Son Yazılar

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/11167 K: 2016/678 T: 9.2.2016

Alanın üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair idarelerce hazırlanan raporların gözlemsel genel bilgiler içerdiği, değişik tipteki yapılardan örnekleme suretiyle karot veya numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak yeterli bilgi içermediği ve bu nedenle alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/10762 K: 2016/950 T: 16.2.2016

Yapının 60 günden az olmamak üzere verilecek süre içerisinde yıkılması gerektiğine ilişkin yapı maliklerine belediyelerce veya il özel idaresince tebligat yapılacağı, kanunda öngörülen sürelerden daha az bir süre verilerek yapının boşaltılarak yıkılması gerektiğine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/8306 K: 2015/5 T: 14.1.2015

Bir yapının imar mevzuatına aykırı ruhsatsız yapılardan olması, o yapının gecekondu olduğu anlamına gelmediği, gecekondu şeklinde nitelendirme yapabilmek için, imar ve yapı işlerini düzenleyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksızın, kendisine ait olmayan arazi veya arsalar üzerinde, sahibinin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapının söz konusu olması gerektiği, gecekondu bölgesi olarak nitelendirilemeyecek olan alanlarda 775 sayılı Gecekondu Kanununda belirtilen “ıslah, tasfiye, önleme” projelerinin uygulanmasına olanak bulunmadığı, 775 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik uyarınca gecekondu önleme bölgesi ilan etme yetkisinin belediyelere ait olduğu, TOKİ’nin gecekondu önleme bölgesi ilan etme yetkisinin bulunmadığı, Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/7388 K: 2016/963 T: 17.2.2016

Kültür ve Turizm Bakanlığının dava konusu işlemle alanın riskli alan ilan edilmesinde sakınca bulunmadığı yönünde bildirdiği görüşün, riskli alan ilanına ilişkin karardan ayrılabilen bir işlem olduğu, bu haliyle önemli hukuki ve fiili sonuçlar doğurabilecek ve idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olduğu anlaşıldığından, bu nedenle İdare Mahkemesince uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/7123 K: 2015/2960 T: 15.4.2015

Alanın üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair idarelerce hazırlanan raporların gözlemsel genel bilgiler içerdiği, raporlarda riskli alan ilan edilen mahallede değişik tipteki yapılardan örnekleme suretiyle karot veya numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, bu raporların yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak yeterli bilgiler içermediği ve bu nedenle alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulmadığı, bu nedenle riskli alan ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık görülmediği Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/1169 K: 2016/3139 T: 20.4.2016

Davaya neden olan olayda, bölgenin afet riski taşıyan alan statüsünde değerlendirilmesine ilişkin meclis kararı, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli alan ilanına ilişkin tesis edilecek ve nihai olarak alınacak Bakanlar Kurulu kararına dayanak oluşturmaktadır. Dolayısıyla söz konusu belediye meclisi kararı tek başına herhangi bir hukuki sonuç doğurmayıp hazırlayıcı ve yol gösterici bir özellik taşımaktadır. Bu karar, nihai işlem ve uygulamalarına hazırlık niteliğinde olduğu, 6306 sayılı Kanun kapsamında tek başına kesin, icrai ve nihai mahiyette bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu edilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/470 K: 2016/978 T: 17.2.2016

Uyuşmazlık konusu alanın üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair idarelerce hazırlanan raporlarda, binalar gözlemsel olarak incelenerek kalite olarak “iyi”, “orta” ve “kötü” diye sınıflandırılmış ise de, niceliksel bir ölçüt verilmediği ve diğer bilgilerin genel itibarıyla gözlemsel bilgiler içerdiği, değişik tipteki yapılardan örnekleme suretiyle karot veya numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak yeterli bilgi içermediği, söz konusu alana ilişkin detaylı zemin etüdü verisi ve buna bağlı olarak su taşkını konusunda yeterli veri bulunmadığı hususları dikkate alındığında, dava konusu alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/469 K: 2016/979 T: 17.2.2016

Uyuşmazlık konusu alanın üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair idarelerce hazırlanan raporlarda, binalar gözlemsel olarak incelenerek kalite olarak “iyi”, “orta” ve “kötü” diye sınıflandırılmış ise de, niceliksel bir ölçüt verilmediği ve diğer bilgilerin genel itibarıyla gözlemsel bilgiler içerdiği, değişik tipteki yapılardan örnekleme suretiyle karot veya numune alınmak suretiyle teknik bir metot üzerinde çalışılmadığı, yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak yeterli bilgi içermediği, söz konusu alana ilişkin detaylı zemin etüdü verisi ve buna bağlı olarak su taşkını konusunda yeterli veri bulunmadığı hususları dikkate alındığında, dava konusu alanın riskli alan ilan edilebilmesi için Kanunun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşulların detaylı bir teknik rapor ile oluşturulmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/5069 K: 2017/3989

Taşıyıcı unsuru etkilemeyen bağımsız bölüm içindeki duvarların kaldırılmasının ruhsat gerektirmediği, bununla birlikte, hangi nitelikte olursa olsun, bağımsız bölüm sayısını veya bağımsız bölüm alanını artıran iki bağımsız bölüm arasındaki duvarın kaldırılması veya aynı bağımsız bölüm içerisinde başka bir bağımsız bölüm oluşturulması yolundaki tadilatların, ruhsata tabi esaslı tadilat niteliğinde olduğu; öte yandan, aykırılıktan etkilenen alanın tespitinin, yapılan imalatın binanın statiğini etkileyip etkilemediğinin idarece yapılacak inceleme sonucu somut olarak ortaya konulduktan sonra; yapılan imalat binanın statiğini etkilemiyor ise para cezasının, 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca yapı maliyet birim fiyatları üzerinden; statiğini etkilemesi halinde ise aynı fıkranın (a) bendi uyarınca yapı inşaat alanı üzerinden para cezası hesaplanması gerektiği. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2017/919 K: 2017/4660

Davacının taşınmaz üzerindeki iddiasının, gayrimenkul mülkiyetinin iktisap yollarına ilişkin Medeni Kanun hükümlerine yönelik olmayıp, 2981 sayılı Yasada öngörülen hak sahipliği esasına göre yapılması istenilen idari tescile dayandığı, bu itibarla, 2981 sayılı Kanundan kaynaklanan ve bu Kanun hükümlerine göre irdelenmesi gereken uyuşmazlığın görümü ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu hakkında. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2012/6054 K: 2014/3063 

Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde yer alan kıyıda yapılan ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine veya imar mevzuatına aykırı yapılar hakkında 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesinde belediye encümeninin yetkili olduğu hakkında. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/10132, K: 2016/92

Özet: Uyuşmazlık konusu olayda; yapıya ilişkin yapı ruhsatının ve dayanağı imar planı değişikliğinin hukuka aykırı olduğunun yargı kararıyla ortaya konularak iptal edildiği dikkate alındığında; ilgiliye hak tanıdığı ileri sürülen durumun hukuka uygun bir işlemden kaynaklanmadığı ortadadır. Bu sebeple; olayda, kazanılmış hakkın olmazsa olmaz unsurlarından olan hukuka uygunluk unsuru bulunmamaktadır. Bir an için yapı ruhsatının verildiği anda imar planına uygun olduğu, hukuka aykırılığının sonradan ortaya konulduğu söylenebilir ise de; iptal kararlarının geriye yürür biçimde, iptal edilen işlemleri hiç tesis edilmemiş gibi ortadan kaldırdığı dikkate alındığında, bu durum da sonucu değiştirecek nitelikte değildir. Özetlemek gerekirse, uyuşmazlık konusu olayda, kazanılmış hakkın unsurlarından hukuka uygunluk unsuru bulunmadığından, kazanılmış hakkın var olduğundan söz etmek olanaklı değildir. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2019/17350 K: 2019/8598 T: 03.10.2019

Yapı kayıt belgesi verilmesine dair işlemlerin, 2575 sayılı Kanunun 24. maddesinde tahdidi olarak sayılan ilk derece mahkemesi olarak Danıştayın karara bağlayacağı işlemler kapsamında olmadığından, uyuşmazlığın görüm ve çözümü görevi, 2576 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca idare mahkemelerine ait bulunmaktadır. Öte yandan, 2577 sayılı Kanunun 34. maddesine göre yetkili idare mahkemesi, taşınmazın bulunduğu yer olan Konya İdare Mahkemesidir. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2018/3537 K: 2018/5301 T: 13.09.2018

Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında  Tebliğin, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen geçici 16. maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlediği, İmar Kanunu uyarınca ruhsat, yapı kullanma izin belgesi, ruhsatsız ve ruhsata aykırı yapılarla ilgili olduğu, davacı iddiaları ile iptali istenilen düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde ise kimyasal madde sektörü, kimya mühendisliği ve kimya mühendisliği hizmetleriyle menfaat ilişkisini kuracak nitelikte olmadığı, dava konusu işlemin davacı TMMOB Kimya Mühendisleri Odası tüzel kişiliğinin menfaatini etkilemediği sonucuna varılmıştır. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/8519 K: 2019/5673 T: 25.09.2018

3194 sayılı Kanunun 32. maddesi hükmünde belirtilen “Yapı Tatil Tutanağı”nın ihtiva etmesi gereken unsurları taşımadığı anlaşılmıştır. Bu durumda; para cezası verilebilmesi için yapı tatil tutanağında belirtilen taşınmazın ruhsat ve eki mimari projesine aykırı kullanımının hangi inşai faaliyet ve imalat sonucu meydana geldiğinin ayrıntılı, nitelik ve ölçüleri belirli, açık, anlaşılır şekilde ortaya konulmadığı anlaşıldığından, söz konusu yapı tatil tutanağı esas alınarak para cezası verilmesine ilişkin dava konusu encümen kararında hukuka uyarlık, temyize konu Mahkeme kararında ise hukuki isabet görülmemiştir. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2018/2019 K: 2018/7080 T: 04.12.2018

Yapı kayıt belgesinin davalı idareye sunulması üzerine dava konusu 09/12/2013 günlü, 506 sayılı belediye encümeni kararı ile verilen para cezasının ve yıkım kararının iptaline karar verildiği dikkate alınarak, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2017/803 K: 2019/93 T: 15.01.2019

Uyuşmazlık konusu olayda, farklı parseller üzerinde bulunan ruhsata aykırı yapılar hakkında ayrı ayrı encümen kararları ile para cezası verildiği, her bir işlemin farklı hukuki sonuçlar doğurduğu ve yargısal denetimlerinin ayrı ayrı yapılacağı hususları birlikte değerlendirildiğinde, para cezalarının tahsili için ayrı ayrı ödeme emri düzenlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Yapı kayıt belgesi ilgili belediyesine verildikten sonra 3194 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edileceği düzenlemesi karşısında, söz konusu işlemleri tesis eden idarelerce gerekli iptal işlemleri yapılacağı Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2018/4539 K: 2019/507 T: 24.01.2019

İdare Mahkemesi kayıtlarına 14/08/2018 tarihinde giren karar düzeltme dilekçesi ekinde, davacının imar barışı kapsamında dava konusu yapıya ilişkin olarak 05/07/2018 günlü, 31170 başvuru numaralı UNADM46H belge nolu “Yapı Kayıt Belgesi”ni alması nedeniyle, davalı idare tarafından dava konusu para cezasının iptal edildiğine ilişkin 18/07/2018 günlü, 137 sayılı Kepez Belediye Encümeni Kararının sunulduğu görülmüştür. Bu durumda yapı kayıt belgesinin davalı idareye sunulması üzerine dava konusu para cezasının iptaline karar verildiği dikkate alınarak, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Devamını Oku

Danıştay 14. Dairesi E: 2018/1804 K: 2019/722 T: 31.01.2019

Davacı tarafından dosyaya sunulan yapı kayıt belgesi ile birlikte davalı belediye başkanı imzalı yıkım ve imar para cezasının iptal edildiğine dair yazının dava konusu taşınmaza ilişkin olup olmadığının, ayrıca dava konusu işlemlerin iptali yönünde davalı idarece verilmiş encümen kararının bulunup bulunmadığının araştırılarak İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir. Devamını Oku