Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğünün, dava konusu alanın riskli alan olarak belirlenmesine ilişkin Bakanlar Kurulunca karar alınmak üzere, Başbakanlığa sunulan Bakanlar Kuruluna yapılan tekliften ibaret olup, bu işlemin hazırlık işlemi niteliğinde olduğu doğuracağı hukuki ve fiili sonuçlar dikkate alındığında bu haliyle idari davaya konu olabilecek, icrai bir işlem niteliğinde olmadığı, kesin ve yürütülebilir nitelikte bulunmadığı
İstemin Özeti: Eskişehir 2. İdare Mahkemesinin 08/01/2015 günlü, E: 2013/1035, K: 2015/13 sayılı kararının; usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Dava; Kütahya İli, (…) ve (…) Mahalleleri 20.L.1, 21.L.1,2-4 paftalarda A3 Yolu ile A4 Yolu arasında kanal alanının da dahil olduğu 50 metrelik yol düzenlemesine yönelik imar plan değişikliği dikkate alınarak 6306 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca Bakanlar Kuruluna sunulmasına yönelik olarak tesis edilen Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 27/03/2013 günlü, 1399 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; davaya konu alanların ve dere güzergahlarının üzerindeki yapılaşma ve zemin yapısı açısından can ve mal kaybına yol açma riski taşıması sebebiyle riskli alan ilan edilmesi talebine ilişkin hazırlanan dosyanın 6306 sayılı Kanun gereğince Bakanlar Kurulu’na sunulmasına yönelik işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının ç bendinde, ”Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alanı,… ifade eder.” denilmektedir.
”Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin “riskli alanın tespiti” başlıklı 5. maddesinde, “Riskli alan;
a) Alanın, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair teknik raporu,
b) Alanda daha önceden meydana gelmiş afetler varsa, bunlara dair bilgileri,
c) Alanın büyüklüğünü de içeren koordinatlı sınırlandırma haritasını, varsa uygulama imar planını,
ç) Alanda bulunan kamuya ait taşınmazların listesini,
d) Alanın uydu görüntüsünü veya ortofoto haritasını,
e) Zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilmesi halinde yerbilimsel etüd raporunu,
f) Alanın özelliğine göre Bakanlıkça istenecek sair bilgi ve belgeleri,
İhtiva edecek şekilde hazırlanmış olan dosyaya istinaden ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir ve teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur.
TOKİ veya İdare,birinci fıkrada belirtilen bilgi ve belgeleri ihtiva eden dosyaya istinaden Bakanlıktan riskli alan tespit talebinde bulunabilir.Bakanlıkça yapılacak inceleme neticesinde, uygun görülen talepler, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur…” denilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesiyle tanımlanan iptal davasına idarenin tek taraflı irade beyanıyla, kişilerin hukuksal durumlarında değişiklik meydana getiren etkili ve yürütülmesi zorunlu işlemlerin konu edilebileceği tartışmasızdır.
Kesin ve yürütülmesi zorunlu, idari davaya konu edilebilecek işlemler, idarenin kamu gücüne dayanarak, tek yanlı irade beyanıyla tesis ettikleri, hukuk düzeninde değişiklik yapan başka bir deyişle ilgililerin hukukunu etkileyen işlemlerdir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlıklı 14. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde; dilekçelerin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği, hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu işlemin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğünün, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının ç bendi kapsamında dava konusu alanın riskli alan olarak belirlenmesine ilişkin Bakanlar Kurulunca karar alınmak üzere, Başbakanlığa sunulan Bakanlar Kuruluna yapılan tekliften ibaret olup, bu işlemin hazırlık işlemi niteliğinde olduğu doğuracağı hukuki ve fiili sonuçlar dikkate alındığında bu haliyle idari davaya konu olabilecek, icrai bir işlem niteliğinde olmadığı, kesin ve yürütülebilir nitelikte bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, söz konusu alanın idarenin teklifi üzerine 17/05/2013 günlü, 28650 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17/04/2013 günlü 2013/4678 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Riskli Alan olarak ilan edildiği, bu kararın, davacı tarafından dava konusu edildiği, Danıştay 14. Dairesi’nin 25/02/2014 günlü ve E: 2013/10871 K: 2014/2521 sayılı kararı ile davanın süreaşımı nedeni ile reddine ilişkin verilen kararın, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 05/10/2015 günlü ve E: 2014/3050, K: 2015/3200 sayılı kararı ile bozulduğu ve dosyanın karar düzeltme incelemesi aşamasında olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda; dava konusu işlemin, idari davaya konu edilebilecek, hukuk düzeninde değişiklik yapan, ilgililerin hukukunu etkileyen, kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem olmadığı sonucuna varıldığından, İdare Mahkemesince, incelenmeksizin ret kararı verilmesi gerekirken işlemin hukuki denetimi yapılarak ret kararı verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; Eskişehir 2. İdare Mahkemesinin 08/01/2015 günlü, E: 2013/1035 K: 2015/13 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 03/07/2017tarihinde oybirliği ile karar verildi.