1. Anasayfa
  2. Danıştay 14. Dairesi Kararları

Danıştay 14. Dairesi E: 2014/11276 K: 2015/3850 T: 13.5.2015


6306 sayılı Kanunun hükümleri ile riskli yapı tespiti ve yıkımına ilişkin işlemlere karşı itiraz hakkı sadece maliklere tanınmış olup, söz konusu yapının kiracıları veya sınırlı ayni hak sahibi olanların ise bu türden bir hakka sahip olmadıkları

İstemin Özeti: Elazığ 1. İdare Mahkemesinin 17.07.2014 günlü, E: 2013/1343, K: 2014/996 sayılı kararının; usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesi’nce işin gereği görüşüldü:

Dava; davacıların kiracı oldukları Elazığ İli, Merkez,  (…) Mahallesi, 271 ada, 96 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapının, 6306 sayılı Kanun uyarınca “Riskli Yapı” olduğundan bahisle yıkımına ilişkin tesis edilen 02.10.2013 günlü, 20304 sayılı Elazığ Valiliği Tapu Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; sözkonusu işlemin Elazığ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün talebi üzerine, Tapu Müdürlüğü tarafından hakkında “riskli yapıdır” belirtmesi konulan dava konusu taşınmaz malikinin 15 gün içerisinde söz konusu tespite itiraz etme hakkının bulunduğunun belirtilmesine ilişkin, bilgilendirme mahiyetinde bir işlem olduğu, icrai nitelik taşıyan kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmadığı gerekçesiyle, davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiş, bu karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

T.C Anayasasının 2.maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinin ögesi olan idarece tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanır.

2577 sayılı Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları idari işlemler hakkında yetki, şekil,sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

Aynı Kanunun 14. maddesinde de; dava dilekçelerinin ehliyet yönünden inceleneceği ve 15/1-b maddesinde; bu hususta Kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddine karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.

Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır. İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Aksi halde, kişilerin kendisine etkisi bulunmayan, menfaatlerini ihlal etmeyen idari işlemler hakkında da iptal davası açma hakkı doğar ve bu durum idarenin işleyişini olumsuz etkiler.İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan “dava açma ehliyeti” iptal davasına konu kararın niteliğine göre idari yargı yerince değerlendirilmektedir.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 3. maddesinde; ”Riskli yapıların tespiti, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılır ve sonuç Bakanlığa veya İdareye bildirilir. Bakanlık, riskli yapıların tespitini süre vererek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden isteyebilir. Verilen süre içinde yaptırılmadığı takdirde, tespitler Bakanlıkça veya İdarece yapılır veya yaptırılır. Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek İdareden de isteyebilir. Bakanlıkça veya İdarece yaptırılan riskli yapı tespitlerine karşı maliklerce veya kanuni temsilcilerince onbeş gün içinde itiraz edilebilir. Bu itirazlar, Bakanlığın talebi üzerine üniversitelerce, ilgili meslek disiplini öğretim üyeleri arasından görevlendirilecek dört ve Bakanlıkça, Bakanlıkta görevli üç kişinin iştiraki ile teşkil edilen teknik heyetler tarafından incelenip karara bağlanır.” hükmü, 5. maddesinin 1. fıkrasında; ”Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere veya bu yapılarda işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılabilir. ” hükmü, 5.maddesinin 3. fıkrasında ise; ”Uygulamaya başlanmadan önce, riskli yapıların yıktırılması için, bu yapıların maliklerine altmış günden az olmamak üzere süre verilir. Bu süre içinde yapı, malik tarafından yıktırılmadığı takdirde, yapının idari makamlarca yıktırılacağı belirtilerek ve tekrar süre verilerek tebligatta bulunulur. Verilen bu süre içinde de maliklerince yıktırma yoluna gidilmediği takdirde, bu yapıların insandan ve eşyadan tahliyesi ve yıktırma işlemleri, yıktırma masrafı ile gereken diğer yardım ve krediler öncelikle dönüşüm projeleri özel hesabından karşılanmak üzere, mahallî idarelerin de iştiraki ile mülki amirler tarafından yapılır veya yaptırılır.” hükmü yer almaktadır.

6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 7. maddesinin 6. fkrasında; ”Riskli yapı tespitine karşı malikler veya kanunî temsilcilerince on beş gün içinde riskli yapının bulunduğu yerdeki Müdürlüğe verilecek bir dilekçe ile itiraz edilebilir.” hükmüne, 8. maddesinin 1. fıkrası ile 2. fıkrasının (a) bendinde; ”Riskli yapı tespitine karşı yapılan itirazın reddedilmesi veya riskli yapı tespitine itiraz edilmemesi suretiyle, riskli yapı tespitinin kesinleşmesi halinde Müdürlük, gerekli tebligatların yapılmasını ve riskli yapının yıktırılmasını İdareden ister. İdarece; altmış günden az olmamak üzere süre verilerek riskli yapıların yıktırılması yapı maliklerinden istenilir. Maliklere yapılacak tebligatta, riskli yapıyı kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi kullananlara tahliye için malik tarafından bildirim yapılması gerektiği belirtilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan; 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 14. maddesinde; ”İlgili kurumca, uygulama alanındaki taşınmazların maliklerine konut veya işyeri verilmesinden sonra, arta kalan konut veya işyerlerinin bulunması halinde, belirtilen yapılarda kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak, en az bir yıldır ikamet edenler veya işyeri işletenler ile Kanun uyarınca taşınmazları kamulaştırılanlara bu konut veya işyerlerinden verilmek üzere sözleşme yapılabilir.” Kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi veyahut taşınmazları kamulaştırılanlardan konut veya işyeri talebinde bulunanların sayısının artan konut ve işyeri sayısından fazla olması hâlinde, konut veya işyeri verilecekler noter huzurunda gerçekleştirilecek kura işlemi ile belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.

6306 sayılı Kanunun yukarıda yer verilen hükümleri ile riskli yapı tespiti ve yıkımına ilişkin işlemlere karşı itiraz hakkı sadece maliklere tanınmış olup, söz konusu yapının kiracıları veya sınırlı ayni hak sahibi olanların ise bu türden bir hakka sahip olmadıkları açıktır.

Dosyanın incelenmesinden; davacıların kiracı oldukları Elazığ İli, Merkez,  (…) Mahallesi, 271 ada, 96 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapının, 6306 sayılı Kanun uyarınca “Riskli Yapı” olduğundan bahisle yıkımına ilişkin tesis edilen 02.10.2013 günlü, 20304 sayılı Elazığ Valiliği Tapu Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle bu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.

Bu durumda; taşınmazla mülkiyet bağı bulunanların, maliki oldukları taşınmaz üzerinde istedikleri tasarruf hakkına sahip oldukları hususu dikkate alındığında, dava konusu taşınmaz üzerine “6306 sayılı Kanun uyarınca riskli yapıdır” belirtmesi konulduğu, riskli yapı tespitine karşı taşınmaz malikine yapılan bu tebligat tarihinden itibaren bizzat taşınmazın malikince bizzat veya kanuni temsilcisince 15 gün içinde, riskli yapı tespitine itiraz edebileceği, aksi halde ilgili idare tarafından 60 günden az olmamak üzere belirlenecek olan süre içinde yapının yıktırılacağının bildirilmesine ilişkin Elazığ Valiliği Tapu Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle bakılan davayı açan kiracıların dava açma ehliyetlerinin bulunmadığı sonucuna varıldığından, bakılan davanın esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, incelenmeksizin reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla yasal isabetsizlik görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; Elazığ 1. İdare Mahkemesinin 17.07.2014 günlü, E: 2013/1343, K: 2014/996 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.