Son Yazılar

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/8136 K: 2017/3582 T: 30.5.2017

Hisse satışının gerçekleştiği açık artırmaya sadece üçte iki çoğunluk ile anlaşan mülkiyet hakkına sahip paydaşların katılabileceği hükme bağlandığından, taşınmaz satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle yapılacak işi üstlenen yüklenici şirketin bu paydaşlar adına açık artırmaya katılmasının hukuken mümkün olmadığı Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/7782 K: 2017/5502 T: 25.10.2017

6306 sayılı Kanunda belirtilen teknik ve hukuki süreç sonunda riskli olduğu tespit edilen yapıların yıkımı ve tahliyesi konusunda anlaşmaya varan yapı maliklerine, malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahiplerine geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımından yararlanma imkanı getirildiği, ancak bu yardımlardan yararlanabilmek için söz konusu kişilerin yıkılmadan önce yapılarda fiilen ikamet etmeleri gerektiği Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/7502 K: 2016/650 T: 4.2.2016

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca riskli yapı olarak tespit edilmesine karşı sadece taşınmazın malikince bizzat veya kanuni temsilcisi tarafından itiraz edebileceği, davayı açan kiracıların ise böyle bir itiraz yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu binanın riskli yapı olarak tespit edilmesine karşı da dava açma ehliyetlerinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/7309 K: 2017/4420 T: 3.7.2017

Ruhsatsız, iskansız, işgalci konumunda olduğu idarece belirtilen yapı hakkında, 3194 sayılı İmar Kanununa aykırılık var ise 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine göre yıkım işlemi tesis edilmesi gerekirken, hakkında riskli yapı tespiti bulunmayan davacıya ait taşınmazın, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca yıkılmasına yönelik işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/6813 K: 2017/1103 T: 28.2.2017

Uyuşmazlığa konu alanın 6306 sayılı Kanun uyarınca riskli alan ilan edilmesine dayanak alınan teknik rapordan, bu yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını ortaya koyan yukarıda belirtilen bilimsel verileri içeren herhangi bir teknik incelemenin yapılmadığı, dolayısıyla işlemin dayanağı teknik raporun yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak nitelikte olmadığı anlaşılmakta olup, Bakanlar Kurulu Kararına ekli listede sınır ve koordinatları belirtilen alanın 6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşullarda detaylı bir teknik inceleme yapılmaksızın “riskli alan” ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararında hukuka uyarlık görülmemiştir. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/6243 K: 2018/91 T: 24.1.2018

6306 sayılı Kanunun lafzi ve ruhu ile değerlendirilmesi neticesinde, hisseli bir arsada yine hisseli olarak malik olunan bir yapının idari işlemle riskli yapı olarak ilan edilmesi ve yıkılması sonrasında maliklerin ne şekilde yeniden o arsada inşa sürecine başlayabileceklerini düzenleyen ortaklığın giderilmesi hükümlerini ihtiva ettiği, ancak ortaklığın 6306 sayılı Kanun kapsamında giderilebilmesi için hisseli maliklerin hem arsaya hem de yapıya paydaş olmaları gerektiği, zira aksi yorumun kabulü halinde hisseli malik olunan bir arsada paydaşlardan birinin riskli yapı kapsamına alınabilecek bir yapı inşa etmek suretiyle 6306 sayılı Kanun kapsamında idari yoldan satış işlemlerini başlatmak ve böylece yargısal sürecini devre dışı bırakmak suretiyle ortaklardan bir veya birkaçının mülkiyet haklarının ihlal edileceği Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/5584 K: 2017/4413 T: 3.7.2017

Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğünün, dava konusu alanın riskli alan olarak belirlenmesine ilişkin Bakanlar Kurulunca karar alınmak üzere, Başbakanlığa sunulan Bakanlar Kuruluna yapılan tekliften ibaret olup, bu işlemin hazırlık işlemi niteliğinde olduğu doğuracağı hukuki ve fiili sonuçlar dikkate alındığında bu haliyle idari davaya konu olabilecek, icrai bir işlem niteliğinde olmadığı, kesin ve yürütülebilir nitelikte bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/5387 K: 2017/4477 T: 4.7.2017

2/3 çoğunluk kararına uymayanların hisselerinin tamamının satışı gerçekleştirilemeyeceğinden, satışa engel ihtiyati tedbir kararı kalkıncaya kadar satış işleminin ertelenmesine karar verildiği, yargılama süreci devam ederken satış komisyonunca yapılan erteleme sebebi ile uygulanma olanağı kalmayan işlemin dava konusu edildiği davanın, konusu kalmadığı anlaşıldığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/5172 K: 2016/1058 T: 18.2.2016

Dava konusu alan üzerindeki binaların yapısal sınıflarını temsil edebilecek sayı ve niteliğe sahip yapılardan seçilen örneklerden alınan karot ve numuneler ile elde edilen verilerin, zemin etüdü verileriyle birlikte değerlendirilmesi sonucu teknik raporun hazırlandığı, bu çerçevede raporun, 6306 sayılı Yasa ve 6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin amacına uygun olduğu, söz konusu alanda bulunan yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak yeterli bilgi ve değerlendirme içerdiği, diğer taraftan, Kanunun uygulanması için belirlenen alanların sınırları içinde olmakla birlikte, riskli yapı olmadığı incelemeler sonucunda anlaşılacak yapıların, ilan edilecek riskli alan kapsamına dahil edilemeyeceği. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/5170 K: 2016/975 T: 17.2.2016

Bina bazında veya aynı sınıfta bulunan binaları temsil edebilecek sayıdaki binada bilimsel verilere dayanan tespit veya inceleme yapılmaksızın dava konusu alanda bulunan yapıların 1999 yılı öncesinde yapılan ve malzeme seçimi ve taşıyıcı sistem tasarımı bakımından mühendislik hizmeti görmemiş yapılar olduğundan… Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/5087 K: 2016/972 T: 17.2.2016

Bina bazında veya aynı sınıfta bulunan binaları temsil edebilecek sayıdaki binada bilimsel verilere dayanan tespit veya inceleme yapılmaksızın dava konusu alanda bulunan yapıların 1999 yılı öncesinde yapılan ve malzeme seçimi ve taşıyıcı sistem tasarımı bakımından mühendislik hizmeti görmemiş yapılar olduğundan bahisle teknik açıdan yetersiz olduğu ve afet riski taşıdığı kabul edilmek suretiyle sonuca ulaşıldığı, bilimsel veriler içeren herhangi bir teknik incelemenin de yapılmadığı, dolayısıyla işlemin dayanağı teknik raporun yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak nitelikte olmadığı Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/5085 K: 2016/1057 T: 18.2.2016

Kanunun uygulanması için belirlenen alanların sınırları içinde olmakla birlikte, imar mevzuatına uygun bir şekilde inşa edilerek iskan edilen, fen ve sağlığa uygun, ekonomik ömrünü tamamlamamış ve yıkılma tehlikesinin bulunmadığı 6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği ve ekinde yer alan Esaslar çerçevesinde ilgililerce yaptırılacak incelemeler sonucunda tespit edilecek yapıların korunması gerektiği, dolayısıyla riskli yapı olmadığı incelemeler sonucunda anlaşılacak yapıların, ilan edilecek riskli alan kapsamına dahil edilemeyeceği açıktır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/5082 K: 2016/977 T: 17.2.2016

Riskli alan olarak ilan edilen mahalle üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair idarelerce hazırlanan raporlarda, binalar gözlemsel olarak incelenerek kalite olarak “iyi”, “orta” ve “kötü” diye sınıflandırılmış ise de, niceliksel bir ölçüt verilmediği ve diğer bilgilerin genel itibarıyla gözlemsel bilgiler içerdiği, değişik tipteki yapılardan örnekleme suretiyle karot veya numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak yeterli bilgi içermediği, dava konusu alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulmadığı Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/2989 K: 2016/3125 T: 20.4.2016

Riskli yapı olarak tespit edilen ve yapılan anlaşma sonucu yıktırılmasına karar verilen yapı maliklerine kira yardımı yapılabilmesi için söz konusu yapıda ikamet etme şartı getiren 2015 yılına ait Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 3.1, 3.2, 5.1 ve 5.2. maddelerinde hukuka aykırılık bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/2547 K: 2017/4421 T: 3.7.2017

Yönetmeliğin son halinde riskli olmayan yapının uygulama dışına çıkarılmasının istenilmesi yönünde açık bir düzenleme bulunmasa da, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesinin 7. fıkrasındaki 14.04.2016 tarihli yeni düzenleme sonrasında uyuşmazlık konusu yapının riskli olmadığının 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde belgelendirilmek suretiyle idarenin takdir hakkı kapsamında değerlendirilmek üzere yapının uygulama dışına çıkarılmasına yönelik istemde bulunabilmenin mümkün olduğu Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/2429 K: 2015/2530 T: 2.4.2015

Bir alanın 6306 sayılı Kanun uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ve bu karar uyarınca kentsel dönüşüm alanı olarak belirlenmesine ilişkin işlem ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının onaylanmasına ilişkin işlem arasında, biri hakkında verilecek kararın tümüyle olmasa da diğer davayı etkileyeceği bir durumun varlığından söz edilebileceği, ancak bu ilişkinin bağlantının varlığı için yeterli olmadığı, ayrıca İdare Mahkemesince, 1/1000 ölçekli plana karşı açılan davada, riskli alan ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ile üst ölçekli plana karşı açılan davanın bekletici mesele yapılarak, sonucuna göre karar verilebilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle 6306 sayılı Kanun uyarınca riskli alan ilan edilen alanda belediye tarafından onaylanan 1/1000 ölçekli plana karşı açılan davanın idare mahkemesinde görülmesi gerektiği. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/1771 K: 2016/802 T: 10.2.2016

Uyuşmazlığa konu taşınmazların, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının talebi üzerine, rezerv yapı alanı olarak belirlenmesi nedeniyle 6306 sayılı Kanun amaçlarında değerlendirilmek üzere Bakanlığa tahsis edildiği, ancak tahsis işleminin sebep unsurunu oluşturan rezerv yapı alanı olarak belirlenmesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı işleminin İzmir 4. İdare Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararlarıyla iptal edildiği anlaşıldığından, dayanağı kalmayan tahsise ilişkin dava konusu Bakanlar Kurulu kararında bu nedenle hukuka uyarlık bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/1763 K: 2017/124 T: 18.1.2017

Dava konusu alan üzerindeki binalardan yığma nitelikteki yapıların gerek yapı malzemesi, gerek işçilik yönünden, gerekse mühendislik hizmeti görmemiş olmaları nedeniyle deprem yönetmeliklerindeki gereklilikleri sağlamadığının açık olduğu, alandaki yapı stoğunun %12’lik kısmını oluşturan betonarme yapılardan 27 tanesinden yapısal sınıflarını temsil edebilecek sayı ve niteliğe sahip yapılardan seçilen örneklerden alınan karot ve numuneler ile 6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği ekinde yer alan Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslara uygun bir şekilde elde edilen verilerin, zemin etüdü verileriyle birlikte değerlendirilmesi sonucu dava konusu riskli alan ilanının 6306 sayılı Yasa amacına uygun olduğu, tapu tahsis belgesi olmayan gecekondu malikinin dava açma ehliyetinin bulunmadığı. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/11496 K: 2016/973 T: 17.2.2016

Yapıların afet anında risk oluşturacağının teknik elemanlarca yapılan zemin etütleri ve bina denetimi sonucunda tespit edildiği belirtilmiş ise de; söz konusu tespitleri ortaya koyan herhangi bir bilgi, belge veya teknik raporun sunulamadığı gibi bilimsel verilere dayanan tespit veya inceleme yapılmaksızın dava konusu alanda bulunan binaların tamamının teknik açıdan yetersiz olduğu, afet riski taşıdığı kabul edilmek suretiyle sonuca ulaşıldığı, herhangi bir teknik incelemenin de yapılmadığı, dolayısıyla işlemin dayanağı teknik raporun yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak nitelikte olmadığı hususları dikkate alındığında, dava konusu alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Devamını Oku