Son Yazılar

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/3220 K: 1996/3633 T: 3.7.1996

Vakfa ait arsa üzerine gecekondu yapan davalıya, 2981 sayılı Kanun uyarınca tapu tahsis belgesi verilmiş ve tapunun beyanlar hanesine davalının arsa bedelinden dolayı borçlandırıldığı yazılmıştır. Bu nedenle kadastro sırasında sözkonusu borç tutanağının rehinler hanesine aynen aktarılarak davalı adına tespit edilmesinde bir usulsüzlük yoktur. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/345 K: 1996/1141 T: 5.3.1996

Çay yatakları zilyetlikle kazanılamaz. Ancak, çayın terk ettiği alan zamanla tarım arazisine dönüşürse veya taşlık ve çalılık olup da imar-ihya edilmiş ve imar-ihya yoluyla kazanılma koşulları zilyet yararına oluşmuşsa, 3402 s. Kanun’un 14 ve 17. maddeleri ile Medeni Kanun’un 639. maddesi uyarınca, böyle bir taşınmaz, olağanüstü zamanaşımı zilyetliği ile kazanılabilir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/5134 K: 1994/6691 T: 15.9.1994

Kadastro mahkemesi, taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara ilişkin işlere bakmakla görevlidir. Her ne kadar, Anayasa Mahkemesi, beyanlar hanesinde gösterilecek şerhle ilgili 2924 sayılı Yasa’nın değişik 11/2. maddesini iptal etmiş ise de, Hazine şerhle ilgili dava açmamış, çekişme, iki şahıs arasındaki zilyetlik şerhi ile ilgili olduğuna göre, uyuşmazlığın, işin esasının incelenerek sonuçlandırılması gerekirken, husumet yönünden reddedilmesi isabetsizdir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/478 K: 1996/756 T: 7.2.1996

Vergi kayıtları ile bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık bulunduğu takdirde, resmi kayıt niteliğinde olan vergi kayıtlarına dayanılarak hüküm verilmesi gerekir. Kaçak ve yitik kişilerden kalan tapulu ve tapusuz taşınmazlar, yasalar gereği Hazine’ye geçeceğinden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılamazlar. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/6046 K: 1993/11976 T: 2.11.1993

Kadastro hakimince, posta masraflarını resmi ödenekten karşılamak suretiyle elde edilerek davanın çözümlenmesinde etkili olabilecek kadastro tutanakları, tapu kayıtları ile çevre parsel tutanak ve kayıtları ilgili yerlerden getirtilmesi gerekirken, masraf istenmesi yasal düzenlemeye aykırılık teşkil eder. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1994/7442 K: 1994/8681 T: 2.11.1994

Kadastro davaları, basit yargılama usulüne tabi olduğundan adli tatilde süreler işlemeye devam eder. 15 günlük süre geçtiği takdirde, temyiz isteminin süre yönünden reddi gerekir. Davacıların davayı izlemedikleri gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilebilmesi için Kadastro Kanunu’nun 28. maddesindeki koşulların somut olayda varlığının ispat edilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1996/2980 K: 1996/2965 T: 4.6.1996

Aynı çalışma alanı içerisinde, belgesiz zilyetlikle, sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüm yüzölçümünde tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz iktisap edilebilir. Davacı tarafların ayniyet arz etmesi, tespitlerin Hazine adına yapılması, dayanılan vergi kayıtlarının değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırları içermesi nedeniyle kapsamlarının yüzölçümleri ile geçerli olması, bir davada verilecek kararın diğerinin sonucuna etkili bulunması karşısında davaların birleştirilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/5056 K: 1993/10869 T: 12.10.1993

Dayanılan kayıtlardaki sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, tespit; bunlarda gösterilen miktar esas alınarak, ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibarıyla belli bir yeri kapsıyorsa, o sınır esas alınarak belirlenmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/5314 K: 2003/4898 T:15.5.2003

Kadastro Yasası’nın 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının davalılar yararına gerçekleştiği saptanmış olmakla, hazinenin temyiz itirazlarının reddi gerekir; aynı yasa maddesinde bir kişinin aynı çalışma alanı içinde belgesiz zilyetlik yoluyla sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüm taşınmaz mal iktisap edebileceği öngörüldüğünden bu olgular gözetilerek karar verilmelidir. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/2468 K: 1995/2453 T: 11.4.1995

Köy tüzel kişiliğinin özel mülkiyetinde bulunan ve tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın devri konusunda kaymakamlıkça onanmış, köy derneğine ait bir karar bulunmadığı takdirde yapılan satış hukuken geçersizdir. Bu satışa dayanarak taşınmaza zilyet olan kişi, Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesi hükmünden yararlanamaz. Devamını Oku

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1998/540 K: 1998/253 T: 9.2.1998

Zilyetlik, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak sürdürüldüğü takdirde, zilyetlikle taşınmaz edinme hükümleri uygulama olanağı bulur. Bu itibarla, tarım yapılması mümkün olmayan taşınmazda, kendiliğinden yetişen kamış bitkilerinin kurutulup, hayvan yemi olarak değerlendirilmesi, iktisap sağlayıcı nitelikte zilyetlik olarak kabul edilemez. Zilyetlikle birleşmeyen, ayrıca bir mülkiyet belgesi de sayılmayan vergi kaydına dayanılarak hüküm tesisi isabetsizdir. Devamını Oku