1. Anasayfa
  2. Danıştay 10. Dairesi Kararları

Danıştay 10. Dairesi E: 2016/6431 K: 2017/1147 T: 27.02.2017


3194 sayılı İmar Kanunu’nun 11. maddesindeki hükümden, belediyelerin bedelsiz terk suretiyle edindikleri arazi ve arsaları, ancak planda gösterilen kamu hizmetinin yerine getirilmesi amacıyla kullanabilecekleri, satış işlemine konu edilemeyecekleri, bu durumun tapu kütüğünün beyanlar hanesine “şerh” konulmak suretiyle herkes için hüküm ifade eder hale geleceği anlaşılmakta olup; açıklanan düzenlemeler nedeniyle, bu tür yerlerin tasarruf yetkisinin belediyelere ait olduğu sonucuna varılmaktadır.

Dava, İstanbul İli, Kartal İlçesi, Çavuşoğlu Mahallesi, 3114 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın batısında kadastral boşlukta bulunan 1.100,00 m²’lik alanın, hangar – depo olarak kullanmak suretiyle davacılar tarafından işgal edildiğinden bahisle 26/11/2009 – 26/11/2014 tarihleri arası için takdir edilen 222.724,35 TL ecrimisil bedelinin, tahakkuk ettirilmesine ilişkin Kartal Belediyesi Encümenin 04/12/2014 tarih ve 1395 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nce; uyuşmazlık konusu taşınmazın evveliyatında imar planında yolda kalması nedeniyle yol olarak terkin edilmiş, yol yapılmadığından kamuya terkinli alan şeklinde olduğu, davacılar tarafından işgal edilen alanın belediye taşınmazı olarak kabul edilen yerlerden olmadığı ve davacılar tarafından herhangi bir hukuki nedene dayalı olmaksızın fuzulen işgal edildiği sabit olan taşınmazdan, söz konusu kullanım nedeniyle ecrimisil isteme yetkisinin taşınmazın bulunduğu yer Defterdarlığına ait olduğu, davalı Belediyece ecrimisil istenilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Davalı idarece, hukuka aykırı olduğu ileri sürülen anılan İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75. maddesinde, Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların, gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine fuzuli şagilden ecrimisil isteneceği; ecrimisil talep edilebilmesi için Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olmasının gerekmediği ve fuzuli şagilin kusurunun aranmayacağı kuralına yer verilmiştir.

13/07/2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesinde, belediye mallarına karşı suç işleyenlerin Devlet malına karşı suç işlemiş sayılacağı, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 75. maddesi hükümlerinin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca belediyelerin 2886 sayılı Yasanın 75. maddesine istinaden ecrimisil isteyebilmesi için fuzulen işgal edilen yerin belediye taşınmazı olarak kabul edilen yerlerden olması veya belediyenin hüküm ve tasarrufuna bırakılmış olması gerekmektedir. Aynı zamanda özel mülkiyete konu olan alanlarda imar uygulaması sonucu oluşan kadastral boşluk şeklindeki veya kapanan yol şeklindeki taşınmazların da belediyenin kullanımında ve tasarrufuna bırakılan yerlerde olduğu ve buraların fuzulen işgali halinde ecrimisil isteme yetkisinin belediyelere ait bulunduğu görülmektedir.

Diğer taraftan, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 11. maddesinde, “İmar planlarında; meydan, yol, park, yeşil saha, otopark, toplu taşıma istasyonu ve terminal gibi umumi hizmete ayrılmış yerlere rastlayan Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait gayrimenkuller ile askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile ülke güvenliği ile doğrudan doğruya ilgili Türk Silahlı Kuvvetlerine ait harekat ve savunma amaçlı yerler hariç Hazine ve özel idareye ait arazi ve arsalar belediye veya valiliğin teklifi, Maliye ve Gümrük Bakanlığının onayı ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeye, belediye ve mücavir alan hudutları dışında özel idareye bedelsiz terk edilir ve tapu kaydı terkin edilir.” hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 11. maddesindeki hükümden, belediyelerin bedelsiz terk suretiyle edindikleri arazi ve arsaları, ancak planda gösterilen kamu hizmetinin yerine getirilmesi amacıyla kullanabilecekleri, satış işlemine konu edilemeyecekleri, bu durumun tapu kütüğünün beyanlar hanesine “şerh” konulmak suretiyle herkes için hüküm ifade eder hale geleceği anlaşılmakta olup; açıklanan düzenlemeler nedeniyle, bu tür yerlerin tasarruf yetkisinin belediyelere ait olduğu sonucuna varılmaktadır.

Davalı idare temyiz dilekçesinde; davaya konu taşınmazın 10/04/1986 tarih ve 778 sayılı encümen kararı ile mülk sahiplerince tapuda bedelsiz olarak yola terk edildiği, 14/03/2013 tarihinde imar düzenlemesine alındığı, özel mülkiyete konu olan taşınmazların imar uygulaması ile parsellere bölünmesi sonucunda oluştuğu ileri sürülmektedir.

İdare Mahkemesi kararında ve mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; işgale konu taşınmazın, davacıların mülkiyetindeki 3114 ada, 1 parsel numaralı taşınmaz ile 3299 ada, 26 parsel numaralı taşınmaz arasında kalan kamuya terkli alan olduğu belirtilmektedir.

İdare Mahkemesince, Kartal Belediye Encümeni’nin 10/04/1986 tarih ve 778 sayılı kararı uyarınca davaya konu alana ilişkin olarak yapılan işlemler ile bu karar uyarınca davaya konu alana ilişkin olarak tapu idareleriyle yapılan yazışmalar ve kayıtlar ile 14/03/2013 tarihinde İmar Kanunu uyarınca yapılan uygulamanın öncesi ve sonrası, planlardaki kullanım amacının ne olduğu ve dava konusu taşınmazın hukuki durumu net bir şekilde belirlendikten sonra ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.

Bu durumda, yukarıdaki hususlar araştırılmadan ve eksik incelemeye dayalı olarak, davalı idarenin ecrimisil isteme yetkisinin olmadığı ve dava konusu işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptali yönünde verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.