Son Yazılar

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/17-294 K: 1996/426 T.29.5.1996

Çevresi yayla olan, şahısların bu yerde yayla evi yapmak ve arsa olarak kullanmak suretiyle yararlandıkları anlaşılan taşınmazın öncesinin kadim yaylak olduğunu kabul etmek gerekir; 3402 sayılı Kadastro Yasasının 16/b maddesi gereğince kamu malı niteliğindeki yaylak yerleri özel mülkiyete konu olan ve dolayısıyla zilyetlikle kazanılan yerlerden sayılamaz; böyle bir taşınmazın anılan yasa maddesi gereğince yaylak yeri niteliğiyle sınırlandırılıp özel siciline yazılması gereklidir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-227 K: 2006/265 T.3.5.2006

Meralar, özel mülkiyete konu olamazken; sahipsiz yerlerin, devletin veya özel bir kişinin mülkü haline gelmesi imkan dahilindedir; bu anlamda sahipsiz yer" kavramı merayı kapsamaz; dolayısıyla mera üzerinde, kanunun tarif ettiği biçimde muhtesat oluşturulması ve bedelinin ödenmesi olanağı yoktur. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/14-43 K: 2002/95 T. 13.2.2002

Dava konusu yerlerin tespiti ile bu yerlerin hangi köyün kadim kullanımında olduğu hususları üzerinde gerekli araştırma ve inceleme yapılmadığından mahkemece yeniden keşif yapılmalı; taraflardan ayrıntılı şekilde sorularak köyler arasında ihtilaflı olan meraların yerleri kesin biçimde tespit edilmeli, tarafsız köylerden seçilecek yaşlı ve yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişiler ile taraf tanıkları taşınmazlar başında dinlenerek nizalı yerleri kadim kullanımının hangi köye ait olduğu veya her iki köyün müşterek kullanımının söz konusu olup olmadığı araştırılmalı, uzman bilirkişilerden ihtilaflı yerleri açıkça gösteren infaza elverişli rapor ve kroki alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/7-651 K: 2005/21 T. 2.2.2005

Mahkemece uzman bilirkişiler aracılığıyla taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, mera tahsis haritası yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanıp  dava konusu taşınmazın mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız belirlenmeli; taşınmazın mera tahsis haritasının kapsamında kalmadığı saptandığı takdirde; dava konusu taşınmazın mera olarak kullanılagelen yerlerden olup olmadığı yolunda, tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, taşınmazın fiziksel ve toprak yapısı, meyil durumu ayrıntılı biçimde incelenmeli,  taşınmazın öncesinin de mera olmadığı sonucuna varıldığı takdirde taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi, sürdürülüş biçimi hakkında belgeler, kayıtlar ve tanık beyanları  dahilinde  gereken değerlendirmeler yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/3509 K: 2003/4529 T.15.5.2003

Dört tarafı mera ile çevrili olan bir yerin öncesinin mera olduğunun kabulü gerekir; aksinin kabulü halinde mera bütünlüğünün bozulması kaçınılmaz olacaktır; eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez; köy muhtarlıkları hariç diğer kamu kurum ve kuruluşlarının zilyetliğe dayalı olarak taşınmaz mal iktisap etmeleri mümkün değildir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/5337 K: 2003/4970 T.26.5.2003

Taşınmazın öncesinin mera olduğu yazılı mera norm kararı davacının miras bırakanı  tarafından imzalanmış olup, bu beyanlar taşınmazın öncesinin mera olduğu olgusu yönünden halefiyet yolu ile mirasçısı olan davacıyı da  bağlayacağından kazandırıcı zamanaşımına dayalı davanın reddi yerindedir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/5749 K: 2003/5176 T.22.5.2003

Orman tahdidi yapılan yerlerde bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığının kesinleşen orman tahdit haritasının uygulaması, kesinleşmiş orman tahdidi bulunmayan yerlerde ise memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanması sonucu orman mühendisinden alınacak gerekçeli mütalaaya dayalı olarak belirlenmesi gerekir; diğer taraftan taşınmazın öncesi tapusuz olduğuna göre maddi olaylardan sayılan zilyetliğin ve sürdürülüş biçiminin tanık ve diğer delillerle de kanıtlanması gerekir; yine ileri sürülmesine karşın vergi kayıt miktar fazlasının mera olup olmadığı yönünden de yöntemine uygun bir mera araştırması yapılmalıdır. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/7-134 K: 2006/140 T. 5.4.2006

Açık bir yasal düzenleme ile mera, yaylak ve kışlaklar yönünden sahiplenme ya da koruma yönüyle Tarım Ve Köyişleri Bakanlığına davalarda temsil yetkisi verilmediğinden, yasa ile verilen görevleri dışında mülkün sahibi olan hazineyi doğrudan doğruya temsil yetkisi de bulunmadığından aktif dava ehliyeti yoktur. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/14-264 K: 2006/237 T.26.4.2006

Orman içerisinde fiili yollar bulunduğu saptansa dahi, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17. Maddesi uyarınca, bu konudaki yetkinin orman bakanlığına ait olması nedeniyle, davacının öncelikle anılan hükümde öngörülen prosedür çerçevesinde, anılan yollardan yararlandırılması için Orman Bakanlığı'na başvurması gerekir; bu istem reddedilirse, ret işleminin iptali istemiyle açılacak dava idari yargıda görülür. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2006/5-227 K: 2006/265 T.3.5.2006

Kadastro Kanunu’nun 16. Maddesinde kamu malları; hizmet malları, orta malları, sahipsiz mallar ile genel sular ve ormanlar olmak üzere dört gruba ayrılmış; anılan maddenin b bendinde, orta mallarından olan meraların özel mülkiyete konu teşkil etmeyecekleri belirtildikten sonra, c bendinde ayrıca açıklanan sahipsiz yerlere ilişkin bu şekilde bir düzenlemeye yer verilmemiştir; buna göre meralar, özel mülkiyete konu olamazken; sahipsiz yerlerin, devletin veya özel bir kişinin mülkü haline gelmesi imkan dahilindedir; bu anlamda sahipsiz yer" kavramı mer'ayı kapsamaz; dolayısıyla mer'a üzerinde, kanunun tarif ettiği biçimde muhtesat oluşturulması ve bedelinin ödenmesi olanağı yoktur. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/14-43 K: 2002/95 T. 13.2.2002

Dava konusu yerlerin tespiti ile bu yerlerin hangi köyün kadim kullanımında olduğu hususları üzerinde gerekli araştırma ve inceleme yapılmadığından mahkemece yeniden keşif yapılmalı; taraflardan ayrıntılı şekilde sorularak köyler arasında ihtilaflı olan meraların yerleri kesin biçimde tespit edilmeli, tarafsız köylerden seçilecek yaşlı ve yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişiler ile taraf tanıkları taşınmazlar başında dinlenerek nizalı yerleri kadim kullanımının hangi köye ait olduğu veya her iki köyün müşterek kullanımının söz konusu olup olmadığı araştırılmalı, uzman bilirkişilerden ihtilaflı yerleri açıkça gösteren infaza elverişli rapor ve kroki alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/3-163 K: 2002/308 T.17.4.2002

Böylece özel mülkiyete tabi taşınmaz üzerinde inşa edilen cami ve mescitlerin yönetimi ve yönlendirilmesi ile ilgili olarak cami veya mesciti inşa eden gerçek veya tüzel kişinin ilgisi kesilmiş ve fakat taşınmaz üzerindeki diğer birimlere (dükkanlara) ilişilmemiştir. Bu yönde kesinleşmiş bir mahkeme ilamı bulunmadığı sürece aksine bir yorum ile sonuca gidilmesi mülkiyet hakkının özünü zedelediği gibi yukarıdaki yorum kurallarının topuna birden aykırı düşer. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/7-651 K: 2005/21 T. 2.2.2005

Mera tahsis haritası yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanıp  dava konusu taşınmazın mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız belirlenmeli; taşınmazın mera tahsis haritasının kapsamında kalmadığı saptandığı takdirde; dava konusu taşınmazın mera olarak kullanılagelen yerlerden olup olmadığı yolunda, tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, taşınmazın fiziksel ve toprak yapısı, meyil durumu ayrıntılı biçimde incelenmeli,  taşınmazın öncesinin de mera olmadığı sonucuna varıldığı takdirde taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi, sürdürülüş biçimi hakkında belgeler, kayıtlar ve tanık beyanları  dahilinde  gereken değerlendirmeler yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Devamını Oku

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E: 1959/8 K: 1959/24 T:3.6.1959

Tapuda kayıtlı olmayan ve belediyelere ait seyrangah ve metruk mezarlıkların belediyelerin yetkili organları tarafından şahıslara satılmasına karar verilmiş ve yetkili organların belirledikleri şartnamelere uygun şekilde kişilere ihale ile bu durum yetkili organları tarafından onaylanmış ve müşteriye düşen yükümlülüklerin yerine getirilmiş olması halinde gayrimenkulün ihaleden evvel belediye adına tapuya tescil edilmemiş olması ihalenin geçerliliğini etkilemez. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/3526 K: 2003/3187 T.14.4.2003

Kadastro tespiti tapu kaydına dayanarak yapılmıştır ancak kayıt merciinden getirtilip yerine uygulanmamış, davacıdan delilleri ve şahit getirmesi talep edilmemiş, yaş bakımından yeterli bilgi ve deneyimi bulunmayan yerel bilirkişilerin soyut içerikli beyanlarına dayanılarak karar verilmesi hatalıdır. Devamını Oku