1. Anasayfa
  2. Danıştay 14. Dairesi Kararları

Danıştay 14. Dairesi E: 2016/8728 K: 2017/178 T: 18.1.2017


2014 yılı Kira Yardımı Kılavuzu hükümlerinden yararlanabilmek için 2015 yılı Kira Yardımı Kılavuzu yürürlüğe girene kadar (20.01.2015) geçerli bir müracaatın yapılmış olması gerekmekte olup müracaatın kabul edilmemesi veya reddi halinde ise yine dava açma süresi (30 gün) içinde dava açılması gerektiği.

İstemin Özeti: İstanbul 13. İdare Mahkemesinin 30/06/2016 günlü, E: 2015/1163, K: 2016/1393 sayılı kararının; usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

Dava; İstanbul İli,  (…) Mahallesi, 128 pafta, 8990 ada, 40 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı kararı sonrası tahliyesi ve yıkımı nedeniyle 6 ayrı bağımsız bölüm için kira yardımı yapılması talebinin reddine ilişkin 08.09.2015 günlü, 24453 sayılı İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün işlemi ile 09.10.2015 günlü, E.25975 sayılı Kartal Belediye Başkanlığı Deprem Dönüşüm ve Yapı Kontrol Müdürlüğü işleminin iptali ve 18 aylık kira yardımı toplamı olan 65.700,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; davacının riskli yapı olarak tespit edilen taşınmazı anlaşarak tahliye etmesinde etkisi bulunan ve ikamet sınırlaması içermeyen 2014 yılı Kılavuz hükümlerine göre değil de bilahare (tahliye ve yıkım işlemlerinden sonra) yürürlüğe giren ve ikamet sınırlaması getiren 2015 yılı Kılavuz hükümlerine göre tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline, davacının talebi ile bağlı kalınarak toplam 65.700,00 TL kira yardımı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce davacıya ödenmesine karar verilmiş, bu karar, davalı idareler tarafından temyiz edilmiştir.

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 08.09.2015 tarih, E.24453 sayılı işlemi açısından;

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun “Tahliye ve yıktırma” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında, “Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esastır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine veya malik olmasalar bile kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapılarda ikamet edenlere veya bu yapılarda işyeri bulunanlara geçici konut veya işyeri tahsisi ya da kira yardımı yapılabilir.” hükmü öngörülmüştür.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde; dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, bu sürelerin, idari uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı, aynı Kanunun 8.maddesinde ise sürelerle ilgili genel esaslar başlığı altında sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı hükme bağlanmıştır.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 6. maddesinin 9. fıkrasında ise, “bu Kanun uyarınca tesis edilen idari işlemlere karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde 6/1/1982 tarih ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu uyarınca dava açılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrasının (f) bendinde; dava dilekçelerinin husumet yönünden inceleneceği, 15/1-c maddesinde ise; davanın hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösterilerek açılması durumunda dava dilekçesinin belirlenecek gerçek hasma tebliğ edileceği, aynı Kanunun 14. maddesinin 6. fıkrasında; yukarıda belirtilen usule aykırılığın ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde davanın her aşamasında 15. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, yine aynı Kanunun 49/1-c maddesinde ise; usul hükümlerine uyulmamış olunması, kararın bozulmasını gerektiren sebepler arasında sayılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; davacının 6306 sayılı Kanun kapsamında kira yardımından yararlanabilmek için 2014 yılı içerisinde idareye müracaat ettiğine dair herhangi bir belgenin dosyada bulunmadığı, 01.09.2015 tarihli dilekçeyle 2014 yılı Kira Yardımı Kılavuzundan yararlanabilmek için yapılan müracaatın İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce reddedildiği, dava dilekçesinde iptali istenilen dava konusu işlemin 09.09.2015 tarihinde tebellüğ edildiğinin beyan edildiği ve davanın ise 03.11.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacıya 09.09.2015 tarihinde tebliğ edilen dava konusu işleme karşı bu tarihten itibaren otuz gün içinde dava açılması gerekirken, bu süre dolduktan sonra 03.11.2015 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğundan, davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Öte yandan; davanın İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açıldığı dikkate alındığında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı” hasım mevkiinden çıkarılarak, “İstanbul Valiliği” husumetiyle görülüp karara bağlanması gerekirken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı husumetiyle karar verilmesi nedeniyle kararda bu yönden de usule uyarlık bulunmamaktadır.

Kartal Belediye Başkanlığı Deprem Dönüşüm ve Yapı Kontrol Müdürlüğünün 09.10.2015 günlü, E.25975 sayılı işlemine gelince;

20.01.2015 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan 2015 yılı Kira Yardımı Uygulamaları Kılavuzunun 1.maddesinde “Bu kılavuzun amacı; 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 5.maddesi ve Uygulama Yönetmeliğinin 16.maddesi hükümlerince riskli olarak tespit edilen yapılardaki hak sahiplerine Belediye Başkanlıklarınca yapılacak olan kira yardımları ile ilgili olarak başvurunun alınmasını, incelenmesini ve ödeme yapılıncaya kadar olan süreci tanımlamaktadır.” hükmünü içermektedir.

Aynı Kılavuzun 5.1 maddesinde “6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı maliklerine her yıl alınacak Bakan Olur’una göre sadece ikamet ettikleri bir bağımsız bölüm için 18 ay kira yardımı yapılacaktır.” kuralına, 5.2.maddesinde ise “Kira yardımı ödemelerinde riskli yapıda ikamet şartı aranmakta olup, malik kiracı ve sınırlı ayni hak sahiplerinden sadece bu şartı sağlayanlara ödeme yapılacaktır.” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının 6306 sayılı Kanun kapsamında 2014 yılı Kira Yardımı Kılavuzu hükümlerinden yararlanabilmek için 2014 yılı içerisinde idareye müracaat ettiğine dair herhangi bir belgenin dosyada bulunmadığı, 01.09.2015 tarihli dilekçeyle 2014 yılı kira Yardımı Kılavuzundan yararlanabilmek için müracaatının olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, 2014 yılı Kira Yardımı Kılavuzu hükümlerinden yararlanabilmek için 2015 yılı Kira Yardımı Kılavuzu yürürlüğe girene kadar (20.01.2015) geçerli bir müracaatın yapılmış olması gerekmekte olup müracaatın kabul edilmemesi veya reddi halinde ise yine dava açma süresi içinde dava açılması gerektiğinden, 2015 yılı Kira Yardımı Kılavuzu yürürlüğe girdikten sonra yapılan müracaatlara ilişkin olarak yürürlükteki Kılavuz hükümlerinin uygulanmasının hukuk güvenliği gereği olduğundan, davalı idare işleminde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bu kısmında da hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; İstanbul 13. İdare Mahkemesinin 30/06/2016 günlü, E: 2015/1163, K: 2016/1393 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/01/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.