ÖZET: Dava, dava konusu taşınmazın parselasyon planına ait plan notundan muaf tutulamayacağına ilişkin işlemin iptali talebiyle açılmıştır. İmar planıyla belirlenmiş yapılaşma koşullarını açıklayıcı, belirleyici ve bütünleyici nitelikte olduğu tartışmasız bulunan plan notlarının bazı yapılar için uygulanıp bazıları için uygulanmaması, planın bütünlüğünü ve dengesini bozar, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına aykırılık teşkil eder.
KARAR: Dava, Ankara, Yenimahalle, Batıkent, … ada, … sayılı parselin 72700 numaralı parselasyon planına ait 5 nolu plan notundan muaf tutulamayacağına ilişkin 19.6.2002 günlü, 2917 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ve dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden sözkonusu plan notunun, kooperatif içi düzenlemeleri kolaylaştıracağı, çevre bütünlüğü ve plan disiplini sağlaması açılarından önerildiği, ancak aynı plan kapsamı içinde kalan bazı kooperatiflerin belirtilen plan notundan muaf tutulması, diğer bir kooperatife ise bu hükmün koşul olarak getirilmesinin plan disiplini, eşitlik ilkesi ve idarenin güvenirliği açısından doğru bir karar olarak değerlendirilemeyeceği, davacı kooperatife ait bahçelerde yapılan bölme amaçlı duvar ve korkulukların büyükşehir belediyesinin görüşleri doğrultusunda, bağımsız bölüm sahiplerinin muvafakatlerinin sağlanmasıyla 27.8.1999 günlü peyzaj projesinde değişiklik yapılması halinde anılan plan notundan muaf tutulabileceği, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar, davalı idarece temyiz edilmiştir.
Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 3/11. maddesinde, nazım ve uygulama imar planı olarak iki aşamadan oluşan imar planlarının pafta, rapor ve notlardan oluşan belgeler olduğu hükme bağlanmıştır.
Düzenleyici işlem niteliğindeki imar planları, plan hükümlerini açıklayıcı nitelikteki plan notları ile bir bütün olduğu gibi, bu plan notları planın ayrılmaz bir parçası konumunda bulunması nedeniyle imar plan notu ile getirilen hükümlerin de imar planı gibi kesin ve yürütülmesi zorunlu bir düzenleyici işlem olarak idari davaya konu edilebileceği açıktır.
… Toplu Konut Alanı 72700 numaralı imar planına ilişkin 5 numaralı plan notunda “”Yüksek, orta ve az yoğun konut adalarında ihtiyaç duyulduğunda parsel müşterek kenarlarında bahçe duvarı ve hiçbir tesis yapılmamak, bahçe tanziminde ada çapında bütünlük sağlamak koşuluyla en fazla üç parsel yer alacak şekilde ifraz yapılabilir. Ancak, bir yapı adasına birden fazla kooperatife tahsis edilmesi halinde, kooperatif sayısına göre ifraz yapılabilir.”” hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı kooperatifin belirtilen plan notundan muaf tutulmasının daha önce 31.5.2000 günlü, 129 sayılı ilçe belediye meclis kararıyla plan değişikliği önerisi olarak da gündeme getirildiği, plan notunun kooperatif kavramını destekleyici nitelikte olduğu, kaldırılması durumunda görüntü, yaya dolaşımı ve bahçe bütünlüğünü olumsuz olarak etkileyeceği gerekçesiyle büyükşehir belediye başkanlığınca uygun görülmediği, bu kez plan notundan muaf tutulma istemiyle davacı kooperatif tarafından yapılan başvurunun dava konusu işlemle teknik açıdan uygun görülmeyerek reddedildiği, İdare Mahkemesince, yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda ise, 5 nolu plan notunun bazı kooperatifler için kaldırılmasının plan disiplini, eşitlik ilkesi, idarenin devamlılığı ve güvenirliğini zedeleyen bir yaklaşımı yansıttığı, dava konusu 15005 ada, 4 sayılı parselde bulunan kooperatife ait yapılarda yapılan bölme amaçlı duvar ve korkulukların bağımsız bölüm maliklerinin muvafakatlerinin sağlanması ve 27.8.1999 günlü peyzaj projesinde değişiklik yapılması durumunda anılan plan notundan muaf tutulabileceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, imar planıyla belirlenmiş yapılaşma koşullarını açıklayıcı, belirleyici ve bütünleyici nitelikte olduğu tartışmasız bulunan dava konusu plan notunun bazı yapılar için uygulanması, bazı yapılar için ise uygulanmamasının plan bütünlüğünü ve dengesini bozacağı, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları açısından kötü örnek oluşturacağı açık olduğundan aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.