Üzerinde bina bulunan parselin düzenleme sonucu davacıya verilmeme nedeni açıklanmadığından ve bu konudaki ara kararına cevap verilmediğinden parselasyon işleminde isabet görülmediği
Dava, taşınmaz malın 6785 sayılı Yasanın 42.maddesi uyarınca düzenlenmeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptali isteğiyle açılmıştır.
6785 sayılı İmar Kanununun 1605 sayılı Kanunla değişik 42.maddesinde belediyelerin, imar sınırı içindeki binalı ve binasız arazi ve arsaların, plan ve mevzuata uygun biçimde inşaata veya tespit edilmiş olan diğer kullanma şekillerine elverişli duruma getirilmesi maksadiyle düzenlenmesi için, bunları sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleriyle, yol fazlalariyle ve belediyeye, kamu tüzel kişilerine kamu kurumlarına ait yerlerle birleştirerek, plan ve mevzuat icaplarına göre hisseli veya hissesiz olarak yeniden parsellere ayırmaya ve bu parselleri ilgililere dağıtmaya yetkili oldukları; İmar Tüzüğünün 36.maddesinde de, dağıtımda parsellerin, o yerlerdeki gayrimenkul sahiplerinden mümkün olduğu kadar eski sahiplerine tahsis edilmesine ve binaların ise aynı parseller içinde kalmasına ve gayrimenkul sahiplerine yerlerinin mümkün olduğu kadar tam ve şüyusuz olarak verilmesine itina olunacağı kurala bağlanmıştır.
Olayda ise, davacıya 66 m2 alanlı kadastro parselini de içeren sahanın düzenlenmeye tabi tutulduğu, düzenleme sonucunda % 25’i geçmeyen 10 m2 miktarında düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra davacıya 2 sayılı imar parselinden 56 m2 pay verildiği dava dilekçesi ekindeki dağıtım cetvelinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
Davacının düzenleme sonucunda kendisine üzerinde binasının bulunduğu 3 sayılı imar parselind%n pay verilmeyerek 2 sayılı imar parselinden pay verilmesinin mevzuata aykırı düştüğünü öne sürmesine karşın davalı idare savunma vererek bu savı karşılamadığı gibi, davacıya üzerinde binasının bulunduğu 3 sayılı imar parselinden pay verilmeme nedenlerinin sorulmasına ilişkin Dairemizin ara kararlarının gereğini de yerine getirmediğinden dava konusu parselasyon işleminin yukarıda anılan Yasa ve Tüzük kuralına aykırı yapıldığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle dava konusu işlemin iptaline karar verildi.