Son Yazılar

Nüfus Kayıt Düzeltmesi Talebi ve Davası

Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Nedir? Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus Kaydı Nasıl Düzeltilir? Nüfus Kayıtlarındaki Hataların… Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/3772 K: 2024/2889 T: 23.5.2024

Ön alım davalarının değeri para ile ölçülebilen davalardan olduğu, ön alım bedelinin depo edilmesinin özel dava şartı olduğu, buna yönelik ara karara uyulmaması halinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114 ve 115 inci maddeleri kapsamında usulden ret kararı verilmeyip işin esası hakkında değerlendirme yapılarak ret kararı verileceği, esasa yönelik ret kararı verilmesi halinde değeri parayla ölçülebilen bu tür davalarda avukatlık ücretinin de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6 ncı maddesi kapsamında nispi olarak belirlenmesi gerektiği, Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2023/356 K: 2023/1036 T: 22.2.2023

Mahkemece davalılar ile davalılara pay devredenler arasındaki pay bedellerine ilişkin görgüye dayalı bir anlatımda bulunmayan ve bilirkişi raporu ile de çelişen tanık beyanları esas alınmak suretiyle karar verilmesi doğru değildir. Zira, soyut tanık beyanları davacının bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır. Ne var ki, davalılar vekili, bilirkişi heyeti raporuyla belirlenen bedel itibariyle depo kararı verilmesini talep ettiğine göre bu beyanın gözetilmesi gerektiği de açıktır. Devamını Oku

Aile Konutu Şerhi Yargıtay Kararları

Aile konutuyla ilgili şu yazılarımıza bakınız:  Aile Konutu Şerhi Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Davası Aile Konutu Şerhi Olan Ev Haczedilebilir Mi? Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2018/1506 K: 2018/13996 Dava konusu taşınmaz cebri icra sonucu satılmakla, davacı erkek… Devamını Oku

Danıştay 17. Dairesi E: 2015/7755 K: 2016/3022 T: 20.4.2016

Herhangi bir bölgenin 6306 sayılı Kanun kapsamına proje alanı ilan edilmesi o bölgedeki uygulamaların tamamen durdurulacağı anlamına gelmeyeceği, bu şekilde bir değerlendirmenin mülkiyet hakkını ihlal edeceği, kamusal yarar ile bireysel menfaat arasında denge gözetilmesi gerektiği, mevcut yapıya yönelik olarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenmesinin talep edildiği göz önüne alındığında, gecekondu önleme bölgesi ilan edilmesinin işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenmesine engel teşkil etmeyeceği. Devamını Oku

Danıştay 13. Dairesi E: 2020/295 K: 2020/1522 T: 22.6.2020

Davacının ihalesi yapılacak taşınmaz üzerinde bulunan gecekondusu için 2981 sayılı Kanun uyarınca hak sahipliği kabul edilerek adına tapu tahsis belgesi düzenlendiğinden, davacıya ait söz konusu yapı yerinde korunamıyorsa başka bir ıslah veya gecekondu bölgesinden ya da alanda üretilecek konutlardan davacıya tahsis yapılması gerektiği sonucuna ulaşıldığından, bu tahsis yapılmadan taşınmazın ihale yoluyla satışının yapılamayacağı Devamını Oku

Danıştay 11. Dairesi E: 2005/1353 K: 2007/6248

Deprem kuşağında yer alan bir bölgede, deprem tehlikesi göz önünde bulundurularak, yerleşim alanlarının belirlenmesi, bu alanlarda yapılaşmaya ilişkin tedbirlerin alınması, uygulanması ve denetlenmesi şeklindeki idari faaliyetlerde ortaya çıkan eksikliklerin, idarenin olumsuz eylemi niteliğinde olması nedeniyle, bu olumsuz eylem ile deprem sonucu oluşan zarar arasında illiyet bağının bulunduğu ve depremin illiyet bağını kesen bir mücbir sebep olarak kabul edilemeyeceği hakkında. Devamını Oku

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu E: 1973/3 K: 1973/12 T: 16.06.1973

6785 sayılı İmar Kanununun 19 ve 20 nci maddelerinin belediyelerce uygulanmasında birden fazla sahibi bulunan inşaatlarda tesbit zabtı ile durdurma emrinin mal sahiplerinden yalnız birine veya bir kısmına tebliğ edilip diğerlerine tebliğ edilmediği hallerde, kendisine tesbit zabtı ve durdurma emri tebliğ edilen sahibin verilen para cezasından gayrimenkuldaki hissesi nisbetinde sorumlu olacağı Hk. Devamını Oku

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu E: 2002/2 K: 2002/5

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun koruma amaçlı imar planıyla ilgili olarak verdiği 4974 sayılı karar ile 5042 sayılı kararın iptali istemiyle açılan davalarda, Zonguldak İdare Mahkemesince, dava konusu işlemlerde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptali yolunda verilen iki kararın temyizen incelenmesi sonucunda Danıştay 6. Dairesisince verilen kararlar arasındaki aykırılığın içtihatların birleştirilmesi yoluyla giderilmesine yer olmadığı Devamını Oku

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E: 2003/1801 K: 2003/11701 T: 14.10.2003

Kiraya verilen mera vasfındaki yerin daha önceki kiracılar tarafından sürülerek mera özelliğinin ortadan kaldırılmış olması davalının tarla olarak kullanmaya devam etmesi nedeniyle sorumluluğunu ortadan kaldırmaz; köy tüzel kişiliğinin yeri davalıya kiralaması sonucu zarar oluştuğundan olayın özelliğine uygun mahkemece takdir edilecek bir miktarın oluşan zarardan indirilerek kalan miktara hükmedilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E: 2005/3467 K: 2006/1979 T: 1.3.2006

4342 sayılı Yasa’nın 4. maddesinin son fıkrasında “… Umuma ait çayır ve otlak yerlerinin kullanılmasında ve bunlardan faydalanılmasında mera, yaylak ve kışlaklara ilişkin hükümlerin uygulanacağı… ” belirtilmiş olmakla zarar kapsamı belirlenerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gereklidir. Devamını Oku

Danıştay 17. Dairesi E: 2015/881 K: 2015/83

Yararı kamuya ait olan yolların ve kaldırımların, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu, bu nitelikteki alanların fuzulen işgal edilmesi halinde Hazine tarafından ecrimisil istenilebileceği açıktır. Hazine adına tescilli yoldan ecrimisil alınabilir. Devamını Oku

Danıştay 17. Dairesi E: 2015/830 K: 2015/311

Su sporlarının yapılacağı alana emniyetli bir şekilde ulaşılabilmesi için emniyetli giriş ve çıkış alanlarının Valilikçe tespit edilebileceği, bu alanın fuzuli işgali halinde ecrimisil istenebileceği Ecrimisil bedelinin münhasıran taşınmazın bulunduğu konum ve diğer unsurlar dikkate alınmak suretiyle keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra belirlenmesi gerektiği hakkında. Devamını Oku

Danıştay 2. Dairesi E: 2013/5756 K: 2014/5756

2946 sayılı Kanunun 8. maddesinde; kanuni oturma süresi sona erenlere karşı idarelere sadece konutu boşalttırma yetkisi tanınmış Konutun boşaltılmaması durumunda, idareye işgaliye bedeli tahsil yetkisi verilmemiştir Kanunun bu açık hükmüne rağmen. Yönetmeliğin 34 üncü maddesinin üçüncü fıkrası ile idareye işgaliye bedeli tahsil etme hakkı tanınması hukuka aykırıdır. Devamını Oku