Danıştay 6. Dairesi E: 2003/5767 K: 2005/1951 T: 05/04/2005
Köy yerleşik alanlarında ifraz edilmedikçe bir parsel üzerine birden fazla yapı yapılamayacağı. Devamını Oku
Köy yerleşik alanlarında ifraz edilmedikçe bir parsel üzerine birden fazla yapı yapılamayacağı. Devamını Oku
Yönetmeliğin 15/2.maddesinde yer alan “yapının paydaşı olup olmadıkları gözetilmeksizin” ibaresinin normlar hiyerarşisine, dayanağı Kanun maddelerine ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı ilkesine uygun olarak, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda düzenleme yapıldığı. Devamını Oku
6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesinin kanun koyucu tarafından idareye tanınan düzenleme yetkisi uyarınca kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda yapılmadığı, 6306 sayılı Kanunun amaçları arasında belirtilen fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme yapma amacına, diğer bir ifadeyle dayanağı Kanun maddelerine aykırı olduğu. Devamını Oku
Riskli alanlardaki yapılar ile riskli yapılara elektrik, su ve doğal gaz verilmeyeceği yolundaki kuralın uygulanabilmesinin, hak sahiplerinin görüşünün alınması koşuluna bağlandığı, Yasa hükmünde aranan bu koşula metinde yer verilmediği anlaşılmakla, dayanağı Yasa hükmünü daraltacak nitelikteki yönetmelik düzenlemesinde bu yönden hukuka uyarlık bulunmadığı, Mimari proje ile yönetim planında malik imzası aranmaz.” şeklindeki düzenlemenin, 634 sayılı Yasa’nın 12. maddesine açıkça aykırı olduğu. Devamını Oku
Riskli yapı tespiti yapmak üzere anılan Kanun ve Yönetmelik hükümleri çerçevesinde lisanslandırılan kurum ve kuruluşlar ile bu kuruluşların ortaklarının ve bu kuruluşlarda görev alan mühendislerin faaliyetlerinin, Yönetmelikle sınırlanabilmesine hukuken olanak bulunmadığı. Devamını Oku
Bölgede daha önce yapılmış bir zemin araştırması var ise 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin ekinde yer alan Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslar uyarınca riskli yapı tespiti maliyetini artırmamak ve maliklere ek külfet yüklememek amacıyla bunun kullanılabilmesinin mümkün olduğu. Devamını Oku
Bakanlar Kurulunun riskli alan kararının hukuka aykırı olduğunun yargı kararıyla tespit edilmesi veya yürürlükten kalkmış olması halinde bu karar doğrultusunda hazırlanan nazım ve uygulama imar planları ile uygulama imar planına dayanılarak yapılan parselasyon işleminin de hukuka aykırı hale geleceği tabidir. Devamını Oku
Davacıların kendi iradeleri ile sözleşmeleri imzaladıkları görülse de, davacıların dava açmaktaki amacı ile dava açmakla ulaşmak istediği sonuç göz önünde bulundurulduğunda beyanlarından, dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden ve yapılan incelemelerden, davacıların, taşınmazlarının ihale yoluyla satışına engel olmak ve hak kaybına… Devamını Oku
Davacıların kendi iradeleri ile sözleşmeleri imzaladıkları görülse de, davacıların dava açmaktaki amacı ile dava açmakla ulaşmak istediği sonuç göz önünde bulundurulduğunda beyanlarından, dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden ve yapılan incelemelerden, davacıların, taşınmazlarının ihale yoluyla satışına engel olmak ve hak kaybına uğramamak için sözleşme imzalamayı kabul ettikleri, sözleşme sonrasında da taşınmazların devrine engel olmak için sözleşme ile verilen vekâletnamelere ilişkin azilname düzenledikleri, söz konusu davacıların subjektif dava açma ehliyetinin varlığının devam ettiğinin kabulü gerekmektedir. Devamını Oku
Bir alanda, 1/5000 ölçekli nazım imar planında nüfus yoğunluğuna ilişkin belirleme yapılmış ise, üst ölçekte belirlenen yoğunluğu aşar şekilde 1/1000 ölçekli uygulama imar planında yapı ve nüfus yoğunluğunun artırılması halinde, imar mevzuatına ve planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırılık oluşacaktır. Gerekli altyapı analizlerinin yapılmadığı, teknik ve sosyal donatı alanlarının ayrılmadığı, plan açıklama raporlarında yoğunluk artışını zorunlu kılan teknik gerekçelerin ortaya konulmadığı durumlar hukuka aykırılık teşkil edecektir. Devamını Oku
İmar Kanununda yer almayan taşınmazın imar hakkı transferini öngören söz konusu yöntemin 6306 sayılı Kanun kapsamında hazırlanan imar planı notları ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Devamını Oku
Davacıların kendi iradeleri ile sözleşmeleri imzaladıkları görülse de, davacıların dava açmaktaki amacı ile dava açmakla ulaşmak istediği sonuç göz önünde bulundurulduğunda beyanlarından, dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden ve yapılan incelemelerden, davacıların, taşınmazlarının ihale yoluyla satışına engel olmak ve hak kaybına uğramamak için sözleşme imzalamayı kabul ettikleri, sözleşme sonrasında da taşınmazların devrine engel olmak için sözleşme ile verilen vekâletnamelere ilişkin azilname düzenledikleri, söz konusu davacıların subjektif dava açma ehliyetinin varlığının devam ettiğinin kabulü gerekmektedir. Devamını Oku
Uyuşmazlığa konu alanın riskli alan ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmaması nedeniyle dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı notunun ve bu plan uyarınca onaylanan 24.06.2016 tarihli, 2733 sayılı kentsel tasarım projesinin da dayanaktan yoksun kaldığı Devamını Oku
6306 sayılı Kanun kapsamında yeninden inşa edilecek ruhsatlı yapılar için belediyelerce daha önceden alınan harç ve ücretlerin tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın sadece kullanım maksadı değişiklikleri ile yapı alanındaki artışlar için hesaplanan harç ve ücret farklarının alınması yerinde olacaktır. Devamını Oku
6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı olan parselin, bu parselle bütünlük teşkil eden ve fiilen boş olan komşu parsellerinin de maliklerinin talebi halinde 6306 sayılı Kanun kapsamında planlanabileceği. Devamını Oku
Kıyı Kanunuyla, önceden var olan haklar sınırsız olarak korunmadığından, Kıyı Kanununun çıktığı tarih itibariyle oluşan hakkın daha sonra yapılan imar planlarında da aynen korunması mümkün olmadığı gibi söz konusu 100 metrelik sahil şeridinin Kanunda belirtildiği şekilde imar planıyla kamunun yararlanmasına açılması zorunluluk arz etmektedir. İmar Kanunu ve Kıyı Kanununda yer almayan taşınmazın imar hakkının transferini öngören söz konusu yöntemin uyuşmazlığa konu plan değişikliği ile kabul edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Devamını Oku
Kıyı Kanunu ve Yönetmelik hükmüne göre kısmi yapılaşma olması durumunda kazanılmış hak; anılan yapıların mevcut haliyle korunmasına ilişkin olup, daha sonra yapılacak imar planlarında 100 metrelik sahil şeridinin Kıyı Kanununa uygun olarak planlanması ve yeni yapılaşmaların Kıyı Kanununa uygun olması gerektiği kuşkusuzdur. Devamını Oku
Uyuşmazlığa konu alan için gerekli olan yukarıda yer verilen ayrıntılı teknik çalışmaların yapıldığı, bunun sonucunda bölgenin riskli alan ilan edildiği, bölgenin sağlıklı yapılaşmasının taşınmaz kültür varlıklarının ihya ve restorasyon çalışmalarının ivedilikle aslına uygun olarak tamamlanmasının sağlanmasının hedeflendiği, acele kamulaştırmaya konu taşınmazların mahalle, ada ve parsel numarası gösterilmek suretiyle tek tek belirlendiği, imar ıslahının bir an önce yapılabilmesi için alınan acele kamulaştırma kararında hukuka aykırılık görülmediği. Devamını Oku
Kanunda belirtilen uygulamaların Bakanlıkça yerine getirilmesi, ancak üzerindeki bina yıkılmış olan arsanın malikleri üçte iki çoğunluğu sağlayamazsa acele kamulaştırma yoluna gidilmesi gerekirken anılan hususlar gözetilmeksizin riskli alana ilişkin Bakanlar Kurulu kararı üzerine dava konusu taşınmazın acele kamulaştırılması yolunda tesis edilen Bakanlar Kurulu Kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Devamını Oku
Uyuşmazlığa konu alan için gerekli olan yukarıda yer verilen ayrıntılı teknik çalışmaların yapıldığı, bunun sonucunda bölgenin riskli alan ilan edildiği, bölgenin sağlıklı yapılaşmasının taşınmaz kültür varlıklarının ihya ve restorasyon çalışmalarının ivedilikle aslına uygun olarak tamamlanmasının sağlanmasının hedeflendiği, acele kamulaştırmaya konu taşınmazların mahalle, ada ve parsel numarası gösterilmek suretiyle tek tek belirlendiği, imar ıslahının bir an önce yapılabilmesi için alınan acele kamulaştırma kararında hukuka aykırılık görülmediği. Devamını Oku
Uyuşmazlığa konu alan için gerekli olan yukarıda yer verilen ayrıntılı teknik çalışmaların yapıldığı, bunun sonucunda bölgenin riskli alan ilan edildiği, bölgenin sağlıklı yapılaşmasının taşınmaz kültür varlıklarının ihya ve restorasyon çalışmalarının ivedilikle aslına uygun olarak tamamlanmasının sağlanmasının hedeflendiği, acele kamulaştırmaya konu taşınmazların mahalle, ada ve parsel numarası gösterilmek suretiyle tek tek belirlendiği, imar ıslahının bir an önce yapılabilmesi için alınan acele kamulaştırma kararında hukuka aykırılık görülmediği. Devamını Oku