Yapı sahibinin maliyet bedeli kadar para cezası ile cezalandırılabilmesi için mesul fen adamına tebligat yapılmış olması koşulunun aranmasına gerek ve zorunluluk bulunmadığı, birinci tebligat tutanağına kroki ve fotoğraf eklenmemesinin bir iptal nedeni yapılamayacağı
Dava, PTT Genel Müdürlüğüne ait taşınmaz üzerinde bulunan Posta Mübadele Merkezi bina inşaatının 8.4.1980/günlü zabıtla durdurulmasına rağmen yapıya devam olunması nedeniyle 6785 sayılı Yasanın 20.maddesi uyarınca para cezası verilmesi yolundaki belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış olup, İdare Mahkemesinin kararıyla, 8.4.1980/günlü durdurma tutanağının gerek kazı ruhsatında gerekse inşaat ruhsatında adı, soyadı ve açık adresi bulunan yapının fenni sorumlusuna inşaat mahallinde imzalatılmadığı gibi, ruhsatiyede yazılı adresine de gönderilmediği, birinci tespit tutanağına kroki ve fotograf eklenmediği gerekçeleriyle dava konusu belediye encümen kararı iptal edilmiş, karar davalı belediye tarafından temyiz edilmiştir.
Ruhsatiye ve eklerine aykırı olduğundan ya da ruhsatsız başlanmış bulunmasından ötürü durdurulması gereken yapılar hakkında yapılacak işlemler ve bu yapılarla ilgili kişilere uygulanması öngörülen cezalar 6785 sayılı İmar Kanununun çeşitli maddelerinde ayrıntılı bir biçimde belirlenmiştir.
Anılan yasanın 19.maddesinde; bu kanuna göre durdurulması gereken yapıların o andaki inşaat durumu belediye fen adamları tarafından zabıtla tesbit edilerek birer nüshası mal sahibi ile mesul fen adamına bir nüshası da belediye reisliğine verilir hükmü yer almış, aynı yasanın 20. maddesinde de, durdurma emrinin tebliğinden sonra mal sahibinin inşaata devam edemiyeceği açıklanmış, inşaata devam edilmesi halinde, durdurma emrinden sonra yapılmış kısımlar için mal sahibinden maliyet bedeli kadar para cezası alınması öngörülmüştür. Yapının fenni mesuliyetini üzerine alan meslek mensupları hakkında uygulanabilecek cezalar ise, bu Kanunun 8.maddesinde gösterilmiştir.
Bu nedenle, maliyet bedeli kadar para cezası verilmesine ilişkin işlemlerde 19, 20 ve 8.madde hükümlerinin bir arada ve uyumlu bütünlükleri içinde ele alınıp değerlendirilmesi gereklidir. Zira yasa koyucu amacını belirgin bir biçimde ve bu bütünlük içinde ortaya koymuştur.
Durdurma emrine uymayarak inşaata devam eden yapı sahibinden maliyet bedeli kadar para cezası alınması 20.maddenin buyurucu hükmü gereğidir. Yapı sahibine iletilen yazılı bildirimin, bu kişi yönünden yeterli sayılmış olması anılan madde hükmünün içeriği ve işlerliğinin doğal bir sonucudur. Yapının fenni sorumluluğunu üzerine alan meslek mensuplarını 20.maddenin kapsamı dışında bırakan yasa koyucu; buna karşın bu kişiler hakkında 6785 sayılı yasanın 8.maddesi hükmünün işletilmesini gerekli görmüş ve bu maddede yer alan cezaların uygulanmasına olanak sağlamak için mesul fen adamlarına tebligat yapılmasını zorunlu tutmuştur. Tesbit tutanağının bir örneğinin Belediye Başkanlığına verilmesi nedeninin bu organa yasal yükümlülüklerini anında yerine getirme ve bu konuda gerekli gördüğü önlemleri alabilme ihtiyacından kaynaklandığı kuşkusuzdur.
Böyle bir yasal durum karşısında, yapı sahibinin maliyet bedeli kadar para cezasıyla cezalandırılabilmesi için, mesul fen adamına tebligat yapılmış olması koşulunun aranmasına gerek ve zorunluluk bulunmadığı duraksamaya yer bırakmayacak kadar açıktır.
Öte yandan, davacı kuruluşa yapılan tebligatın, Tebligat Kanununun 13. ve Tebligat Nizamnamesinin 18.maddesi hükümleri karşısında geçerli sayılmasının gerekli olduğu, tesbit tutanağına kroki ya da fotograf eklenmesi hususununun idarenin takdirine bırakıldığı dikkate alınmadan dava konusu işlemin bu yönden de iptal edilmesinde isabet görülmemiştir.21.3.1983/gününde yürürlüğe giren 2805 sayılı kanunun 2.maddesinin 2.fıkrası hükmünün, bu yasa uyarınca yürütülmekte olan tesbit ve değerlendirme sonucunda belirlenecek duruma göre, aynı yasanın 21.maddesi gereğince, yapı sahiplerinden alınması öngörülen harç ve para cezalarına ilişkin bulunduğu, 6785 sayılı yasanın 20.maddesine göre tahakkuk ettirilmiş olan maliyet bedeli kadar para cezalarının ise, sözü edilen 23.maddenin ikinci fıkrasına değil, birinci fıkrası hükmü kapsamına girdiği açık ve seçik bir biçimde ortadadır.
Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.