Son Yazılar

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2008/5-218 K: 2008/220 T: 5.3.2008

Kamulaştırılan bir taşınmazın niteliğinin belirlenmesinde değerlendirme tarihinin, değerlendirmede ise idarece belgelerin mahkemeye verildiği günün esas alınması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. Öyle ise, bir taşınmazın arsa mı yoksa arazi mi olduğu değerlendirme günündeki durumuna göre belirlenecek ve kamulaştırma bedeli tespit edilecektir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/8-242 K: 2004/292 T:12.5.2004

Davaya konu taşınmazların öncesi orman olup; bu niteliğini koruduğu sıradaki zilyetliğe değer verilemeyeceğinden; taşınmazın orman tahdit hattı dışında bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar da zilyetlikle mülk edinme şartları gerçekleşmemekle; açılan tescil davasının reddine karar verilmesi gerekir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2004/8-353 K: 2004/350 T:9.6.2004

Taşınmaza ait olan uyuşmazlıklardan taşınmazın aynına ilişkin olanlar, kanunun kapsamı dışına çıkartılmış, böylece taşınmazın mülkiyetine ilişkin uyuşmazlıkların genel mahkemelerde açılacak tek bir dava ile sonuçlandırılması, taşınmazın mülkiyetine ilişkin yargı kararları arasında birlikteliğin ve mahkemelerin iş yükünün azaltılması sağlanmakla; uyuşmazlığın hakem yolu ile değil, genel mahkemelerde çözülmesi gerektiği yönündeki direnme kararı usule ve yasaya uygundur. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2002/20-558 K: 2002/588 T:3.7.2002

Dava konusu parselin uzman bilirkişi haritasında gösterilen bölümünün kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bulunduğu sırada, 1964 yılında yapılan arazi kadastrosunda davalı miras bırakanı adına oluşturulan tapu kaydının yasal değeri bulunmaması nedeniyle orman yönetiminin tapunun iptali yönünde dava açmada hukuki yararı ve aktif dava ehliyeti bulunduğundan hukuk genel kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uymak gerekirken önceki hükümde direnilmesi hatalıdır. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2001/14-443 K: 2001/458 T: 30.5.2001

Tüm köyün ve köylünün yaşama düzenini, yerleşimini yakından ilgilendiren, bütün köylünün kullanımına açık kamu malı niteliğinde bulunan bir yerin bir kişinin kullanımına verilmesinin köy sakini davacının menfaatini ihlal ettiği anlaşılmakla; haksız şekilde tapuya bağlanmış köy yolunun eski haline getirilmesinde ve bu yoldan köylülerin ve köy sakini davacının yararlanabilmesinin sağlanmasında hukuki yararı vardır. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/7-438 K: 2003/463 T: 2.7.2003

Davacının bu yerin mera olmadığı tapu ve zilyetliğe dayalı olarak mülkiyet hakkına sahip olduğu iddiası üzerinde hiç durulmadan, yukarıda kendisini bağlamayacağı ve ikrar olarak kabul edilemeyeceği açıklanan bir beyanı gerekçe yapılarak, hiçbir araştırma ve inceleme yoluna gidilmeden ve davacıya hakkını yargı yeri önünde savunma imkanı verilmeden davanın görülebilme imkanının olmadığı gerekçesiyle reddedilmesi adil yargılama hakkına aykırı olup, isabetsizdir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2003/5-162 K: 2003/144 T: 5.3.2003

Kısmi kamulaştırma nedeniyle kalan kısmın kıymetinde eksilme meydana geldiği takdirde, bu eksilen değer miktarı kamulaştırma bedeline eklenir; arta kalan kısımda değer kaybı belirlenirken, değer kaybının kamulaştırmadan kaynaklanması ve taşınmaz malın kamulaştırmadan önceki ve sonraki durumlarının bilirkişilerce göz önünde tutulması ve kamulaştırmanın menfi etkisinin oranının açıklanması gerekir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2005/1-349 K: 2005/353 T: 25.5.2005

3533 sayılı Kanun’un 4. Maddesinde yer alan “uyuşmazlık gayrimenkule ilişkinse o gayrimenkulün bulunduğu yerin” ibaresi, 3.7.2003 tarihli ve 4916 sayılı Kanun’un 24. Maddesiyle, “taşınmaza ilişkin uyuşmazlıklarda, taşınmazın aynına yönelik olanlar hariç olmak üzere o taşınmazın bulunduğu yerin” olarak değiştirilmiş olduğundan, davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılması usul ve kanuna uygundur. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2000/8-1217 K: 2000/1232 T:4.10.2000

Tapulama çalışmalarının hangi tarihte yapıldığının, dava konusu taşınmazın hangi nedenle tesbit dışı bırakıldığının adı geçen müdürlükten araştırılması gerektiği gibi, davaya konu taşınmazın bitişiğindeki özel mülkiyete konu parsellerin davalı taşınmazı ne olarak sınır gösterdiğinin tesbiti gerekir. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1996/1-336 K: 1996/493 T:19.6.1996

Taşınmaz malikinin tapulama sırasında kadastro teknisyeni huzurunda taşınmazının zilyedi adına tespit ve tesciline muvafakatını bildirmesi mülkiyetin zilyet adına geçirilip onun üzerine tapulama tesbiti yapılabilmesi için yeterli kabul edilmiştir. Ancak muvafakat beyanı ile mülkiyet zilyet olan kişiye hemen geçmeyeceğinden mülkiyetin geçirilmesi tespit tutanağının kesinleşmesi ile mümkün olabilir. Yorum yolu ile yargıtay inançları birleştirme kararının uygulama alanı genişletilemez. Devamını Oku

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 1988/1-825 K: 1988/964 T: 23.11.1988

Gerek 766 sayılı Yasa’nın 31/2 ve gerekse 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. Maddelerinin özel mülkiyete konu olamayacak, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında hazine tarafından açılacak davaları 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi tutmamış olmaları; ve davanın 3402 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden önce 766 sayılı yasa zamanında açılmış olması karşısında uygulanma kabiliyetinin bulunmaması nedenleriyle hak düşürücü süreye ilişkin direnme kararı yerindedir. Devamını Oku