Son Yazılar

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2013/513 K: 2013/7035 T: 24.06.2013

3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan tesbitlere karşı askı ilan süresi içinde dava açılması halinde, kadastro mahkemesi görevli olup; mahkemece yapılacak inceleme, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılmasına ilişkindir. Bu davada, taşınmazların mülkiyetine ve niteliğine ilişkin bir araştırma yapılamaz. Bu taleplere yönelik açılan davalarda ise, görevli mahkeme, 6100 sayılı H.M.K.'nun 2. maddesi uyarınca genel görevli asliye hukuk mahkemeleridir. Devamını Oku

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2013/6034 K: 2013/6163 T: 04.06.2013

Mahkemece, dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu sonucu oluşan yüzölçümü ile önceki yüzölçüm farkının hesaplama yönteminden kaynaklandığı belirtilmiş, diğer yandan Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmediği gibi yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Devamını Oku

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2013/1015 K: 2013/745 T: 11.02.2013

Mahkemece, öncelikle denetime veri teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosuna ait orijinal ölçü krokisi, ilk tesis kadastrosunun yapıldığı tarihlere en yakın hava ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritalarda değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ile eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgeler toplandıktan sonra, mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalı, karar içeriğinde açıklanan hususlar araştırılarak sonucuna göre karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2012/6961 K: 2012/11314 T: 24.12.2012

mahkemece, öncelikle denetime veri teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosuna ait orijinal ölçü krokisi, ilk tesis 'kadastrosunun yapıldığı tarihlere en yakın hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritalarda değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ile eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir.  Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2012/8418 K: 2012/9541 T: 26.06.2012

Mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği gibi, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı savıyla açılan davada kadastro mahkemesi görevli olup taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin davalarda görevli değildir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2015/11610 K: 2017/1291 T: 17.02.2017

Kadastro mahkemesinin, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik yanlışlıkların tashihi işleminin yasa ve yönetmeliklere aykırı yapıldığı düşüncesiyle açılan davada görevli olduğu, taşınmazın mülkiyetine ve mahiyetine yönelik davalarda ise görevli olmadığı, diğer taraftan uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet uyuşmazlıklarını canlandırmak ve gidermek olmayıp, tesis kadastrosu sırasında yapılan teknik yanlışlıkları belirleyerek gidermek ve kadastro, paftalarını zeminle uyumlu, uygulanabilir, teknik ihtiyaçlara cevap verir ve güvenli duruma getirmek olduğu, yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosunun mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlaline neden olacağı gözetilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2016/2510 K: 2017/7607 T: 11.10.2017

Yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı düşüncesiyle açılan davada kadastro mahkemesinin görevli olduğu, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine yönelik davalarda ise görevli olmadığı gözetilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2015/17739 K: 2017/8208 T: 29.11.2017

Uygulama tespiti sırasında yanlış ölçüm nedeni ile bir taşınmazın bir bölümünün tespit harici yolda bırakıldığı iddiasına dayalı olarak açılan davada, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmaz bölümlerine ilişkin talepler yönünden de uygulama kadastrosunu denetleyerek sınırın tespitinde yanlışlık varsa, sınırları düzeltecek şekilde karar vermekle görevli mahkemenin kadastro mahkemeleri olduğu gözetilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2018/817 K: 2018/3126 T: 17.04.2018

Genel arazi kadastro çalışmaları sırasında tespit ve tescile tâbi tutulan çekişmeli taşınmazın, sonradan 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama ile yüzölçümü azalmış ise de; azalmanın nereden kaynaklandığı, komşu parsellere bir kayma olup olmadığı, kayma varsa kadastro işlemi yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilerek tapu iptali istenebileceği, davacı bu şekilde zararını karşılayabilecekse Hazinenin zarardan sorumlu olmayacağı, ancak; mahkemece bu konuda yeterli araştırma yapılıp eksilmenin nereden kaynaklandığı belirlenmeden, davacılara komşu parsellere dava açması için süre verilmesi ve sonra da dava açılmamış olması nedeniyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Devamını Oku

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2016/7919 K: 2019/3260 T: 30.04.2019

Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesinden kaynaklanan uygulama kadastrosu tespitine itiraza ilişkindir. Davanın niteliği itibariyle, yargılama neticesinde verilecek hükümden tüm paydaşların hukuku etkileneceğinden davanın bütün paydaşlar tarafından birlikte açılması veya tamamının katılımının sağlanması suretiyle davaya devam edilmesi zorunludur. Devamını Oku

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2016/13152 K:  2019/7215 T: 12.11.2019

Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesinden kaynaklanan uygulama kadastrosu tespitine itiraza ilişkindir. Davanın, niteliği itibariyle bütün paydaşlar tarafından birlikte açılması veya tamamının katılımının sağlanması suretiyle davaya devam edilmesi zorunludur. Ne var ki mahkemece, diğer paydaşların davaya katılımları sağlanmaksızın yargılama yapılıp hüküm verilmesi cihetine gidilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece, taşınmazın diğer paydaşlarının davaya katılımını sağlaması için davacıya süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devamla sonucuna göre karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2016/15077 K:  2020/262 T: 10.02.2020

Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu‘nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. Bu tür davalarda, tüm paydaşların birlikte dava açmaları yahut biri veya birkaçı tarafından açılan davaya diğer paydaşların da katılımının sağlanması gerekir. Somut olayda; davacı, uygulama kadastrosu sırasında paydaşı olduğu taşınmazın yüzölçümünün eksildiği iddiasıyla dava açmıştır. Ne var ki, taşınmazın müşterek mülkiyete konu olduğu ve davacı dışında, başkaca paydaşların da bulunduğu anlaşılmaktadır. Davanın niteliği itibariyle, yargılama neticesi verilecek hükümle müşterek maliklerin tamamının hukukunun etkilenecek olması nedeniyle, diğer paydaşların da davaya katılımının sağlanması zorunlu olmasına rağmen, mahkemece diğer paydaşların katılımını sağlaması için davacıya süre ve imkan tanınmamıştır. Devamını Oku

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2016/16240 K:  2020/2056 T: 17.06.2020

Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların yüzölçümüne yönelik olarak görülen ve Kadastro Kanunu’nun 41. maddesinden kaynaklanan düzeltme istemine ilişkin dava sonuçlandıktan, ancak karar kesinleşmeden evvel yörede uygulama kadastrosuna ilişkin çalışma yapıldığından yönetmelik hükümleri ve olayın mahiyeti gereği 3402 sayılı yasanın 22-A maddesi uyarınca yapılan kadastroya ilişkin tutanakların kesinleşmesi mümkün değildir. Hakkında kadastro tutanağı düzenlenen ve davalı olması nedeni ile tutanakları henüz kesinleşmeyen yer hakkında genel mahkemelerin değil Kadastro Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olduğu kuşkusuzdur. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2004/492 K: 2004/1294 T.5.4.2004

Kural olarak meraların çıplak mülkiyeti hazineye, intifaı ise bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliğine aittir; belediye hudutları içinde kalan kamu malı niteliğindeki meraların mülkiyetinin belediyeye geçmesine yasal olanak bulunmamaktadır; bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımaz; eylemli duruma, resmi kayıt ve belgelere aykırı düşen sübjektif nitelikteki yerel bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. Devamını Oku

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E: 2006/759 K: 2006/819 T.24.3.2006

Mahkemece dava konusu taşınmazın öncesinin kamu malı niteliğinde mera olduğu yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı yasalar uyarınca tapu kaydı oluşturulduğu ve bu yolla taşınmazın türü yetkili idari merciiler tarafından değiştirildiği dikkate alınarak ve hazine tapusuna değer verilerek, katılan davacının davasının reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi davalı hazine adına tesciline karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2006/1722 K: 2006/2344 T.27.2.2006

Mera niteliğiyle sınırlandırılan taşınmazlar hakkında açılacak davaların 3402 sayılı yasanın 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olacağına ve çekişmeli taşınmazın 115 numaralı mera parseli içerisinde kaldığı bilirkişi raporu, kadastro müdürlüğünün yazısı ile kesinleşen orman kadastro haritalarından da açıkça anlaşıldığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/9098 K: 2003/10113 T.2.10.2003

Öncesinde, çekişmeli yerin mera vasfında bulunduğu, davalının kayda dayalı bir hakkının söz konusu olmadığı görülmekle; davalının taşınmaz üzerindeki yapıdan dolayı 3194 sayılı yasanın 18. maddesinden kaynaklanan bir hakkının varlığından söz edilemez; davalının şerhten kaynaklanan hakkının kişisel hak niteliğinde bulunduğu kabul edilmeli;  davacının kayda dayalı mülkiyet haklarına üstünlük tanınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/8-452 K: 2005/469 T.20.7.2005

Bir gayrimenkulün kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlikle iktisap edilmesi için, gayrimenkulün vasfı iktisaba elverişli yerlerden olmalıdır; söz konusu gayrimenkul, yaz aylarında yayla evi ve mevsimlik sebzelerin yetiştirildiği bahçe olarak tasarruf edilen yerlerdendir bu durumda, anılan gayrimenkulün yayla vasfında yerlerden olup olmadığının saptanması, yaylaysa yaz aylarında belli dönemlerde buradan faydalanmanın mülkiyet hakkı sağlamayacağı hususu dikkate alınmalıdır. Devamını Oku