1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1981/1454 K: 1985/111 T: 21/01/1985


Mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu bayındırlık ve iskan bakanlığınca saptanan kıyı kenar çizgisinin ağık kriterlere ve kesin jeolojik-jeomorfolojik kanıtlara dayanılmadan yapıldığı

Dava, samsun ili, İncesu köyünde, kıyı kenar çizgisinin saptanmasına ilişkin işlemin davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptali istemiyle açılmıştır.

Dairemizin dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması hakkında verilen karar üzerine Naip Üye niyabetinde Prof. Dr. … , Prof. Dr. … ve Prof Dr. … in katılmasıyla oluşan bilirkişi kurulunca mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda yerinde yapılan incelemede inceleme alanı olan Bafra-Samsun şosesinin güneyindeki tepelerin yamaçlarından itibaren başlayan ve denize kadar uzanan tüm kıyı ovası, “kıyı hareketleri” ile oluşmuş, denizel kumlarla örtülü, sazlık ve bataklıkların izlerini taşıdığı dolayısı ile “Alçak Kıyı Ovası” niteliğinde olan bu oluşumun tümüyle denizin eseri olduğu ancak, oluşum çok eski bir dönemde başlamış bulunduğundan, söz konusu sazlık ve bataklıkların zaman içinde büyük ölçüde dolmuş, denizel kumların bir kısmı üzerinde pedojemez (topraklaşma) süreçleri etkinlik kazanarak, bitkisel toprak oluşnuş bulunduğu, bu gözlem ve verilerin ışığı altında tarafımızdan KıyıKenar Çizgisinin saptanmasına ilişkin olarak yapılan incelemelerde;

.Jeolojik yapı,

.Toprak oluşumu,

.Bataklık ve sazlıkların eskiliği ve dolma derecesi,

.Kıyı setlerinin topoğrafik şekli ve belirginliği ve temizliği kriter olarak alındığı ve bunlara göre;

Tam anlamı ile dolmuş ve denizin etkinliğinin bugün söz konusu olmadığı bataklık ve sazlıklar kara içerisinde kaldığı,

Henüz tazeliğini koruyan, üzerinde pedojenezin izlerini taşımayan ve gerisinde taze bataklık ve marş alanlarının yer almadığı kıyı setleri, denize ve onun tamamlayıcı olan Kıyıya ait olduğu belirtilmekle Karadenizin son seviye değişikliğinden sonra, akarsuların getirdiği malzemenin deniz tarafından taşınıp biriktirilmesi ile oluşmuş bir alçak kıyı ovası niteliğinde bulunduğu, bu eski jeolojik oluşumun bir bölümündeki sazlık ve bataklıkların zamanla dolduğu ve denizel kumların bir kısmı üzerinde bitkisel toprakların oluştuğu, çeşitli bilimsel kriterler göz önünde tutularak, bugün deniz etkisinde kalmayan bataklık ve sazlıkların “kara” henüz tazeliğini koruyan ve toprak oluşumu izlerini taşımayan kıyı setlerini de “deniz ve onun tamamlayıcı parçası olan “kıyı şeridi” içinde düşünmenin yerinde olacağı bu durumda kıyı kenar çizgisinin ekindeki 1/1000 ölçekli 8 pafta, üzerinde 3 ile işaretlenen şekilde geçmesi gerektiği belirtilmiştir.

Yukarıda özetlenen bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı ve davalı raporu itirazda bulunmuşlarsa da bilirkişi raporunda ulaşılan kesin sonuç karşısında itirazlar yerinde görülmemiştir.

Dava dosyası ve bilirkişi raporunun birlikte incelenmesinden Bakanlıkça açık kriterlere ve kesin jeolojik-jeomorfolojik kanıtlara dayanılmadan kıyı kenar çizgisinin saptandığı, bilirkişilerce yeniden belirlenen ve rapora ekli krokide gösterilen kıyı kenar çizgisine göre dava konusu taşınmazın, 174 sayılı parselin bir bölümü 189, 210, 211 sayılı parseller, 212 sayılı parselin bir bölümü ve 10 sayılı parselle 14 sayılı parseli kapsayan kısmında kıyı kenar çizgisi kara yönüne kaydırılmış olduğundan ve bu değişiklik davacı lehine bir sonuç doğurmayacağından bu bölüme yönelik davanın reddine, yeniden belirlenen kıyı kenar çizgisine göre taşınmazın yukarıda değinilen parseller dışında kalan bölümünün Başkanlıkça saptanan kıyı kenar çizgisi dışında bırakılarak kıyı kenar çizgisi deniz yönüne kaydırıldığı anlaşıldığından bu bölümün ise iptaline karar verildi.