1. Anasayfa
  2. Danıştay 6. Dairesi Kararları

Danıştay 6. Dairesi E: 1982/4481 K: 1986/965 T: 13/11/1986


Mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu, davacıya ait yerin bitişiğinde yer alan müdahillerin taşınmazı ile cami arasında yer alan yolun iskana açılmasını öngören imar planı değişikliğinde mevzuata uyarlık bulunmadığı

Uyuşmazlık; Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın; davalı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından ve müdahiller tarafından; 2577 sayılı yasanın 54.maddesi uyarınca düzeltilmesi isteminden ibarettir.

Danıştay Dava Daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurulları tarafından verilen kararlar hakkında ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54.maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir.

Dava, davacıya ait taşınmazın bitişiğinde yer alan müdahillere ait aynı ada 62 parsel sayılı taşınmaz ile Gazi Cami arasında yer alan yolun iskana dönüştürülmesine ilişkin 2.1.1980/onay tarihli imar planı değişikliği işleminin iptali dileğiyle açılmış, Dairemizce verilen kararla dava konusu imar planı değişikliği işlemi yoğunluk artırdığı gerekçesiyle iptal edilmiş, davalı idarelerden Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile davalı yanında müdahiller tarafından anılan kararın düzeltilmesi istenilmiştir.

Kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçelerde yer alan iddiaların yerinde araştırılması amacıyla Dairemizce verilen ara kararı uyarınca Naip Üye tarafından re’sen seçilen bilirkişiler Doç.Dr…., Öğ.Gör…. ve …. ten oluşan bilirkişi kurulunca yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu müştereken düzenlenen raporda özetle Belediye Meclisi kararı ile 3190-32000 ve 29000-29090 koordinatları arasındaki yolun kaldırılarak iskan sahasına çevrilmesi için planda tadilat yapılması kabul edilmiştir. Belediye Meclisinin bu kararı Fen İşleri Müdürlüğünün yazısı ve eki değişiklik krokisine göre alınmıştır. Belediye Meclisinin bu değişiklik kararı … Valiliği (İl İmar Müdürlüğü) yazısı ile İmar ve İskan Bakanlığına iletilmiştir.

Bakanlık bu değişiklik önerisini inceledikten sonra 24.4.1979/tarihinde (H.06-03:1501 321 79/3274 sayılı) valiliğe bir yazı yazmış ve “Söz konusu yerdeki mülkiyet, parselasyon durumu, caminin yollara bakan kısmında pencere olup olmadığı, ayrıca caminin saçak kotu’nun ne olduğunun İl İmar Müdürlüğünce yerinde incelettirilmesini istemiştir.

İl İmar Müdürlüğünün bu konudaki cevabi yazısının Bakanlığa bildirildiği anlaşılmaktadır. 15 ve 16 parsel sahipleri 27.11.1979’da Bakanlığa müracaat edilerek parsellerin tapuda birleştirildiği ve 62 parsel olduğunu bildirmiştir. Ancak kurulumuzun Bakanlıktaki dosyasında yaptığı incelemelerde, Bakanlık teknik kurullarında bu değişiklik konusunda tereddütler olduğu izlenmiştir. Nitekim onay öncesi yapılan incelemede kadastral ve mülkiyet durumu ile, değişiklik önerisinin yapı yoğunluğunu arttıracağı ve uygun olmadığı düşünülmüş, fakat 15-16 parsel sahiplerinin doğrudan Bakanlığa sundukları dilekçede bu parsellerin tevhid edildiğini belirtmesi önerinin yeniden incelenmesinde etkili olmuştur.

… Belediyesinin 62 parsel sahibine yazdığı yazıda söz konusu tadilat teklifinin Bakanlıkça 28.12.1979/tarihinde onanmış olduğu bildirilmektedir.

Oysa dosyasındaki belgelerden anlaşıldığına göre Bakanlık … Belediye sinin bu teklifini (cami yanındaki yolun kaldırılması ve iskana verilmesi hakkında) 2.1.1980/tarihinde onanmıştır. … Valiliğine yazılan aynı tarihli yazıda (62 parsele esas olan) “15 ve 16 no’lu parsellerin tevhid edilmiş olduğu ve dolayısıyla yoğunluk arttırmadığı” gerekçesi ile ve “kat nizamı belirtilmek suretiyle gerekli düzeltmelerle” onandığı ifade edilmiştir.

Bu işlem üzerine Belediyenin ve tarafların girişimleri olmuş ve konu Danıştay 6.Dairesine intikal etmiştir.

2.1.1980/tarihinde Bakanlıkça onanmış olan plan değişikliği adı geçen koordinatlar çizilerek aşağıda gösterilmiştir. Ancak bu koordinatlar arasında kalan yol hangisidir? Bu konuya açıklık getirmek gerekmektedir.

Ceriye gidildiğinde 1947 ve 1948 tarihli imar planlarında aynı koordinatlar arasında 14 parselin doğusu ile cami arasında yeşil avlu vardır ve avlu cami güneyinde Çiloğlu sokağına açılmaktadır.

1968 tarihindeki plan değişikliği ile 14 parselin doğusundaki 62 parsele (o zamanki 15 ve 16 parseller) iskan verilmiş fakat cami ile 15, 16 ve 18 parseller arasında (çıkmaz sokağı çiloğlu sokağına birleştiren) bir yeşil yol açılmıştır.

1971 yılındaki Burdur depreminden sonra İller Bankası tarafından bir imar planı revizyonu yapılmış, bu çalışmada Belediye Meclisinin planı değişikliği talepleri de değerlendirilmiştir. 3.7.1972 tarihinde Bakanlıkça onanmış İmar Planı çerçevesinde Gazi Caddesinden cephe alan 472 ada da gazi camii ile 14 parsel arasında, 15 ve 16 parseller ve 18 parsellerin bir kısmını içine alan bir yeşil alan ve yeşil yol düzenlenmiştir. Bu planda gazi camiinin batısındaki çıkmaz yol cami sahasına dahil edilmiştir.

1972 planı incelendiğinde; bu çıkmaz yolun cami parseline dahil edildiği ve 62 parselin geri kalan kısmına (14 parsele kadar) yeşil yol olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. 28.2.1973 tarihli Belediye Meclis kararı ile önerilen bir değişiklik 27.3.1973 de Bakanlıkça onanmıştır. 1973 tarihindeki değişiklikle caminin batısında çıkmaz yol korunarak, güneyine rastlayan ve çiloğlu sokağa açılan yeşil yolun iptal edildiği görülmektedir.

28.12.1979’da (2.1.1980’de) aynı yerde yapılan yeni bir plan değişikliği ile bu defa caminin batısındaki çıkmaz sokakta iptal edilmiştir. 14 parsel ile cami arasında kalan 15 ve 16 parseller tamamıyla iskan alanına alınmıştır. Özetle 1980/deki plan değişikliği ile 1947 (ve 1948) ve 1968 ve 1972 planlarından olan yeşil alan ve cami etrafındaki yeşil yol ve çıkmaz sokağın tamamı ortadan kalkmıştır.

Burada dosyalarda iddia edilen bir konuya da açıklığa kavuşturmak gerekmektedir. 27.3.1973 tarihinde yapılan plan değişikliği o tarihteki (28.2.1973 tarih ve 36 sayılı) Belediye Meclis Kararı Eskişehir Bankasının bulunduğu imar planı yolunun kaldırılmasına ilişkin olarak yazılmasına rağmen, Bakanlıkça onanlı plan değişikliği dikkatle incelendiğinde ve 1972 planı ile karşılaştırıldığında 1972 planında yeşil yolda kalan 15 ve 16 parselleri İskan alanı içine almış ve Bakanlıkça da onanmıştır. Dolayısıyle Meclis kararı ile sonuçta onanmış plan değişikliği çelişkili gibi görülmektedir ve yanıltıcı olmaktadır. Ancak 27.3.1973 tarihinde onanlı bir plan değişikliği de vardır ve 1972 planındaki bir kararı değiştirerek geçersiz kılmıştır. Yeşil alan nitelikli bi yol kaldırılarak iskana verilmiş dolayısı ile daha bu tarihte yoğunluk arttırılmıştır.

Kurulumuzun yaptığı ayrıntılı incelemeye göre 2.1.1980/onanlı plan değişikliği ile 31970-32000 ile 29000-29090 koordinatları arasında kalan ve iskana çevrilen yol, 1979/da birleştirilerek 62 parsel olan eski 15 ve 16 parseller ile gazi camii arasındaki (27.3.1973 tarihli aynı yer için yapılmış plan değişikliğinde 15-16 parsel ile cami arasında bırakılmış olan) çıkmaz yoldur.

Dolayısıyla bu son değişiklikte kaldırılan yol davacıya ait 14 parsel ile müdahillere ait 62 parsel arasında kalmamaktadır. Bu değişikliğe konu olan yol, 3.7.1972 tarihli revizyon imar planında

14 parsel ile cami arasında bırakılan (1948 planına uygun olan) ve 1516 parseller (veya 62 parsel)e isabet eden yeşil yolun 1973 plan değişikliği ile iptalinden sonra cami ile 62 parsel arasında kalan çıkmaz yoldur…

1947 tarihli 1/2000 ölçekli imar planında 14 sayılı parsel cami batısında düzenlenen yeşil avluya bakmaktadır. Gazi Caddesinden ve yeşil alanda cephe almaktadır. Dolayısıyla köşe başı parseli inşaat nizamına tabi olması gerekir. 62 sayılı parsel yeşil alanda kalmaktadır.

1948 tarihli 1/1000 ölçekli imar planında 14 sayılı parselin doğusundaki yeşil alan’a cephe aldığı, zemin katda düzenlenen şematik dükkanlardan, daha iyi anlaşılmaktadır. 14 sayılı parselde 1948 planına göre verilen 1966 tarihli ruhsat ile inşaat yapılmış ve doğusundaki yeşil alana cephe verilmiştir.

1968 yılında yapılan plan değişikliği ile 14 parselin bitişiğindeki 15 ve 16 parsellere (62 parsel) iskan verilmiş, dolayısıyle 14 parselin köşebaşı durumu kalkmıştır. 14 parsele bitişik yeşil alan ve yol kalmamıştır.

1972 yılındaki imar planı revizyonunda 14 parselin doğusunda yeşil yol tekrar ihdas edilmiş, dolayısıyle 14 parselin bu tarafta cephesi olduğu kabul edilmiştir.

1973 tarihli plan değişikliği ile 15 ve 16 parseller tekrar, bitişik nizam iskan içine alınmış ve böylece 14 parselin doğu cephesindeki yeşil yol kaldırılmıştır. Dolayısıyla doğuya bakan cephesi kalkmamıştır.

2.1.1980/tarihli son plan değişikliği ile 14 parselin durumu 1973’e göre değişmemiş ve tamamen bitişik nizamda kaldığı için doğu cephesi bu plana göre de kapatılmış durumdadır. 23.1.1980/tarihli imar durumu belgesi de bunu göstermektedir.

Burdur imar planının dava konusu kısmında 1947 ve 1948 den bu yana yapılan değişiklikleri, dosyalarda bulunan ve kurulumuzun ayrıntılı incelemelerden edinilen düşünce ve görüşler ışığında değerlendirmek gerekmektedir.

1947 ve 1948 imar planlarını hazırlayan plancı Gazi Caddesi üzerinde 472 adanın Çillioğlu Sokak köşesindeki camiyi muhafaza etmiş ve caminin batısının açılarak yeşil avlu haline getirilmesini ve planlar Bakanlıkça uygun görülerek onanmıştır.

Taşınmazları yeşil alanda kalan 15 ve 16 parsel sahiplerinin burasını

istimlak edilmesini talep ettiklerini (16.2.1968 tarihli Belediye Meclisi Tutanağı) Belediyesinin bu iş için gerekli kaynağı temin etmek için Vakıflar Genel Müdürlüğü ile temas ettiği (dosyadaki 11.5.1964 tarihli belediyeden Vakıflara yazılan yazı) fakat sonuç alamadığı anlaşılmaktadır.

Belediyesi istimlak konusunda sonuç alamamış fakat yürürlükteki imar planına göre yapılan müracaatları cevaplandırmak zorunda kalmıştır. Nitekim 14 sayılı parselin 1966’da inşaat ruhsatı alması bunu kanıtlamaktadır.

14 sayılı parsele 1966’da inşaat ruhsatı veren Belediye bu defa 15 ve 16 parsellerin müracaatı ile karşılaşmıştır. Sonradan tevhid edilerek 62 parsel haline gelen taşınmaz sahiplerinin müracaatı üzerine o tarihleri Belediye Fen İşleri 16.2.1968 tarihinde Belediye Meclisine tadilat yapılması önerisinin iletmiş ve Belediye Meclisi de 62 parselin iskan içine alınmasını oyçokluğu ile kabul etmiştir.

Belediyenin bu teklifi Bakanlıkça da onanmıştır. Dosyalardaki bilgi ve belgelerden anlaşılan odurki bu plan değişikliği yapılırken Belediyenin daha önce imar planına göre verdiği inşaat ruhsatları Belediye Fen İşleri ve Belediye Meclisince dikkate alınmamış ve bu konu onay sırasında Bakanlıkta da söz konusu olmamıştır, çünkü Bakanlık Belediyesibu incelemeyi yaptığını kabul etmiş olsa gerekir.

1972’de İller Bankası tarafından bir yüklenici plancıya yaptırtılan revizyon imar planında tüm Burdur İmar Planı gözden geçirilmiş ve düzeltmeler yapılmıştır. Bu revizyon imar planı 11 paftayı kapsamaktadır. 1/1000 ölçeğindedir. 8.9.1971 de Belediye Meclisi kararı ile uygun görülmüş ve 24.2.1972 de İmar ve İskan Bakanlığınca onanmıştır. 1972 planın da Belediyesinin istediği değişiklikler ve daha önceki planlardaki uygulama zorluklarının dikkate alınmış olduğu anlaşılmaktadır.

Bu planda 472 adanın da 14,15,16,17 ve 18 parselleri içine alan kısmının camiyi göz önünde tutarak etüt edildiği ve 1948 planında olduğu gibi bir düzenleme yapıldığı görülmektedir.

472 ada’da 1948’den başlayarak yapılan bütün plan çalışmalarında ve değişikliklerde cami konusunda hassasiyet gösterildiği, caminin kullanım için çevresinde yeşil alan, yeşil yol veya çıkmaz sokak düzenlemeleri yapıldığı anlaşılmaktadır.

Bu dava konusunda dosya ve plan incelemeleri açıklıkla göstermiştir ki Belediyelerin (Fen İşlerinden Belediye Meclis kararlarına kadar) ve Bakanlıkların (onay işlemlerindeki incelemeler) ve bu idarelerin ürettikleri kararların teknik verilere ve hassas bilgilere uygun olması, kararlar arasında iç tutarlılığın sağlanması, büyük önem arz etmektedir.

İmar planlarının hazırlanmasında ve uygulanmasında ve plan değişikliklerinde şehircilik ilkeleri ve kamu yararının öncelikle dikkate alınması, bunların tesbit, araştırma ve değerlendirmelerle planlara ve uygulamaya yansıtılması söz konusudur. İmar planları ve değişiklerinde kamu yararı ön planda gözetilirken, imar planı ile gerçek kişilere verilen hakların ve imar planından olumsuz yönde etkilenen tarafların mağduriyetleri de dikkate alınmak zorundadır.

Kişilerin imar haklarından elde ettikleri değer artışları ile imar planından etkilenen kişilerin tazminat isteme haklarının dengeleyici uygulama araçları(değerleme resmi şerefiye, kamulaştırma karşılığı bedel ödeme, düzenleme ortaklık payı alma) imar mevzuatında belirlenmiştir.

Belediyelerin bu araçları zamanında, yeterli düzeyde ve ekinlikte koşullara da azami dikkat ederek kullanmaları gerekmektedir.

Bu yapıldığı takdirde dava konusunda ortaya çıktığı gibi plan uygulanmasında aşırı gecikmeler, eşitsizlik ve mağduriyetler, çeşitli değişişik talepleri ortaya çıkmakta, idareleri ve planı yıpratıcı zorluk ve güvensizlik doğmaktadır.

Dava dosyası incelendiğinde, yapılan müteaddit plan değişikliklerinde şehircilik ilkelerinin ve kamu yararının yeterli düzeyde dikkate alınmadığı açıkca görülmektedir. denilmekte olup, sonuç olarak Burdur Gazi Caddesi 30 pafta, 472 ada, 14 parsel sayılı davacıya ait taşınmazın bitişiğinde yer alan müdahillere ait 62 parsel sayılı taşınmazla, 62 parsel sayılı taşınmazın yanındaki gazi camii arasındaki yolun kaldırılarak iskana çevrilmesini öngören imar planı değişikliği işleminde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık görülmediği belirtilmiştir.

Söz konusu bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, anılan rapora Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca plan değişikliğinde imar mevzuatına aykırılık olmadığı öne sürülerek, müdahiller tarafından ise bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiği öne sürülerek itiraz edilmişse de, anılan soyut iddialar ayrıntılı bir incelemenin ürünü olan bilirkişi raporunun dayandığı veriler ve ulaştığı sonucu etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle kararın düzeltilmesi dilekçelerinde öne sürülen hususlar yukarıda değinilen yasa maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirine uymadığından kararın düzeltilmesi istemlerinin reddine karar verildi.