1. Anasayfa
  2. Danıştay 14. Dairesi Kararları

Danıştay 14. Dairesi E: 2015/9023 K: 2017/5498 T: 25.10.2017


Yasayla idarelere söz konusu yardımları yapılıp yapılmaması konusunda takdir yetkisi verilmiş ise de, idarece yardım yapılmasına karar verilmesi durumunda söz konusu kişilerin yardımdan yararlanabilmesi için Yasada belirtilen şartlar haricinde başka şartlar (ikamet etme) belirleme yetkisi tanınmamıştır.

Davanın Özeti: İstanbul İli, Kadıköy İlçesi,  (…) Mahallesi, 37 pafta, 122 ada, 32 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan davacıya ait riskli olduğu tespit edilen yapının yıkılması nedeniyle 6306 sayılı Kanun uyarınca kira yardımı talebiyle davacı tarafından yapılan 10.06.2015 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin Kadıköy Belediye Başkanlığı işlemi ile bu işlemin dayanağı 25.07.2014 tarih ve 29071 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11.maddesinin 1.fıkrasının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla iptali istenilmektedir.

Danıştay Savcısı Düşüncesi: Dava; davacının maliki bulunduğu taşınmazın riskli yapı olarak tespit edilerek yıkılması nedeniyle 6306 sayılı Yasa kapsamında kira yardımı talebiyle yapmış olduğu 06.09.2015 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin Kadıköy Belediye Başkanlığı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan 25.07.2014 tarih ve 29071 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11.maddesinin 1.fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun “Tahliye ve yıktırma” başlıklı 5.maddesinin 1.fıkrasında, “Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere veya bu yapılarda işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılabilir.” hükmü öngörülmüştür.

Dava konusu Yönetmeliğin iptali istenilen 11.maddesinde; “(1) Anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabilir. Kira yardımı aylık 600 Türk Lirasını geçemez. Yardım süresi riskli alan dışındaki riskli yapılarda 18 ay ve Kanun kapsamında anlaşma yolu ile kamulaştırılan yapılarda 5 aydır. Riskli alanlarda kira yardımı süresi 36 ayı geçmemek şartı ile ilgili kurumca belirlenir. Aylık kira bedeli, her yıl Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi yıllık değişim oranında güncellenir. Maliklere, kiracılara ve sınırlı ayni hak sahiplerine, sahip oldukları veya kullandıkları Kanun kapsamındaki bütün yapılardan dolayı kira yardımı yapılabilir. İnşaat halinde olup içinde ikamet edilen yapılarda kira yardımı veya faiz desteğinden, sadece inşaat halindeki yapıda ikamet eden malik, kiracı ve sınırlı ayni hak sahibi faydalanır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine mümkün olması hâlinde, kira yardımı yerine tahliye tarihinden itibaren konut ve işyerlerinin teslim tarihine kadar geçici konut veya işyeri tahsisi yapılabilir.” hükümlerine yer verilmiştir.

6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin “Yapılacak Yardımlar ve Tahliye – Kira yardımı ve diğer yardımlar” başlıklı 16.maddesinin 1.fıkrasında; “Anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabilir. Kira yardımı aylık 600 Türk Lirasını geçemez. Yardım süresi riskli alan dışındaki riskli yapılarda 18 ay ve Kanun kapsamında anlaşma yolu ile kamulaştırılan yapılarda 5 aydır. Riskli alanlarda kira yardımı süresi 36 ayı geçmemek şartı ile ilgili kurumca belirlenir. Aylık kira bedeli, her yıl Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi yıllık değişim oranında güncellenir. Maliklere, kiracılara ve sınırlı ayni hak sahiplerine, sahip oldukları veya kullandıkları Kanun kapsamındaki bütün yapılardan dolayı kira yardımı yapılabilir. İnşaat halinde olup içinde ikamet edilen yapılarda kira yardımı veya faiz desteğinden, sadece inşaat halindeki yapıda ikamet eden malik, kiracı ve sınırlı ayni hak sahibi faydalanır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine mümkün olması hâlinde, kira yardımı yerine tahliye tarihinden itibaren konut ve işyerlerinin teslim tarihine kadar geçici konut veya işyeri tahsisi yapılabilir.” denilmiş; 4.fıkrasında da “Kira yardımı başvuruları; tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde, Bakanlıkça belirlenecek bilgi ve belgelere istinaden riskli alan veya rezerv yapı alanlarında ilgili kuruma, riskli alan dışındaki riskli yapılarda ise Müdürlüğe yapılır.” 2.fıkrasında “Yapılacak kira yardımının beş aylık miktarı, taşınma masrafları da dikkate alınarak defaten ödenebilir. Bu durumda, yardım süresi defaten ödemenin yapıldığı aydan itibaren hesap edilir.” 3.fıkrasında da “Birinci fıkrada belirtilen yapılarda; kiracı olarak ikamet edenlere veya işyeri işletenlere, birinci fıkraya göre belirlenen aylık kira bedelinin iki katı kadar, sınırlı aynî hak sahibi olarak ikamet edenlere veya işyeri işletenlere ise beş katı kadar defaten kira yardımı yapılabilir.” hükümleri getirilmiştir.

6306 sayılı Yasayla afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemeye ilişkin uygulamaların yapılması olanağı getirilmiş ve uygulamalar sırasında riskli yapıların tespiti, yıkımı ve yıkım sonrasında arsa haline gelen taşınmazın değerlendirmesinde yapı maliklerine sorumluluk getirilmiş ve idarelere de gerekli görüldüğü takdirde resen riskli yapının tespiti, yıkımı ve yıkım sonrasında arsanın değerlendirme konusunda yetki verilmiştir.

Yukarıda değinilen düzenlemelerle, yasa uyarınca yapılacak uygulamalarda öncelikli olarak gönüllülük esası getirilmiş ve bu amaçla ilgili kurum ve kuruluşlar ile hak sahipleri arasında anlaşma yapılmasını kolaylaştırmak için idarelerce yapı maliklerine, kiracı veya sınırlı ayni hak sahiplerine veya bu yapılarda işyeri bulunanlara; geçici konut veya işyeri tahsisi, yada sahip oldukları veya kullandıkları Kanun kapsamındaki bütün yapılar için kira yardımı yapılabilmesine imkân tanınmış ve bu imkanlardan yararlanabilmek için yapı içinde ikamet etsin veya etmesin yapı maliklerine anlaşma ve tahliye haricinde bir şart getirilmemiş, kiracı veya sınırlı ayni hak sahiplerine ise bu şartların yanında söz konusu yapılarda ikamet etme şartı getirilmiştir. Yasayla idarelere söz konusu yardımları yapılıp yapılmaması konusunda takdir yetkisi verilmiş ise de, idarece yardım yapılmasına karar verilmesi durumunda söz konusu kişilerin yardımdan yararlanabilmesi için Yasada belirtilen şartlar haricinde başka şartlar belirleme yetkisi tanınmamıştır. Kaldi ki, ilgili Yönetmelik uyarınca da söz konusu kişilere yardım yapılabilmesi için Yasada belirtilen şartlar haricinde her hangi bir şart getirilmemiştir.

Uyuşmazlık konusu Yönetmeliğin 11.maddesinde ise, riskli yapı nedeniyle taşınmazını anlaşarak tahliye eden maliklerin kira yardımından yararlanabilmesi için yukarıda değinilen Yasa ve ilgili Yönetmelik hükümlerinde belirtilen şartlara ek olarak riskli yapıda ikamet etme şartı getirilmiştir.

Bu durumda; 6306 sayılı Yasa uyarınca yapılacak uygulamalarda riskli yapısını idareyle anlaşma sonucunda tahliye eden maliklerin kira yardımından yararlanabilmesi için Yasa ve ilgili Yönetmelikte belirtilenler dışında şartlar getiren dava konusu Yönetmelik maddesinde yer verilen “ikamet eden malik” ibaresindehukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır

Açıklanan nedenlerle, 06.09.2015 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin Kadıköy Belediye Başkanlığı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan 25.07.2014 tarih ve 29071 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11.maddesinin 1.fıkrasındaki “ikamet eden malik” ibaresinin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi uyarınca dava dosyası incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava; İstanbul İli, Kadıköy İlçesi,  (…) Mahallesi, 37 pafta, 122 ada, 32 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan davacıya ait riskli olduğu tespit edilen yapının yıkılması nedeniyle 6306 sayılı Kanun uyarınca kira yardımı talebiyle davacı tarafından yapılan 10.06.2015 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin Kadıköy Belediye Başkanlığı işlemi ile bu işlemin dayanağı 25.07.2014 tarih ve 29071 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11.maddesinin 1.fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinin 1.fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerdeDanıştayda ve İdare Mahkemelerinde 60 günolduğu; 2.fıkrasında, bu sürenin, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı; 4.fıkrasında ise, ilânı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilân tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, hükme bağlanmıştır.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 6. maddesinin 9. bendinde, bu Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemlere karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde dava açılabileceği, hükmü bulunmaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10.maddesinde; “İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda anılan Kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; Yönetmelik hükümlerine ilanı izleyen günden itibaren 60 gün içinde dava açılmamış ise 2577 sayılı Kanunun 7.maddesi uyarınca yönetmeliğin uygulanmaya konulması üzerine uygulama niteliğindeki işlem ile birlikte yönetmeliğin ilgili maddesine de dava açma hakkının bulunduğu ve bu aşamada dava açma süresinin uygulama işleminin süresine tabi olduğu, dava konusu uygulama işleminin ise 6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği uyarınca tesis edilen bir işlem olması nedeniyle dava açma süresinin anılan Kanunun 6.maddesinin 9.fıkrasına göre 30 (otuz) gün olduğunun kabulü gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden; 6306 sayılı Kanun uyarınca yapısının riskli yapı ilan edilerek yıkılmasından sonra davacının kira yardımı talepli 10.06.2015 tarihli başvurusuna Kadıköy Belediye Başkanlığınca 60 gün içerisinde davacıya tebliğ edilmiş bir işlem ile cevap verilmemesi nedeniyle 09.08.2015 tarihinde işlemin zımnen reddedildiğinden bahisle hem zımni ret işleminin hem de bu işlemin dayanağı 25.07.2014 tarih ve 29071 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11. maddesinin 1.fıkrasınıniptali istemiyle 02.10.2015 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin uygulanması niteliğinde olan Kadıköy Belediye Başkanlığının 09.08.2015 tarihli zımni ret işlemiyle birlikte, işlemin dayanağı 25.07.2014 tarih ve 29071 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11. maddesinin 1.fıkrasının iptali istemiyle zımni red işleminin oluştuğu tarihten itibaren 30 gün içinde ve en son 08.09.2015 tarihinde dava açılması gerekirken, 02.10.2015 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğundan, işin esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davanın süre aşımı yönünden reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, kararın tebliği tarihinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 25/10/2017tarihinde oybirliğiyle karar verildi.