Son Yazılar

Danıştay 6. Dairesi E: 2003/7140 K: 2005/4038 T: 11/07/2005

3194 sayılı imar kanunu’nun 17. maddesinin 3.fıkrasına göre yapılacak olan satışların devlet ihale kanununa tabi olmadığından belediye meclisinden satış için önceden karar alınması gerekmediği, müstakil inşaat yapmaya müsait olan parseldeki hissenin diğer hissedara satışında belediye encümenlerinin yetkili bulunduğu, uyuşmazlık konusu taşınmazdaki belediye hissesinin satışına ilişkin olarak anılan maddedeki şartların bulunup bulunmadığı araştırılıp sonucuna göre yeni bir karar verilmesi gerektiği hk. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/5655 K: 1999/6830 T: 23.12.1999

Ortak alanda kişi başına düşen sağlık tesislerine ilişkin asgari büyüklüğün planlama alanındaki nüfus ve sağlık tesisleri alanı ihtiyacı ulaşım ve altyapı gibi unsurlar, taşınmazın bu kullanım uygunluğunun bölgenin bütünü ve üst ölçekli plan kararları ele alınarak incelenmesi gerekir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3858 K: 1999/4912 T: 19.10.1999

İl imar müdürlükleri afet işleri ve imar uygulama şube müdürlüklerinde geçen hizmet sürelerinin resmi kurumda çalışmış olmak kapsamında kabul edilmemesine ilişkin imar planlarının yapımını yükümlenecek müellif ve müellif kuruluşlarının yeterlilik yönetmeliğinin 6/F maddesinde hukuka aykırılık yoktur. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2009/10541 K: 2009/11645

Uyuşmazlık konusu bölgede halen yürürlükte olan 1/100000 ve 1/50.000 ölçekli planların ilgili idarelerce değiştirilmemesi veya geri alınmaması ya da yargı yerlerince iptal edilmemesi halinde hukuki geçerliliğinin devam ettiği açık olduğundan, dava konusu nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olup olmadığı hususu gözönünde bulundurularak İdare Mahkemesince yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2010/5628 K: 2010/9351

Davacıya para cezası verilmesine ilişkin işlemin dayanağı yasa maddesi anayasa mahkemesi kararıyla iptal edildiğinden, bu aşamada mahkeme kararı iptal hükmünü taşısa da davacının haksız olduğu tespiti yapıldığından, davacı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2005/2790 K: 2007/5059

Taşınmaz mülkiyetinin asıl belirleyici unsurunun tapu senedi olması nedeniyle, tapu kayıtlarında bu yönde bir şerh bulunmamasına karşın, satış vaadi sözleşmesi ile anılan taşınmazda hisse satın alındığından bahisle, mülkiyet iddiasıyla parselasyon işlemine dava açılamayacağı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2004/8073 K: 2007/1098

Parselasyon işleminin yargı kararı ile iptali sonucunda iptal kararının gereğinin yerine getirilmesinin ilk koşulunun, ilgilisi açısından parselasyon öncesi hukuki duruma yeniden gelinmesinin sağlanması olduğu, bu itibarla davalı idarece ileri sürülen hususların iptal gerekçeleri çerçevesinde irdelenmesi ve yargı kararının uygulanıp uygulanmadığı hakkında bir karar verilmesi gerektiği hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2003/7824 K: 2005/4521 T: 07/10/2005

İdare mahkemesince para cezası fahiş bulunduktan sonra idarenin yerine geçilerek para cezası miktarının belirlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gibi idarece takdir edilen para cezası miktarının hukuka uygun olup olmadığı hususu incelenirken ölçüt olarak sadece bayındırlık ve iskan bakanlığı tarafından yayımlanan yapı yaklaşık maliyetlerinin dikkate alınmasının da hukuka uygun olmadığı. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2004/7562 K: 2005/4688

2863 sayılı Kanun uyarınca taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının sınırlarını belirleyerek tescilini yaptırmak görevi kültür ve tabiat varlıklarını koruma kuruluna ait olduğundan aynı Kanunun 10.mddesine göre düzenlenen protokol uyarınca Milli Savunma Bakanlığı ile gerekçeli koordinasyon sağlanılmaksızın tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle verilen iptal kararında isabet bulunmadığı hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2003/7653 K: 2005/4727

Yapı estetiğinin bozulmasının 3194 sayılı Yasanın 32. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği hakkında. Tadilatın aynı cephede yer alan balkonlarla tezatlık oluşturmak suretiyle ana yapının estetiğini olumsuz yönde etkilediğinin de belirtilmesi üzerine mahkemece yıkım işleminin hukuka uygun olduğuna yönelik gerekçelere bu husus da eklenmiş ise de yapılan tadilat sonucu cephe görünümünde meydana gelen değişiklik İmar Kanunu ve ilgili Yönetmelik uyarınca ruhsat alınmasını gerektirmemektedir. Devamını Oku