Son Yazılar

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2000/2315 K: 2000/2319 T.10.5.2000

Eksik inceleme ile hüküm verilemez; tarafların  göstereceği tanıklar, bilirkişiler huzurunda keşif yapılarak taşınmazın öncesinin kadim ve geleneksel şekilde kullanılan mera olup olmadığı, değilse davacıların ve miras bırakanlarının zilyetliklerinin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık doğduğunda giderilmeli, tüm incelemeler tamamlandıktan sonra  deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2001/382 K: 2001/598 T.12.2.2001

Dava konusu taşınmazın kuzey ve doğu sınırları "mera" okumaktadır mera sınırlarını içeren kayıtların kapsamları yüzölçümleri ile geçerlidir. Kayıtlar sahibi lehine olduğu kadar aleyhine de delil teşkil eder; resmi kayıtlara ve eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemeyeceğine göre taşınmazın meraya el atmak suretiyle kazanıldığının kabulü gerekir; kamu orta malı niteliğindeki meraların zilyetlikle kazanılmasına olanak yoktur. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2001/773 K: 2001/1773 T.13.4.2001

Taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı konusunda dinlenen bilirkişi ve tanık sözleri arasındaki aykırılık da yöntemine uygun biçimde giderilmemiş, idari kanaldan bildirilen daha yaşlı bilirkişiler dinlenilmemiş, davalıların zilyetliğinin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi ile ilgili konularda da yeterli bir araştırma yapılmamıştır; 3402 sayılı kadastro yasası'nın 30/2. Maddesi uyarınca çözümlenmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/808 K: 2003/411 T.27.1.2003

Tapusuz olan bir taşınmazın tesciline karar verilebilmesi için öncelikle taşınmazın tescile tabi yerlerden olması, zilyedin zilyetliğinin aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla olmak üzere 20 yıla ulaşması, ayrıca maddi olaylardan sayılan zilyetliğin ve sürdürülüş biçiminin tanık ve diğer delillerle kanıtlanması gerekir; bilirkişi ve tanıkların sözleri arasındaki çelişkinin olması halinde giderilmesine çalışılmalı, ayrıca taşınmazın niteliği, zilyetlik süresi ve kullanım şekli ile ilgili olarak bilirkişi incelemesi yapılmalı, usullere göre yapılacak tüm incelemelerden sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/3901 K: 2003/3974 T.5.5.2003

Hazinenin de tarafı bulunduğu kadastro mahkemesinin kararlarıyla taşınmazların mera olarak sınırlandırılmalarına karar verilip verilen kararın kesinleştiği düşünülmeden yazılı olduğu üzere son hükümle taşınmazların hazine adına tesciline karar verilmek suretiyle infazda duraksama yaratılmış olması doğru değildir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/4341 K: 2003/4277 T.12.5.2003

Ziraatçi bilirkişi raporu takdiri delillerden olup başkaca delillerle doğrulanmadığı sürece tek başına taşınmazın mera olduğunu kabulüne yeterli değildir; mera ile ilgili davalarda dinlenecek bilirkişi ve tanıklarında davanın sonucunda yararı bulunmayan komşu köylerden seçilmesi zorunludur. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2001/10368 K: 2002/882 T.19.2.2002

Bilirkişi ve tanıklar taşınmazın davacılar tarafından hayvan otlatmak ve çayırlarını biçmek suretiyle zilyet ettiklerini söylemişlerdir; yörenin topoğrafik, fiziki yapısı ve konumu ve de hayvancılığın ön planda geldiği bir yerde bu şekilde sürdürülen zilyetliğin iktisap sağlayıcı nitelikte bir zilyetlik olduğunun kabulü gerekir; bir yere ilişkin iki ayrı kaydın varlığı halinde, miktarı itibariyle daha fazla olan kayda değer verileceği genel kural olduğu gibi yargısal uygulamalar da bu yöndedir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2005/7785 K: 2005/9770 T.17.10.2005

Mera sınırlarını içeren kayıtların kapsamları yüzölçümleri ile geçerlidir. resmi kayıt ve belgelerle eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. hal böyle olunca taşınmazların öncesinin mera olduğunun kabulü gerekir. kamu orta malı niteliğindeki meraların zilyetlik ve iktisabına olanak yoktur. Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/14477 K:2006/444 T:26.01.2006

Bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan metrekare değerlerinin karşılaştırılmasında, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlardan daha değerli olduğu anlaşılmasına rağmen bilirkişi kurullarınca dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlardan daha değersiz olduğu kabul edilerek değer biçildiğinden alınan rapor geçersizdir Devamını Oku

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi E: 2005/14025 K:2006/3154 T:20.03.2006

Kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedel davalarında da Kamulaştırma Kanunu'nun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Arsa niteliğindeki taşınmaza, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi gerekir. Dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça, yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir. Islah edilen miktara da dava tarihinden faiz yürütülmesi gerekir Devamını Oku

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi E: 1996/10128 K: 1996/10452 T: 25.11.1996

Somut emsal alınan taşınmaz imar düzenlemesi sonucu meydana gelen parsel, dava konusu taşınmazın ise bu nitelikte olmaması halinde dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılması sonucu, bulunan değerinden veya kamulaştırılan yüzölçümünden İmar Kanunu'nun 18. maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerekmektedir. Devamını Oku