Son Yazılar

Danıştay 10. Dairesi E: 2006/2232 K: 2007/6691

İdari işlemlerin nitelikleri gereği özel yasalarda, genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından, işlemlerin tâbi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığı, özel dava açma sürelerine tâbi olmasına rağmen, bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliğ tarihinden itibaren, özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerekeceği. Devamını Oku

Danıştay 10. Dairesi E: 2009/14556 K: 2013/8473 27.11.2013

Yargı kararıyla ortadan kaldırılan ve böylece geçerli olmayan bir nedene dayalı olarak zenginleşen idarenin, tahsil ettiği parayı iade yükümlülüğü doğmuş olup; somut olayda uğranılan, davacı tarafından yasal faiz olarak hesap edilen zararın da hukuka aykırı idari işlemi tesis ederek hizmeti kusurlu işleten idarece tazmini gerekir. Devamını Oku

Danıştay 10. Dairesi E: 1996/5907 K: 1997/4306 

Davacı adına düzenlenen ihbarname nedeniyle düzeltme talebinde bulunulması üzerine ancak bir ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin davacı adına düzenlenip tebliğ edilmesi ile ecrimisil alacağının tahakkuk ettirilmiş olacağı veya düzeltme isteminin reddedilmesi hk. Devamını Oku

Danıştay 10. Dairesi E: 1991/616 K: 1992/4208

İdare tarafından saptanan ecrimisil ile mahkeme tarafından hükme bağlanan ecrimisil arasında fark olduğu takdirde ecrimisilin mahkeme tarafından kabul edilen kısmının onanması ancak fazlaya ait kısmının iptal edilmesi gereklidir. Devamını Oku

Danıştay 10. Dairesi E: 1988/607 K: 1991/871, 11/03/1991

İşçi ücretlerinde meydana gelen artışın mücbir sebep sayılamayacağı; ihaleyi kazandığı halde belirtilen nedenle ihale sözleşmesini imzalamaktan kaçınan ilgilinin 2886 sayılı Yasanın 84.maddesi 3.fıkrası hükmü uyarınca ihalelere katılmaktan yasaklanmasında isabetsizlik olmadığı. Devamını Oku

Danıştay 10. Dairesi E: 1985/353 K: 1985/866, 29/04/1985

2886 sayılı Yasanın 75.maddesi gereği Hazineye ait arazinin kullanıldığından bahisle tahakkuk ettirilen ecrimisil alacağından dolayı vergi dairesince 6183 sayılı Yasaya göre düzenlenen ödeme emrinin Kesinleşen tahakkuk işlemine yönelik iddialar nedeniyle kusurlandırılamayacağı. Devamını Oku

Danıştay 10. Dairesi E: 1988/2513 K: 1991/1413

Suriye uyruklu bir kişiye ait olup, 1062 sayılı Yasa uyarınca Bakanlar Kurulu kararıyla el konulup, devletin hüküm ve tasarrufu altına giren Kullanımı Hazineye geçen taşınması kullanan ilgiliden 2886 sayılı Yasanın 75. maddesine göre ecrimisil tahsil edilebileceği. Devamını Oku

Danıştay 10. Dairesi E: 1989/2392 K: 1990/2835

Devletin özel mülkiyetinde ya da hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine fuzuli şagil nedeniyle ecrimisil istenebilir. Ancak DHTA yerlerden izinsiz malzeme alımı 2886/75’e göre işgal sayılmaz. Devamını Oku

Danıştay 10. Dairesi E: 1990/3918 K: 1991/307

3083 sayılı Kanun kapsamında kalan alanlarda ecrimisil alma yetkisi, Tarıma elverişli arazilerin özel mevzuatı gereğince kiraya verilmemiş taşınmazların işgali durumunda ecrimisil takip ve tahsilatı yetkisi maliye bakanlığınındır. Devamını Oku

Danıştay 10. Dairesi E: 2009/9748 K: 2013/7578 T: 30.10.2013

Yukarda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca, tapu kaydı terkin edilen yerlerin belediye adına şerh konulmak suretiyle belediyeye devredilmesi durumunda belediyece, bu nitelikteki bir yerin fuzulen işgal edilmesi halinde ecrimisil istenebileceği açıktır. Aksi durumda ise, tapuda tescil dışı bırakılan ve belediye adına terkin edilmeyen yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması nedeniyle bu nitelikteki bir yerin fuzulen işgal edilmesi halinde ecrimisil Hazine tarafından istenebilecektir. Devamını Oku

Danıştay 10. Dairesi E: 2016/6431 K: 2017/1147 T: 27.02.2017

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 11. maddesindeki hükümden, belediyelerin bedelsiz terk suretiyle edindikleri arazi ve arsaları, ancak planda gösterilen kamu hizmetinin yerine getirilmesi amacıyla kullanabilecekleri, satış işlemine konu edilemeyecekleri, bu durumun tapu kütüğünün beyanlar hanesine “şerh” konulmak suretiyle herkes için hüküm ifade eder hale geleceği anlaşılmakta olup; açıklanan düzenlemeler nedeniyle, bu tür yerlerin tasarruf yetkisinin belediyelere ait olduğu sonucuna varılmaktadır. Devamını Oku

Danıştay 10. Dairesi E: 2016/4913 K: 2017/2031 T: 13.04.2017

Adına tahsis yapılan Milli Savunma Bakanlığı’nın ve taşınmazın maliki olan Hazinenin izni alınmaksızın inşaata başlanması ve Hazine tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yapılmış bir terk işlemi de bulunmamasından dolayı davacının hukuken korunabilir bir hakka dayanmaksızın otoparkı işletmesi sebebiyle fuzuli işgalci olduğu açıktır. Devamını Oku