1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1981/1909 K: 1984/1662 T: 6.4.1984


Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylanan plan değişikliği ile dolgu alanı olarak ayrılan alan, kamunun hüküm ve tasarrufu altında olup özel mülkiyete konu edilemez. Plan notu ile öngörülen yerde Maliye ve Gümrük Bakanlığının izni doğrultusunda site önündeki erozyonu önlemek amacıyla bir kooperatif tarafından dolgu yapılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığından, davacı kooperatif isteğinin belediyece reddinde isabet yoktur.

İstemin Özeti: … Belediyesi sınırları içinde … yöresinde bulunan 124 konutluk sitenin denizin tahribatından kurtarılması amacıyla 28.4.1978/onay günlü mevzi imar planı uyarınca denize taş dolgu yapılması isteğinin, dolgu işinin erozyonu önlemenin ötesinde kalan amaçlara yönelik olduğu gerekçesiyle reddine ilişkin 25.3.1981/günlü, 427/676 sayılı davalı idare işleminin; dolgu işinin denizden siteye gelecek zararın önlenmesi için yapılmak istendiği, sitenin bulunduğu alanın marnlı bir toprak yapısına sahip olduğu hususunun … Üniversitesine bağlı yer bilimleri uzmanlarınca yerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporla sabit olduğu, mevzi imar planında dolgu alanının öngörüldüğü, bu alanın plan uyarınca kamunun hüküm ve tasarrufu altında bulunacağı ve özel mülkiyete konu edilemeyeceği, bu koşullarla Maliye ve Gümrük Bakanlığınca dolgu faaliyeti için izin verildiği öne sürülerek iptali istenilmiştir.

Savunmanın Özeti: İmar planı uyarınca dolgu yapılacaksa bunu belediyenin yapması gerektiği, dolgu için üst makamlardan alınmış herhangi bir belgenin bulunmadığı, kaymayı önlemek amacıyla duvar inşaatına izin verilebileceği savunularak davanın reddi istenilmiştir.

Savcı Düşüncesi: Dava; davacı tarafından yapılan 124 konutluk sosyal sitede meydana gelen erozyonu önlemek bakımından imar planı uyarınca denize dolgu yapılması için ruhsat verilmesi hakkındaki istemin reddine ilişkin işlemin iptali isteğiyle açılmıştır.

28.4.1978/tarihinde onaylanan değişik imar planında “Dolgu alanı kamunun hükmü ve tasarrufu altındadır özel mülkiyete konu edilemez” notu bulunduğu Maliye Bakanlığınca bu not esas alınarak davacılar tarafından meydana getirilecek dolgu alanının kamuya açık olmak koşuluyla 29.1.1979/günlü ve 2991 sayılı yazı ile ilgililere izin verildiği ve dava konusu dolgu işleminin de anılan plana uygun olarak yapıldığı dava dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle dolgu faaliyetine izin verilmemesi yolunda tesis edilen işlemde imar mevzuatına uyarlık bulunmadığından işlemin iptali gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA 29.1.1979/günlü, 331 Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakimi E.S.’nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:

KARAR: Dava, … ilçesi. Hacıfeyzullah Mahallesi, … yöresinde bulunan 124 Konutluk sitede meydana gelecek erozyonu önlemek bakımından imar planı uyarınca denize dolgu yapılması için ruhsat verilmesi isteğinin reddine ilişkin 23.5.1981/günlü, 427/676 sayılı belediye başkanlığı işleminin davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptal isteğiyle açılmıştır.

6785 sayılı İmar Kanununun 1605 sayılı Kanunla eK: 7. maddesinde, denizden doldurma ve bataklık kurutma suretiyle özel mülkiyet adına arazi ve arsa kazanılamayacağı kurala bağlanmıştır. Yasanın bu buyurucu hükmü karşısında gerçek veya özel hukuk tüzel kişileri ile kamu idareleri ve kamu kurumlarının, Maliye ve Gümrük Bakanlığının izni olmadıkça denizden doldurma yetkisine sahip olmadıkları açıktır.

Ancak İmar Kanununun ek 7 ve ek 8. maddelerine ilişkin Yönetmeliğin 106 maddesi hükmü ile, deniz, göl ve nehir kıyıları herkesin mutlak bir eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına ve kullanılmasına açık bulunduğundan bu gibi yerlerde, iskele, rıhtım ile kıyının kamu yararına kullanımını sağlamayı kolaylaştırmak ya da kıyıyı korumak amacıyla, kamuya yararlı yapı ve tesislerin yapılabilmesine olanak sağlanmıştır.

Olayda 16.2.1973 onay günlü mevzi imar planı uyarınca yaptırılan 124 konutluk site arazisinin marnlı bir toprak verisine sahip olması, deniz dalgalarının kıyıya yaptığı dalga potansiyelinden şişmesine, arazinin çökmesine ve erozyona uğramasına sebep olması nedeniyle istinat duvarı ve sahil tahkimatı yapılmasına ilişkin olarak hazırlanan plan değişikliği önerisinin 28.4.1978/gününde düzeltilerek Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylandığı, bu plan değişikliği ile dolgu alanı öngörüldüğü ve bu dolgu alanının kamunun hüküm ve tasarrufu altında olup özel mülkiyete konu edilmeyeceği hususunda plana not konduğu, 44828/79 Şb 3/2 md/2991 sayılı Maliye ve Gümrük Bakanlığı yazısında doldurma nedeniyle kazanılacak alana tecavüzde bulunmaması, onaylı imar planı notuna uygun olarak kamunun yararına açık bulundurulması koşullarıyla davacı kooperatif tarafından dolgu işleminin yapılmasının uygun görüldüğü dava dosyasının incelenmesinden anlaşılmıştır.

Maliye ve Gümrük Bakanlığından alınan izin üzerine 28.4.1978/onay günlü mevzi imar planının öngörülen dolgu alanının kamunun hüküm ve tasarrufu altında olmak ve özel mülkiyete konu edilmemek dolayısıyla kamunun yararına açık bulundurulmak koşuluyla erozyonu önlemek amacıyla davacı kooperatif tarafından taş dolgu yapılmasında mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

Öte yandan davalı idarenin, imar planı uyarınca yapılması gereken dolgunun belediye tarafından yapılmasının gerektiği yolundaki iddiası yerinde görülmemiştir. Zira, doldurma işleminin, davalı belediyeye değil, davacı kooperatife verilmiş olduğu açık bir biçimde ortadadır.

Açıklanan nedenlerle denize dolgu yapılması için ruhsat verilmesi isteğinin reddedilmesin ilişkin davalı idare işleminin iptaline, aşağıda dökümü yazılı 3370-lira yargılama giderleri ile 3400-lira avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine 6.4.1984/gününde oyçokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU 6785 sayılı Kanuna 1605 sayılı Kanunla eklenen ek 7. maddesinin son bendinde, kıyı şeridi içinde bulunan kamuya ait binalı ve binasız arazi ve arsaların özel mülkiyete intikal ettirilemeyeceği, bu yerlerde denizden doldurma ve bataklık kurutma suretiyle özel mülkiyet adına arazi ve arsa kazanılamayacağı kurala bağlanmıştır.

Olayda, 16.2.1973 onay günlü mevzi imar planı uyarınca yaptırılan 124 konutluk siteye ilişkin 28.4.1978/gününde onaylanan imar planı değişikliği ile erozyonu önlemek amacıyla tahkimat (istinad) duvarı ve denize dolgu yapılması öngörülmüş ise de davacı kooperatifçe dolgu sahası üzerinde adli yargı yerinde intifa hakkı isteğinde bulunulduğu, dolgu sahası üzerinde havuz, kumluk, saha, gölgelik vs gibi tesislerin yapımı girişimlerinin olduğu hususunun dava dosyasının incelenmesinden anlaşılması karşısında kooperatifin denizden doldurmak suretiyle elde edilecek sahanın hukuken özel mülkiyete geçirilmese bile kamunun yararına açık bulundurulacak sahayı amaçları doğrultusunda kullanarak fiili bir durumun yaratılacağı sonucuna varılmıştır.

Kaldı ki davalı idarece kendi mülkiyet sınırları içinde kalmak kaydı ile istinat duvarı inşaatı için ruhsat verilebileceği, imar planı uyarınca yapılacak dolgunun belediyece yapılması gerektiği belirtildiğinden davacının erozyonu önlemeye yönelik olan istinat duvarı yapmayıp büyük ölçüde parasal bir yükü gerektiren denize dolgu yapmayı yeğlemesi erozyonu önlemenin ötesinde amaçlarının bulunduğunu göstermektedir.

Açıklanan gerekçeyle denize dolgu yapılması hakkındaki ruhsat isteğinin reddine ilişkin işlemin iptaline yönelik davanın reddi gerektiği oyu ile karara karşıyım.