993
Yabancı unsurlu veraset davalarında, hak ehliyetini tespit bakımından kanuni sınırlamalar ve mütekabiliyet (ülkeler arasında karşılıklı işlem) esaslı unsurlardandır. Bu nedenle hakim yabancıların mirasçı olup olamayacaklarını resen araştırmalıdır. Yabancı devlet uyruğundaki Türk asıllılar da mirasçılık açısından yabancı statüsündedir. Taraflar arasındaki veraset…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/1217 K: 2005/5481 T: 13.6.2005
Taşınmazın, cenaze namazlarının kılınmasına mahsus özel yer (namazgah) olduğu iddiası ileri sürülerek hazine tapusunun iptali ile köy tüzel kişiliği adına tescil istenmiştir; il mera komisyonundan bu yer hakkında ne gibi bir işlemin yapıldığı sorulmadan karar verilmiş olması yasaya aykırıdır. Davacı…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 2002/7861 K: 2002/7701 T: 14.11.2002
Mahkemece sadece, meranın ıslahı için gerekli giderin hüküm altına alınması gerekirken, kal kararının infazı için saptanan bedelinde tazminat miktarına eklenmesi ve bu miktar için de faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.1.2002 gününde verilen dilekçe ile meraya…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2002/5796 K: 2002/7946 T: 25.11.2002
Dava ile meraya elatmanın önlenmesi istenilmiş olup davayı tarım ve köy işleri bakanlığı açmıştır; meraya elatmanın önlenmesini isteme hakkı kural olarak, hazine ile yararlanan köy veya belediye tüzelkişiliklerine aittir. Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.5.2001 gününde verilen dilekçe ile meraya…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1990/7340 E: 1991/7643 T: 24.5.1991
Yerel hukuk mahkemesinde görülmekte olan kadastro ile ilgili davada, o taşınmaza ilişkin kadastro tutanağı düzenlendiği tarih itibarıyla bu mahkemelerin görevi sona ereceğinden, dava dosyalarının kadastro mahkemesine aktarılması gerekir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1991/1230 K: 1991/13826 T: 25.10.1991
Taşınmaz mal, tapuda kayıtlı olsun veya olmasın taşınmazdan ayrılması mümkün bir kısmı veya belirli bir payı zilyetlikle kazanılabilir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/5-555 K: 2005/17 T: 2.2.2005
Uygulamaya tabi tutularak davacılara pay tahsis edilen dava konusu imar parseli, imar planında lise alanı olarak ayrıldığından; davacıların taşınmazdan bağımsız yararlanma ve başka türlü kullanma olanağı kalmadığına göre; mahkemenin, kamulaştırmasız elatma koşullarının gerçekleştiği yönündeki direnme kararı yerindedir. Taraflar arasındaki "kamulaştırmasız…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1999/1-222 K: 1999/226 T: 21.4.1999
Medeni Kanun’un 917. maddesinden kaynaklanan davalarda uygulanacak zamanaşımı süresi tapu kaydının düzeltilmesi davasının reddine ilişkin kararın kesinleşme tarihinden başlar. Taraflar arasındaki “kayıt terkini” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; S. Asliye 2. Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 8.5.1997 gün ve…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/8-161 K: 2002/301 T:10.4.2002
Borçlar Kanununun 133/2. maddesine göre alacaklı, borçluya karşı mahkemede veya hakem önünde dava açarak ya da karşılık bir iddia ileri sürerek alacağını dermeyan ettiği takdirde zamanaşımı kesilir. Taraflar arasındaki "tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; E: Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/8-964 K: 2001/751 T: 24.10.2001
Dava konusu taşınmaz, 1995 yılında yapılan ve kesinleşen orman tahdidi dışında bırakılmış olmakla orman niteliğini yitirmiş ise de; tahdidin kesinleştiği tarihe kadar orman niteliğini koruduğundan bu tarihe kadar olan zilyetliğe değer verilmesi mümkün değildir. Taraflar arasındaki "tespit-tescil" davasından dolayı yapılan…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/8-249 K: 2005/276 T: 27.4.2005
Taşlık kayalık yer olarak tespit dışı bırakılan taşınmazların imar ve ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiği, eylemli zilyetliğin sürdürüldüğünü davacı tarafça ileri sürülmüş, ancak bu olgu, gereği gibi araştırılmamıştır; bu nedenle dava konusu taşınmazın başında keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1999/1–170 K: 1999/167 T: 24.3.1999
Koruma makiliği dışında kalan makilikler 5653 sayılı kanun hükümleri gereğince orman sayılamazlarsa da nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, ancak imar ihya koşullarının gerçekleşmesi halinde özel mülkiyete konu teşkil edebilir. Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil"…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2000/8-1264 K: 2000/1250 T:11.10.2000
Kadastro yasasının 7/4 maddesi hükmünce itiraz üzerine tutanak düzenlenmiş ve kadastro komisyonunca hukuksal durumu belirlenerek tesbit dışı bırakmaya ilişkin bir kararının varlığı durumunda bu kararın veya kadastro mahkemesince verilen tesbit dışı bırakılma kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren kazanma süresinin ve koşullarının…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/8-933 K: 1995/1150 T: 20.12.1995
Kadastro Kanunu ile imar - ihya gibi müesseselerde değişiklik yapıldığından, zilyet, kadastro tespitinin kesinleştiği tarihe göre on yıllık süre dolmamışsa bu süre içerisinde, dolmuşsa 3402 s. Kanun'un 46/2. maddesi uyarınca 2 yıllık ek hak düşürücü süre içerisinde yeniden dava açabilir.…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1988/4438 E: 1992/4360 T: 20.2.1992
3402 s. Kanun'un 27. maddesi uyarınca kadastro hakimi, usul ve şekle ilişkin eksiklikler sebebiyle, kadastro tutanağını, kadastro müdürlüğüne iade edemez. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1991/10868 K: 1992/6714 T: 11.5.1992
Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki sınırlamalar dahilinde, kazandırıcı zamanaşımı ile zilyet tarafından iktisap edilebilmesinde, zilyedin iyiniyetli olması zorunlu değildir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi süresinde duruşmalı olarak istenmiştir. Yargıtay duruşması için…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1991/16568 K: 1992/10144 T: 14.9.1992
Sahipsiz (hâli) arazi, niteliği itibarıyla genişletilmeye elverişli sınır olduğundan, kayıt kapsamı miktarına değer verilerek belirlenmelidir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1992/10772 K: 1992/12635 T: 28.9.19923
3402 s. Kadastro Kanunu'nun 20/D maddesindeki hüküm sonucu miktar fazlasının kayıt maliki adına tescili mümkünse de, davacı halen kayıt maliki olmadığına göre, anılan madde hükmünün davacı lehine uygulanması mümkün değildir. M... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1992/3845 E: 1992/16595 T: 17.12.1992
Herhangi bir kişi tarafından kadastro tespitine itiraz, tespiti askıda bırakır. Taşınmazda hak sahibi, ancak tespitin kesinleştiği tarihte belirlenir. (M.B.) ile (M.H.) aralarındaki tapu iptali, tescil ve ihtiyati tedbir davasının reddine dair, (Anamur Sulh Hukuk Hakimliği)nden verilen 23.12.1991 gün ve 124/423…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1995/1133 K: 1995/1891 T:27.02.1995
2886 Devlet İhale Yasasının 62. maddesi borçlu olan müşterinin temerrüdü halinde BK.nun 106. maddesinde olduğu gibi alacaklıya ifa ile birlikte geciken ifa dolayısıyla zararı veya ifadan derhal vazgeçip olumlu zararını veyahut sözleşmeyi fesih edip olumsuz zararını isteme konularında seçimlik haklar…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1994/8919 K: 1994/10468 T:25.11.1994
2886 Yasadaki yollama nedeniyle hesabın tasfiyesinde Borçlar Kanununun 106. ve 108. maddeleri hükümleri uygulanacaktır. Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1994/7129 K: 1994/9463 T:01.11.1994
2886 s. Kanun 62. maddesi, borçlu olan müşterinin temerrüdü halinde, alacaklıya ifa ile birlikte, geciken ifa dolayısıyla zararı veya ifadan derhal vazgeçip olumlu zararını veyahut sözleşmeyi fesih edip olumsuz zararını isteme konusunda seçimlik haklar tanımamış, aksine yalnız sözleşmeyi fesih hakkı…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1994/7280 K: 1994/9464 T:01.11.1994
Borçlunun, borcunu yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin bozulması (feshi) halinde, Devlet İhale Yasasının 62. maddesinde hesabın genel hükümlere göre tasfiye edileceği öngörülmüştür. Sözleşmenin feshinde istenebilecek tazminat davacının kaçırılan fırsatı olarak olumsuz (menfi) zararıdır. Fesih halinde gelir kaydedilir kesin teminat, borçlunun borcundan…
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1994/3927 K: 1994/4201 T:11.04.1994
Şufalı payın ilişkin bulunduğu taşınmaz mal 2886 sayılı Yasanın 45. maddesi uyarınca, açık teklif sureti ile ihaleye çıkarıldığı ve yapılan ihale sonunda payın davalıda ihale suretiyle kaldığı anlaşılmaktadır. 2886 sayılı Kanun kapsamında yapılan ihalelerde ön alım hakkı kullanılabilir. Maha1li mahkemesinden…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1994/1127 K: 1994/3196 T:31.03.1994
2886 sayılı Kanundan sonra devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz kira sözleşmelerinin süre bitiminde ayni koşullarla bir yıl daha uzatılmış sayılacağına ilişkin 6570 sayılı yasanın 11. maddesi hükmünün uygulanabilirliliği ortadan kalkmıştır. Bu nitelikteki taşınmazlara ait kira…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1993/2905 K: 1993/4544 T:25.05.1993
Sözleşmenin, davacı İdare tarafından haklı olarak feshedilmesi nedeniyle; davacı, hükümsüz olan bu sözleşmeye tekrar dönerek borcun ifa edilmemesinden doğan bu müsbet zararını isteyemez. Burada istenebilecek zarar, sözleşmenin hükümsüzlüğü nedeniyle aynı malı almak için ödemek zorunda kaldığı tutar arasındaki farkı (menfi…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1990/5042 K: 1990/9206 T: 25.12.1990
İdarenin, bedeli almak ve malları teslim etmek yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde davacı alıcının sahip olacağı haklar Devlet İhale Yasasının 60. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Bu takdirde teminat alıcıya geri verilir. Alıcı, ihaleye girmek ve teminat vermek için yaptığı masrafları istemeye…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1996/3476 K: 1996/4411 T: 25.3.1996
Korunması mümkün olmayan gecekonduların yıkımları nedeni ile 2981 sayılı Kanun'un 13/b maddesi uyarınca kendilerine arsa ve pay tahsis edilen hak sahiplerine belediyece bedeli ödenir. Enkaz bedeli ise, yıkımdan sonra kullanılabilir malzeme değerinden ibarettir. Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1992/18-715 K: 1992/740 T: 16.12.1992
Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesinin (f) bendi uyarınca, kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelire göre taşınmazın belirlenen değerinin, ayrıca aynı maddenin (i) bendine göre artırılabilmesi için, artırma unsuru olan "objektif ölçülerin" açık, seçik,…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/18-426 K: 1995/687 T: 28.6.1995
Arazinin değeri ile rantı arasındaki oran kapitalizasyon faizi oranıdır. Bir yıl içinde bölgede satışı yapılan tüm arazilerin dekar başına fiyatı tesbit edilip ortalama dekar fiyatı bulunduktan; aynı arazi parçalarının herbirinin dekar başına net geliri de saptanıp yine ortalama net geliri belirlendikten…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/18-633 K: 1995/826 T: 18.10.1995
Kamulaştırma bedelinin faizi temerrüt faizidir. Artırılan bedel faizinin kamulaşmanın kesinleştiği tarih olan mülkiyetin İdareye geçtiği tarihten itibaren işlemesi gerekir. Taraflar arasındaki "kamulaştırma bedelinin artırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya Asliye 6. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.10.1994…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/18-23 K: 1996/129 T: 6.3.1996
Arazi kıymetinin takdirinde kullanılan kapitalizasyon faiz oranı için esas alınan unsurlar gerçek faiz oranı belirlenirken tekrarlanmamalıdır. Gerçek faiz oranı objektif, gözlemlere ve hakim denetimine imkan veren unsurlara dayanılarak belirlenmelidir. Taraflar arasındaki "kamulaştırma bedelinin artırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Bursa…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/18-803 K: 1997/84 T: 19.2.1997
Yerleşmiş uygulama ve Yargıtay İçtihatlarına göre Türkiye'nin coğrafi konumu, iklim koşulları, toprak yapısı ve verimliliğine etkili olan diğer unsurlar göz önüne alınarak, kapitalizasyon faizi oranı % 3-% 5 arasında kabul edildiğinden, bu oranı % 1 olarak alan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması isabetsizdir. Taraflar…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1997/1-655 K: 1997/1003 T: 3.12.1997
İdari mercilerin, kamulaştırma ile kamu malı niteliğini kazanan bir taşınmazı, imar uygulamasına tabi tutarak özel mülkiyete dönüştürme yetkileri bulunmadığından, bu yolla yapılan tescil, yolsuz tescil hükmündedir. Taraflar arasındaki "tapu iptali, tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal Asliye 2. Hukuk…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1992/2710 K: 1992/304 T: 22.1.1993
Kadastro tespitinden sonra doğan haklara ilişkin uyuşmazlıklara bakma görevi genel mahkemelere aittir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: K: Kadastro sırasında…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1993/5718 K: 1994/4474 T: 25.4.1994
Kadastro mahkemesinin yetkisi, her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Bu yetkiyi, bölgenin idari sınırları belirler. Taşınmazın bulunduğu köyün idari bağlantısının değiştirilmiş olması, yeni ilçe kurulması nedeniyle olmadığından, kadastro mahkemesinin yetkisini etkilemez. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1993/5695 E: 1993/13158 T: 13.12.1993
Kadastro Kanunu uyarınca, avukat ve dava vekili ile takip olunan davalarda, vekalet ücretinin hesaplanmasında; keşif yapılmadığı takdirde, ilgili parsele ait son beyan dönemi emlak vergisi değeri esas alınmalıdır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle;…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1993/1134 K: 1994/4309 T: 18.4.1994
Yol, meydan, köprü gibi orta malları olan taşınmazlar hakkında kadastral sicil oluşturacak şekilde tutanak düzenlenemez, bu taşınmazlar sadece haritalarına işaretlenirler. Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda; davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1993/2878 K: 1993/11683 T: 12.11.1993
Tapu kaydı kapsamında bulunmayan taşınmaz hakkında 3402 s. Kanun'un 20/4. maddesi uygulanmaz. Kadastro tespitinden sonra doğmuş olan bir hakka dayanılarak açılan davalara bakma görevi genel mahkemelere aittir. Taraflar arasındaki kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1992/12099 K: 1993/10248 T: 2.12.1993
Medeni Kanun'un 639. maddesine dayalı tescil talebinin kabul edilebilmesi için, taşınmazın orman, yayla, mera, kışlak gibi kamu malı niteliğinde olmaması, ayrıca kamulaştırma alanı içinde bulunmaması ve kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik koşullarının varlığının kanıtlanması gerekir. Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/5056 K: 1993/10869 T: 12.10.1993
Dayanılan kayıtlardaki sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, tespit; bunlarda gösterilen miktar esas alınarak, ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibarıyla belli bir yeri kapsıyorsa, o sınır esas alınarak belirlenmelidir. Taraflar arasındaki tesbite…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1993/5986 K: 1993/7240 T: 28.9.1993
Orman tahdit sınırları dışında kalsa dahi, bitki örtüsü ve fiziki yapısı sonucu kültür arazisi niteliğinde olmayan, ekonomik amacına uygun zilyetliğe konu olmayan taşınmazın zilyetlik ile kazanılması mümkün değildir. Bununla birlikte, kadastro bölgesinde uygulanan tapular da, artık birer mülkiyet belgesi olmaktan…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2000/18-718 K: 2000/239 T: 29.3.2000
Kamulaştırma bedelinin tespitinde etkisi olan tüm unsurlar gerekçeleri ile ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları da gösterilmek suretiyle kamulaştırma bedeli saptanmalıdır. Dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmazların ayrı ayrı incelenmesi neticesi aradaki farklılıkları, üstün ve eksik yönleri…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/18-732 K: 2003/791 T: 17.12.2003
Askeri güvenlik bölgesi içinde kalması sebebiyle, üzerinde yapılaşma yasağı bulunan taşınmazlarda, bu tahdidin taşınmazın değerini olumsuz, yönde etkilediği göz önüne alınarak, emsal taşınmazlarla mukayesede diğer unsurların yanısıra söz konusu değer düşüklüğünün de nazara alınması ve değer farklılık oranlarının buna göre…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1999/18-204 K: 1999/180 T: 24.3.1999
Uygulama imar planı içinde yer almayan taşınmazın, arsa sayılabilmesi için; Belediye yada mücavir alan sınırları içinde kalıp iskâna ayrılmış olması belediye hizmetlerinden yararlanması ve meskun yerler arasında yer almış olması gerekir. 2. Kamulaştırma bedelinin artırılması davasında; dava konusu taşınmaz kadastro…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2000/5-1616 K: 2000/1643 T: 8.11.2000
Aynı amacın gerçekleşmesi için birden çok taşınmaz bir arada kamulaştırıldığında bunların durumunun bir bütün olarak kabul edilmesi ve kamulaştırma amacına uygun bir işlem ve faaliyette bulunup bulunulmadığının taşınmazların tamamına göre tesbiti gerekir. DAVA: Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2007/4516 K: 2007/4620 T: 21.5.2007
Kamulaştırma işleminin amacı, İmar Planında İlköğretim Alanı olarak ayrılmış bulunan taşınmaz üzerinde ihtiyaç doğduğunda okul yapılmasıdır. İmar Planındaki tahsis amacı değişmediği sürece bu amaç her zaman gerçekleştirilebilecek olup, ilköğretim alanı olarak imar planına alınması ve bu durumun değişmemesi de yasanın…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2002/266 K: 2002/600 T: 24.1.2002
Birden fazla taşınmazın birlikte kamulaştırılması halinde, kamulaştırma bedelinin kesinleşme tarihinin hesabında bu taşınmazlardan sonuncusunun bedelinin kesinleştiği tarih esas alınır. Kamulaştırma amacına uygun bir işlem veya tesisat yapılıp yapılmadığı ve kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsisin bulunup bulunmadığı, bu taşınmazların her…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 2002/9509 K: 2002/10578 T: 31.10.2002
İdarenin kamulaştırılan taşınmaza hemen el konulmasına zorunluluk gördüğü hallerde taşınmaz malın takdir olunan bedelini milli bankalardan birisine yatırarak makbuzu, ilgili belge örnekleri ile birlikte mahkemeye verip taşınmaz malın durumunun tespitini istemesi mahkemece bu istem üzerine 8 gün içerisinde taşınmaz malın…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2008/5-218 K: 2008/220 T: 5.3.2008
Kamulaştırılan bir taşınmazın niteliğinin belirlenmesinde değerlendirme tarihinin, değerlendirmede ise idarece belgelerin mahkemeye verildiği günün esas alınması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. Öyle ise, bir taşınmazın arsa mı yoksa arazi mi olduğu değerlendirme günündeki durumuna göre belirlenecek ve kamulaştırma bedeli tespit edilecektir. Dava,…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1993/5747 K: 1993/7937 T: 9.7.1993
Tasdiksiz yoklama kayıtları, zilyetliği kanıtlama belgesi niteliğindedir. Ancak hukuken geçerli olabilmeleri için, zilyetlikle birleşmeleri gerekir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan, dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1990/15099 K: 1993/6056 T: 14.6.1993
Taşınmaza ait tapu kaydının okuduğu keleme sınırları, genişletilmeye elverişli nitelikte olduğundan, tapu kayıt kapsamının yüzölçümüne göre belirlenmesi gerekir. Miktar fazlasının şartlar mevcut olduğu takdirde, zilyetlikle kazanılması mümkündür. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1990/14189 K: 1993/5595 T: 24.5.1993
Usulüne uygun taraf oluşturulmadıkça davaya bakılamaz. Görevsizlikle kadastro mahkemesine aktarılan davada, lehine tespit yapılan ancak aktarılan davanın tarafı olmayanlar da duruşmaya çağrılmalıdır. Yüzölçümünün artırımı ile ilgili davada, taşınmaza komşu parsel maliklerinin davalı olarak duruşmaya çağrılıp, taraf oluşturulduktan sonra davaya bakılması…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1994/5081 K: 1994/7552 T: 8.6.1994
Davacının dayandığı tapu kaydı, dava dışı kişinin satışı ile oluşmuş ve satış sırasında da krokiye bağlanmış ise, hükme yeterli bir kroki uygulaması yapılmadan ve krokiye yönelik değerlendirmeye girilmeden mahalli bilirkişi ve tanık sözleriyle yetinilip hüküm verilmesi isabetsizdir. Davacı tarafından, davalılar…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1994/72 K: 1994/6140 T: 10.6.1994
Uyuşmazlık konusu parsel, değişmez sınırlı tapu kaydı kapsamında ise, kayıt kapsamı, sınırlarına değer verilerek belirlenmelidir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1993/4576 K: 1994/7736 T: 20.6.1994
Mera, orman, yayla ve kışlak gibi kamunun yararlandığı, kamu malı niteliğindeki taşınmazlar özel mülkiyete konu olamazlar, bu itibarla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılamazlar. Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda, davanın kabulü yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/5054 K: 1994/8389 T: 26.9.1994
Taşınmazın bölgede yapılan ve kesinleşen orman sınırlandırması dışında kalması halinde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinmeyi sağlayan 20 yıllık sürenin başlangıcında orman sınırlandırmasının kesinleştiği gün esas alınmalıdır. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1994/3271 K: 1994/10197 T: 28.10.1994
Zilyedin, Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesi hükmünden yararlanabilmesi için, tapulu taşınmazı, kayıt malikinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini kanıtlaması gerekir. Tapu kaydı maliki sağ ise, ayrıca tapu da hukuki geçerliliğini koruyorsa, uyuşmazlık tapu kaydı esas alınarak çözümlenmelidir. Taraflar arasındaki kadastro…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/7448 K: 1994/10443 T: 3.11.1994
Vergi kaydı yüzölçümü fazlasından oluşan taşınmazın kamu malı niteliğindeki mera olduğu saptandığı takdirde, davacının özel idareye müracaatla vergi kaydında belirlenen yüzölçümünü çoğaltmış olması hukuken bir sonuç doğurmaz. Meralar üzerinde oluşturulan vergi kaydı hukuken değer taşımaz. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1994/13029 K: 1994/14716 T: 1.12.1994
Taşınmazın orman vasfı, yani orman örtüsü yok edilse bile, toprağın orman toprağı sayılması bu itibarla da orman toprağının orman sayılan yer olarak kabul edilmesi gerektiğinden zilyetlik yolu ile kazanılması olanaksızdır. Aynı esas, orman içi açıklıklar için de geçerlidir. Taraflar arasındaki…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1994/4453 K: 1994/11192 T: 2.12.1994
Tapu ve vergi kayıtları değişebilir sınırlıdır. Kadastro tespitinde, tapu ve vergi kaydı aynı taşınmaza ait olduğu takdirde, miktarı fazla olana değer verilerek, kayıt kapsamı belirlenmelidir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1993/11791 K: 1994/15193 T: 8.12.1994
Vergi kayıtları, sabit sınırları itibarıyla taşınmazı tam olarak kapsamadığı ve taşınmazın memleket haritası ve amenajman planında açık alanda kaldığı saptandığı takdirde, vergi kayıt miktar fazlasının taşınmazın sınırlarındaki ormandan kazanıldığı kabul edilmelidir. Memleket ve amenajman haritaları, sadece yapıldıkları tarih itibarıyla taşınmazın…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1993/2566 E: 1994/195 T: 19.1.1995
Davacılar zilyetliğe dayanarak dava açtıklarına göre, davalı Hazine'ye karşı zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına gerçekleştiğinin ispat külfeti davacılara düşeceğinden ve ayrıca zilyetlik tanıklarının mahallinde dinlenmesi gerekeceğinden, keşif giderlerini öngörülen sürede özürsüz olarak karşılayamadıkları takdirde, iddialarını kanıtlayamadıkları gerekçe gösterilerek davanın…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1994/2442 E: 1995/495 T: 23.1.1995
Bir taşınmazın, zilyet lehine, kazandırıcı zamanaşımına dayanılarak tescil edilebilmesi için, öncelikle tapuda kayıtlı olmaması ve orman, mera, yaylak ve kışlak gibi kamu malı niteliğindeki yerlerden olmaması gerekir. Kamunun yararlandığı yayla niteliğindeki yerlerde özel mülkiyet söz konusu olamaz. Yaylalar üzerinde yararlanabilmenin…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1993/5875 K: 1995/2600 T: 14.3.1995
Dayanaktan yoksun kadastro komisyonu kararı, iptal edilmelidir. Hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazla ilgili, kadastro mahkemesinde dava açıldığı takdirde, davanın görev yönünden reddi gerekir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı.…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/1512 K: 1995/2092 T: 20.3.1995
Kadastro Kanunu'nun 31/2. maddesi ile kamu kurum ve kuruluşlarının, daire amiri veya daire amirinin yetkili kılacağı kişiler tarafından yargı mercilerinde temsil edilebileceği hüküm altına alındığından; davanın, Hazine adına yasal temsilcisi tarafından açıldığının kabulü ile uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerekirken, mahkemece, yetkili…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1993/4840 K: 1995/2969 T: 21.3.1995
ÖZETİ: Sudan kadim yararlanma hakları ihlal edilemez. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca davacılar tarafından duruşmalı olarak incelenmesi istenilmiş ve isteğin kanuni süresinde olduğu anlaşılmış ise de keşifteki taşınmazın değeri kanunda mürafaa için öngörülen 4.000.000 lirayı…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/3878 K: 1995/4010 T: 11.4.1995
Kadastro hakimi, tespit günündeki hukuksal duruma göre uyuşmazlığı çözümlemekle yetkili ve görevlidir. Tespitten sonra, çekişmeli taşınmaz imar planı kapsamına alınsa bile bu husus davacı yararına hukuki bir sonuç doğurmaz. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/3311 E: 1995/3969 T: 29.5.1995
Buzağlık sınır, değişebilir nitelikte olduğundan kayıt kapsamı, miktarına değer verilerek belirlenmelidir. Bu itibarla, davalılara tapu kaydı kadar yer verilmesi gerekirken, mülkiyet belgesi niteliğinde olmayan ve tapu kaydından sonra ihdas edilip miktarı daha çok olan vergi kaydına dayanılarak hüküm tesisi isabetsizdir.…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/8860 E: 1995/7110 T: 20.6.1995
İştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda, mirasçılardan birinin satışı, hüküm ifade etmez. Mirasçılardan sadece birinin, satış senedi ile taşınmazı devri geçersiz olsa da, aynı tarihte diğer mirasçılar da satışa muvafakat ederlerse, bu durum satışın birlikte yapıldığı anlamını doğurur ve satışı…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/4503 E: 1995/7402 T: 26.6.1995
Hazinece, taşınmazın kamulaştırılmasına karar verilip, tapu kaydı oluşturulmuş ise de, kamulaştırma kararı idare mahkemesi kararıyla iptal edildiğinden, tapu kaydı dayanaksız kalmış ve geçersiz hale gelmiştir. Taşınmaz üzerindeki çeşme, muhdesat olarak nitelendirildiğinden, cinsi ve yaptıranı belirtilmek suretiyle kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/5064 E: 1995/8364 T: 13.7.1995
Vakıfname kapsamındaki taşınmazın aynının vakfedilmediği, gelirinin vakfedilmiş bulunduğu, vakıfname defteri tapu idaresine devir edilerek tapu kaydının oluşturulmadığı saptandığı takdirde, adına tescile karar verilen zilyet yararına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşulları gerçekleşmiş sayılmalıdır. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/4314 E: 1995/5176 T: 12.9.1995
Taşınmazın malik hanesi açık bırakıldığı takdirde, kadastro hakimi; maliki belirleyerek davaya konu olan taşınmaz hakkında düzenli sicil oluşturmakla yükümlüdür. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/4111 E: 1995/5196 T: 14.9.1995
Tapu dışı paylaşım, belgelerle, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabileceğinden, kadastro tespitinin tapu dışı paylaşıma uygun olup olmadığına dair uyuşmazlıkta; paylaşım ile ilgili tüm kanıtlar toplanarak hüküm verilmelidir. Taşınmazın miktarı tapu kaydındaki miktardan fazla ise, pay hesabı, kayıt miktarına göre…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/4984 E: 1995/5574 T: 21.9.1995
3402 s. Kadastro Kanunu'nun 31 ve 36. maddeleri uyarınca, davada haklı çıkan taraf yararına yargılama giderlerine ve ücreti vekalete hükmedilmesi gerekirken, Hazine vekilinin temyizi üzerine verilen bozma kararı sonucu yapılan yargılama sonunda, bozma doğrultusunda karar verildiği halde, yargılama giderlerinin Hazine…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/3830 E: 1996/6025 T: 17.6.1996
Uyuşmazlık konusu tapulu taşınmazı, tapu dışı satın aldığını ileri süren davalı, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/422 K: 2005/5127 T: 26/10/2005
Planda öngörülen yolun ulaşım trafik altyapısının oluşturulmasında elzem bir ihtiyaç olduğu, iki ana arteri bağlayacağı ve tramvay nedeniyle kapatılan bazı arterlerin trafik yükünü hafifleteceği anlaşıldığından planın iptali yolundaki mahkeme kararında isabet bulunmadığı hk. İstemin Özeti: Eskişehir İdare Mahkemesinin 18.11.2003 günlü,…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/1263 K: 2005/5189 T: 08/11/2005
1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kalan davacıya ait taşınmaz nedeniyle başka bir hazine taşınmazıyla takas edilmesi için verilen sertifikanın bir kez kullanılmasıyla artık kullanım hakkının kalmadığı hk İstemin Özeti: Konya 1.İdare Mahkemesince verilen 14.10.2004 günlü, E: 2003/908, K: 2004/908…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/1282 K: 2005/5301 T: 10/11/2005
İmar planı ile yeni bir düzenleme yapılmasını gerektirecek bir neden olmaksızın ya da ilk parselasyon yargı kararıyla iptal edilmeksizin ikinci kez parselasyon yapılmasında imar hukukuna uyarlık bulunmadığı. Danıştay Savcısı Sefer Yıldırım'ın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/8017 K: 2005/5380 T: 11/11/2005
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında olan sit alanlarında ruhsat alınmadan veya ruhsat veya eklerine veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapılara yönelik olarak 3194 sayılı İmar Kanunu'nda öngörülen para cezalarının iki misli uygulanması yolundaki işlemde mevzuata…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/6168 K: 2005/5349
Eskişehir Büyükşehir Belediye Meclisi'nin imar planı değişikliğine ilişkin anılan kararının 2575 sayılı yasanın 24.maddesinde belirtilen kapsamda tesis edilmiş bir işlem olarak kabul edilmesine olanak bulunmadığından anılan işlemin iptali istemiyle açılan davanın çözümü İdare Mahkemesinin görev alanına girmesi nedeniyle Danıştay'da açılan…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/8250 K: 2005/5485
Dosyanın incelenmesinden uyuşmazlık konusu yapının bulunduğu taşınmazın hisseli olduğu ve hissedarının izni alınmadan yapıldığı için hissedarı tarafından yapılan şikayet üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşıldığından, dava konusu yapının üzerinde yer aldığı taşınmazın diğer hissedarının muvafakatı olmaksızın davacı tarafından yapılan…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/1641 K: 2005/5523
Yapı tatil tutanağının kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olduğu para cezasının fahiş olup olmadığının irdelenmesi gerektiği hakkında. İstemin Özeti: Kocaeli İdare Mahkemesinin 10.12.2004 günlü, E: 2004/711, K: 2004/1640 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/8151 K: 2005/5673
Eski eser tescilli yapının büyük ölçüde yıkılmış olmasının eski eser tescil kapsamından çıkarılması için gerekçe olamayacağı; doğal ve kültürel varlıkları koruma envanterine yapılan kayıtların ve bu kayıtların dayanağını oluşturan fotoğraflardaki verilen değerlendirilmesi sonucunda eski eser tesciline ilişkin işlemin mevzuata uygunluğunun…
Danıştay 6. Dairesi E: 2003/8098 K: 2005/5702
Milli Savunma Bakanlığı tarafından tahsisli ve tahsissiz olarak kullanılan veya hizmette kullanılmak üzere muhafaza edilen yerlerde ve çevresinde yapılan plan değişikliklerinde Milli Savunma Bakanlığının görüşünün alınması gerekirken anılan Bakanlıktan bu yönde herhangi bir görüş alınmadığı anlaşıldığından Mahkemece dava konusu işlemlerin…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/124 K: 2005/5760
Aynı bağımsız bölüm içinde kalmak şartı ile bölme duvarlarının kaldırılması ruhsata tabi olmadığından iki ayrı bağımsız bölüm arasındaki duvarın kaldırılmasının ruhsata tabi olduğu hakkında. İstemin Özeti: Ankara 5. İdare Mahkemesinin 23.6.2003 günlü, E: 2002/1273, K: 2003/852 sayılı kararının usul ve…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1995/8948 E: 1995/10223 T: 16.10.1995
Kamulaştırma yapılmış ancak işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırma hiç yapılmamış iken kamu hizmetine ayrılarak ya da kamu yararına yönelik bir ihtilafa tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazın malik veya zilyedinin taşınmaz üzerindeki her türlü hakkının 20 yıl geçmekle düşeceğinden taşınmaza el…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/9883 E: 1996/10218 T: 19.11.1996
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu'na göre bu kanun kapsamındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez. Ancak, bu hüküm zilyetlik iddiasıyla yapılan tespit veya bu suretle açılan davanın yargılanması sırasında görevli mahkemece gözetilecek bir hükümdür. Taşınmazı iktisap eden kişinin…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1952/10-1955/4 K: 1955/23 T: 7.12.1955
Kadastro ve tapu tahriri kanununun 22 nci maddesinin h bendinde yazılı on senelik müddetin, nizalı gayrimenkulün hazine adına tapuya tescili tarihinde başlaması gerekir. 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanununun 22 nci maddesinin (H) bendinde yazılı 10 senelik müddetin mebdeini…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1969/3 K: 1969/5 T: 21.5.1969
Kadastro sınırlandırılması yapılırken kimin malı olduğu gösterilmeyen taşınmazın, sonradan kamulaştırıldığında, kamulaştırma parasının kime ait olacağı konusundaki davaları çözmeğe uyuşmazlığın ilişkin bulunduğu tutara göre asliye veya sulh hukuk mahkemeleri görevlidir. Kadastro sınırlandırılması yapılırken herhangi bir nedenle kimin malı olduğu gösterilmemiş taşınmazların…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1990/3 K: 1990/5 T:19.10.1990
3402 s. Kadastro Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra yeni yasal düzenlemeye dayanılarak imar ihya nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davalarında, kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılıp da reddedilerek kesinleşmiş bulunan tapu iptal ve tescil davalarına ilişkin kararlar, o kararlarda imar ihya…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1993/14352 E: 1994/2173 T: 22.2.1994
Dava konusu parsele yakın ve onun gibi imar uygulamasından geçmemiş emsal varken, hiç bir gerekçe gösterilmeden en uzak ve en pahalı emsalin karşılaştırılmaya esas alınması yerinde değildir. Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir.…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/5766 E: 1995/6503 T: 19.10.1995
Önceden mera olan bir yerin imar planı kapsamında kalması ve konut yeri olarak belirlenmesi durumunda, mülkiyeti 775 sayılı Kanun'a göre Belediyeye geçmez. Belediyece bu nitelikteki yerlerin satışına da değer verilemez. Bu itibarla, taşınmazın evveliyatının mera olup olmadığı yöntemine uygun şekilde…
Danıştay İDDK E: 1994/457 E: 1995/717 T: 13.10.1995
Müşterek malikler, taşınmazın aynına ilişkin önemli tasarruflarda birlikte hareket etmek zorundadırlar. Bu itibarla; müşterek mülkiyete tabi olan bir taşınmazda, İmar Kanunu uyarınca ifraz ve tevhit işlemleri yapılabilmesi için tüm maliklerin birlikte başvurması gerekir. İstemin Özeti: İzmir 1. İdare Mahkemesinin 1.2.1994…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/5314 K: 2003/4898 T:15.5.2003
Kadastro Yasası’nın 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının davalılar yararına gerçekleştiği saptanmış olmakla, hazinenin temyiz itirazlarının reddi gerekir; aynı yasa maddesinde bir kişinin aynı çalışma alanı içinde belgesiz zilyetlik yoluyla sulu toprakta 40, kuru toprakta 100…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2005/8796 K: 2005/9258 T:4.10.2005
Dava konusu taşınmaz kadastroca, iki ayrı tapu kaydının varlığından söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş olup sorunun, 3402 sayılı Yasa'nın 30/2. maddesi uyarınca çözümlenmesi gerekir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/3839 K: 1994/5405 T: 14.6.1994
Harici satışın yapıldığı tarih ile elatmanın önlenmesi davasının açıldığı tarihe kadar geçen on yıllık sürede davalıların malik sıfatıyla aralıksız ve çekişmesiz zilyet bulunmaları ve kadastro tapu kaydı hukuki değerini yitirip, harici satış geçerlilik kazanır. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/2543 K: 1994/8107 T: 19.10.1994
İmar mevzuatına aykırı olarak toplu binalar inşa edilmesi halinde tapuya paydaş olan kimseler adına, pay oranları ve fiili kullanma durumlarına göre tespit yapılır. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı N. (Z.…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/9248 K: 1994/10444 T: 26.12.1994
Mübadil Rum bölgesinde bulunan taşınmaz, hazine tarafından tevzi ya da tahsis edilmediği takdirde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile kazanılamaz. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ilişkin verilen hükmün davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya…
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 1995/3440 K: 1995/3597 T:3.4.1995
İmar planı uygulaması gereği, bir taşınmazın diğer bir taşınmaza şuyulandırılması kararının kesinleşip kesinleşmediğinin saptanması, kesinleşmişse kesin kararın tapuya intikali için yetkililere süre verilmesi ve müşterek mülkiyet hükümlerine tabi parsel kaydının tapudan getirilerek incelemenin o parselin oluşumundaki paydaş ve pay oranları…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2002/2123 K: 2002/3467 T: 29.4.2002
Somut olayda yapılacak iş, veraset ilamı ile mirasçıları belirlemek, mirasçı olmadığı anlaşılan kişilerin zilyetlik sürelerinin başlangıç ve sürdürülüş biçimleri ile zilyet oldukları yerleri belirlemek, lehlerine kanuni şartların gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemek, hak sahiplerini ve pay miktarlarını tespit etmek, keşfi izlemeye elverişli…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/2818 K: 2004/3070 T:11.3.2004
Kesin hüküm olumsuz dava koşullarından olup, kesin hükmün varlığı halinde başkaca delil aranmasına da gerek yoktur; ilamlar taraflarını ve haleflerini bağlar, kesin hükmün varlığı halinde davacının medeni yasanın eski 931 yeni 1023 maddelerinin koruyuculuğundan yararlanamaz. Taraflar arasındaki tapu iptali ve…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/189 K: 2004/1622 T:12.2.2004
Genel harman yerlerinin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğinden zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın zilyet yararına bir hak sağlamaz; hal böyle olunca mahkemece davanın reddine ve taşınmazın 3402 sayılı kanunun 16.m. uyarınca genel harman yeri olarak sınırlandırılmasına karar vermek gerekir. Kadastro sırasında 191…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1999/1266 K: 1999/1660 T: 5.4.1999
Davacı tarafından taşınmazla ilgili olarak kadastro mahkemesine açılan ortaklığın giderilmesi niteliğindeki dava yenilik doğurucu hakka ilişkin davalardan olup genel mahkemede çözümlenmesi zorunludur; görev, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2005/13254 K: 2005/13865 T:15.12.2005
Kadastro tespitinin kesinleştiği tarihte vakıf şerhinin bulunup bulunmadığı somutlaştırılmalı, yoksa tapu kaydına vakıf şerhinin ne zaman işlendiği hususu araştırılmalı, şerhin sonradan işlendiğinin anlaşılması halinde, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile şerhin kayda işlendiği tarih arasında 10 yıllık hak düşürücü süre gerçekleşmiş…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2006/7976 K: 2006/9085 T:4.7.2006
Kök tapu kaydı ve belgeleri getirtilip vakfiye örneği dosyaya alınmalı, sonra bu konuda uzmanlığı bulunan bilirkişi aracılığı ile vakfiye incelenmeli ve varsa tarafların bu konudaki tüm delilleri toplandıktan sonra deliller değerlendirilmeli, böylece şerhe konu vakfın sahih vakıflardan olup olmadığı saptanmalı,…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2002/2566 K: 2002/2729 T: 21.3.2002
Dava konusu arktan gelen sudan tarlasında faydalanma ve menfaati bulunan davacının arkın açık olmasında ve faydalanmasında kişisel yararlanma hakkı bulunduğu gibi kamunun da bunda menfaati vardır. Dava dilekçesinde suya ve su yoluna vaki müdahalenin önlenmesi ile 500.000.000 lira tazminatın faiz…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/611 K: 2005/6095 T: 07/12/2005
İnşaat ruhsatı düzgün imar parseli oluşturulmadan verilmiş ise de, ruhsatın verilmesinde davacının hilesi kusuru bulunmadığından 4 yıl sonra doğrudan ruhsatın iptalinin hukuka aykırı olduğu davacının başvuruları üzerine yapılan işlemlerin ve yapının imar mevzuatı yönünden hukuka uygun hale gelip gelmeyeceğinin araştırılması…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/287 K: 2005/6605 T: 26.12.2005
Akaryakıt istasyonu yaptırmak için yapı ruhsatı verilmesi istemiyle yapılan başvurunun, plan hükümlerinin yanı sıra enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı tarafından çıkarılan tebliğ hükümlerine de uygun olması gerektiği, tebliğdeki belediye ve mücavir alan sınırları içindeki karayolları kenarında aynı istikamette olan istasyonlar…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4017 K: 1999/3968 T: 14.9.1999
Büyükşehir belediyelerinin parselasyon işlemi yapma konusunda yetkisi yoktur. Yasa ile ilçe belediyesine verilmiş yetki belediye meclisi kararı ile büyükşehir belediyesine devredilemez. İstemin Özeti: İstanbul 2.İdare Mahkemesinin 31.3.1998 günlü E: 1997/196, K: 1998/301 sayılı kararının usul Ve yasaya aykırı olduğu öne…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/6666 K: 1999/4018 T: 15.9.1999
İmar planına ilişkin ilçe belediye meclisi kararları büyükşehir belediye başkanı tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girer veya onaylanmaz ise yeniden görüşülmek üzere ilçe belediye meclisine iade edilebilir. Büyükşehir belediye başkanı bu konularda yetkilidir. İstemin Özeti: Bursa 1.İdare Mahkemesinin 16.9.1998 günlü. E:…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3559 K: 1999/4033 T: 15.9.1999
ÖZET: İmar planında kültür park olarak belirlenen mülkiyeti hazineye ait taşınmazların 3194 sayılı yasanın 11. Maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, anılan taşınmazların belediyeye devri yolunda yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık yoktur. İstemin Özeti: İstanbul 5.…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3149 K: 1999/4046 T: 16.9.1999
ÖZET: İmar Yönetmeliği uyarınca parsel derinliğinin 7 metreden az olması nedeniyle parsel derinliğince inşaat izni verilmesinde hukuka aykırılık yoktur. İstemin Özeti: İstanbul 2.idare Mahkemesinin 27.2.1998 günlü. E: 1997/221 K: 1998/129 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4543 K: 1999/4156 T: 22.9.1999
İmar planında farklı bir amaca tahsis edilmiş yerde kalan yapının, parselasyon işlemi sırasında korunmamış olmasında ve davacıya başka bir parselden tahsis yapılmasında mevzuata aykırılık yoktur. İstemin Özeti: Manisa İdare Mahkemesinin 29.4.1998 günlü, E: 1997/248, K: 1998/184 sayılı kararının usul ve…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5371 K: 1999/4190 T: 23.9.1999
Belediye hizmet alanı sosyal donatı alanı olmadığından taşınmazın imar planında belediye hizmet alanı olarak ayrılmasının bu bakımdan uygun olduğu gerekçesiyle verilen davanın reddine ilişkin kararda isabet yoktur. İstemin Özeti: Antalya 2. İdare Mahkemesince verilen 23.6.1998 günlü, E: 1997/695, K: 1998/568…
Danıştay 6. Dairesi E: 1994/4164 K: 1999/4196 T: 23.9.1999
Kamu yararını ilgilendiren genel nitelikte düzenleyici işlem olan imar planına karşı semt sakini (komşuluk) sıfatıyla menfaatin ihlal edildiğinden bahisle iptal davası açılması olanaklı ise de kişisel çıkarları ihlal eden, somut, sübjektif nitelikteki parselasyon işlemine karşı dayanılarak açılan davanın ehliyet yönünden…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3692 K: 1999/4794 T: 13.10.1999
Uyuşmazlık konusu taşınmazın trafo yeri olarak kamulaştırılmasına ilişkin işlemlere başlanması ve tapu kayıtlarında bu yönde şerh bulunması karşısında, kamulaştırılan yerin tapuda davacı idare adına kayıtlı bulunmadığı gerekçesiyle kamulaştırma işleminin varlığı gözetilmeksizin sadece tapuda malik görünen kişilerin dikkate alınması suretiyle parselasyon…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5030 K: 1999/4889 T: 18.10.1999
Elektrik iç tesisleri projelerinde ve tatbikatında bütünlük sağlanabilmesi açısından alçak gerilim projesinde yapılacak merkezi kompanzasyon sisteminin elektrik iç tesisler yönetmeliği kapsamına alınmamasında ve fen adamlarının gördükleri mesleki ve teknik öğrenim seviyelerine göre yetkilendirilmeleri nedeniyle kompanzasyon projesinin ve uygulamaların fen adamları…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1989/550 K: 1989/2682 T:18.04.1989
Dava konusu edilen ek güvence, geçici güvence niteliğinde olmayıp bir yıllık kira bedelinin peşin yatırılması amacını sağlamak için verilmiş olduğundan, ek güvencenin gelir yazılması şartnamedeki maddelere aykırı düşmektedir. Bu nedenle davanın kabulü gerekir. Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda;…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1988/5740 K: 1989/1272 T: 01.03.1989
Üç kez açık artırmaya çıkarılarak kiraya verilen yerle ilgili olarak istenen üçüncü artırmaya ilişkin kira farkı ve gider (masraf) davalının sorumlu olduğu ikinci artırmadaki kira farkı göz önüne alınarak belirlenmelidir. Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1988/6019 K: 1989/591 T: 19.01.1989
İdari yargının görevine giren, bir uyuşmazlık, adliye mahkemelerinde olumsuz tespit davalarına konu edilmez. Hazine taşınmazında ecrimisil borcunun bulunmadığına dair tespit davası açılamaz. Deva dilekçesinde, 103.000 lira borcun bulunmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz…
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E: 1987/2599 K: 1987/3778 T: 24.06.1987
Karşılıklı edimleri içeren sözleşmenin taraflarından olan satıcının verilen ek süreye rağmen, edimini yerine getirmeyerek direnime düşmesi halinde, alıcı taraf sözleşmeyi bozarak Uğradığı olumsuz (menfi) zararı satıcıdan isteyebilir. Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1985/7764 K: 1986/1498 T:25.02.1986
Davalı sözleşme yapmaya yanaşmadığından yeniden yapılan ihale ve pazarlıklarda istekli çıkmamış böylece bu yerden kira geliri sağlanamayacağı anlaşılmıştır. 0 halde güvence dışında ilan, ihale ve benzeri giderler istenebilir. Dava dilekçesinde iki ihale arasındaki farktan doğan 1.445.514 lira tazminatın faiz ve…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1985/6570 K: 1985/6427 T: 15.10.1985
2886 sayılı Devlet İhale Yasası m. 75/3-4 ve bu yasaya dayanılarak çıkarılan Yönetmeliğin 77. maddesi uyarınca, Hazinenin taşınmazlarını kiraya vermesine ilişkin sözleşme, kira süresinin bitimi ile sona erer. Davacı Metin vekili tarafından, davalı Hazine aleyhine 3.5.1984 gününde verilen dilekçe ile…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/1-645 K: 2004/662 T:8.12.2004
Şuyulandırma işlemi ile yapılan tescil idari yargı yerinde iptal edilmedikçe tapu iptali ve tescil davası açılamaz. Taraflar arasındaki “Tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; A. 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 31.12.2002 gün ve 2001/645…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/8-242 K: 2004/292 T:12.5.2004
Davaya konu taşınmazların öncesi orman olup; bu niteliğini koruduğu sıradaki zilyetliğe değer verilemeyeceğinden; taşınmazın orman tahdit hattı dışında bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar da zilyetlikle mülk edinme şartları gerçekleşmemekle; açılan tescil davasının reddine karar verilmesi gerekir. Taraflar arasındaki "tescil" davasından…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/8-353 K: 2004/350 T:9.6.2004
Taşınmaza ait olan uyuşmazlıklardan taşınmazın aynına ilişkin olanlar, kanunun kapsamı dışına çıkartılmış, böylece taşınmazın mülkiyetine ilişkin uyuşmazlıkların genel mahkemelerde açılacak tek bir dava ile sonuçlandırılması, taşınmazın mülkiyetine ilişkin yargı kararları arasında birlikteliğin ve mahkemelerin iş yükünün azaltılması sağlanmakla; uyuşmazlığın hakem…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/20-558 K: 2002/588 T:3.7.2002
Dava konusu parselin uzman bilirkişi haritasında gösterilen bölümünün kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bulunduğu sırada, 1964 yılında yapılan arazi kadastrosunda davalı miras bırakanı adına oluşturulan tapu kaydının yasal değeri bulunmaması nedeniyle orman yönetiminin tapunun iptali yönünde dava açmada hukuki yararı…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/7-704 K: 1997/6 T: 29.1.1997
Ölünceye kadar bakma akdine dayanan istem kadastro mahkemelerinin bakamayacağı davaları düzenleyen ve kadastro kanununun 25. maddesinde sayılan dava türlerinden özellikle yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren dava ile ilgili bulunmadığından, davaya bakmaya kadastro mahkemesi görevlidir. Taraflar arasındaki "kadastro tesbitine itiraz" davasından…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/20-121 K: 2004/112 T: 25.2.2004
Kısmı temyiz halinde, yani hükmün bir kısmının temyiz edilip diğer kısmına temyiz edilmediği hallerde temyiz edilmeyen kısım temyiz süresi geçtikten sonra kesinleşir ve bunun doğal sonucu olarak özel daire tarafından hükmün temyiz edilmeyen kısmı temyiz incelemesine tabi tutulamaz. Taraflar arasındaki…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/14-443 K: 2001/458 T: 30.5.2001
Tüm köyün ve köylünün yaşama düzenini, yerleşimini yakından ilgilendiren, bütün köylünün kullanımına açık kamu malı niteliğinde bulunan bir yerin bir kişinin kullanımına verilmesinin köy sakini davacının menfaatini ihlal ettiği anlaşılmakla; haksız şekilde tapuya bağlanmış köy yolunun eski haline getirilmesinde ve…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/7-438 K: 2003/463 T: 2.7.2003
Davacının bu yerin mera olmadığı tapu ve zilyetliğe dayalı olarak mülkiyet hakkına sahip olduğu iddiası üzerinde hiç durulmadan, yukarıda kendisini bağlamayacağı ve ikrar olarak kabul edilemeyeceği açıklanan bir beyanı gerekçe yapılarak, hiçbir araştırma ve inceleme yoluna gidilmeden ve davacıya hakkını…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/5-162 K: 2003/144 T: 5.3.2003
Kısmi kamulaştırma nedeniyle kalan kısmın kıymetinde eksilme meydana geldiği takdirde, bu eksilen değer miktarı kamulaştırma bedeline eklenir; arta kalan kısımda değer kaybı belirlenirken, değer kaybının kamulaştırmadan kaynaklanması ve taşınmaz malın kamulaştırmadan önceki ve sonraki durumlarının bilirkişilerce göz önünde tutulması ve…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1999/1–222 K: 1999/226 T: 21.4.1999
Medeni Kanunun 917. maddesinden kaynaklanan davalarda uygulanacak Borçlar Kanunu’nun 60. maddesindeki zamanaşımı süresinin tapu kaydının düzeltilmesi davasının reddine ilişkin kararın kesinleşme tarihinden başlar. Taraflar arasındaki “kayıt terkini” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; S. Asliye 2. Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1997/20-808 K: 1997/1039 T:10.12.1997
Ormanın ortasında çok küçük miktarda ve hiç bir mülkiyet belgesi olmayan parselin özel mülk olarak tesciline yasal olanak yoktur. Taraflar arasındaki "kadastro tespitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İspir Kadastro Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.4.1997 gün ve 1994/40…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/8-183 K: 2002/187 T:13.3.2002
Usul kuralları kamu düzeni ile doğrudan bağlantılı olup, bozmada yapılan maddi yanılgı taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşturamaz. Taraflar arasındaki "tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda P. Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 21.12.2000 gün ve 2000/493 E-…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/20-417 K: 1996/550 T:10.7.1996
Orman yönetimi ormanların intifa hakkına sahip olup, 3402 sayılı yasanın 11/1 maddesi uyarınca ilgili taraftır. Bu sebeplerle, orman yönetiminin dava hakkının varlığı gözetilerek orman araştırmasının tam ve doğru olarak yapılması gerekir. Taraflar arasındaki ""kadastro tespitine itiraz"" davasından dolayı yapılan yargılama…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/1-349 K: 2005/353 T: 25.5.2005
3533 sayılı Kanun’un 4. Maddesinde yer alan "uyuşmazlık gayrimenkule ilişkinse o gayrimenkulün bulunduğu yerin" ibaresi, 3.7.2003 tarihli ve 4916 sayılı Kanun’un 24. Maddesiyle, "taşınmaza ilişkin uyuşmazlıklarda, taşınmazın aynına yönelik olanlar hariç olmak üzere o taşınmazın bulunduğu yerin" olarak değiştirilmiş olduğundan,…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1999/1–170 K: 1999/167 T: 24.3.1999
Koruma makiliği dışında kalan makilikler 5653 sayılı kanun hükümleri gereğince orman sayılamazlarsa da nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, ancak imar ihya koşullarının gerçekleşmesi halinde özel mülkiyete konu teşkil edebilir. Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil"…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2000/8-1217 K: 2000/1232 T:4.10.2000
Tapulama çalışmalarının hangi tarihte yapıldığının, dava konusu taşınmazın hangi nedenle tesbit dışı bırakıldığının adı geçen müdürlükten araştırılması gerektiği gibi, davaya konu taşınmazın bitişiğindeki özel mülkiyete konu parsellerin davalı taşınmazı ne olarak sınır gösterdiğinin tesbiti gerekir. Taraflar arasındaki "tescil" davasından dolayı…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/1-336 K: 1996/493 T:19.6.1996
Taşınmaz malikinin tapulama sırasında kadastro teknisyeni huzurunda taşınmazının zilyedi adına tespit ve tesciline muvafakatını bildirmesi mülkiyetin zilyet adına geçirilip onun üzerine tapulama tesbiti yapılabilmesi için yeterli kabul edilmiştir. Ancak muvafakat beyanı ile mülkiyet zilyet olan kişiye hemen geçmeyeceğinden mülkiyetin geçirilmesi…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1988/1-825 K: 1988/964 T: 23.11.1988
Gerek 766 sayılı Yasa’nın 31/2 ve gerekse 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. Maddelerinin özel mülkiyete konu olamayacak, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında hazine tarafından açılacak davaları 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi tutmamış olmaları; ve davanın 3402 sayılı yasanın…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/8-480 K: 2001/519 T:13.6.2001
Zilyetliğin çekişmeli hale gelmesi için mutlaka karşı tarafın dava açması şart değildir. Taraflar arasındaki "zilyetliğe dayalı tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; K: Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 16/5/2000 gün ve 24/34 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1995/11198 K: 1996/5710 T: 6.6.1996
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan akarsu ve yatakları, kamusal yarar sağladıkları sürece özel mülkiyete konu olamazlar. Bu itibarla da kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve imar-ihya yolu ile kazanılamazlar. Ancak fiili değişiklik sonucu kamu malı niteliklerini kaybederlerse özel mülkiyete konu olabilirler.…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1997/8-218 K: 1997/484 T: 4.6.1997
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler, imar ve ihya edilmedikçe, kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile iktisap edilemez. Taşınmazın, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil istemi, aynı zamanda imar-ihya nedeniyle tescil talebini de kapsar. Taraflar arasındaki "tescil" davasından dolayı yapılan yargılama…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1994/654 K: 1994/5645 T: 30.5.1994
Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmaz, kaçak ve yitik kişilerden Hazineye geçmiş ve dayanılan vergi kaydı da uyuşmazlık konusu taşınmazı Hazine olarak okumakta ise, Hazineye ait taşınmazların değişebilir sınır niteliğinde olması kuralı gereğince, zilyetlikle kazanılması talebi reddedilip, Hazine adına tesciline…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/479 K: 1995/1105 T: 6.2.1995 3402/18
Komşu parsellere ait vergi kayıtları, uyuşmazlık konusu taşınmazı harman yeri olarak okuduğu takdirde, bu olgunun aksi yönündeki tanık ve bilirkişi ifadeleri hukuken bir değer taşımaz. Kamu orta malı niteliğindeki genel harman yeri kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılamaz. Taraflar arasındaki kadastro…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/370 K: 1997/627 T: 7.2.1997
Davalının tutunduğu tapu kaydı tescil davası sonucu oluşturulmuş olup haritası bulunmaktadır. Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca kayıt kapsamının, haritanın uygulanması yoluyla belirlenmesi zorunludur. Ancak bu belirleme sonucu tapu kaydı kapsamı dışında kalan kesim bulunduğu takdirde, bu kesimin zilyedi gösterilmek suretiyle Hazine…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/4294 K: 1995/5547 T: 21.9.1995
Kadastro hakimi; asliye hukuk mahkemesinden aktarılan, davaya konu olan ve malik hanesi açık bırakılan parsel hakkında düzenli sicil oluşturmak ve kararın hüküm fıkrasında, adına tescil kararı verilen kişilerin açık kimliklerini ve pay oranlarını belirtmek zorundadır. Ayrıca, kararın eki niteliğinde bulunmayan…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/3887 K: 1995/4058 T: 19.6.1995
3402 s. Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesinde, hangi hallerde re'sen gerçek hak sahibinin belirlenmesi gerektiği belirlenmiştir. Somut olayda 30. maddedeki üç ayrık halden hiç birisi mevcut bulunmadığından, inceleme ve verilecek karar, itiraz edenlerin itirazı ile sınırlı olmalıdır. Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/6527 K: 1998/236 T: 27.1.1998
Sel baskını nedeniyle taşınmazın belli bir süre kullanılmamış olması iradi terk olarak nitelenemeyeceğinden zilyetliğin kesilmesi söz konusu olmaz. Kadastro tutanağında malik haneleri doldurulmuş olan taşınmazın kadastro tespitine itirazda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30. maddesindeki ayrık hallerden hiçbirisi bulunmadığı takdirde, dava…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/2468 K: 1995/2453 T: 11.4.1995
Köy tüzel kişiliğinin özel mülkiyetinde bulunan ve tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın devri konusunda kaymakamlıkça onanmış, köy derneğine ait bir karar bulunmadığı takdirde yapılan satış hukuken geçersizdir. Bu satışa dayanarak taşınmaza zilyet olan kişi, Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesi hükmünden yararlanamaz. Taraflar…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1993/8399 K: 1994/4432 T: 26.4.1994
Tahsise ilişkin kesin nitelikteki fermanlar, mera uyuşmazlıklarında tahsis belgesi niteliğindedirler. Bu nitelikteki fermanlar, kaldırıldığı ya da değiştirildiği kanıtlanmadığı sürece hukuken geçerli olduğundan, taşınmazın kime ait olduğu konusundaki uyuşmazlıkta fermana dayanılarak hüküm verilmelidir. Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 6.5.1985 gününde verilen…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1993/7027 K: 1993/7161 T: 30.9.1993
Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca açılan, kadastrosu kesinleşmiş taşınmaz mallarda vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında kalan ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar hakkında kadastro müdürlüğünce yapılan düzeltmenin kaldırılması davasında, taşınmazın değeri nazara alınmaz. Görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir. Davacı…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1992/8192 K: 1992/13931 T: 22.10.1992
Bir yerin mera olarak sınırlandırılması tescil değil, tespit niteliğinde kabul edildiğinden, sicil oluşmaz. Böyle bir yerin iptal istenmeksizin tescili talebi mümkün bulunduğundan, tescil davası elatmanın önlenmesi davası ile beraber açılabilir. Elatmanın önlenmesi davası süresinde açıldığı takdirde, hak düşürücü süre kesilir. A...…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1993/1886 K: 1993/2626 T: 29.3.1993
Taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım istemi ile sulh mahkemesinde açılan davanın devamı sırasında, bölgeye kadastro gelmesi ve taşınmaza ait tapulama tutanağının düzenlenmesi halinde, davaların ayrılmasına ve elatmanın önlenmesiyle ilgili davanın kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmeli, sulh mahkemesindeki yıkım kararı hakkındaki…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1991/14363 K: 1991/14585 T: 13.12.1991
Paftaya tersimat doğru şekilde yapılmadığı takdirde, bunun düzeltilmesi zorunluluğu ve ilgililerine de düzeltme yapılmasını isteme hakkı doğar. Orijinal ölçüm değerlerine ve krokisine aykırı düşecek şekilde çap ve sicil oluşturulması işlemi, kadastro öncesi bir sebepten kaynaklanmadığı için, buna yönelik düzeltme isteklerinde…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1998/540 K: 1998/253 T: 9.2.1998
Zilyetlik, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak sürdürüldüğü takdirde, zilyetlikle taşınmaz edinme hükümleri uygulama olanağı bulur. Bu itibarla, tarım yapılması mümkün olmayan taşınmazda, kendiliğinden yetişen kamış bitkilerinin kurutulup, hayvan yemi olarak değerlendirilmesi, iktisap sağlayıcı nitelikte zilyetlik olarak kabul edilemez. Zilyetlikle birleşmeyen,…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1995/1755 K: 1995/12485 T: 20.11.1995
Tapulu taşınmazın satışı, resmi şekilde yapılmadıkça geçerli değildir. Tapulu taşınmazın tapu dışı satışı geçersiz olmasına rağmen, tespit tarihine kadar eklemeli zilyetliğin iktisaba yeterli süreye ulaşması halinde, sonradan tapu ile malik olan davalının somut olaya göre iyiniyetli olduğu kabul edilemez durumda…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1992/1-395 K: 1992/467 T: 16.9.1992
Taşınmaz kadastro tespiti görmemiş olsa da bulunduğu bölgede kadastro çalışmaları başladığından, zilyedin leh ve aleyhine açılan davalarda, zilyede tanınan haklar iddia ve defi olarak ileri sürülebilir. Kadastro Kanunu'nun bir amacı da tapu dışı işlemlerin tasfiyesi olduğuna göre, davacı tapu dışı…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1994/8-34 K: 1994/251 T: 20.4.1994
Paylı mülkiyet halinde bir belgeye dayanmadan zilyetlikle kazanılabilecek taşınmaz malda getirilen sınırlamanın hesap edilip belirlenmesinde; bağımsız olarak tespit ve tescil edilen taşınmazlarda yüzölçümüne, paylı olarak tespit ve tescil edilen taşınmazlarda paya isabet eden yüzölçümleri eklenerek, toplamlarına değer verilerek hüküm verilmelidir.…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1992/1071 K: 1992/3932 T: 18.2.1992
Davacı Hazine, duruşmada, dava konusu taşınmaza ait tespit tutanağında tarih ve numarası belirtilen tapu kaydına dayanarak mülkiyet iddasında bulunduğu takdirde; mahkemece, Hazine'nin dava sebebini ve delillerini bildirmediği gerekçe gösterilerek davanın açılmamış sayılması kararı vermesi usul ve yasaya aykırılık teşkil eder.…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1994/1349 K: 1994/6559 T: 20.6.1994
Usulüne uygun şekilde alınan ve davacı vekiline tebliğ edilen ara kararına rağmen keşif giderleri mahkeme veznesine yatırılmadığı gibi, noksan yatırılan masraf da tamamlanmadığından, mahkemece; yargılama giderlerinin yatırılmaması sebebiyle davanın reddi ve tespit gibi tescile karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/1297 K: 1996/1508 T: 18.3.1996
Tespite itiraz etmeyen kimse tarafından, bağımsız olarak açılan davanın, itirazı komisyonca reddedilen bir başkası tarafından süresinde açılan davaya katılma isteği olarak kabul edilmesi gerekir. Hazine tarafından açılan davanın, itirazı reddedilen kişi tarafından açılan davadan önceki bir tarihte açılmış olması sonuca…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/1116 K: 1993/7507 T: 15.6.1993
Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi gereğince, müdahil olarak davaya katılanların iddialarına ait uyuşmazlığın, kadastro mahkemesinde görülebilmesi için açılmış bir dava bulunması ve müdahilin tutanağa itiraz etmemiş olması gerekir. Davacı Hazine tutanağa itiraz etmemiş, itiraz eden kişi de komisyonun ret kararına karşı…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1990/16908 K: 1991/10007T: 8.7.1991
3402 s. Kadastro Kanunu'nun 31/1. maddesinde davada menfaatleri zıt olmamak şartı ile karı ve kocanın birbirlerini vekil tayin edebilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu hükümle, yürürlükten kaldırılan 766 s. Tapulama Kanunu'nun 56. maddesinde öngörülen temsil kuralı daraltılmıştır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1993/6 K: 1996/2 T: 29.3.1996
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 3/6. maddesi ile bilirkişi olarak görev yapmaları yasaklanan kişilerin, kadastro tutanağının düzenlenmesine katılmaları usule ilişkin aykırılık oluşturduğundan, mahkemece tutanaklar Kadastro Müdürlüğüne iade edilemez. Bilirkişi olarak görev yapmaları kanunla yasaklanan kişilerin kadastro tutanağının düzenlenmesine katılmaları sonucu oluşan…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1994/6823 K: 1995/9972 T: 29.9.1995
Dava zilyetliğe dayalı tescil istemini içerdiğine göre, 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki sınırlamalar nazara alınmalı, çalışma alanı içinde zilyedin belgeye dayanmaksızın adına tespit ve tescil olunan başka taşınmaz bulunup bulunmadığı, başka taşınmazlarla ilgili ayrı tescil davaları olup olmadığı, kadastro…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/1273 K: 1996/1302 T: 12.3.1996
Müşterek mülkiyet hükümlerine göre zilyet edilen taşınmazlarda belgesiz zilyetlik yolu ile her paydaş, ayrı ayrı sulu toprakta 40, susuz toprakta 100 dönüm taşınmaz iktisap edebilir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Hazine…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/6275 K: 1995/6194 T: 25.10.1995
Taşınmaza ait tapu kaydında, bu yerin kaçak ve yitik kişi yeri olarak gösterilmesi, o taşınmazın kaçak ve yitik kişilere ait olduğunun kesin delillerini teşkil etmez ise de, aksinin aynı kuvvete haiz belge ve delillerle kanıtlanması gerekir. Taraflar arasındaki tesbite itiraz…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1993/8937 K: 1994/12406 T: 3.11.1994
"Temlik Kanunları" denilen mübadil Rumlarla ilgili kanunlar uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, maliki Hazine olduğu için, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanılamazlar. Ancak zilyet bu nitelikteki bir taşınmazı, mübadeleden ve mülkiyetin Hazine'ye geçmesinden önce, Rum malikinden aldığını "muvazaadan ari" bir belge ile…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1990/7765 K: 1990/7312 T: 21.9.1990
Sınır tespitleri aleyhine kadastro müdürlüğüne yapılan itiraz sonucu verilen karara karşı 7 gün içinde açılması gereken davada görevli mahkeme, kadastro mahkemesidir. Davacı köy vekili tarafından, davalı köy aleyhine 23.2.1989 gününde verilen dilekçe ile kadastroca tesbit edilen köy sınırlarının, daha önceki…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1990/5248 K: 1991/8 T: 8.1.1991
Orman kadastrosu 3116 s. Orman Kanunu'nun yürürlükte bulunduğu dönemde yapılmış ise sadece tahdit krokisinin uygulanması ile yetinilmemeli, taşınmazın niteliği de göz önüne alınmalıdır. Zira 3116 s. Kanun ile özel ormanlar sınırlandırma dışı bırakılmıştır. Ancak 4785 s. Kanun ile devletleştirilen özel…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1993/11203 K: 1994/2857 K: 24.3.1994
Kadastro mahkemesinde, tarafların duruşmaya katılmaları zorunlu bulunmadığından, davacıya tebligat yapılmasına rağmen duruşmaya katılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1993/995 K: 1994/2663 T: 8.3.1994
Ormandan tapu ve zilyetlik yolu ile toprak kazanılmasına olanak tanıyan Kadastro Kanunu'nun 45. maddesi hükümleri, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğinden, bu yolla toprak kazanılması hukuken mümkün değildir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda; davanın reddi yolunda kurulan hükmün…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1993/879 K: 1994/2254 T: 2.3.1994
Genel kadastro ile orman kadastrosu birbirleri için, 3402 s. Kanun'un 22/1. maddesinde bahsi geçen anlamda, ikinci kadastro sayılamaz. Genel kadastro yapılıp kesinleşen yerlerde her zaman orman kadastrosu yapılabilir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda; davanın reddi yolunda…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1992/1232 K: 1994/2243 T: 18.2.1994
Her ne kadar, kadastro ile oluşturulan tapu kayıtlarına karşı, tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak dava açılamaz ise de, taşınmaza ait tapu kaydının ihdasen oluşturulduğu tespit edilirse, süre şartı aranmaksızın, her zaman dava açılabilir.…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/719 K: 1994/1328 T: 14.2.1994
Muristen kalan taşınmazlar paylaşılmadığı veya iştirak haline son verilmediği takdirde, mirasçılardan biri veya birkaçının üçüncü kişilere yaptıkları satışlar geçersizdir. Ancak murisin mirasçıları arasında pay satışı yazılı sözleşme ile yapılırsa, bu satış geçerlidir. Bu halde, 3402 s. Yasa'nın 13/B-b maddesinde öngörülen…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/733 K: 1994/1062 T: 8.2.1994
İptal edilen ve yok hükmünde sayılan tutanak, askı ilanına çıkartılsa da, bu durum hukuki bir sonuç doğurmaz. Mahkemeden yenilik doğurucu hüküm almayı gerektirmeyen nitelikte ve mülkiyet uyaşmazlığına yönelik dava hakkında, kadastro mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi isabetsizdir. Hazine ile G.... Köyü…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1991/10086 K: 1994/243 T: 3.2.1994
Miri arazi zilyetlikle kazanabilir. Ancak kişinin mirasçı bırakmadan ölmesi halinde, terekesi yasalar gereği Hazine'ye geçeceğinden, bu yolla Hazine'ye geçen taşınmaz zilyetlikle kazanılamaz. Mahlulat kaydı, tapu kaydı niteliğinde değildir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle;…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1994/15258 K: 1994/926 T: 31.1.1994
Kadastrosu yapılacak ve daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış olan yerlerde 766 s. Tapulama Kanunu'nun 37. maddesi veya 4753 s. Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz malların, 3402 s. Kadastro Kanunu hükümlerine göre doğan iktisap koşullarına dayalı olarak…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1993/4985 K: 1993/12353 T: 22.11.1993
Tescil ilamı yoluyla oluşan tapu kayıtlarının krokisi olması gerektiğinden, kayıtların kapsamı krokiye göre belirlenmelidir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: KARAR:…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/4109 K: 1995/5195 T: 14.9.1995
Kural olarak, tapulu taşınmazın tapu dışı satımı geçersizdir. Ancak 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesinde öngörülen şartlar mevcut ise, tapu dışı satıma geçerlik tanınmıştır. Bu şartlardan biri de, tapu dışı satıma dayanan zilyedin, zilyetliğinin tapu dışı satım tarihinden, tespit tarihine…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/4191 K: 1995/5207 T: 14.9.1995
Taşınmaz üzerinde kadastro tespitinden önce oluşturulan muhdesat bulunduğu dosya kapsamı ile sabit olduğu takdirde, mahkemece muhdesat hususunda hüküm verilmesi gerekir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/4920 K: 1995/5284 T: 14.9.1995
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede, kadastro tespit tarihi itibarıyla kesinleşmiş bir orman kadastrosu bulunmadığı, orman tahdit ve sınırlaması yapılmadığı takdirde, taşınmazın bulunduğu bölgenin orman sayılan yerlerden olup olmadığı, uzman orman mühendisi veya mühendisler kurulundan alınacak olan zemine uygun resmi kayıtlara ve…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1995/4292 K: 1995/5545 T: 21.9.1995
Kadastro sırasında, taşınmaz, uygulanan tapu kaydı miktar fazlası nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilip, tespite karşı itirazı kadastro komisyonunda reddedilen davacılar, taşınmazın tapu kayıtları kapsamında kaldığını ileri sürüp dava açtığı takdirde; mahkemece, kök tapu ve ifraz kayıtlarının kapsamı, komşu parsellere…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/5310 K: 1995/13494 T: 27.11.1995
Mahkemece birden çok keşif kararı verilmiş ve davacı son keşif kararından önce bu konuyla ilgili ara kararında belirtilen keşif giderlerini de yatırmıştır. O halde, esasen mahallinde keşif için zorunlu olan işlemler mahkemece yerine getirilmediğinden, son keşifte öngörülen keşif avans farkının…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/6773 K: 1995/6992 T: 27.11.1995
Tapu kaydı hukuki değerini yitirdikten sonra yapılan devir işlemi geçersiz olduğundan, bu tür bir işlemle sahip olduğu payı, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satan davacının bedelin ödenmemesi nedeniyle açtığı davanın kabulü isabetsizdir. Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/5481 K: 1995/13805 T: 1.12.1995
Taşınmaz üzerinde bulunduğu belirlenen ağaçların davacı tarafından yetiştirilmeyip, kendiliğinden yetiştiği tespit edilirse, tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmeleri yasaya aykırılık oluşturur. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/70 K: 1996/1 T: 22.1.1996
Bir taşınmazın tapuya tescili mümkün olmadığı halde; tapuya tescil edilmesi de, kamu tüzel kişileri tarafından satılması da hukuken bir değer taşımaz. Bu gibi durumlarda, M.K: 931. maddesi de uygulanmaz. Müdahil, tespitten sonra tapu dışı satıma dayanarak davaya katıldığından, davaya bakma…
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 1995/14125 K: 1996/1120 T: 1.2.1996
Veraset ilamı verilmesi görevi sulh hukuk mahkemelerine ait olmasına rağmen, kadastroya veya kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözme görevi kadastro mahkemelerine de verilmiştir. Ancak kadastro ile ilgili bir işlem bulunmadığı takdirde, kadastro davalarına bakmaya yetkili asliye hakimi, veraset ilamına…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/571 K: 1996/434 T: 1.2.1996
Sulh anlaşmasına konu edilen tüm parseller hakkında, kadastro mahkemesinde usulüne uygun olarak açılmış bir dava olmadığından, mahkemenin görevi dışında kalan parseller yönünden, sulh anlaşmasını esas alarak hüküm kurması isabetsizdir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/744 K: 1996/604 T: 8.2.1996
Kadastro hakimi, görevsizlikle yerel mahkemeden aktarılan dava dosyası ile kadastro tutanaklarını birleştirmeli, taraf olabilme koşulu olan askı ilanlarını yaptırıp, ilan süresi bitiminde, davaya kaldığı yerden, kanundaki usul ve esaslar dahilinde devam ederek uyuşmazlığı çözmelidir. Genel mahkemeden aktarılan davaya konu olan…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/718 K: 1996/801 T: 8.2.1996
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilebilmesi için; zilyetlik tanıkları keşif yerinde dinlenmeli, dava konusu taşınmaza ait belirtmelik tutanağı ile komşu parsellere ait kadastro tutanakları getirtilmeli, kadastro…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/717 K: 1996/806 T: 8.2.1996
Nizalı taşınmazın geleneksel biçimde kullanılagelen mera olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması gerekir. Bir taşınmazın mera olarak kabul edilebilmesi için o yerle ilgili ya mera tahsis kararı veya kaydının bulunması ya da o yerin başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/222 K: 1996/868 T: 12.2.1996
Tapu kaydı sınırında bulunan Panayut yerleri iskanen tevzi edilmiş, tapu ve vergi kayıtları davalılara ait taşınmazın malikini sınır okuyorsa ve ayrıca sınırlardaki dere ve yolun kadim olduğu saptanıyorsa, değişir sınırlı tapu kaydı, sabit sınır haline dönüşür. Taraflar arasındaki tesbite itiraz…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1995/12573 K: 1996/2494 T: 4.3.1996
3402 s. Kadastro Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca, taşınmaz üzerinde, malikinden başka kişiye ait muhdesatın kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekirse de, bu kural ormanlar hakkında uygulanmaz. Orman olan taşınmazların tapu kayıtları üzerinde kısıtlayıcı herhangi bir hüküm, kişi ve kurumlar lehine hiçbir…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/1059 K: 1996/1155 T: 5.3.1996
Tapuda kaydı bulunmayan taşınmazın satışı, tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Taşınmazın belirli bir payını harici satış senedi ile satın aldığını ileri süren kişi, senedi ibraz etmelidir. Taşınmaz muris adına tespit edilmiş olmasına rağmen, aleyhindeki komisyon kararı tüm mirasçılarına tebliğ…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/7468 K: 1996/1178 T: 6.3.1996
Davacı Hazine dava konusu taşınmazın zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını ileri sürdüğü takdirde, miras yolu ile gelen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı mülk edinme koşulunun gerçekleştiği yönündeki savunmasını kanıtlama yükümlülüğü davalıya düşmekte, bunun sonucu olarak da tanık, bilirkişi ve keşif vasıtasıyla gerekli…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/1152 K: 1996/1261 T: 14.3.1996
Tapu kayıt sahibinin ölüm tarihi ile tespit tarihi arasında 20 yıl süre geçmiş, taşınmaz üzerinde zilyetlik çekişmesiz ve aralıksız ve malik sıfatıyla sürmüş, tapu kaydı malikin ölümünden sonra tedavül görmemiş ve bu sebeple hukuki geçerliliğini yitirmiş ise zilyetlikle iktisap şartlarının…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/358 K: 1996/3155 T: 28.3.1996
Kadastro tespitlerine karşı itiraz hakkı illerde defterdarlığın, ilçelerde ise mal müdürünün görev ve yetkisinde olmasına rağmen, kadastro müdürlüğüne, kaymakam tarafından yapılan itiraz, tutanakların kesinleşmesini önlemez. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin yasal…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/1813 K: 1996/3213 T: 1.4.1996
Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, buralardan yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyı kapsamında kalan taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılamazlar. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin kanuni süresinde…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/1648 K: 1996/1806 T: 3.4.1996
Kadastro tespitinin yapıldığı tarihte, taşınmazla ilgili asliye hukuk mahkemesinde görülmekte olan dava derdest bulunduğu takdirde, malik hanesinin doldurulmuş olması hukuken değer taşımaz. Tutanağın kadastro müdürlüğüne gönderilmesi yolunda verilen ara kararı tutanağın malik hanesinin doldurulduğu anlamına gelmez. Taraflar arasındaki tesbite itiraz…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1996/3309 K: 1996/4038 T: 4.4.1996
Aynı kök tapudan ayrılmış (ifraz) tapu kayıtlarının uygulanmasında, öncelikle temel tapunun yöntemine uygun biçimde kapsamı belirlenmeli, daha sonra da saptanan bu kapsam içerisinde ayrılan (ifraz edilen) tapuların kapsamları belirlenmelidir. Ayırma (ifraz) işlemi, zemine uygulama olanağı bulunan bir haritaya bağlanmışsa, kapsamlarının…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/8897 K: 1996/3655 T: 9.4.1996
Orman tahdit sınırları içindeyken, orman niteliğini yitirmesi sonucu, orman sınırları dışına çıkarılan taşınmaz, orman tahdidi içinde bulunduğu evrede zilyetlik ile kazanılamaz. Taşınmaz makilik olarak belirlenip, Hazine adına tapuya kaydedilmemiş ise ve Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki koşullar da somut olayda gerçekleşmişse, taşınmaz…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1996/9646 K: 1996/4042 T: 18.4.1996
Taşlık ve çalılık olarak kadastro tespit harici bırakılan taşınmaz, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden sayıldığından, bu alanda bulunan taşınmaz, imar-ihya edilmedikçe, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılamaz. M... ile Hazine ve K: .. Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair,…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/1870 K: 1996/1858 T: 18.4.1996
Değişebilir nitelikli sınır kayıtlarının kapsamının, miktarına değer verilerek belirlenmesi gerekir. Vergi kaydının ihdas tarihinden tespit tarihine kadar 20 yıl süre geçmedikçe, vergi kayıt miktarı fazlası zilyetlikle kazanılamaz. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/2491 K: 1996/2460T: 23.5.1996
Kesinleşen kadastro tutanaklarına karşı açılan davalara bakma görevi genel mahkemelere aittir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: KARAR: Kadastro sırasında 103…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1996/7048 K: 1996/6932 T: 4.6.1996
Tapu kayıtları taşınmazı "metruke" olarak gösterdiği takdirde, taşınmazın öncesinin de metruke olduğu kabul edilmelidir. Kanunlar gereğince Devlete geçen metruke niteliğindeki taşınmazlar, süresi neye ulaşırsa ulaşsın, zilyetlikle kazanılamaz. Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle; dosya…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/4517 K: 1996/7513 T: 23.9.1996
Rehin sözleşmesinde öngörülen sürenin bitmesinden sonra taşınmazları, rehneden murisin geri almamış olması, rehnin satışa dönüştüğü anlamına gelmez. Tapusuz taşınmazda, rehin sözleşmesinden sonra satış yapılması rehin sözleşmesi içeriği gereğidir. Rehin sözleşmesi resmi şekilde yapıldığından, satış da aynı kuvvette bir delille ispatlanmalıdır.…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/3896 K: 1996/4122 T: 23.9.1996
Zilyetlik; tespit tarihine kadar çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla 20 yılı aşan bir süre devam ettiyse, bu durumu ispat eden zilyet, tarım arazisi içindeki taşınmazı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak iktisap edebilir. Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/3606 K: 1996/4123 T: 23.9.1996
Kadastro mahkemesi, kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları da çözeceğinden, miras bırakanın nüfus aile kayıt tablosu getirtilip, mirasçıları saptandıktan sonra, miras payları hesaplanarak, adlarına tesciline karar verilmesi gerekir. Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/4592 K: 1996/8761 T: 31.10.1996
Kadastro mahkemesince, kadastro tespit günündeki hukuksal durum esas alınarak uyuşmazlık çözümlenmelidir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü : KARAR: Kadastro…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/6780 K: 1996/9067 T: 11.11.1996
Her ne kadar, tarafların dayanaklarını oluşturan tapu kayıtlarının çatışmasından doğan kadastro tespiti uyuşmazlıklarında, kural olarak, önceki tarihli ve doğru temele dayalı tapu kaydına dayanılarak uyuşmazlığın çözülmesi gerekse de, sonraki tarihli tapunun Hazine'nin iskanen temliki sonucu oluştuğu ve halen geçerliliğini koruduğu…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1996/7055 K: 1996/9414 T: 27.11.1996
2863 s. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11. maddesine göre, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları ile bunların korunma alanlarının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisabı mümkün değil ise de, bu nitelikteki taşınmazların tapuda kayıtlı olması halinde özel mülkiyete konu…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/158 K: 2005/125 T: 28.1.20051086/7
Kadastro tespitinden doğan davaya konu yapılan taşınmazlar hakkında tesbitten önce genel mahkemeye açılan bir davanın bulunması halinde, çekişmeli taşınmazların kadastro tesbitlerinin Kadastro Kanununun 5. maddesi hükmü uyarınca yapılacağı bu nedenle somut olayda aynı yasanın 30. maddesi hükmünün uygulanacağı mahkemenin gerçek hak sahibini belirleyeceği düşünüldüğünde yerel mahkemenin vardığı sonuç…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2005/50 K: 2005/457 T: 12.1.2005
Kadastro tesbitine itiraz davasında, bilirkişi raporu dava konusu taşınmazın orman olup olmadığını ve hukuki durumunu belirlemeye yeterli değildir. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanan yerel mahkemenin kararı usul ve yasaya aykırıdır. Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı Yerel Mahkemece verilen yukarıda gün ve…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2004/8607 K: 2004/11467 T: 25.10.2004
Dava konusu taşınmazın üç tarafı mera ile çevrili olduğundan meradan elde edildiğinin kabulü gerekir. Meraların zilyetlikle kazanılması mümkün değildir. Bu sebeple, kadastro tesbitinin iptal edilerek taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/5855 E: 2004/6608 T: 11.10.2004 3402/14
Kadim mera olduğu açıklanarak, Kadastroca orta malı olarak sınırlandırılan taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil davasında; çevre parsel tutanakları ve dayanağı belgeler getirtilmeli, varsa bunlar mahalli bilirkişiler marifetiyle uygulatılmalı, dava konusu taşınmaz yönünün ne şekilde gösterildiği üzerinde durulmalı, tarafların komşu köylerden bildirecekleri şahitleri mahallinde dinlenmeli ve bilahare davacılar…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2004/5589 K: 2004/6528 T: 8.10.2004
Dava konusu taşınmaz yol ve meydan niteliğinde bir yerdir. Kamu malı olan bir yerin zilyetlikle iktisabı mümkün değildir. Davanın reddine karar vermek gerekirken kabulü isabetsizdir. M. ile Hazine ve Çavak Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Mersin 2. Asliye Hukuk Hakimliği'nden…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2000/2634 E: 2000/2552 T: 12.6.2000
Ortaklığın giderilmesi davaları yenilik doğurucu nitelikte olduğundan, bu tip davalara bakmak Kadastro Mahkemesinin görevi dışındadır. Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:…
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1998/5125 E: 1998/5996 T: 1.6.1998 3402/4
Orman olarak tahdid edilen yerin belirli bir kısmına karşı tespite itiraz amacıyla açılan dava, tüm orman parselini dava konusu yapmaz. Tahdidin kesinleştiği yerde, uyuşmazlık, kesinleşmiş tahdit haritası uygulanarak çözülmelidir. Dava edilen yer kesinleşmiş tahdit sınırı içinde kalıp, tapuya da dayanılmıyorsa, açılan…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1998/1667 E: 1998/1690 T: 21.4.1998
Kadastro ile oluşturulan tapu kayıtlarına karşı, tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak dava açılamaz hükmü 766 s. Yasa'nın 31/2 ve 3402 s. Yasa'nın 12/3 maddelerinde açıkça yer almakta olup, on yıllık sürenin hak düşürücü…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/6527 E: 1998/236 T: 27.1.1998
Sel baskını nedeniyle taşınmazın belli bir süre kullanılmamış olması iradi terk olarak nitelenemeyeceğinden zilyetliğin kesilmesi söz konusu olmaz. Kadastro tutanağında malik haneleri doldurulmuş olan taşınmazın kadastro tespitine itirazda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30. maddesindeki ayrık hallerden hiçbirisi bulunmadığı takdirde, dava…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/3867 K: 1997/4400 T: 29.9.1997
Muvazaadan ari bir belge ile tapu dışı satın alındığı kanıtlanamayan, Cemaat adına tapuda kayıtlı taşınmazın zilyetlik yoluyla da iktisabı mümkün değildir. Tapu kaydı maliki Musevi Cemaati mevcut olmasa dahi, Cemaatin hukuken ölümü söz konusu olamayacağından, bu tip taşınmazın mülkiyeti, bulunduğu…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/4181 K: 1997/4147 T: 18.9.1997
Kayıt maliklerinin ya da mirasçılarının taşınmazı kullanmamış ve boş bırakmış olmaları kaydın hukuksal değerini kaybetmesine neden olmaz. 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesinde yazılı edinme koşulları, zilyet yararına gerçekleşmedikçe, tapu kaydı hukuksal değerini kaybetmez. Taraflar arasındaki kadastro tespitinden doğan dava…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/2792 K: 1997/3395 T: 13.6.1997
İkinci derece koruma alanı içinde kalan taşınmazlarda, gübre depolanmamak kaydıyla her türlü ziraat yapılabileceğinden, bu alan içinde kalan taşınmaz, 3402 s. Kanun'un 14. maddesindeki diğer şartlar da mevcut ise zilyetlikle kazanılabilir. Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen kararın…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1997/1121 E: 1997/1216 T: 6.3.1997
Kamu malı niteliğindeki meralar ile yaylaların yararlanma hakkının kime ait olduğunu inceleme görevi kadastro mahkemelerine ait değil ise de, taşınmazların niteliğini belirleme görevi kadastro mahkemesine aittir. Taşınmazın kamu malı niteliğinde mera yayla olduğu sonucuna varıldığı takdirde 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 16/B…
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 1992/985 K: 1992/4488 T: 2.3.1992
Taşınmazın bir bölümü Harşik çayının taşkınına maruz kalmış ve dere yatağı haline gelmiştir. MK: nun 636. maddesi hükmüne göre böyle bir yer Devlete ait olup özel mülkyet konusu olamaz. Temel ile Hazine ve K: ....Köyü Muhtarlığı aralarındaki tescil davasının reddine…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1994/10706 E: 1994/13563 K: 6.7.1994
Kamu kuruluşları arasında taşınmaz mal için kamulaştırma yapılamaz. Taşınmaz malın devri Kamulaştırma Kanunu'nun 30. maddesine göre yapılır. Taşınmaz malın mülkiyeti çekişmeli ise öncelikle bunun çözümlenmesi gereklidir. Taraflar arasındaki Kamulaştırma Yasasının 16. maddesi gereğince taşınmaz malın İdare adına tapuya tescil davasından dolayı…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1994/9923 K: 1995/673 T.27.1.1995
Meralar, onaylanmış imar planında genel hizmetler dışında bir amaca ayrılmışsa, belediyelere terkini söz konusu olmaz. 1335 sayılı parsel başlangıçta mera olarak sınırlandırılmışken bilahare üçe ifraz edilerek 5017, 5018 ve 5384 parsel numaralarını almıştır. Bunlardan 5384 numaralı olanı dosyadan anlaşıldığına göre…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1987/14085 K: 1987/590 T: 2.2.1987
Tecavüzlü durum yasal bir uygulama neticesi meydana gelmiş ise; yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe, bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur. Taraflar arasında görülen davada: Davacı 17 parsele davalının…
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 1997/15331 K: 1997/17967 T: 6.11.1997
Arsalarda emsal karşılaştırması yapılırken, taşınmazların iş merkezi, resmi daire, çarşı vs. gibi önem taşıyan yerlere uzaklıkları tartışılarak değer biçilmeli, ayrıca emsal alınan taşınmaz imar parseli ise, bulunan değerden % 35 imar düzenleme ortaklık payı düşülmelidir. Kamulaştırılan taşınmaz hakkında davalı İdare adına…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1954/13 K: 1955/19 T: 6.7.1955
Tapulama Kanunu hükümlerine göre kadastro işlerinin başladığı birliklerdeki gayrimenkullere ait olup tapulamadan önce kullanılmış bulunan şuf'a hakkı sebebiyle tahaddüs eden ihtilafların gezici arazi kadastro mahkemelerinde görülmesi gerekir. 5602 sayılı Tapulama Kanunu uyarınca arazi kadastrosu işlerine başlandığı ilân olunan birlikte kâin…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1956/11 K: 1957/9 T:15.5.1957
Başkasının arsası üzerinde kendi levazımı ile bina inşa eden veya fidan diken kimse ile asıl mal sahibi arasında çıkan ihtilaf genel mahkemelerin görevindedir. Tapulama sırasında Kanunu Medeninin 650 nci maddesiyle alâkalı bir nizaın tehaddüsü halinde gezici arazi kadastrosu mahkemelerince bu…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1966/10 K: 1966/12 T: 26.12.1966
Olağanüstü zamanaşımı süresince zilyetliğe dayanan iktisap iddiasında zamanaşımı süresini hesaplamada 4753 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi etkili değildir. Zilyedin olağanüstü zamanaşımına dayanan iktisap iddiasında zamanaşımı süresini tâyinde 4753 sayılı Çitfçiyi Topraklandırma Kanununun 10 uncu maddesi hükmünün etkili olup olmadığı hususunda…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1977/4 K: 1977/4 T:5.12.1977
Tapulamaları yapılmış olan taşınmazlardan itirazlı olup da tapulama komisyonunca veya mahkemece karara bağlanmamış olanların tahdit ve tespitinde, ölçü, tersimat ve hesaplarında düşülen yanlışlıkların düzeltilmesine ilişkin 766 sayılı tapulama kanununun 94. Maddesinin kanuna aykırı olarak tapulama işlemlerinin kesinleşmesinden sonra da uygulanması…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E: 1992/2 K: 1994/5 T: 23.12.1994
1617 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 26/7/1972 tarihinden sonra ve o tarih itibariyle mer'i bulunan yasalara göre belgesizden zilyetlikle kazanılmış taşınmazların, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun yürürlüğünden sonra açılan davalarda, anılan Yasa'nın 14 üncü maddesinde öngörülen sınırlamalar bakımından nazara alınması gerekir. 3402…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu E: 1996/5 K: 1997/3
İdare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idari yargı tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiği…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1989/4849 K: 1990/4192 T: 29.3.1990
Mülhak vakıflar belirli koşulların varlığı halinde zilyetlikle mal iktisap edebilen tüzel kişilerdir. Vakıflar Yasası madde 1'e göre mülhak vakıflardan olan cemaatlerce yönetilen vakıflar da vakıfnamenin buna izin vermesi, iktisaba konu olan malın vakfın kuruluş amacına uygun olması halinde zilyetlikle mal…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1995/8467 K: 1996/3554 T: 8.4.1996
2762 s. Vakıflar Yasası'nın 8. maddesi uyarınca doğrudan doğruya hayrat olan vakıf mallar dışında kalan vakıf malların zilyetlikle kazanılmasına bir engel bulunmamaktadır. Nitekim aynı Yasa'nın 41. maddesinde Medeni Yasa'nın zamanaşımına ilişkin hükümlerinin vakıf mallar hakkında da uygulanacağı öngörülmüştür. Taraflar arasında kadastro…
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 1992/726 E: 1992/8073 T: 24.9.1992
2981 sayılı Kanun'un 10/b maddesi hükmüne göre, hisseli satışlar sonucu fiilen oluşan yol, meydan, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha vs. hizmetlere ayrılan yerler ile bunlara ayrılan hisseler bedelsiz olarak re'sen tapudan terkin edileceğinden bu oluşuma aykırı imar planında değişiklik yapılmasını öngören…
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 1996/1113 E: 1996/1050 T: 7.3.1996 3194/11
İmar planı sınırları içinde kalan meralar planın onayı ile bu niteliklerini kendiliğinden kaybederek, imar planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olurlar. İmar planında bu yer "mesire yeri" olarak belirlendiğine göre Kadastro Kanunu'nun 16/A maddesi uyarınca bu gibi…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/3099 E: 1996/3261 T: 19.6.1996
Genel kadastro sırasında, zeminin vakfa ait olmasına rağmen bu şerhin işlenmeyip, daha sonra 2981s.Kanun'un 10-b maddesi gereği yeniden yapılan kadastro sırasında zeminin vakfa ait olduğu yolunda şerh verilmesi, 3402s.Kanun'un 12. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle yasal…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/7128 E: 1996/7190 T: 10.9.1996
Dava konusu taşınmazın imar parseli, somut emsal olarak alınan taşınmazın henüz imar görmemiş kadastro parseli olması durumunda, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu uğramış olduğu zayiatın dikkate alınması gerekir. Ancak, zayiat nedeniyle meydana gelen artışın emsalin değerine yansıtılan biçimiyle %…
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/10132 K: 1996/10441 T: 25.11.1996
Kamulaştırma bedelinin artırılması davasında; somut emsal alınan taşınmaz, imar düzenlemesi sonucu meydana gelen parsel, dava konusu taşınmazın ise bu nitelikte olmaması halinde dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılması sonucu, bulunan değerinden veya kamulaştırılan yüzölçümünden düzenleme ortaklık payına tekabül eden oranda indirim…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 1997/17192 K: 1997/17770 T: 24.12.1997
Elatmanın önlenmesi davası sırasında, çekişmeli taşınmaz imar parselasyon işlemine tabi tutulup, bu işlem tapuya da kaydedildiği takdirde; kadastral çap kayıtları göz önüne alınmayıp, yeni ortaya çıkan mülkiyet durumuna dayanılarak karar verilmelidir. Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/5337 K: 2003/4970 T: 26.5.2003
Taşınmazın öncesinin mera olduğu yazılı mera norm kararı davacının miras bırakanı tarafından imzalanmış olup, bu beyanlar taşınmazın öncesinin mera olduğu olgusu yönünden halefiyet yolu ile mirasçısı olan davacıyı da bağlayacağından kazandırıcı zamanaşımına dayalı davanın reddi yerindedir. Taraflar arasındaki tespite itiraz…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/211 E: 1995/318 T: 12.4.1995
Bir taşınmazın salt arkeolojik "SİT" alanında kalması onun kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile veya diğer bir mülkiyet belgesi ile edinilmesine engel değildir. Koşullarının gerçekleşmesi durumunda bu yer mülk edinilebilir. Taraflar arasındaki "kadastro tesbitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Datça Kadastro…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1992/351 K: 1992/202 T: 4.2.1992
Kaçak ve yitik kişilerden Hazine'ye kalan taşınmazın satış işlemi resmi belgelerle kanıtlandığı takdirde, tespite esas alınan vergi kaydı sabit sınırlı kayda dönüştüğünden, tescil talebi kabul edilmelidir. Taraflar arasında cereyan eden kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün temyizen incelenmesi süresi…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1992/5018 K: 1992/4044 T: 29.4.1992
Kadastro davalarında asli müdahale, yani taraflara bağlı olmaksızın bağımsız hak talebi ile davaya katılmak mümkünse de, asıl davacının davasından feragat ettiği tarihten sonra davaya katılanın, dava dilekçesinin, görev yönünden reddi gerekir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda;…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1992/9471 K: 1992/7541 T: 11.9.1992
Davalının dava tarihinden önce öldüğü belirlendiği takdirde, davalının mirasçıları belirlenip davaya katılmaları sağlanarak uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerekirken, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Hazine…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1992/13053 K: 1992/7824 T: 21.9.1992
Mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile, aslında bağış yapıldığı halde, danışıklı olarak tapuda satış göstererek yapılan temlik işleminin iptali istemini içeren davaya bakma görevi, kadastro mahkemesine aittir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1992/12920 K: 1993/1010 T: 8.2.1993
Bir kadastro işlemi olan, tespit harici bırakılma işlemine kadastro sırasında taşınmaz başında itiraz edilmeyip tutanak düzenlenmediğinde karar kesinleşeceğinden; hak sahibi ancak genel mahkemede dava açabilir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/1116 K: 1993/7507 T: 15.6.1993
Müdahil olarak davaya katılanların iddialarına ait uyuşmazlığın, kadastro mahkemesinde görülebilmesi için açılmış bir dava bulunması ve müdahilin tutanağa itiraz etmemiş olması gerekir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davacı Hazine tarafından…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/2716 K: 1993/10659 T: 7.10.1993
Kadastro tespitinden önce, genel mahkemelerde dava konusu olan parsellerin malik haneleri açık bırakılmalı ve gerçek hak sahibi kadastro hakimince belirlenmelidir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmekle;…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/5056 K: 1993/10869 T: 12.10.1993
Dayanılan kayıtlardaki sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, tespit; bunlarda gösterilen miktar esas alınarak, ancak bunların kayıtları, konumları itibarıyla belli bir yeri kapsıyorsa, o sınır esas alınarak belirlenmelidir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/6046 K: 1993/11976 T: 2.11.1993
Kadastro hakimince, posta masraflarını resmi ödenekten karşılamak suretiyle elde edilerek davanın çözümlenmesinde etkili olabilecek evrakın ilgili yerlerden getirtilmesi gerekirken, masraf istenmesi yasal düzenlemeye aykırıdır. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı tarafından…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/9995 K: 1993/15197 T: 28.12.1993
Kadastro tespit komisyon kararına karşı yasal sürede dava açmayan kişi yönünden tespit kesinleştiğinden, kesinleşen bu karara karşı artık genel hukuk mahkemesinde dava açmak gerekir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davalı Hazine…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/733 K: 1994/1062 T: 8.2.1994
İptal edilen ve yok hükmünde sayılan tutanak, askı ilanına çıkartılsa da, bu durum hukuki bir sonuç doğurmaz. Hazine ile G. Köyü Muhtarlığı aralarındaki dava hakkında, Ç. Kadastro Mahkemesi’nden verilen 30.3.1993 gün ve 1992/122-1993/50 sayılı hüküm Dairemizin 13.12.1993 gün ve 1993/8612-13856…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/719 K: 1994/1328 T: 14.2.1994
Muristen kalan taşınmazlar paylaşılmadığı veya iştirak haline son verilmediği takdirde, mirasçılardan biri veya birkaçının üçüncü kişilere yaptıkları satışlar geçersizdir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı H... tarafından süresi içinde temyiz edilmekle;…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/3839 K: 1994/5405 T: 14.6.1994
Harici satışın yapıldığı tarih ile elatmanın önlenmesi davasının açıldığı tarihe kadar geçen on yıllık sürede davalıların malik sıfatıyla aralıksız ve çekişmesiz zilyet bulunmaları ve kadastro tapu kaydı hukuki değerini yitirip, harici satış geçerlilik kazanır. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/2543 K: 1994/8107 T: 19.10.1994
kadastroda, imar mevzuatına aykırı olarak toplu binalar inşa edilmesi halinde tapuya paydaş olan kimseler adına, pay oranları ve fiili kullanma durumlarına göre tespit yapılır. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı N.…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/7442 K: 1994/8681 T: 2.11.1994
Kadastro davaları, basit yargılama usulüne tabi olduğundan adli tatilde süreler işlemeye devam eder. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacılar İ., E: ve G. ile katılan K: tarafından süresi içinde temyiz edilmiş…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/9248 K: 1994/10444 T: 26.12.1994
Mübadil Rum bölgesinde bulunan taşınmaz, hazine tarafından tevzi ya da tahsis edilmediği takdirde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile kazanılamaz. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ilişkin verilen hükmün davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/239 K: 1995/405 T: 31.1.1995
Taraflar yeniden keşif isteğinde bulunmasalar bile, mahkemece; ikinci kez keşfe karar verilmesi durumunda, keşif giderinin, ileride haksız çıkacak tarafa yükletilmek üzere bütçedeki ödenekten karşılanması gerekir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/3855 K: 1993/10355 T: 30.9.1993
Kadastro mahkemelerinin hangi hallerde davada taraf olmayan kişiler yararına tescil kararı verebileceği Kadastro Kanunu md. 30’da sınırlı olarak sayılmıştır. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Hazine tarafından süresi içinde temyiz edilmekle;…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/1504 K: 1995/1681 T: 21.3.1995
Hazine, çekişmeli taşınmazın öncesinin mera olduğunu ileri sürdüğü takdirde yöntemine uygun mera araştırması yapılmalı; taşınmazın bulunduğu yer ve yöre ile ilgili mera tahsis kararı ve kaydı olup olmadığı sorulmalı ayrıca davanın sonucundan yararı bulunmayan komşu mahalle ve köylerden çekişmeli taşınmazı…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/3277 K: 1995/3564 T: 30.5.1995
Taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kalmadığı tespit edilirse, hazine adına olan tapu kaydına değer verilmeyip, tapu kaydından geriye doğru zilyet yararına yasal koşulların gerçekleştiğinin saptanması halinde zilyet adına tescili sağlanır. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/7013 K: 1995/7148 T: 5.12.1995
Mahkemece, kesin önel gereğinin davacı tarafından yerine getirilmemesi sebebiyle kanıtlanamayan davanın reddi gerekirken yeniden dava açma olanağı sağlayacak biçimde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen hüküm…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/5343 K: 1995/7257 T: 7.12.1995
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların mevcut tasarruf krokilerinden yararlanmak ve bu krokileri komşu taşınmazlarla beraber değerlendirerek taraflar arasındaki ortak sınırı saptayarak hüküm vermek gerekir. K: ile Ş. aralarındaki dava hakkında P. Kadastro Mahkemesi’nden verilen 20.12.1993 gün ve 1992/88 1993/137 sayılı hüküm dairemizin…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E: 1994/1 K: 1995/3 T: 22.12.1995
Yabani ağaçların aşılanarak meyve ağacı haline dönüştürülmesi durumunda, bunun 3402 s. Kadastro Kanunu'nun 19/2. Maddesinde öngörülen ve tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gereken bir "muhdesat" olarak kabul edilmesi gerekir. I- İÇTİHADI BİRLEŞTİRME İSTEMİ: Gaziantep Kadastro Mahkemesi'nin 27.4.1993 tarih, 1993/73…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/6810 K: 1995/7291 T: 11.12.1995
Tapu kayıtlarının çatışmasından doğan kadastro tespiti uyuşmazlıklarında, önceki tarihli ve geçerli hukuki sebebe dayalı ve tespit tarihine kadar da geçerliliğini koruyan tapu kaydı esas alınarak hüküm verilmelidir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/574 K: 1996/458 T: 31.1.1996
Taşınmaz orman sayılan yerlerden değilse, zilyetliğe dayalı mülk edinme koşullarının varlığı tanık, bilirkişi beyanları, komşu parsellerin kadastro tutanakları da göz önüne alınarak, kapsamlı bir inceleme ile karar verilmelidir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/2652 K: 1996/2617 T: 20.5.1996
Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda müşterek mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda, uyuşmazlığın davacının payı ile sınırlı olarak çözülmesi gerekir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalılardan Hazine tarafından süresi…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/2307 K: 1996/3001 T: 5.6.1996
Yeniden yapılan kadastro sırasında tapu payı bulunmayan davacı, harici satın alma ve on yılı aşan zilyetliğe dayanarak tapunun, adına tescilini isteyemez. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı M... mirasçıları tarafından süresi…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/2306 K: 1996/3008 T: 5.6.1996
Taşınmaza incir ağaçları dikilmesi ve yetiştirilmesi koşuluyla taşınmazın yarı mülkiyetinin davacıya, kalan yarısının ise kayıt malikine ait olacağına ilişkin noter sözleşmesi, yenilik doğurucu bir hak içerdiğinden, kadastro mahkemesinin görevi dışındadır. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/2945 K: 1996/3061 T: 10.6.1996
Yasaya uygun biçimde verilmiş bağlayıcı bir kesin önelin varlığını kabul etme olanağı bulunmayan hallerde, kesin önelin yerine getirilmediğinden söz edilerek, davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/6108 K: 1996/6103 T: 25.11.1996
Taşınmaz mala ait harca esas son beyan dönemi emlak vergisi değeri merciinden sorulmamış ve meşruhatlı davetiyede ödenmesi gereken dava harcı miktarı belirtilmemişse; usulüne uygun verilmiş, tarafları bağlayıcı bir kesin önelin varlığı kabul edilemez. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1997/5251 K: 1997/5025 T: 16.10.1997
Tespit tarihine kadar 50 yılı aşkın süredir, kayıt maliki ve mirasçılarının çekişmeli taşınmaza hiç zilyet olmayıp, köy tüzel kişiliği zilyet olduğundan ve yasal bir engel bulunmadığından, taşınmazın köy tüzel kişiliği adına tapuya tescili gerekir. Taraflar arasındaki tespite itiraz üzerine yapılan…
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi E: 1998/2118 K: 1998/2067 T: 11.5.1998
Tüzel kişiliği olmayan mahalle muhtarlığının aktif dava ehliyeti bulunmadığından, tespitin düzeltilmesi amacıyla açtığı davanın reddi gerekir. Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı Hazine tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği…
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2005/2232 K: 2005/3951 T: 25.4.2005
Aynen bölünerek paylaştırma halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise belediye encümeninden karar alınmak suretiyle, belediye dışında ise il idare kurulundan imar yasası ve yönetmeliğine göre bölüşmenin mümkün olup…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/702 K: 2005/1016 T: 5.4.2005
Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediği mahkemece toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillerle saptanmıştır. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı Mehmet (Mehmet Nuri) C. mirasçısı tarafından istenilmekle,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/3351 K: 2004/1514 T: 26.4.2004
Yerinde tekrar keşif yapılarak teknik bilirkişiye tanzim ettirilecek rapor ve eki haritada hazine adına tescili yolunda karar bağlanan kısım üzerindeki muhdesatın belirlenme tarihine göre sayısı, cinsi ve yaşı ile kimin olduğu ayrıca gayrimenkuldeki dağılımı ve konumu tespit edilerek beyanlar hanesinde…
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi E: 2003/8425 K: 2003/8730 T: 4.12.2003
Önalım davalarına konu olabilecek taşınmazlar tapu siciline yazılı olanlardır. Önalım hakkı paylı mülkiyet ilişkisinin vücut bulduğu anda doğan, payın satışı ile kullanılabilir hale gelen inşai bir haktır. Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan önalım davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 1999/1266 K: 1999/1660 T:5.4.1999
Davacı tarafından taşınmazla ilgili olarak kadastro mahkemesine açılan ortaklığın giderilmesi niteliğindeki dava yenilik doğurucu hakka ilişkin davalardan olup genel mahkemede çözümlenmesi zorunludur; görev, kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2005/7 K: 2005/469 T: 3.1.2005
Ecrimisil; kötüniyetli şagilin ödemekle sorumlu olduğu tazminattır. Davalı, (kendi seviyesinde yapacağı bir araştırma ile) dava konusu yerin gerçekte kendi tapusu içinde kaldığı kanısı ile tasarrufu halinde iyi niyetli sayılır. Dava dilekçesinde 309.600.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2004/3485 K: 2004/3411 T:8.4.2004
Davalının kadastro tespitinde yapılan yanlışlığın düzeltilmesi için girişimde bulunup bulunmadığı saptanarak, ancak öğrenme veya düzeltme talebi varsa sonuçlandığı tarihten sonrası için iyiniyetli kullanımı sona ereceğinden buna göre ecrimisile hükmetmek gerekirken, iyiniyetli kullanım savunmasının değerlendirilmemesi doğru görülmemiştir. Dava dilekçesinde el atmanın…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2003/13090 K: 2003/13274 T:6.11.2003
Elbirliği (iştirak) halindeki mülkiyet kuralları gereğince, miras ortaklığının (terekenin) tümüne ilişkin davaların, bütün mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir; davacı mirasçının kendi açtığı böyle bir davayı yalnız başına yürütemez davayı tüm mirasçıların birlikte yürütmeleri gerekir. Dava dilekçesinde 1.000.000.000 lira ecrimisilin faiz…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 1990/13975 K: 1991/516 T: 24.1.1991
Genel mahkemelere ait olsa bile 3402 sayılı Ysa’nın uygulanması ile ilgili dava ve işlere kadastro mahkemesinin bakması gerekir; sulh hukuk mahkemesine açılmış olan "senet iptali" davasının konusu taşınmazın aynı ile ilgili olup, bu davanın çözümü sonucu, taşınmazın kim adına tescili…
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E: 2005/11744 K: 2005/14246 T: 22.12.2005
Kadastro tespitine itiraz ederek mülkiyeti devralan ancak bu hususun kesinleşmesi tarihinden itibaren ecrimisil isteyebilir. Dava dilekçesinde 2478 kg. kabuklu fıstığın aynen iadesi, bu mümkün olmazsa değerinin dava tarihinden geçerli olacak yasal faizi ve tespit masraflarıyla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir.…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/1-645 K: 2004/662 T: 8.12.2004
Şuyulandırma işlemi ile yapılan tescil idari yargı yerinde iptal edilmedikçe tapu iptali ve tescil davası açılamaz. Taraflar arasındaki “Tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; A. 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 31.12.2002 gün ve 2001/645…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/14-449 K: 2004/427 T: 22.9.2004
Vakıf şerhinin tapu sicilinden silinmesi ya da tapu siciline yazılmasına ilişkin istemleri içeren davalarda 3402 sayılı kadastro kanununun 12/3 maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması gerekmekle; eldeki davada da kadastro tespitinin kesinleşmesi ve dava tarihi itibarıyla öngörülen on…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/7-327 K: 2004/348 T:9.6.2004
Taşınmaz mal kazanımına ilişkin koşulların lehine gerçekleştiği kişinin cebri icra tehdidi altında hazine tarafından istenen işgal tazminatını ödemesi, kira sözleşmesi yapması aleyhine yorumlanamaz. Taraflar arasındaki "kadastro tespitinin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; D. Kadastro Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1993/8-510 K: 1993/736 T: 24.11.1993
Resmi şekilde düzenlenmeyen mülkiyetin devrine ilişkin harici satış sözleşmesine istinaden tarafların, aldıklarını karşılıklı olarak iade etmeleri gerekir. Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; A. 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 4.6.1991 gün…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/20-96 K: 2005/94 T: 23.2.2005
Kadastro tespitine itiraz davasında bilimsel olmayan bilirkişi raporuna değer verilerek hüküm kurulması isabetsizdir. Taraflar arasındaki "kadastro tespitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; C. Kadastro Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 9.5.2003 gün ve 2002/51 E: 2003/38 K: sayılı kararın incelenmesi…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/7-958 K: 1996/17 T:31.1.1996
Kadastro mahkemelerinde dava açıldıktan sonra, yasal sürede dava açmayarak komisyon kararının kesinleşmesine neden olan kişi de, tespitten önceki haklara dayanarak davaya asli müdahil olarak katılabilir. Taraflar arasındaki "tapulama tespitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Savur Kadastro Mahkemesince davanın davacı…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/20-646 K: 2004/657 T: 8.12.2004
Tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı bulunmamaktadır. Ormanların zilyetlik yolu ile kazanılmasına olanak yoktur. Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 16.7.2003 gün ve 2003/56-173 sayılı kararın…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/8-15 K: 2004/7 T: 21.1.2004
Orman sayılan bir yerin kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olmadığı gibi böyle bir yerin özel mülkiyet şeklinde tapuya tescil edilmesi de mümkün olmaz. Diğer taraftan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi hükmüne göre orman sayılan bir yerin imar…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/7-1067 K: 2002/1085 T: 20.12.2002
Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımayacağından; kayda ve eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. Taraflar arasındaki "kadastro tespitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; N. Kadastro Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/1-62 K: 2006/92 T: 22.3.2006
Mülkiyet hakkı çap ile sınırlıdır; basit bir ölçümle davaya konu taşkınlığı öğrenilebilecek durumda olmakla; isteğinde iyiniyetli olduğunu ve temliken tescilin öncelikli koşulunun gerçekleştiğini söyleyebilme olanağı yoktur. Taraflar arasındaki "temliken tescil-elatmanın önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ç. Asliye 2. Hukuk…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/8-645 K: 2005/690 T: 30.11.2005
Kayıt malikinin ölüm tarihi, zilyetliğin başlangıç tarihinden trampa tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile taşınmaz davacılar tarafından tasarruf edildiğine göre tapu kaydı hukuki değerini yitirmiş olmaktadır; kaydın hukuki değerini yitirmesinden sonra yapılan intikal, trampa ve temlik işlemleri yolsuz tescil…
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2007/6214 K: 2007/9985 T: 23.10.2007
Kıyıda kalan taşınmazın, kamu yararı nedeni ile davalının tapusunun iptal edilerek taşınmazın kayıt dışı bırakılmasında hukuka aykırı bir durum bulunmayıp, davalının tapu kaydının iptalinden dolayı ancak tazminat talebinde bulunabileceğinden usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme kararının onanması gerekir. Dava:…
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1998/5567, K: 1998/5633
Milli park alanında kaldığı anlaşılan taşınmazın zilyedlikle kazanılmasına olanak yoktur. Ayrıca kıyı kenar çizgisinin belirlendiği bu kararın tebliğ olunmadığı ve böylece kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin kesinleşmiş idari yargı kararı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda kıyı kenar çizgisinin mahkemece belirlenmesi zorunludur.…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/20-327 K: 2005/377 T:8.6.2005
Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih aynı zamanda tescil tarihi olmakla; bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz. Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/4-491 K: 2003/487 T: 24.9.2003
Tapu sicilinin aleniyeti ve güven ilkesi gereği kayden iktisap edenin tapu sicilinin dayanağını oluşturan müsbit evrakı inceleme yükümlülüğü yoktur. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; E: Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.12.2001 gün ve…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E: 1986/3 K: 1987/4 T:8.5.1987
766 sayılı Tapulama Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca sınırlandırılan taşınmaz mallar hakkında açılan iptal ve tescil davalarında aynı yasanın 31/2. Maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması gerekir. 12/3/1985 günlü dilekçe ile Birinci Hukuk Dairesi'nin Esas 1983/8494; Karar 1983/9774 sayı,…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E: 1987/2 K: 1988/2 T: 30.9.1988
Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davası kural olarak kabul edilemez. "Kat Mülkiyeti Kanununa tâbi olarak yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1991/311 K: 1991/450 T: 2.10.1991
Muhdesatın gösterilmesi, sahibine şartları mevcut olduğu takdirde taban arazinin temlik hakkını ve ortaklığın giderilmesi ve kamulaştırma halinde haklarını korumayı sağlar. Taraflar arasındaki "kadastro tespitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; F. Kadastro Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.4.1988 gün ve…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/1-599 K: 2004/607 T: 24.11.2004
Yol artığının tapusunun iptali ve davacı adına tescili istendiğinden, idari yargı yetkisi kapsamına giren bir uyuşmazlıktan söz etme olanağı bulunmamakla; davalı belediye başkanlığı, dava açılmadan önce, çekişmeli yerin davacıya satışına yanaşmadığına, davacının satışı bekleme zorunluluğu bulunmadığı. Taraflar arasındaki "Tapu İptali-Tescil"…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E: 1993/5, K: 1996/1 T: 22.3.1996
3116 Sayılı Orman Kanununun 5663 sayılı Kanunla değişik 1/e maddesine göre çıkarılan "Makilik ve Orman Sahalarının Birleştiği Yerlerde Orman Sınırlarının Tesbitine Ait Yönetmelik" ile bu Yönetmelik uyarınca kurulan maki komisyonları yasal olup yaptıkları işlemler de geçerlidir. Yürürlükten kaldırılmış olan 3116…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/8-452 K: 2005/469 T: 20.7.2005
Bir gayrimenkulün kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlikle iktisap edilmesi için, gayrimenkulün vasfı iktisaba elverişli yerlerden olmalıdır; söz konusu gayrimenkul, yaz aylarında yayla evi ve mevsimlik sebzelerin yetiştirildiği bahçe olarak tasarruf edilen yerlerdendir bu durumda, anılan gayrimenkulün yayla vasfında yerlerden olup olmadığının…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/8-512 K: 2005/535 T: 28.9.2005
Tescil davaları kamu düzenini ilgilendiren davalar olmaları nedeni ile usuli kazanılmış hakkın istisnaları arasında olup, mahkemece taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığının kendiliğinden araştırılması gerekir Taraflar arasındaki "tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda P. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1990/16-531 K: 1990/616 T: 5.12.1990
Kadastro kanununa göre ölen kişinin adı belirtilerek, mirasçıları denilerek 30 günlük askı ilan süresi içinde aleyhine dava açılabilir. Taraflar arasındaki "tespite itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (E: Kadastro Mahkemesi)nce davanın husumetten reddine dair verilen 17.5.1989 gün ve 1986/69-1989/17 sayılı…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/8-106 K: 2006/68 T:15.3.2006
Kadastro sırasında bir yerin tespit dışı bırakılması da bir kadastro işlemidir. Tespit dışı bırakma işlemine karşı ilgililer ancak tutanak düzenlenirken itiraz edebilirler. Bu şekilde tespit dışı bırakmaya karşı itiraz yapılmadığı takdirde tespit dışı bırakma işlemi kesinleşir; somut olayda, davacı tapu…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/7-705 K: 1997/7 T: 29.1.1997
Uyuşmazlık ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan bir uyuşmazlık kadastro mahkemesinin bakmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır; ölünceye kadar bakma akdine dayanan istem, kadastro mahkemelerinin bakamayacağı davaları düzenleyen ve kadastro kanunun 25. Maddesinde sayılan dava türlerinden özellikle yenilik doğurucu hüküm almayı…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/7-518 K: 1996/675 T: 9.10.1996
Kural olarak kesin hüküm, kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gerekli olumsuz dava koşullarındandır; bu kabulün doğal sonuç olarak da aynı taşınmaza ilişkin sonraki günlü uyuşmazlıkların önceki kesin hükme göre çözümlenmesi zorunludur.…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/8-109 K: 2002/150 T:6.3.2002
İhyanın bittiği tarihten amaç da taşınmazın kültür arazisi haline getirildiği tarihtir; "3402 sayılı Kanunun 17. maddesi hükmü gereği olarak imar ve ihyanın tamamlandığı tarihin doğru bir şekilde tespiti ve kazandırıcı zamanaşımı sebebiyle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı ve hasıl olacak sonuç…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/20-1168 K: 2002/2 T: 23.1.2002
Orman tahdit tutanağı eksiksiz olarak getirtildikten sonra özel daire bozma kararında belirtilen yöntemle oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyeti aracılığıyla orman kadastro harita ve tutanağı sağlıklı bir biçimde yerine uygulanıp, bilirkişilerden orman kadastro haritası ve kadastro paftası ölçekleri eşitlenip, mahkeme ve…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/1-498 K: 2004/475 T:6.10.2004
Kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9.maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış…
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu E: 1931/2 K: 1931/40 K: 10.6.1931
Taşınmaz malların noter senediyle alımı ve satımı, yasalara göre geçerli değildir. (Noter) senediyle vukubulan emvali gayrimenkule alım satımının muteber olmadığı. (Noter) senediyle vukubulan emvali gayrimenkule alım satımının muteber olmadığına karar veren Temyiz Birinci Hukuk Dairesi ile yine senedi mezkürla vaki olan…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/5-341 K: 2002/415 T: 22.5.2002
Kamulaştırılan taşınmaza takdir edilen bedel ile maddi hatalara karşı dava açma süresi kamulaştırmanın tebliğinden itibaren 30 gündür. Taraflar arasındaki “kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; P. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.12.2000 gün ve…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/20-351 K: 2001/360 T:11.4.2001
Kadastro ekibinin çalışma alanında işe başladığı tarihte kesinleşmiş bir orman kadastrosu yoksa işe başlama ve tutanağın düzenlenme tarihinden sonra ilana çıkartılan orman kadastrosunun kesinleştiği kabul edilemez. Taraflar arasındaki "tespite itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; K: Kadastro Mahkemesi’nce davanın kabulüne…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/1-212 K: 2001/274 T: 21.3.2001
Vakıf şerhinden kaynaklanan teminat, bir gayrimenkul mükellefiyeti olduğundan, bu şerhten haberi olmaksızın iktisapta bulunan sonraki malikler dahi sorumludurlar. Taraflar arasındaki "vakıf şerhinin terkini" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; E: Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2000/4-1788 K: 2000/1790 T:13.12.2000
Taşınmazın ihale tarihinden önceki bir tarihte üçüncü kişiye satılmış olması nedeniyle davacı mülkiyet hakkını kazanmamış olsa da bu sonuç, davacının tazminat istemini engellemez. Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; A. Asliye 3. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1997/16-708 K: 1997/903 T: 5.11.1997
Satış senedinde, taşınmazların yüzölçümü tahmini olarak yazıldığı takdirde; davaya konu parseli kapsayıp kapsamadığının tespiti için, tarafların açık iradeleri ile karar verilmelidir. Taraflar arasındaki "kadastro tespitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İ. Kadastro Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 18.7.1996 gün ve 1996/57…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1997/5 K: 1997/438 T: 21.5.1997
Vergi kayıtları mülkiyet belgesi olmayıp; zilyetlikle birleşip doğrulanmadıkça hukuki değer kazanamazlar. Taraflar arasındaki "kadastro tespitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (B. Kadastro Mahkemesi)'nce davanın kabulüne dair verilen 20.10.1994 gün ve 1992/3 esas, 1994/169 karar sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/772 K: 1997/46 T:5.2.1997
Taşınmazın mera olarak tahsisinden sonra bu niteliğini kaybettiği tarihten itibaren yirmi yıllık sürenin dolmaması halinde taşınmaz zilyet lehine değil hazine adına tescil edilir. Taraflar arasındaki "kadastro tespitine itiraz, tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; M. Kadastro Mahkemesi'nce davanın reddine dair…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/1004 K: 1996/21 T:31.1.1996
Zilyetlik tapu siciline şerh edilebilir haklardan değildir. Medeni Kanun' un değinilen maddelerinde ve Tapu Sicil Nizamnamesi'nde sayılan veya özel kanunlarında belirtilen hakların dışında hiçbir hakkın tapu sicilinin şerhler veya beyanlar hanesinde gösterilmesinde yasal olanak yoktur. Taraflar arasındaki "zilyetlik şerhinin terkini"…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/673 K: 1995/845 T: 25.10.1995
Tapulama dışı bırakılan yerler hakkında, tespit dışı bırakma işlemine karşı, kadastro mahkemesinde itirazda bulunulabileceği gibi, genel mahkemelerde de dava açılabilir. Taraflar arasındaki "men'i müdahale, kal ve ecrimisil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; A. Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1995/17-352 K: 1995/605 T: 7.6.1995
Doğrudan doğruya hayrattan olan mallar zamanaşımı ile kazanılamaz. Çekişmeli taşınmazın vakıf adına tapuya tesciline, üzerinde bulunan muhdesatın 3402 sayılı Yasanın 19. maddesi gereğince nitelik ve özellikleri belirtilmek suretiyle kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1994/14-855 K: 1995/242 T: 29.3.1996
Orman kadastrosu, bir kadastro işidir ve bu nedenle itiraz halinde davanın kadastro mahkemesinde görülmesi gerekir. Taraflar arasındaki "orman sınırlamasına itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (T: Kadastro Mahkemesi)'nce davanın reddine dair verilen 20.6.1990 gün ve E: 1989/181, K: 1990/138 sayılı…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1994/848 K: 1995/75 T:15.2.1995
Genel yola çıkmak için yeterli yolu bulunmayan taşınmaz sahibinin, komşunun taşınmazından geçit isteyebilmesi için yeterli yol kavramını "zaruret hali" olarak kabul etmek gerekir. Taraflar arasındaki "geçit hakkı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; B. Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1993/487 K: 1993/601 T: 20.10.1993
İnşaatın, imar uygulaması sonucundaki imar çapına yapılması durumunda, davanın, genel hükümler dairesinde paydaşın paydaş aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği olarak nitelenmesi gerekir. Taraflar arasındaki "elatmanın önlenmesi, kal, ve tapu iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; P. 1. Asliye Hukuk…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1992/187 K: 1992/295 T:6.5.1992
Kumluk, sazlık, bataklık vb. taşınmazlar kural olarak devletin hüküm ve tasarrufu altında olsa da özel bir yasa ile izin verilmesi durumunda üzerlerinde özel mülkiyet kurulabilir. Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; S. 3. Asliye Hukuk…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1983/578 K: 1985/349 T: 24.4.1985
Zilyetlik sürelerinin birbirine eklenebilmesi için, zilyetlik süresi eklenecek önceki zilyetlerin de kazandırıcı zamanaşımından yararlanma haklarının bulunması gerekir. Taraflar arasındaki "tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Ç. Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce davanın kabulüne dair verilen 29.11.1982 gün ve 11-277 sayılı kararın incelenmesi…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1981/560 K: 1984/61 T: 3.2.1984
Hazine adına olan tapu kaydında gerçek sahibini belirtmediğinden, taşınmazdaki zilyetliği devralan kişi bu hakkına dayanarak tapu iptali ve tescil davası açabilir. Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (M. Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce davanın kabulüne dair verilen…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/8-366 K: 2004/362 T.16.6.2004
Davacının taşınmazı zamanaşımıyla iktisap etmesinin mümkün olmadığı, harici satışın da geçerli olmayacağı gerekçesiyle asıl davanın reddine; mülkiyet mutasarrıfına geçmediğinden hazinenin de son mirasçı sıfatıyla taşınmaza malik olması söz konusu olamayacağından davanın reddine kara verilmelidir. Taraflar arasındaki "tapu iptali, tescil" davasından…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/14-372 K: 2004/377 T: 23.6.2004
Davada dayanılan kayıt, 474 sayılı yasa’ya göre oluşturulmuş tahsis kararı niteliğinde değilse, kadim yararlanma hakkının taraflardan hangisine ait olduğu yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle tespit edilmeli, yukarda anlatılan şekilde uygulama yapılmalı, varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Taraflar arasındaki "men'i…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/7-174 K: 2004/161 T: 24.3.2004
Yerel mahkemenin zilyetlik süresinin orman kadastrosunun kesinleşmesi tarihinden itibaren başlaması gerektiği ve 3402 sayılı kadastro yasasının 14 ve 17. Maddelerinde öngörülen sürenin dolmadığı yönündeki belirlemesi doğru olmakla birlikte, hazineye ait özel mülk niteliğindeki taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatın tapunun beyanlar hanesine…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/20-665 K: 2003/614 T: 22.10.2003
Öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı yasanın 1. Maddesi ve yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. Bu olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıkların kazanılamayacağı…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/1-19 K: 2002/97 T. 27.2.2002
Kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan her türlü kayıt ve belgeler ile mahkeme ilamları hukuki değerlerini yitirirler. Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yalova Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 3.5.2000 gün ve 1999/1193…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/8-72 K: 2002/60 T.6.2.2002
Açılmamış sayılan bir dava, tespitin kesinleşmesini önlemez, bu durumda somut olayda tespit, kadastro komisyonu kararı tespit maliki ismail'e tebliğ edildiği tarihte kesinleşmiş olmaktadır. Taraflar arasındaki "el atmanın önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tunceli Ovacık Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/7-411 K: 2004/477 T.31.3.2004
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, kadastro haricinde ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Davacı, dava konusu yerde bulunan…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1999/8-1056 K: 1999/1052 T: 22.12.1999
Dava kadastro mahkemesince davalı adına oluşturulan tapu kaydının, tespit tarihinden önceki zilyetliğe dayanılarak iptal ve tescil istemine ilişkindir; yerel mahkemenin kadastro yasasının 12/3 maddesinde anılan on yıllık hak düşürücü sürenin, kadastro mahkemesi'ndeki davada taraf olmayan davacı yönünden aleyhindeki komisyon kararının…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/1-608 K: 2003/665 T.12.11.2003
Somut olayda istek sadece, orman kadastro komisyonunca hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan dava konusu taşınmazın, davalıya ait tapusunun iptali ile hazine adına tesciline ilişkin olduğu için isteğin aşılması suretiyle taşınmazın tapu kaydı üzerindeki "6831 sayılı yasanın 2/b maddesi uyarınca…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1999/1-262 K: 1999/257 T.5.5.1999
Koruma makiliği dışında kalan makiliklerin 5653 sayılı kanun hükümleri gereğince orman sayılamazlarsa da nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, ancak imar ihya koşullarının gerçekleşmesi halinde özel mülkiyete konu teşkil edebileceği kuşkusuzdur. Taraflar arasındaki "tapu iptali ve…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/7-705 K: 1997/7 T: 29.1.1997
Uyuşmazlık ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan bir uyuşmazlık kadastro mahkemesinin bakmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır; ölünceye kadar bakma akdine dayanan istem, kadastro mahkemelerinin bakamayacağı davaları düzenleyen ve kadastro kanunun 25. Maddesinde sayılan dava türlerinden özellikle yenilik doğurucu hüküm almayı…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/7-518 K: 1996/675 T.9.10.1996
Kural olarak kesin hüküm, kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gerekli olumsuz dava koşullarındandır; bu kabulün doğal sonuç olarak da aynı taşınmaza ilişkin sonraki günlü uyuşmazlıkların önceki kesin hükme göre çözümlenmesi zorunludur.…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2003/2498 K: 2003/2985 T.17.10.2003
Bir taşınmazın meraya komşu olması mutlaka meradan açıldığı anlamına gelmez. Dosyadaki dinlenen yerel bilirkişi tanıkların birbirini tamamlayan sözleri ayrıca ziraatçı bilirkişinin taşınmazın tarım toprağı niteliğinde bulunduğu yolundaki gerekçeli raporu bilirkişi ve tanık sözlerinin teyit etmektedir. Dava konusu taşınmaz tespit sırasında…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2005/3898 K: 2005/3987 T.19.12.2005
Yetkili idari mercilerce yapılan mera tahsisine ilişkin yönetimsel işleme karşı idari yargı yerinde dava açılarak ve yönetimsel işlemin iptal edildiği öne sürülerek bu hukuksal olgunun kanıtlanmadığı takdirde mera niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tespit edilen taşınmazlar üzerindeki sürdürülen zilyetlik süresi ne…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/361 K: 2004/1154 T. 29.3.2004
Meralar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz. Kamu malı niteliğinde meralar, tescile tabi olmayan sınırlandırılmakla yetinilmesine karar verilmesi zorunlu bulunan taşınmazlardandır. Kadastro sırasında 174 ada 21 parsel sayılı 45915.57 m2 yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydına, satın almaya,…
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/292 K: 2004/737 T.4.3.2004
Bir yerin mera olup olmadığının belirlenebilmesi için öncelikle taşınmazın bulunduğu çalışma alanında tahsisli mera olup olmadığının saptanması, mera tahsis kaydı var ise mera tahsis kaydı ve dayanağı belgelerin getirtilip uygulanması, mera tahsis kaydı yok ise, davada yararı olmayan komşu köyler halkından…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/8-625 K: 2002/780 T.9.10.2002
Tahkime tabi tapu iptali ve tescil davasının mülkiyetin tespitine yönelik kısmı mecburi hakemce karara bağlanıp kesinleştiğinden, eldeki dava ise bu davanın mahkemece karara bağlanması gereken iptal ve tescile yönelik kısma ilişkin bulunduğundan, bu davanın dayanağı zilyetlik değil, mülkiyetin tespitine yönelik…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/14-829 K: 2002/1003 T: 20.11.2002
Taviz bedelinden ibaret alacak hakkı veren vakıf şerhi de, niteliği ne olursa olsun, tutanaklarda belirtilmesi gereken bir haktır. Belirtilmemişse tespitin, dolayısıyla tutanağın kesinleşmesinden itibaren yasada öngörülen 10 yıllık süre geçmişse, artık hakkın düştüğü kabul edilmelidir. Taraflar arasındaki "vakıf şerhinin tapuya…
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/13-414 K: 2003/410 T.11.6.2003
Kamu malı niteliği taşıyan, yetkili idari organca kamu malı olmaktan çıkarılmayan ve dolayısıyla özel mülk olarak tescile tabi bulunmayan bir taşınmazın, her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi, bir "yolsuz tescil" olup, o yerin özde tescile tabi bulunmama (kamu…
Danıştay 10. Dairesi E: 2001/4196 K: 2004/3809
Hazinenin ilgililerle hissedar olduğu taşınmazın işgali halinde Devlete Ait Taşınmaz Mal, Satış, Trampa Kiraya Verme, Mülkiyetin Gayri Ayni Hak Tesisi Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliğinin 71. maddesi uyarınca işgal dönemi için ecrimisil istenilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı.. Temyiz Eden (Davalı) : İzmir…
Danıştay 10. Dairesi E: 1992/47 K: 1993/2396
Fuzuli şagil olan davacının Kendisinden istenilen ecrimisilin yüksek olduğunu öne sürmesi üzerine yaptırılan inceleme sonucunda, bilirkişilerce toptan eşya endekslerine göre fiyat artış oranları ve bu artışların kiraya etkisi dikkate alınmak suretiyle ecrimisilin tutarının belirlenmesinde, anılan incelemeye dayanılarak karar verilmesinde usul…
Danıştay 10. Dairesi E: 1991/4715 K: 1993/2455
Uyuşmazlık konusu taşınmazın hazineye ait tapu kaydının, adli yargı yerince iptal edilmeden önceki, geçerliliğini koruduğu dönem için 2886 sayılı Yasaya göre ecrimisil istenebileceği. Temyiz Eden (Davalı): Samsun Defterdarlığı Karşı taraf (Davacı) : . . . . . . İstemin Özeti:…
Danıştay İDDK E: 2000/1200 K: 2002/848
Davacı belediyenin, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kurumsal alanını işgal ettiğinden bahisle fuzuli şagil olarak nitelendirilerek ecrimisil tahakkuk ettirilmesinin hukuka uygun bulunmadığı hk. Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ... Belediye Başkanlığı Karşı Taraf (Davalı) : ... Mal Müdürlüğü İstemin Özeti…
Danıştay İDDK E: 1999/111 K: 2000/1159
Davacının ecrimisil ihbarnamesinin değiştirilmesi istemiyle yapmış olduğu başvuru üzerine idarenin ilk işlemde hiçbir değişiklik yapmadan itirazı reddetmesi sonucunda tesis edilen ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin, bir önceki işlemi ortadan kaldıran veya geri alan bir işlem niteliğinde olmadığı. Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :…
Danıştay İDDK E: 1996/651 K: 1997/500
Müşterek mülkiyete konu taşınmazlarda paydaşlar taşınmazın her noktasında payları oranında malik bulunduklarından, davacının da işgal ettiği yerdeki Hazine payı yönünden fuzuli şagil durumunda olması nedeniyle, bu kısma ilişkin olarak ve hazine payı 2886 sayılı Kanunun 75. maddesi uyarınca ecrimisil istenmesinde…
Danıştay İDDK E: 1994/401 K: 1996/92
Davacı şirketin, uyuşmazlık konusu hazine taşınmazını Maden Kanunu hükümlerine göre Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Dairesi Başkanlığından almış olduğu işletme ruhsatına dayanarak kullandığı, maden işletme ruhsatında belirtilen saha içindeki çalışmalarından dolayı fuzuli sağıl olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla ecrimisil…
Danıştay İDDK E: 2015/881 K: 2015/83
Uygulama imar planında yolda kalan taşınmaz üzerine reklam panoları konulmak suretiyle belediye tarafından fuzulen işgal edildiği tespit edilen devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alan nedeniyle belediyeden ecrimisil istenebileceği hakkında Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Eskişehir Valiliği Karşı Taraf (Davacı) :…
Danıştay 10. Dairesi E: 2002/5410 K: 2005/5506
Ecrimisil düzeltme ihbarnamesi, bir önceki ecrimisil ihbarnamesi işlemini ortadan kaldıran veya geri alan bir işlem niteliğini taşımadığından ecrimisil ihbarnamesinin kesin ve yürütülebilir niteliğini kaybetmediği hakkında. Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): ... Plastik Doğrama Tic. Ltd. Şti Karşı Taraf (Davalı) : Zonguldak…
Danıştay 10. Dairesi E: 2005/9100 K: 2007/1765
2577 sayılı Yasa uyarınca idareye yapılan itirazın kabul edilerek idarece yeni bir işlem tesisi halinde, ilgilinin bu yeni işleme karşı da 2577 sayılı Yasa’nın 11. maddesinde öngörüldüğü şekilde itiraz edebileceğinin ve itirazının reddi üzerine yasal süre içinde dava açabileceğinin kabulü…
Danıştay 10. Dairesi E: 2005/3855 K: 2007/5766
Hazineye ait taşınmazı, imar planına ve devir amacına uygun olarak kullanan davacı belediyenin, fuzuli şagil olarak nitelendirilmesi sonucu, düzenlenen ecrimisil düzeltme ihbarnamesinde, hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. İstemin Özeti: Davacı belediyenin çok katlı otopark olarak işletmekte olduğu ve imar planında otopark,…
Danıştay 10. Dairesi E: 2004/4221 K: 2004/4850
İntifa hakkına sahip olduğu alanı amacı dışında otogar yapan ve kiralayan belediyeden Ecrimisil alınması gerektiği hk. TÜRK MİLLETİ ADINA, Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü: Dava, İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, Selimiye Mahallesi, Harem İskelesi sokağında bulunan 4 pafta, 1335 ada, 112…
Danıştay 10. Dairesi E: 2004/2218 K: 2007/255
Hizmet sunumu bakımından ana arterlerin (caddelerin) Büyükşehir Belediyelerinin yetki ve sorumluluğu altında olmasının, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması niteliğini değiştirmeyeceğinden; söz konusu alanların işgal edilmesi halinde, 2886 sayılı Yasa’nın, 75. maddesi uyarınca ecrimisil istenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı…
Danıştay 10. Dairesi E: 2004/1382 K: 2007/277
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan söz konusu balıkçı barınağı ve yat limanı olarak kullanılan taşınmazın Kira sözleşmesinin yenilenmemesi karşısında, anılan taşınmazın kira süresi sonundan itibaren kullanımının Kamu hizmeti amacına yönelik olması sebebiyle, 2886 sayılı Yasa kapsamında işgal ve belediyenin…
Danıştay 10. Dairesi E: 2004/13105 K: 2007/258
Ecrimisil tahakkuk ve tahsilini düzenleyen Yönetmeliğin 80. maddesinde yer alan ihtiyari itiraz yoluna başvurulmasının, 2577 sayılı Yasa’nın 11. maddesinde öngörülen itiraz yolunun dava açma süresi yönünden doğurduğu sonucu doğuracağı, dava açma süresi dolduktan sonra idarece cevap verilmesinin yeni bir dava…
Danıştay 10. Dairesi E: 2003/6177 K: 2006/5802
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazın kiralanmasına ilişkin kira sözleşmesinde yer alan, sözleşme süresi sona erdiği halde kiracının taşınmazı tahliye etmemesi halinde idarece tahliye edileceğine ilişkin kuralın Ecrimisil istenilmesine engel teşkil etmeyeceği hakkında. TÜRK MİLLETİ ADINA, Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince…
Danıştay 10. Dairesi E: 2003/5340 K: 2006/6238
Kiralanan Hazine taşınmazının sözleşmede belirtilen farklı bir kullanım nedeniyle ecrimisil alınıp alınmayacağı. İstemin Özeti: Antalya İli Kaş İlçesinde Devletin hüküm ve tasarruf altında bulunan taşınmazın bir kısmının kafe-bar ve plaj olarak işgal edildiği nedeniyle 1.1.1998-24.9.2001 dönemi için 2.396.494.000.- TL'sı ecrimisil…
Danıştay 10. Dairesi E: 2003/5194 K: 2006/5570
Davacının tapu tahsis belgesine istinaden kullandığı taşınmaz nedeniyle, tapudaki şerhin terkininden önceki dönem için ecrimisil alınamayacağı hakkında. İstemin Özeti: Davacının 1985 yılında aldığı tapu tahsis belgesine istinaden kullandığı, İstanbul Kağıthane İlçesi, Sanayi Mahallesi sınırları dahilinde bulunan mülkiyeti hazineye ait taşınmazın…
Danıştay 17. Dairesi E: 2015/881 K: 2015/83
Yararı kamuya ait olan yolların ve kaldırımların, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu, bu nitelikteki alanların fuzulen işgal edilmesi halinde Hazine tarafından ecrimisil istenilebileceği açıktır. Hazine adına tescilli yoldan ecrimisil alınabilir. TÜRK MİLLETİ ADINA, Hüküm veren Danıştay Onyedinci Dairesince dosyanın tekemmül…
Danıştay 17. Dairesi E: 2015/830 K: 2015/311
Su sporlarının yapılacağı alana emniyetli bir şekilde ulaşılabilmesi için emniyetli giriş ve çıkış alanlarının Valilikçe tespit edilebileceği, bu alanın fuzuli işgali halinde ecrimisil istenebileceği Ecrimisil bedelinin münhasıran taşınmazın bulunduğu konum ve diğer unsurlar dikkate alınmak suretiyle keşif ve bilirkişi incelemesi…
Danıştay 10. Dairesi E: 2003/2335 K: 2006/5567
Kamu ihalesi nedeniyle işgal edilen dolgu alanından ecrimisil istenilemeyeceği. Sahil düzenleme inşaat işini ihale ile belediyeden alan davacının, düzenleme işini yaparken denizden dolgu niteliğindeki alan üzerine şantiye kurarak, hafriyat dökmek suretiyle işgalinden dolayı ecrimisil alınmayacağı hakkında. İstemin Özeti: İstanbul, …-……
Danıştay 10. Dairesi E: 2003/2204 K: 2006/5608
NOT: Bu kararın tam aksi yönünde kararlar (Hazine'nin hissedar olduğu parselden ecrimisil isteyebileceğine dair) da mevcuttur. Davacıların Hazine ile paydaş olduğu taşınmazın işgali nedeniyle istenilen ecrimisilin; paydaşlardan her biri paydaşlık giderilmediği sürece taşınmazın her noktası üzerinde payı oranında hak sahibi…
Danıştay 10. Dairesi E: 2001/4477 K: 2005/477 14/02/2005
Hazinenin hissedar olduğu taşınmazdan 2886 sayılı Yasanın 75. maddesi uyarınca tahliyesine karar verilebileceği. Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü: Dava; davacının, Hazinenin hissedarı olduğu taşınmazı 2886 sayılı Yasanın 75.maddesi uyarınca tahliyesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. İstanbul 6. İdare Mahkemesince;…
Danıştay 2. Dairesi E: 2013/5756 K: 2014/5756
2946 sayılı Kanunun 8. maddesinde; kanuni oturma süresi sona erenlere karşı idarelere sadece konutu boşalttırma yetkisi tanınmış Konutun boşaltılmaması durumunda, idareye işgaliye bedeli tahsil yetkisi verilmemiştir Kanunun bu açık hükmüne rağmen. Yönetmeliğin 34 üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile idareye işgaliye…
Danıştay 10. Dairesi E: 2016/5555 K: 2017/1354
Ecrimisil bedelinin güncellenmesi aşamasında, TÜİK-ÜFE-TÜFE oranın değil, yeniden değerleme oranının dikkate alınması hakkında. Dava; İstanbul İli Esenyurt ilçesi Kıraç-Merkez Mahallesinde bulunan ... parsel sayılı mülkiyeti Hazineye ait 87.800,00 m2 yüzölçümlü taşınmazın 3.105,00 m2esi üzerinde biriket imalathanesi yapılmak suretiyle fuzulen işgal…
Danıştay 6. Dairesi E: 1999/2290 K: 2000/ 3462 06/06/2000
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu açık olan ve mera amacı dışında kullanılması mümkün olmayan taşınmazın işgal edilmesi nedeniyle ecrimisil alınmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı. 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75. maddesinde, devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan…
Danıştay 10. Dairesi E: 2006/2232 K: 2007/6691
İdari işlemlerin nitelikleri gereği özel yasalarda, genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından, işlemlerin tâbi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığı, özel dava açma sürelerine tâbi olmasına…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/732 K: 2000/266
NOT: BU KARARA KATILMIYORUM. ECRİMİSİLİN KULLANILAN ALAN VE SUYUN DEBİSİ DİKKATE ALINARAK BELİRLENMESİ GEREKİR. Taşınmaz malların işgali nedeniyle ecrimisil alınabilmesi mümkün olduğundan tesislerin işgal ettiği alan miktarı göz önünde bulundurularak ecrimisil istenilmesi gerekirken suyun debisine göre ecrimisil tahakkuk ettirilmesinde hukuki…
Danıştay 6. Dairesi E: 1995/3104 K: 1996/610
Tahakkuk fişi idarenin iç işleyişiyle ilgili olarak ecrimisilin takip ve tahsil edilebilmesi için vergi dairesini bilgilendirmek amacıyla düzenlenen bir belge olduğundan idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde görülerek idare mahkemesince esasının incelenerek davanın reddine karar…
Danıştay 10. Dairesi E: 2009/14556 K: 2013/8473 27.11.2013
Yargı kararıyla ortadan kaldırılan ve böylece geçerli olmayan bir nedene dayalı olarak zenginleşen idarenin, tahsil ettiği parayı iade yükümlülüğü doğmuş olup; somut olayda uğranılan, davacı tarafından yasal faiz olarak hesap edilen zararın da hukuka aykırı idari işlemi tesis ederek hizmeti…
Danıştay 6. Dairesi E: 1996/2978 K: 1997/2329
Yol dolgu malzemesi olarak kullanılmak üzere toprak alınan alanın Taş-ocakları Nizamnamesinin 1.maddesinde düzenlenen ocak niteliğinde kabul edilmesi suretiyle toprak alınması yolundaki faaliyetin de izinsiz ocak işletilmesi fiili olarak değerlendirilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı. Dava hazineye ait 52 pafta, 2793 parsel sayılı…
Danıştay 6. Dairesi E: 1997/3062 K: 1998/1683
Uyuşmazlık konusu taşınmazın işgal eden davacıdan taşınmazın tahliye edilmesinden sonra geriye dönük olarak ecrimisil alınmasına ilişkin işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı. Dava, ... Caddesinde denizden doldurulmak suretiyle kazanılan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazın kafeterya olarak kullanılan ...m2'lik kısmının ... gününden,…
Danıştay 6. Dairesi E: 1997/5026 K: 1998/5588 T: 18.11.1998
Kira kontratosunun yapılmasından sonra düzenlenen ihbarnameyle geriye dönük olarak ecrimisil istenebileceği. Dava, ... parsel sayılı hazineye ait taşınmazın 2179 m2'lik kısmının işgal edilmesi nedeniyle 2886 sayılı Yasanın 75.maddesi uyarınca 4.5.1993-26.12.1994 dönemi için 1.449.730.000.-lira ecrimisil alınmasına ilişkin 23.6.1995 günlü, 3201 sayılı…
Danıştay 6. Dairesi E: 1997/7017 K: 1998/6149
Uyuşmazlık konusu taşınmazın açık teklif usulü ile yapılan ihale sonucunda satılması üzerine ilk olarak yapılan ecrimisil tahakkukunda belirtilen son işgal tarihinden satış işlemlerinin tamamlanmasına kadar geçen dönem için geriye dönük olarak yeniden ihbarname düzenlenmesi suretiyle ecrimisil istenebileceği hk. Dava, ...,…
Danıştay 10. Dairesi E: 1996/5907 K: 1997/4306
Davacı adına düzenlenen ihbarname nedeniyle düzeltme talebinde bulunulması üzerine ancak bir ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin davacı adına düzenlenip tebliğ edilmesi ile ecrimisil alacağının tahakkuk ettirilmiş olacağı veya düzeltme isteminin reddedilmesi hk. Dava, davacıdan 171.739.000.-TL. ecrimisil istenilmesine ilişkin 10.4.1995 günlü ve 494-371/556…
Danıştay 10. Dairesi E: 1991/616 K: 1992/4208
İdare tarafından saptanan ecrimisil ile mahkeme tarafından hükme bağlanan ecrimisil arasında fark olduğu takdirde ecrimisilin mahkeme tarafından kabul edilen kısmının onanması ancak fazlaya ait kısmının iptal edilmesi gereklidir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince işin gereği düşünüldü: Hazine yerini…
Danıştay 10. Dairesi E: 1988/607 K: 1991/871, 11/03/1991
İşçi ücretlerinde meydana gelen artışın mücbir sebep sayılamayacağı; ihaleyi kazandığı halde belirtilen nedenle ihale sözleşmesini imzalamaktan kaçınan ilgilinin 2886 sayılı Yasanın 84.maddesi 3.fıkrası hükmü uyarınca ihalelere katılmaktan yasaklanmasında isabetsizlik olmadığı. Davacı şirketin, Devlet Hastanesinin temizlik ihalesini kazandıktan sonra sözleşme imzalamaktan…
Danıştay 10. Dairesi E: 1985/353 K: 1985/866, 29/04/1985
2886 sayılı Yasanın 75.maddesi gereği Hazineye ait arazinin kullanıldığından bahisle tahakkuk ettirilen ecrimisil alacağından dolayı vergi dairesince 6183 sayılı Yasaya göre düzenlenen ödeme emrinin Kesinleşen tahakkuk işlemine yönelik iddialar nedeniyle kusurlandırılamayacağı. Milli Emlak Müdürlüğünce, Hazine adına kayıtlı taşınmazın davacı tarafından…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3880 K: 1999/4835 14/10/1999
Yasalara uygun olarak yapılan tahsis nedeniyle tasarruf yetkisi belediyeye geçen taşınmazı kiralayan davacının taşınmazı tahsis amacı dışında kullanmasının fuzuli işgal olarak kabul edilemeyeceği. Dava, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı hazineye ait taşınmazın işgal edilmesi nedeniyle 2886 sayılı Yasanın…
Danıştay 10. Dairesi E: 2001/4403 K: 2004/3379
Hazinenin paydaşı olduğu taşınmaz malın işgali halinde de 2886 sayılı Yasanın 75. maddesi uyarınca ilgilinin tahliye ettirilebileceği hk.< TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü: Dava, 7/8 hissesi Maliye Hazinesi ve 1/8 hissesi ... adına kayıtlı bulunan taşınmazın davacı…
Uyuşmazlık Mahkemesi E: 2004/35 K: 2004/43 T: 1.7.2004
2981 sayılı Yasa’ya göre tapu tahsis belgesi verilen hak sahibine tapusunun ya da başka bir arsanın verilmemesinden doğan zararın idarece giderilmesi istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk. OLAY: Gölbaşı, Seymenler Mah. 76 ada, 17 parselde gecekondusu bulunan…
Uyuşmazlık Mahkemesi E: 2006/113 K: 2006/216 T: 11.12.2006
Davacıların hissedar oldukları kadastral parsel üzerinde bulunan kaçak binaları ve eklentilerinin, imar yolunda kalması nedeniyle yıktırılmasından dolayı, uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk. II) K A R A R Davacı : V.M., C.M., Ö.M.…
Danıştay 10. Dairesi E: 1987/1159 K: 1987/1458
Ecrimisilin davacıdan istenilmesi yolunda tesis edilen dava konusu işlem idari nitelikte bulunduğundan bu işlemin iptali istemi ile açılan davanın idari yargıda görülmesi gerekir. İstemin Özeti: Davacının, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazı 8.3.1983 - 7.12.1984 tarihleri arasında fuzulen işgal ettiğinden…
Danıştay 10. Dairesi E: 1988/2513 K: 1991/1413
Suriye uyruklu bir kişiye ait olup, 1062 sayılı Yasa uyarınca Bakanlar Kurulu kararıyla el konulup, devletin hüküm ve tasarrufu altına giren Kullanımı Hazineye geçen taşınması kullanan ilgiliden 2886 sayılı Yasanın 75. maddesine göre ecrimisil tahsil edilebileceği. Kargir mağazanın Suriye uyruklu…
Danıştay 10. Dairesi E: 1989/2392 K: 1990/2835
Devletin özel mülkiyetinde ya da hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine fuzuli şagil nedeniyle ecrimisil istenebilir. Ancak DHTA yerlerden izinsiz malzeme alımı 2886/75'e göre işgal sayılmaz. Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Onuncu…
Danıştay 10. Dairesi E: 1990/3918 K: 1991/307
3083 sayılı Kanun kapsamında kalan alanlarda ecrimisil alma yetkisi, Tarıma elverişli arazilerin özel mevzuatı gereğince kiraya verilmemiş taşınmazların işgali durumunda ecrimisil takip ve tahsilatı yetkisi maliye bakanlığınındır. İstemin Özeti: Hazine adına kayıtlı olup, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair…
Danıştay 10. Dairesi E: 1991/3917 K: 1993/2687
İdarenin bir özel hukuk süresi olarak yaptığı taahhüt senedi sözleşmesinden kaynaklanan, dolayısıyla akitten doğan alacağın 6183 sayılı Yasaya göre takip ve tahsiline olanak bulunmamaktadır. İstemin Özeti: Davacı şirket adına irtifak hakkı tesis bedelini vadesinde ödememesi nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin iptali…
Danıştay 10. Dairesi E: 2001/3070 K: 2005/157, 01.02.2005
Yargı kararı ile ilgili iptal edilen idari işleme dayalı olarak tahsil edilmiş paranın yasal faiziyle ilgilisine iadesi gerekir Dava, fuzuli şagil olduğundan bahisle davacı adına tahakkuk ettirilen 21.000.000.000.- Lira tutarındaki ecrimisil alacağının tahsili yolunda tesis edilen ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali…
Danıştay 10. Dairesi E: 1991/446 K: 1992/4200
Ecrimisilin fahiş olduğu iddialarıyla açılan davada, çözümü keşif, bilirkişi ücretlerinin yatırılmasına bağlı davada, yatırılmaması nedeniyle reddi gerekir. İstemin Özeti: Şişli, Talatpaşa Mahallesi 320 pafta, 2199 ada, 2 parsel sayılı ve hazineye ait bahçeli kagir eve vasıflı göçmen evinin bahçesinin, gecekondu…
Danıştay 10. Dairesi E: 2001/3814 K: 2004/2450
Kamu hizmetinde kullanılması amacıyla idarelere tahsis edilen taşınmaz malların işgali halinde 2886 sayılı Yasanın 75. maddesi uyarınca ilgililerden ecrimisil alınabileceği hk. 2886 sayılı Yasanın 75. maddesinde, Tapuda hazine adına kayıtlı taşınmaz mallar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaz malların…
Danıştay 10. Dairesi E: 1997/548 K: 1998/640
Belediyelerce denizden doldurularak kazanılan taşınmazın kiracısı olan davacıdan da 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca ecrimisil istenebileceği hk. Anayasanın 43. maddesinde Kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, 743 sayılı Türk Medeni Kanununun 636. maddesinde sahipsiz yerlerde birikmek, dolmak ve…
Danıştay 10. Dairesi E:1992/2421 K: 1994/1092, 21/03/1994
Herkesin eşit şekilde yararlanma hakkını sınırlayarak, şezlong ve şemsiye konulmasının kumsal alanın işgali olduğu, bu işgal nedeniyle ecrimisil istenilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı.. Davacının, Devletin hüküm ve tasarrufu altında kumsal alan vasıflı, taşınmazı işgal ettiğinden bahisle 1.6.1989 – 7.8.1989 dönemi için…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/2291 K: 1999/1383
Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarruf altında bulunan taşınmaz mallardan ecrimisil alınabilmesi, taşınmazın 2886 sayılı Yasadaki tanıma uygun olarak işgal edilmesi koşuluna bağlıdır. Belediyenin kamu hizmeti faaliyetinin işgal Kendisinin de fuzuli şagil olarak nitelendirilerek ecrimisil tahakkuk ettirilmesi mümkün bulunmamaktadır.…
Danıştay 10. Dairesi E: 1986/39 K: 1986/89
Hazineyle yaptığı kira sözleşmesi bitmiş olan kişinin işgali altındaki hazineye ait taşınmazın, idarece, 2886 sayılı Yasanın 75. maddesi uygulanarak tahliye ettirilmesinde isabetsizlik bulunmadığı. Bakılan davada, hazinenin hüküm ve tasarrufu altında olduğu tartışmasız olan taşınmazdan 1980 tarihinden beri fuzuli şagil durumunda…
Danıştay 17. Dairesi E: 2015/562 K: 2015/4299 T: 26.10.2015
İmar planında yeşil alan ve yol olarak tescil dışı bırakılan ve kamunun yararlanmasına terk edilen alanların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması nedeniyle bu nitelikteki bir yerin ilgili belediyeye protokol veya başka bir suretle terk veya devri yapılmamışsa bu alanların…
Danıştay 10. Dairesi E: 2009/9748 K: 2013/7578 T: 30.10.2013
Yukarda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca, tapu kaydı terkin edilen yerlerin belediye adına şerh konulmak suretiyle belediyeye devredilmesi durumunda belediyece, bu nitelikteki bir yerin fuzulen işgal edilmesi halinde ecrimisil istenebileceği açıktır. Aksi durumda ise, tapuda tescil dışı bırakılan ve belediye adına…
Danıştay 10. Dairesi E: 2016/6431 K: 2017/1147 T: 27.02.2017
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 11. maddesindeki hükümden, belediyelerin bedelsiz terk suretiyle edindikleri arazi ve arsaları, ancak planda gösterilen kamu hizmetinin yerine getirilmesi amacıyla kullanabilecekleri, satış işlemine konu edilemeyecekleri, bu durumun tapu kütüğünün beyanlar hanesine “şerh” konulmak suretiyle herkes için hüküm…
Danıştay 10. Dairesi E: 2016/4913 K: 2017/2031 T: 13.04.2017
Adına tahsis yapılan Milli Savunma Bakanlığı'nın ve taşınmazın maliki olan Hazinenin izni alınmaksızın inşaata başlanması ve Hazine tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yapılmış bir terk işlemi de bulunmamasından dolayı davacının hukuken korunabilir bir hakka dayanmaksızın otoparkı işletmesi sebebiyle fuzuli işgalci olduğu…
Danıştay 6. Dairesi E: 1997/3703 K: 1998/2935 T: 03.06.1998
3194 sayılı Yasanın 11. maddesinin 3. Fıkrası gereğince imar planlarıyla kullanılış biçimi değiştirilerek imar parseli haline getirilen taşınmazların devir alınan idareye iadesi gerektiğinden dava konusu taşınmazın bedelsiz yola terk edilip belediyeye devredilen ancak daha sonra imar parseline dönüştürülen kısmının yapılan…
Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3559 K: 1999/4033 T: 15.09.1999
3194 sayılı Yasanın 11. maddesinde yer alan "park" ibaresinin dayanak yapılması suretiyle imar planında "kültür park" olan bir yerin bedelsiz devri yolundaki başvurunun reddine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı Dava, imar planında kültür park alanı olarak belirlenen mülkiyeti hazineye ait…
Danıştay 6. Dairesi E: 1999/3205 K: 2000/5204 T: 18.10.2000
Dereden ihdas edilen taşınmazın 3194 sayılı Yasanın 11. maddesi hükmü uyarınca Maliye Bakanlığının onayı üzerine belediyeye devredilip, devredilmediği, yoldan ihdas edilen taşınmazın belediyeye ait kadastral parsel olarak düzenleme alanına dahil edilip edilmediği ve belediye adına parsel oluşturulup oluşturulmadığı hususlarının araştırılması…
Danıştay 6. Dairesi E: 2012/5723 K: 2015/5912 T: 13.10.2015
Özel mülkiyete konu olan taşınmazlardan sahiplerinin rızası ile umumi hizmetlere bedelsiz olarak terk edilen ancak daha sonra yürürlüğe giren imar planı ile tahsis amacı değişen yerlerin bedelsiz olarak eski maliklerine geri verilmesi yolunda yasal bir düzenleme bulunmamakla birlikte 3194 sayılı…
Danıştay 1. Dairesi E: 1988/328 K: 1989/19 T: 10.02.1989
İmar planı sınırları içindeki meraların, planın onayıyla birlikte hukuki bakımdan meralık niteliğini yitireceği, bu yerlerden genel hizmetlere ayrılanların belediye veya özel idareye bedelsiz terkinin gerekeceği, genel hizmetler dışında özel mülkiyete konu olabilecek bir amaca ayrılan yerlerin onaylanmış imar planıyla getirilen…
Danıştay 1. Dairesi E: 2003/179 K: 2004/9 T: 29.01.2004
Harman yerlerinin tahsis amaçlarının değiştirilip değiştirilemeyeceği, değiştirilmesi mümkün ise yetkili idarenin hangisi olduğu hususlarında düşülen duraksamanın giderilmesi Harman yerlerinin tahsis amaçlarının değiştirilip değiştirilemeyeceği, değiştirilmesi mümkün ise yetkili idarenin hangisi olduğu hususlarında düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkin Başbakanlığın 9.12.2003 günlü, Kanunlar ve…
Danıştay İDDK E: 1997/548 K: 1998/640 T: 11.12.1998
Denizden doldurularak kazanılan taşınmaz üzerinde belediyenin tasarruf yetkisinden söz edilebilmesi için uygulama imar planı kararı ile denizden doldurulmak suretiyle kazanılan taşınmazın 3194 sayılı Yasanın 11. maddesi hükmü uyarınca Maliye Bakanlığının onayı üzerine belediyeye devredilmiş olması gerek Denizden doldurularak kazanılan taşınmazın…
Danıştay 10. Dairesi E: 2012/8895 K: 2013/6670
01.08.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6009 sayılı Kanun’un 25. Maddesiyle 2886 sayılı Kanun’a eklenen geçici 3. madde uyarınca, idarelerce, ancak tespit tarihinden geriye doğru 5 yıl için ecrimisil istenebileceği hakkında. TÜRK MİLLETİ ADINA, Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görülmekle,…
Danıştay 10. Dairesi E: 2016/7089 K: 2020/1165 T: 11.03.2020
İdare tarafından 07/11/2008 tarihli Taşınmaz Tespit Tutanağına dayanılarak, 27/02/2014 tarihli Ecrimisil Kıymet Takdir Kararına istinaden 28/02/2014 tarihli ecrimisil ihbarnamesinin düzenlenmesi mevzuata aykırı bulunmaktadır. YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, Elazığ ili, Merkez ilçesi, Hoğu (Yurtbaşı) Köyü'nde bulunan Hazineye ait…
Uyuşmazlık Mahkemesi E: 2012/328 K: 2013/1752
6570 sayılı Kanun’un 11. maddesinin, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamına giren yerler hakkında uygulanmayacağı; çünkü, 2886 sayılı Yasanın, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin özel mülkiyetine tabi olan taşınmazların kiralanmasında uygulanacak kanun olduğu, sayılan…
Danıştay 10. Dairesi E: 2001/5105 K: 2003/358 T: 05/02/2003
Sözleşme yapıldıktan sonra tesis edilse bile sözleşmeden kaynaklanmayan, sözleşmeden doğan bir hak ve alacağın takibi niteliğini taşımayan, idarenin kamu gücüne dayanarak ve tek yanlı olarak ihale işlemini geri alması niteliğindeki işlemin iptali istemiyle açılan davanın idari yargı yerinde görülüp, çözümlenmesi…
Danıştay İDDK E: 2002/1089 K: 2005/194 T: 31/03/2005
Kamu kurumlarının ihtiyaçlarının, birbirlerinden ihalesiz karşılayabilme imkanının, belediyeler yönünden mümkün olmadığına dair genelgenin kamu yaranına ve mevzuata aykırı bulunmadığı. TÜRK MİLLETİ ADINA, Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca gereği görüşüldü: Dava, İçişleri Bakanlığının 19.12.2000 günlü, 47577 sayılı Genelgesinin 3. maddesinin 2886…
Danıştay 10. Dairesi E: 2016/13367 K: 2018/242
Sözleşmenin feshi ihbarında bulunulmaksızın Kira sözleşmesinin sona ermesinden sonra tahliyesi yolunda işlem tesis edilebileceği hakkında. Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görülmekle davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin dosya incelendi, gereği görüşüldü: 2886 sayılı Devlet İhale…
Danıştay 10. Dairesi E: 2005/2359 K: 2007/4631
Her hukuka aykırı işlemin iptalinin, mutlaka idarenin tazmin sorumluluğunu gerektirmeyeceği, idarenin tazmin sorumluluğu için, bir zararın doğması ve zararın, idarenin işlem ya da eyleminden kaynaklanması gerektiği hakkında. Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü: İdarelerin tesis ettikleri ve Mahkemeler tarafından…
Danıştay 6. Dairesi E: 2014/5184 K: 2015/335
İhaleye çıkarılan taşınmazın, Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığı ve Üniversite'nin özel mülkiyetinde bulunduğu dikkate alındığında, ihale konusu taşınmazın 2886 sayılı Kanun'un 51. maddesinin (g) bendi uyarınca pazarlık usulüyle ihaleye çıkarılmak suretiyle irtifak hakkı verilmesinde…
Uyuşmazlık Mahkemesi E: 2003/43 K: 2003/62
İhale ve satışın iptal edildiğini ve taşınmazın yeniden satışa çıkarılacağını öğrenmesi üzerine, taşınmazın adına tapuya tesciline ve dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü şahıslara devir ve satışının yapılamaması için tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi istemiyle açılacak davanın adli yargı…
Uyuşmazlık Mahkemesi E: 1991/49 K: 1991/8
2886 sayılı İhale Kanunu bir kamu kanunudur. Bu Kanuna dayanılarak sözleşme aşamasına kadar idarece alınan kararlar ve yapılan işlemlerin idari işlem niteliğinde olacağı kuşkusuzdur. İhalenin iptal edilmesine ilişkin işleme karşı idari yargı yerinde dava açılması gerekir. OLAY: Piraziz belediyesi, belediye…
Uyuşmazlık Mahkemesi E: 1996/34 K: 1996/82
2886 sayılı devlet ihale yasasına göre yapılan ihalenin sözleşme yapılmadan idarece iptal edilmesi sonucu, iade edilmeyen teminat mektubunun hükümsüz sayılması, iptali ve iade edilmesi istemiyle açılan davanın, idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği. OLAY: Derebucak barajı inşaatı işi, Devlet Su İşleri…
Danıştay 13. Dairesi E: 2017/420 K: 2017/2343 T: 14.09.2017
Belediye meclisinin yetkileri ile belediye encümenin yetkilerinin ayrı ayrı düzenlendiği, belediye meclisinin belediyenin karar organı olduğu, belediye encümeninin ise tek başına üç yıla kadar kiralama işlemlerini yapabileceği gibi, belediye meclisinin yetkisinde olan 3 yıldan fazla kiralama işlemlerini de belediye meclisi…
Danıştay 6. Dairesi E: 1996/3976 K: 1997/3037 17/06/1997
İhalede taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlığın özel hukuk hükümleri çerçevesinde adli yargı yerince çözümlenmesi gerektiği. Dava, ... İli, ... İlçesi, ... Beldesi'ne ilişkin olarak harita alım ve imar planı yaptırma işi ile ilgili olarak yapılan sözleşmenin feshi yolundaki…
Danıştay 10. Dairesi E: 2004/3002 K: 2007/3294
NOT: Bu kararın aksi yönde verilmiş Danıştay kararları da söz konusudur. Kira sözleşmesi idari işlemle feshedilemeyeceğinden, sözleşmeye dayanılarak kullanılan taşınmazdan dolayı, davacının fuzuli şagil kabul edilemeyeceği hakkında. İstemin Özeti: Davacının, 2886 sayılı Kanuna göre 3 yıllık süre ile kiraladığı Moris…
Danıştay İDDK E: 2002/1089 K: 2005/194 31/03/2005
Kamu kurumlarının ihtiyaçlarının, birbirlerinden ihalesiz karşılayabilme imkanının, belediyeler yönünden mümkün olmadığına dair genelgenin kamu yaranına ve mevzuata aykırı bulunmadığı. TÜRK MİLLETİ ADINA, Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca gereği görüşüldü: Dava, İçişleri Bakanlığının 19.12.2000 günlü, 47577 sayılı Genelgesinin 3. maddesinin 2886…
Danıştay 10. Dairesi E: 2003/2683, K: 2005/1981
İhalenin sözleşmeye bağlanmasından önce geçici teminat mektubunun irat kaydı idari işlem niteliğinde olup, denetiminin idari yargının görev alanında olduğu hk.< TÜRK MİLLETİ ADINA, Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü: Dava, Gebze - Muallimköyü sınırlarında bulunan 12 pafta 3318 sayılı Hazine adına…
Danıştay 6. Dairesi E: 2005/3064 K: 2007/4899
Sehven de olsa, davalı idarece verilen ruhsat ve eki projesine uygun olarak inşa edilen yapının, imar mevzuatı ve plana uygun hale getirilmesi yolunda işlem tesis edilebileceği, ancak imar para cezası verilmesinin hukuka aykırı olduğu hakkında. Dava, Manisa, Akmescit Mahallesi, 831…
Danıştay 6. Dairesi E: 2004/4594 K: 2006/4680
Mevzuata aykırı hesaplanan çevre para cezasının iptali gerektiğinden idare yerine geçerek para cezasının kısmen iptaline kısmen reddine karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. Dava, 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 17.4.2001 günlü işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare…
Uyuşmazlık Mahkemesi E: 2008/12 K: 2008/217
3194 sayılı Kanunun 42. md uyarınca verilen idari para cezasına karşı açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. O L A Y: Adana İl Özel İdaresi İl Encümeninin 15.03.2007 gün, 117 sayılı işlemi ile, Tufanbeyli İlçesi Şar Köyü, Comana…
Danıştay 14. Dairesi E: 2012/6054 K: 2014/3063
Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde yer alan kıyıda yapılan ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine veya imar mevzuatına aykırı yapılar hakkında 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesinde belediye encümeninin yetkili olduğu hakkında. Dava; İzmir İli, Foça…