İmar Kanununun 29. maddesine istinaden 1/5000 ölçekli Boğaziçi Nazım İmar Planında 13.12.1982 tarihli onayla yapılan değişikliğin iptali dileğiyle açılan davanın görüm ve çözümünün idare mahkemesinin görev ve yetki alanı içinde bulunduğu
2576 sayılı Kanunun 5.maddesinde İdare Mahkemelerinde Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki davalara bakacağı açıklanmış ve 2575 sayılı Yasanın İlk Derece Mahkemesi olarak Danıştay’da görülecek davalar başlığını taşıyan 24.maddesinin 1.fıkrasının “d” bendi, Bakanlıkların düzenleyici işlemlerine karşı doğrudan Danıştay’a dava açılacağını öngörmüştür.
Görüldüğü üzere maddede Bakanlıkların düzenleyici işlemlerinden söz edilmekte, olup, İmar Kanununun 29.maddesi uyarınca oluşan imar planlarını Bakanlık düzenleyici işlemi saymak mümkün değildir.
Hukuki dayanağını 6785 sayılı Yasadan alan imar planlarının nasıl oluşacağına ilişkin 29.maddesinin 1.fıkrasında imar ve yol istikamet planlarının belediye meclisince kabul edildikten sonra İmar ve İskan Bakanlığına gönderileceği, adı geçen bakanlığın bunları aynen veya değiştirerek onaylayacağı yada değiştirmek üzere belediyeye geri göndereceği kurala bağlanmıştır.
Maddede ilke, imar planlarının belediyelerce hazırlanmasıdır ve Bakanlığın buradaki denetimi yalnızca vesayet denetimi olup maddede öngörülen onay, planların belediye işlemi olmasını engellemez.
Bilindiği gibi kamu hukukunda ademi merkeziyet idareleri kamu yararı, kamu düzeni, kamu güvenliği ve genel sağlığın korunması gibi nedenlerle vesayet denetimine tabi tutulmuştur. Bu tür denetimin somut örneği, 6785 sayılı Kanunun 1605 sayılı Kanunla değişik 29.maddesinde öngörülmektedir. Bakanlığın planlar üzerindeki denetimi bir vesayet denetimidir ve bu denetimin maddede belirtilen alanlarda ve izin verdiği biçim ve ölçüde kullanılması gerekeceği kuşkusuzdur.
Diğer taraftan aynı Yasanın hangi hallerde ilgili belediyelerin kararlarına gerek olmaksızın imar ve yerleşme planlarının Bakanlıkça yapıla cağı ayrıntıları ile birlikte 26.maddesinin b bendinde belirtilmiştir. Bu tür bir düzenleme, maddede belirtilen hallerde mümkün olup, 2575 sayılı Yasanın öngördüğü biçimde İmar ve İskan Bakanlığının düzenleyici işlemlerinden biridir.
Belirtilen nedenlerle 26.madde uyarınca oluşan planlara karşı doğrudan Danıştay’da dava açılabileceğinden Yasanın 29.maddesinin öngördüğü biçimde hazırlanan planlara karşı ise İdare Mahkemelerinde dava açılması gerekir.
2577 sayılı Kanunun 34.maddesinde ise, imar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasından veya bunlara bağlı her türlü haklara veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkemenin taşınmaz malın bulunduğu yer idare mahkemesi olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden plan iptaline ilişkin olduğu anlaşılan davanın görümü ve çözümü, yukarıda açıklanan Yasa hükümleri gereğince İstanbul İdare Mahkemesinin görev ve yetki alanı içinde bulunduğundan Danıştay’da açılan bu davanın 2577 sayılı yasanın 15.maddesinin 1/a fıkrası uyarınca görev ve yetki yönünden reddine ve dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verildi.