Son Yazılar

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2017/11115 K: 2018/1345 T: 22.02.2018

Dava arsa payının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Somut olayda dava konusu taşınmazda kat irtifakının kurulduğu 02.04.1970 tarihinde; bağımsız bölümlerin değerinde ve dolayısıyla arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan bu nedenle arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenler ortaya konulmamıştır. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2017/2920 K: 2018/3087 T: 17.04.2018

Dava konusu uyuşmazlık arsa payının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Somut olayda mahkemece bağımsız bölümlerin arsa paylarının düzeltilmesine karar verilmiş ise de; arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenlerin hangi gerekçelerle oluştuğu hususunda açıklayıcı bir rapor düzenlenmemiştir. Mahkemece kat irtifakının kurulduğu tarih itibariyle kat irtifak belgelerinin, mimari projelerin ve yönetim planının birlikte değerlendirilerek, tapu kaydında arsa paylarının düzeltilmesi hususunda kanaate varılır ise oluşacak yeni arsa paylarının ve oranlarının gösterir mukayeseli gerekçeli somut ve haklı nedenler belirtilerek arsa paylarında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olup olmadığı hususunda uzman bilirkişi kurulunca rapor alınarak oluşan sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2017/2458 K: 2018/5203 T: 03.07.2018

Kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulurken dava konusu taşınmaz paylarının orantılı olarak paylaştırılmadığı bilirkişi raporunda belirtilmişse de; bu orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenler ortaya konulmaksızın, bağımsız bölümler tek tek gezilerek ölçüm yapılmaksızın ve bağımsız bölümlerin mevcut büyüklükleri hesaplamada dikkate alınmaksızın düzenlenen bu bilirkişi raporu esas alınarak arsa paylarının düzeltilmesine karar verilmesi isabetsizdir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2019/4430 K: 2019/6535 T: 12.11.2019

ÖZET: Kat mülkiyeti ve kat irtifakı, bu mülkiyete konu olan anagayrimenkulün bağımsız bölümlerinden her birinin konum ve büyüklüklerine göre hesaplanan değerleri ile oranlı olarak projesinde tahsis edilen arsa payının ortak mülkiyet esaslarına göre açıkça gösterilmesi suretiyle kurulur. Arsa paylarının bağımsız bölümlerin payları ile oranlı olarak tahsis edilmediği hallerde, her kat maliki veya kat irtifakı sahibi, arsa paylarının yeniden düzenlenmesi için mahkemeye başvurabilir. Bağımsız bölümlerden her birine bu fıkra uyarınca tahsis edilen arsa payı, o bölümlerin değerinde sonradan meydana gelen çoğalma veya azalma sebebiyle değiştirilemez. 44. madde hükmü saklıdır. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2020/87 K: 2020/2489 T: 06.07.2020

Kat irtifakı veya kat mülkiyetinin kurulması sırasında yahut kat irtifakından kat mülkiyetine geçiş tarihinde arsa payları bizzat kendileri tarafından düzenlenmiş olan kat maliki veya maliklerinin sonradan arsa paylarının düzeltilmesini istemekte iyiniyetli olup olmadıklarının ve ayrıca arsa paylarının düzeltilmesini isteyen kat malikinin bu isteminde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunup bulunmadığının mahkemece dikkatle değerlendirilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1996/11316 K: 1996/13308 T: 31.10.1996

Mahkeme, kendiliğinden 2/B Uygulaması yapamayacağı gibi, taşınmazı bu madde kapsamında kabul ederek hüküm kurması da mümkün değildir. Buna göre; orman niteliğini yitirmiş olduğu, halen üzerinde meşe toplulukları bulunan, amenajman planlarında orman toprağı sayılıp ağaçlandırılmış taşınmazda, özel mülk iddiasıyla açılan davanın dinlenme olanağı yoktur. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1996/2772 K: 1996/12056 T: 18.10.1996

Dava¸ hem genel arazi kadastro tespitine ve hem de orman kadastro komisyonu tarafından gerçekleştirilen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına itiraz davası olduğu takdirde, uyuşmazlığın çözümü için; öncelikle çekişmeli yerin evvelce yapılıp kesinleşen orman tahdidi içinde kalıp kalmadığının, 683l sayılı orman kanununun 2/B maddesinde yazılı nitelikleri taşıyan ve orman kadastro komisyonu tarafından orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olup, olmadığının belirlenmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1997/2462 K: 1997/3103 T: 18.3.1997

683l sayılı Yasanın 17/l-2. maddesi; dört tarafı ormanla çevrili taşınmazlar orman bütünlüğünü bozacağı için, bu taşınmazlardan tarım yada inşaat yapmak suretiyle yararlanılamayacağını, buralara yerleşilemeyeceğini emretmiştir. 17. maddeye aykırılık oluşturan taşınmazlar özel mülk olarak kabul edilemez, orman sayılması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 2006/1722 K: 2006/2344 T: 27.2.2006

Mera niteliğiyle sınırlandırılan taşınmazlar hakkında açılacak davaların 3402 sayılı yasanın 12/3. Maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olacağına ve çekişmeli taşınmazın 115 numaralı mera parseli içerisinde kaldığı bilirkişi raporu, kadastro müdürlüğünün yazısı ile kesinleşen orman kadastro haritalarından da açıkça anlaşıldığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1995/8695 K: 1995/10626 T: 21.9.1995

Dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu saptandığına göre, bu yerin orman olarak Hazine adına tescili gerekir. Ancak Hazine adına yapılan bu tescil; özel hukuk anlamında bir tescil olmayıp ormanı devletin özel malı haline getirmeyeceği gibi, bu orman üzerinde özel hukuk hükümlerine göre, hak kazanımına da yasal imkan bulunmamaktadır. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1993/3817 K: 1994/5077 T: 2.5.1994

Orman yönetimi, ilan süresi içerisinde kadastro tutanağına karşı bir itirazda bulunmayıp, gerçek kişi ile Hazine arasında görülen davaya, mahkemenin ihbarına rağmen, usulüne uygun dilekçe verip asli müdahil olarak da katılmadığı takdirde, davada taraf sıfatı kazanamayacağı gibi leh ve aleyhine verilen kararlardan da bağımlı tutulamaz. Bu itibarla, verilen hükmü temyiz etmesi olanağı da yoktur. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1994/8176 K: 1995/5936 T: 4.5.1995

Kadastro mahkemesinde görülen davada, taraflardan hiçbirinin duruşmaya gelmemesi ve davayı takip etmemesi halinde, dosyanın işlemden kaldırılarak davanın açılmamış sayılması Yasaya aykırılık teşkil ettiğinden, taraflara yöntemince davetiye tebliğ edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1995/6880 K: 1995/10412  T: 18.9.1995

Dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş ve 30 günlük yasal askı ilan süresi içinde de dava açıldığına göre tespitin kesinleştiği kabul edilemez. İdare tarafından bu olgu göz ardı edilerek tutanak kesinleştirilse dahi, bu işlem hukuken bir değer taşımaz ve yasal süre içinde açılan iptal davası kadastro mahkemesinde görülür. Devamını Oku

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E: 1992/12243 K: 1993/6700 T: 16.9.1993

Taşınmazın halen ve önceden orman olduğu saptandığına, 2510 ve 4753 s. Kanun’larda ormanların dağıtılamayacağı belirtildiğine ve 3402 s. Kanun’un ilgili hükümlerinin Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesiyle ormandan tapu ve zilyetlik yoluyla yer kazanma imkanı da kalmadığına göre; dayanılan iskân tapusunun geçerli olduğundan bahisle gerçek kişi lehine hüküm verilemez. Devamını Oku