1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1981/1065 K: 1983/3404 T: 08/11/1983


Davacıya ait parselin ek 7,8 yön. kapsamında kalması nedeniyle parselasyona tabi tutulmasına ilişkin il idare kurulu kararında isabetsizlik bulunmadığı ve 6785/42.maddesinin anayasaya aykırı olmadığı

Dava, davacıya ait taşınmaz malın bulunduğu yerde, 6785 sayılı yasanın 42.maddesi uyarınca yapılan düzenlemeye ilişkin İl İdare Kurulu kararının; davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptali istemi ile açılmıştır.

Davacının, 6785 sayılı Yasanın 42.maddesinin Anayasaya aykırı olduğu iddiası yerinde görülmemiştir.

6785 sayılı İmar Yasasının 1605 sayılı Yasa ile değişik 42.maddesine göre belediyeler, imar sınırı içindeki binalı ve binasız arazi ve arsaların plan ve mevzuata uygun biçimde inşaata veya tesbit edilmiş olan diğer kullanma şekillerine elverişli duruma getirilmesi maksadıyla düzenlenmesi için bunların sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleriyle yol fazlalarıyla ve belediyeye, kamu tüzel kişilerine, kamu kurumlarına ait yerlerle birleştirilerek, plan ve mevzuat icaplarına göre hisseli veya hissesiz olarak yeniden parsellere ayırmağa ve bu parselleri ilgililere dağıtmaya yetkilidirler.

6785 sayılı Yasanın ek 7 ve 8.maddelerine ilişkin yönetmeliğin 1.04. maddesinde; bu yönetmeliğin uygulandığı alanlardan belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan yerlerle, bu yönetmelikte yer almayan konularda, imar mevzuatı hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, aynı yönetmeliğin 1.02.maddesinde; belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan alanlarda parselasyon kararlarının İl İdare Kurullarınca alınacağı hususu hükme bağlanmıştır.

Dava, konusu olayda, Turistik önlemi nedeniyle, 6785 sayılı Yasanın ek 7 ve 8.maddelerine göre ilişkin yönetmeliğine tabi kılınan yerde bulunan davacıya ait taşınmaz malın, … m2 sinin imar planı uyarınca kamulaştırılmasından kalan … m2 sinin 6785 sayılı Yasanın 42.maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulduğu … m2 sinin düzenleme ortaklık payı olarak alındığı, … m2nin ise aynı yerde oluşturulan 10 ada, 2 parsel sayılı taşınmazdan hisseli olarak tahsis edildiği ve bu işlemde yukarıda açıklanan yasa maddelerine bir aykırılık bulunmadığı dava dosyasının incelenmesinden anlaşılmıştır.

Davacının, tebligatın usulüne uygun yapılmadığı yolundaki iddiası dosyada bulunan belgeler karşısında geçerli görülmemiştir.

Kıyı kenar saptaması ile ilgili iddia ise parselasyon işlemini sakatlayıcı nitelikte bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verildi.