Son Yazılar

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/6273 K: 1999/6359 T. 9.12.1999

3194 sayılı yasanın 18. Maddesi ile 2981 sayılı yasanın 10. Maddesi uyarınca belediyelerin kapanan yollar nedeniyle kendi adlarına parseller oluşturmasının mümkün olmadığı, belediyenin kendi adına ne şekilde parsel oluşturduğu hususunun araştırılarak yeniden karar verilmesi gerekir, öte yandan taşınmazların satışının önlenmesi için tapu kayıtlarına tedbir konulması isteminin adli yargı yerince karara bağlanması gerekir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1991/2825 K: 1992/542 T:12.02.1992

KADIKÖY’DE 1/5.000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI BULUNMADIĞI NEDENİYLE 1/1.000 ÖLÇEKLİ UYGULAMA İMAR PLANI MAHKEMECE İPTAL EDİLMİŞSE DE BU KONUDA NAZIM İMAR PLANI NİTELİĞİNDE 1/2.000 ÖLÇEKLİ İMAR PLANI OLUP OLMADIĞI ARAŞTIRILMAKSIZIN KARAR VERİLMESİNDE İSABET GÖRÜLMEDİĞİ Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2003/1712 K: 2003/4221 T. 9.7.2003

İmar planı değişikliği işlemine karşı, uyuşmazlık konusu taşınmazın yakınındaki taşınmazın maliki olan kişinin dava açma ehliyeti bulunmaktadır. Bu saptamalar çerçevesinde uyuşmazlığa bakıldığında, imar planları kamu yararını ilgilendiren genel nitelikte düzenleyici işlemler olduğundan, semt sakini sıfatıyla menfaatinin ihlal edildiğinden bahisle dava açma hakkı bulunan davacının imar planı tadilatının iptali istemiyle açtığı bu davada dava açma ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılmış, idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2002/6968 K: 2004/944 T. 20.2.2004

3194 sayılı Yasanın 8. maddesinin ( b ) fıkrasında, imar planlarının belediye meclislerince onaylanarak yürürlüğe gireceği, bu planların onay tarihinden itibaren bir ay süre ile ilan edileceği, bir aylık ilan süresi içinde yapılan itirazların belediye meclislerince 15 gün içinde incelenerek kesin karara bağlanacağı, onaylanmış planlarda yapılacak değişikliklerde de aynı usullere uyulacağı hükümlerine yer verilmiştir. Bu durumda, davacının plan değişikliği isteminin belediye meclisince incelenmesi suretiyle işlem tesis edilmesi gerekirken, belediye başkanlığı işlemi ile reddedilmesinde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2015/8193 K: 2016/46

644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Çevre ve şehircilik Bakanlığının yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni verme yetkisi sayma usulü ile belirlendiğinden bu yetki kapsamında olmayan uyuşmazlığa konu yapı ruhsatını düzenleme yetkisinin belediye başkanlığına ait olduğu, işlemin yetki unsuru yönünden açıkça hukuka aykırı olduğu hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2012/915, K: 2013/8099 

Danıştay 6. Dairesi, 09.12.2013, E:2012/915, K:2013/8099 Özeti: 1/1000 ölçekli uygulama imar planının, 1/5000 ölçekli nazım imar planı olmadan, sadece özel niteliği olan 1/25000 ölçekli plan tarafından yönlendirilmesi imar mevzuatında öngörülen kademeli birliktelik ilkesine uygun düşmediğinden, 1/25.000 ölçekli nazım imar planı uyarınca hazırlanacak daha somut belirlemelere yer veren 1/5000 ölçekli nazım imar planı sonrasında, buna uygun olarak uygulama imar planı hazırlanması suretiyle uygulamaya geçilmesi gerektiği hakkında. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1997/1582 K. 1998/893 T. 18.2.1998

ÖZET: Askı süresi içerisinde parselasyon işlemine yapılan itirazın, askı süresinin son gününü izleyen günden itibaren 60 gün içinde cevap verilmemek suretiyle reddedilmesi üzerine, takip eden 60 günlük süre içinde parselasyon işlemine karşı dava açılması gerektiği, bu süreler geçtikten sonra davalı idareye yapılan başvuruların reddine ilişkin işlemler dava açma süresini yeniden başlatmaz. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2003/1709 K. 2004/26 T. 12.1.2004

ÖZET: Bir bölgede parselasyon işlemi yapılabilmesi için öncelikle 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı yapılması ve parselasyon işlemimin de bu plana dayalı olması gerekmektedir. Parselasyon işleminin dayanağı 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı dava konusu edilmediğinden, dava konusu parselasyon işleminin yukarıda anılan Yasa ve Yönetmelik hükümleri ile 1/1.000 ölçekli uygulama imar planına ve parselasyon ilkelerine uygun yapılıp yapılmadığının irdelenmesi suretiyle yeniden bir karar verilmelidir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/6414 K. 2000/106 T. 17.1.2000

ÖZET: Parselasyon işleminde kişilerin düzenlemeye giren parselleri ile düzenleme sonrası tahsis edilen parselleri arasında değer farkı bulunması durumunda, parselasyon işlemlerinin yasa ve yönetmeliklere aykırılığı öne sürülerek iptalinin istenilmesi gerekmektedir. Söz konusu değer farkı bir iptal nedenidir ve tazminat hukuku kapsamında değildir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/4164 K. 1999/4196 T. 23.9.1999

Kamu yararını ilgilendiren genel nitelikte düzenleyici işlem olan imar planına karşı semt sakini (komşuluk) Sıfatıyla menfaatin ihlal edildiğinden bahisle iptal davası açılması olanaklı ise de kişisel çıkarları ihlal eden, somut, sübjektif nitelikteki parselasyon işlemine karşı, parselasyon yapılan sınırlar içerisinde ayni hakkı bulunmayan davacı tarafından komşuluk hukukuna dayanılarak açılan davanın ehliyet yönünden reddi gerekir. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5731 K. 2005/1938 T. 5.4.2005

Dava, hazineye ait parselin bulunduğu alanda 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılmıştır. Hazineyi ilgilendiren davalarda defterdarların bulundukları illerde daire amiri olarak dava açmaya yetkili oldukları açık olduğundan hazineye ait taşınmazla ilgili parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kararda isabet bulunmamaktadır. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 1998/3692 K. 1999/4794 T. 13.10.1999

Uyuşmazlık konusu taşınmazın trafo yeri olarak kamulaştırılmasına ilişkin işlemlere başlanması ve tapu kayıtlarında bu yönde şerh bulunması karşısında, kamulaştırılan yerin tapuda davacı idare adına kayıtlı bulunmadığı gerekçesiyle kamulaştırma işleminin varlığı gözetilmeksizin sadece tapuda malik görünen kişilerin dikkate alınması suretiyle parselasyon yapılmasında mevzuata uyarlık yoktur. Devamını Oku

Danıştay 6. Dairesi E: 2005/2790 K: 2007/5059 T: 21.09.2007

Özeti: Taşınmaz mülkiyetinin asıl belirleyici unsurunun tapu senedi olması nedeniyle, tapu kayıtlarında bu yönde bir şerh bulunmamasına karşın, satış vaadi sözleşmesi ile anılan taşınmazda hisse satın alındığından bahisle, mülkiyet iddiasıyla parselasyon işlemine dava açılamayacağı hakkında. Devamını Oku