Henüz kamulaştırma tebligatı yapılmadığından, kamulaştırmaya yönelik davanın vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddi gerektiği, inşaat ruhsatı verilmemesi nedeniyle doğan zararın tazmini için süresinde dava açılmadığından davanın süreden reddi gerekeceği
Dava, taşınmaz malın imar planında açık pazar yerine isabet etmesi nedeniyle kamulaştırılmasına ilişkin belediye encümeni kararının iptali ve bu karar mani gösterilerek altı yıla yakın bir süre taşınmaz üzerin de davacının tasarruf hakkının kısıtlanması nedeniyle uğradığı … lira maddi ve … lira manevi zararın tazmini isteğiyle açılmış olup, İdare Mahkemesince 6830 sayılı Kanunun 13.maddesinde belirtilen şekilde tebligat yapılmadığı takdirde geçerli bir tebligattan söz edilemiyeceği ve mal sahibinin şu veya bu şekilde tebligatı öğrendiği kabul edilerek dava süresinin başlatılamayacağı, bu nedenle davalı idarenin savunmasın da ileri sürdüğü zamanaşımı iddiasının yerinde görülmediği, ancak 6830 sayılı Kanunun 14.maddesinde onanmış imar planlarına göre alınan kamulaştırma kararlarından dolayı Damıştay’a dava açılamayacağı hükmünün yer aldığı dava dilekçesinde açıkca belirtildiği gibi, dosyada bulunan ara kararına cevap yazısında da davalı idarenin kamulaştırma kararının 6830 sayılı Kanunun 6.maddseine dayanılarak onanmış imar planına göre alındığını belirttiği, öte yandan davalı idarenin bu eyleminin bir hizmet kusuru olarak anlaşılması mümkün bulunmadığından davacının maddi ve manevi tazminat isteğinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6830 sayılı Kanunun ve sonradan 8 Kasım 1983/gününde yürürlüğe giren 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 13.maddelerine göre kamulaştırılması kararlaştırılan yerin tapu, tapu kaydı yoksa vergi kayıtları ile ve ayrıca yapılacak soruşturma ile saptanan mal sahibi, zilyet ve diğer ilgililerin ikametgahı belirlenmiş olanlarına kamulaştırılacak taşınmazın plan ve ebatlı krokisinin, kamulaştırma kararının ve takdir olunan kıymetin noter aracılığıyla tebliğ edilmesi ve bu hususların ayrıca yöntemine uygun biçimde ilan olunması gerekmekte, ayrıca kamulaştırma işlemlerinin bu madde uyarınca yapılan tebliğ ile başlayacağı anılan kanunların 25.maddelerinde belirtilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının taşınmazının imar planında açık pazar yerine isabet etmesi nedeniyle kamulaştırılmasına ve kamulaştırma bedelinin belediye bütçesinden ödenmesine imkan bulunmadığından Bayındırlık ve İskan Bakanlığından yardım talep edilmesine belediye encümenince karar verildiği, ancak kıymet takdiri ile kamulaştırma tebligatının yapılmadığı, dolayısıyle ortada hukuken geçerli ve dava konusu olabilecek nitelikte bir kamulaştırma işlemi bulunmadığı anlaşılmış olup, bu durumda davanın kamulaştırma işlemine yönelik bölümü vaktinden önce açılmış bulunmaktadır.
Davanın, kamulaştırılmasına karar verilen taşınmaza aradan altı yıla yakın bir süre geçmiş olmasına karşın küşat ruhsatı verilmemesi nedeniyle uğranıldığı öne sürülen zararın tazmini istemine yönelik bölümüne gelince;
2577 sayılı Danıştay Kanununun geçici 4.maddesinde; bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce başlayan müracaat ve dava süreleri hakkında 521 sayılı Danıştay Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı, 521 sayılı Danıştay Kanununun 1740 sayılı Kanunla değişik 71.maddesinde de, ilgililerin haklarını da ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’da doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine bu hsustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı, icra tarihinden itibaren doksan gün içinde tam yargı davası açabilecekleri kurala bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 1975 yılında taşınmazına ev ve fenni tavuk kümesi yapmak için inşaat ruhsatı verilmesi isteğiyle Belediye Başkanlığına yapmış olduğu başvurunun söz konusu taşınmaza imar planında açık pazar yeri olarak kamulaştırılacak alanda kalması nedeniyle inşaat ruhsatı verilmesine olanak bulunmadığı, imar planı değişikliğiyle meskün saha kapsamına alınması halinde inşaat ruhsatı verilebileceği gerekçesiyle Belediye Başkanlığınca reddedildiği; 6785 sayılı yasanın 33.maddesinde öngörülen sürelerin geçmesinden sonra 14.12.1981/gününde davacının inşaat ruhsatı verilmesi isteğiyle yeniden belediyeye başvurduğu, bunun üzerine 15.12.1981/günlü Belediye Başkanlığı işlemi ile söz konusu taşınmazın kamulaştırılması için ödenek teminine çalışıldığından inşaat ruhsatı verilemeyeceğinin davacıya bildirildiği anlaşılmış olup, bu işlemin tebliğ tarihi olan 16.12.1981/gününden itibaren yukarıda gününden itibaren yukarıda sözü edilen Yasa kuralının öngörüldüğü 90 günlük süre geçirildikten çok sonra taşınmaza inşaat ruhsatı verilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteğiyle 8.3.1983/gününde İdare Mahkemesinde açılan bu davanın süreaşımı nedeniyle incelenmesi mümkün bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 2.bendi uyarınca incelenen davanın belediye encümeninin kamulaştırma kararına yönelik bölümünün henüz kamulaştırma tebligatı yapılmamış olması nedeniyle ortada hukuken geçerli ve dava konusu olabilecek nitelikte bir kamulaştırma işlemi bulunmadığından vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddine; kamulaştırılmasına karar verilen taşınmaza inşaat ruhsatı verilmemek suretiyle uğranıldığı öne sürülen zararın tazmini istemine yönelik bölümünün de 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15.maddesinin 1.fıkrasının b bendi uyarınca süre yönünden reddine karar verildi.