Kiracının, yapının 6306 sayılı Kanun uyarınca riskli yapı olarak tespit edilmesine ilişkin karar ile yıkımına ilişkin kararın iptali istemiyle dava açma ehliyeti bulunmadığı
Riskli yapı tespit kararı ile yıkım kararı doğrudan yapıya yönelik olarak tesis edilen işlemler hakkında kiracının dava açma ehliyetinin olmadığı
İstemin Özeti: İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, (…) Mahallesi, 15690 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapıda kiracı olan davacı tarafından; söz konusu yapının 6306 sayılı Kanun uyarınca riskli yapı olarak tespit edilmesine ilişkin karar ile yıkımına ilişkin Arnavutköy Belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğünün 24/10/2013 tarih ve 159875 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davanın ehliyet yönünden reddi yolunda İstanbul 10. İdare Mahkemesince verilen 08/01/2014 günlü, E: 2013/2416, K: 2014/19 sayılı kararın, davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle bozulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçe, hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 03/02/2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. maddesinde; Türkiye Cumhuriyeti’nin Hukuk Devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinin öğesi olan idarece tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanır.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesi için ön koşullardan olan “dava açma ehliyeti” iptal davasına konu kararın niteliğine göre idari yargı yerince değerlendirilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde iptal davaları, “idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar” olarak tanımlanmıştır.
Bakılan davada; riskli yapı tespit kararı ile yıkım kararı doğrudan yapıya yönelik olarak tesis edilen işlemler olduğundan, yapının maliki olan kişiler dışında, bu işlemlerden etkilenecek kişiler tarafından da dava açılması olanaklıdır. Dava konusu işlemlerin icra edilmesi durumunda, bu yapıda kiracı olarak bulunan davacıların olumsuz etkileneceği açıktır.
Bu durumda; davacının dava konusu işlemlerin iptalini istemede meşru, kişisel ve güncel bir ilişkisinin ve dolayısıyla dava açma ehliyetinin bulunduğu gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.